19 Ocak 2017

Orduspor'u Kimler, Nasıl Yönetiyor?


Yazıyoruz, çiziyoruz, sorguluyoruz, isyan ediyoruz, umut cümleleri kurmaya çalışıp umut etmek istiyoruz ama bazen... Bazen öylece kala kalıyoruz. 

Bir Orduspor taraftarı arkadaşımız Orduspor Kulübü Avukatı olarak bildiğimiz Çağatay Köksal'a sosyal medya üzerinden bir soru yöneltmiş. Daha önce bizim de dile getirdiğimiz bir öneri ile..''Eski futbolcular alacağının %20 - %10'una razı olur. Orduspor'un kurtuluşu zor değil bence demiş.'' Orduspor Avukatı Çağatay Köksal ise bu arkadaşımıza; ''Transferi ödeme yapmadan açabiliriz ama neye açacağız, mevcut yönetim defteri kapatmış, iki hıyar yöneticiye teslim olmuş kulüp'' diye cevap vermiş.

Çağatay Köksal hala resmi olarak Orduspor'un avukatı mı bilmiyoruz ama Nedim Türkmen'e açılan davalar ve geçtiğimiz hafta yaşadığımız tesis sıkıntısında Orduspor tarafından hukuki olarak açıklama yapan kişiydi. Kulübün içinde olanlara, kulübün nasıl yönetildiğine şahit olan bir kişi. Üslubu normal midir? Tabi ki hayır ama bu cevabın arkasını merak ediyoruz.

Orduspor taraftarları olarak Çağatay Köksal'a seslenelim. Kulübün içerisindeki işleyişi en iyi bilen kişilerden birisi kendisi. Mevcut yönetim defteri kapatmış derken ifade etmek istediği şey nedir? Bahsetmiş olduğu yöneticiler Orduspor'un mevcut durumunda ne gibi yanlış kararlar alıyorlar.? Kendisine göre yanlış giden şeyler nedir? Kulübün kötü yönetildiğinin hepimiz farkındayız ama boşa umut ediyor, hayal kuruyoruz? Orduspor teslim olmuş ve kaçınılmaz sonu mu bekliyor? 

İyi şeyler duymayı umut ettikçe hep daha kötüsüyle karşılaşıyoruz. Orduspor'a kim ihanet ettiyse ve etmeye devam ediyorsa gün gelir Ordu şehri bu kulübe ihanet edenlerden hesabını sorar. 


18 Ocak 2017

Bayrampaşa Hezimeti ve Hoca Değişikliği


İlk yarının bitmesinin ardından yaptığımız değerlendirmede Turgut Kural ve Hoca belirsizliği ile ilgili olarak aşağıdaki şekilde düşüncelerimizi ifade etmiştik.
Devre arasında öncelikli olarak hoca konusunun netleştirilmesi gerekiyor. Her ne kadar son dört sezondur profesyonel liglerde oynayan genç oyunculara sahip olsak da futbolcularımızın futbol zekası ve davranışları amatörlüğün bir tık üzerinde. Orduspor'un beklenmedik çöküşü ile hepsinin eline fırsat geçti ama açık söylemek gerekirse Orduspor bu durumlara düşmeseydi mevcut kadronun büyük çoğunluğu futboldan elini eteğini çeker bir kaç arkadaşımız hayatını futboldan kazanırdı. Bu sebeple hoca faktörü bizim takım için gerçekten önemli. Ziya Doğan ve Metin Altınay gibi biraz eski toprak diyebileceğimiz, tecrübeli teknik adamlar takım üzerinde belli bir etkiye sahip oldular. Bu iki isim haricinde gelen isimlerin hiçbiriyle gerekli iletişim kurulamadı. Bu ligde kalmak istiyorsak eğer, ince eleyip sık dokuyup Ziya Doğan ve Metin Altınay tarzında fakat bu iki isimden daha karakterli bir hocayı çok zaman geçmeden takımın başına getirmek gerekiyor. Turgut Kural ile risk alıp rus ruleti oynamanın anlamı yok.

Bunları dile getirmek için alim olmaya, futbol dahisi olmaya da gerek yoktu aslında. Her şey ap açık ortadaydı. Lafı eğip bükmeye gerek yok. Öylesine kötü yönetiliyor ki Orduspor yapılan yanlışlar, saçmalıklardan sonra kafamızda yolunacak saç kalmadı. Son şansımız diyoruz. Artık son hamleler bunlar, yanlış yapacak lüksümüz yok, bir aşağısı karanlık, uçurum, dönüşü olmayan yol diyoruz ama Orduspor çok kötü yönetiliyor. 

Devre arasını takım Turgut Kural ile geçirdi. Devre arasını iyi geçirip ikinci yarıya moralli ve toparlanmış bir şekilde başlamayı umut ederken Bayrampaşa karşısında sahada tel tel dökülen, karşısında yaş ortalaması yüksek bir takım olmasına rağmen 60. dakikadan sonra ayakta duramayacak duruma gelen, umursuz, isteksiz bir futbolcu topluluğu izledik. Rakibin attığı her golden sonra Ordu kümeye diye bağırması bile takımın kendine gelmesine yetmedi ve sahadan 6-1 gibi bir sonuçla hezimetle ayrıldık. 

Devre arasında Turgut Kural ile yolları ayırmayan yönetim ilk yarı bittikten sonra yeni bir hoca ile uyum sağlayıp ikinci yarıya hazırlanma şansını elinin tersiyle itmiş oldu. Turgut Kural'dan boşalan koltuğa U19 takımı antrenörümüz Yalçın Gürsoy getirildi.


 Ligin dibine demir atmış durumdayız ve son hamlelerimizi yapıyoruz. Fakat son hamlelerimizi yine bilinçsizce yapıyoruz. Yalçın Hocaya saygımız sonsuz ama mevcut durumda daha tecrübeli bir hocayı takımın başına getirip Yalçın Hoca'ya da A takım içerisinde sorumluluk verilmesi daha mantıklı olabilirdi. İleride bize faydalı olabilecek bir teknik adamı getirip ateşin ortasına bıraktı yönetim. Turgut Kural'ın elle tutulur hiç bir başarısı yokken Yalçın Hoca'nın da altyapı kariyerinden başka tecrübesi yokken Orduspor A Takımının başına getirilmesi mevcut yönetimin saçmalığından başka bir şey değil. Geçen sezon yapılan saçma sapan hoca değişiklikleri ile takımın küme düşmesine sebep olanların zerre akıllanmadığı da ortada.

Çakallar etrafımızı sarmış durumda. Hepsi Orduspor'un ölümünü bekliyor. Adımlarımızı daha sağlam atıp Orduspor'u çakallara yem etmemiz gerekiyor ama işimiz her geçen gün zorlaşıyor. 

5 Ocak 2017

Basiretsiz Başkan, Basiretsiz Yönetim ve Ayaklar Altına Alınan Orduspor!


3. lige düştük. Amatör liglerin bir adım uzağındayız. Sahip çıkamadık bu takıma. Koskoca Ordu iyi günde bu takımın yanındayken kötü günde basiretsiz yöneticilerin ellerine kulübü bıraktı ve uzaktan 50 yıllık mazinin çöpe gidişini izliyor. Sesini çıkarmıyor. Ne yapıyorsunuz siz arkadaş diyemiyor. Orduspor'u milyonlarca borca sokup ''bu işin matematiğinde bu var yeaa'' diyerek gözümüzün içine bakıp aklımızla dalga geçen adam ve şimdiki basiretsiz başkan kadar bizim de, Ordu'nun da suçu var. Batırıp gidenler bir tarafa Orduspor'u bir araya getireceğiz, bu takımı kurtaracağız diye kendini ortaya adam da taraftara cevap vermekten aciz. Mevcut yönetimin ve başkanın tek icraatı takımın sahaya çıkabilip, varlığını devam ettirebilmesi. Bu duruma şükreder olduk resmen.

Normal şartlarda Orduspor Kulübü'nün formasını giymeyi bırakın kapısından geçemeyecek adamlar Orduspor forması ile prim yaparak istediği zaman elini kolunu sallayarak gider oldu. Basiretsiz başkan, basiretsiz yönetim diyoruz ya tam da budur basiretsizlik kelimesinin altını dolduran. Ne kadar acınacak durumdayız ki kapının önünden geçemeyecek dediğimiz futbolculara mecburuz. Geçtiğimiz sezon elini kolunu sallayarak giden Mehmet Arı, Safa gibilere de mecburduk üç kuruşa satılan Burak Saban'a da. Futbolu bırakıp emekli olan Ahmet Kuru'ya formayı giydirirken de mecburduk, bize saç baş yolduran Emre Gemici'ye de. Beğenmediğimiz, mecburiyetten futbolcu olmuş gibi sahada duran Orduspor forması giyen bütün futbolculara Orduspor'un varlığını sürdürmesi için mecburuz. 


2 sene önce iki metre yanındaki adama pas atamayan Doğancan Aynacı da mecbur olduğumuz futbolculardan biriydi. O iki metre yanındaki adama pas atamayan Doğancan takımın en çok gelişme gösteren isimlerinden biri oldu. Zeka yerinde saymasına rağmen, yaptığı saçma sapan davranışlara rağmen bu takımın önemli bir parçası oldu. Ve o da dün itibariyle elini kolunu sallayarak takımdan ayrıldı, Darıca Gençler Birliği ile sözleşme imzaladı. Yaptığı disiplinsizlikler, terbiyesizlikler yanına kar kaldı. Belki de sırf gidebilmek için yaptığı saçmalıkların meyvesini alarak Darıca'ya gitti. Evet Darıca... Aynı ligde ve grupta olduğumuz rakiplerimizden birine 5-10 bin lira fazla para kazanabilmek daha doğrusu kendisini götüren menejere üç beş lira kazandırabilmek için gitti. İşin acı bir o kadar da ironik tarafı ise 2 ay önce disiplinsiz davranışları sebebi ile kadro dışı bırakılan Doğancan ve saygıdeğer başkanımızın sözleşme uzatılması sırasında çekilen ve kulübün resmi sayfalarında paylaşılan fotoğrafını görüyorsunuz yukarıda. Disiplinsiz davranışları ile kadro dışı bırakılan futbolcu sırıtarak sözleşme uzatıyor iki ay sonra da sözleşmeyi fesih edip gidiyor. Afedersiniz ama Orduspor Kulübü'nü kimler yönetiyor? Şu basiretsizliğin, iş bilmezliğin açıklamasını nasıl yapacaksınız? Disiplinsizdi, kalmak istemedi gönderdik mi diyeceksiniz? Tahtayı açıp transfer yapmayacaksanız ve böyle bir niyetiniz yoksa eğer U16 takımındaki çocuğun dahi gitmesine izin vermek Orduspor'a İHANETTİR. Kaldı ki siz ilk 11'in direk oynayan iki oyuncusunun elini kolunu sallayarak gitmesine izin veriyorsunuz. Bu takım düşme hattında ve transfer yasağı var. Hangi akla ve fikre sığar bu beceriksiz yönetim anlayışı açıklayamıyoruz. 

Bir şeyleri değiştireceğinizi, bu takımı düze çıkaracağınızı düşünerek geldiniz. İlk senenizde iki profesyonel takımın küme düşmesine engel olamayıp dişe dokunur tek icraat yapmadınız. Tek başarınız tahtayı bir transfer dönemi açmak idi o dönemi de ne kadar çöp varsa kulübe doldurarak heba ettiniz. Tüm bunların üzerine ''50. yılda diriliş diyerek'' Haziran ayında yeniden aday oldunuz ve başkanlığa devam ettiniz. Gelinen noktada amaç neydi ve o amacın neresindesiniz? Ne yapmayı planladınız neyi başardınız? Sezon sonunda eğer şimdiki bulunduğumuz yerde olursak Orduspor'un üzerine toprağı atıp arkanıza bakmadan giderken ne düşüneceksiniz? 

Ne yerel basın, ne de şehir sorgulamadığı için de kaçınılmaz sona doğru gidiyoruz ve hiçbir kimseye de izahat verme zorunluğu hissetmiyorsunuz. Orduspor'un gerçek sahibi taraftarıdır ve Orduspor taraftarını gidişat hakkında bilgilendirmek zorundasınız! Yapabileceğiniz tek şey kulübün sahaya çıkmasını sağlamak ise çok fazla o koltukta oturup gereksiz işgal yapmayın. Orduspor taraftarının artık görmezden gelecek sabrı kalmadı. Bir şeyler yapıldığını görmek, duymak, bilmek istiyoruz!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...