6 Ocak 2011

Uğur Tütüneker

O kadar yazdık çizdik Uğur Hocamız hakkında iki kelam etmedik. Bank Asya'yı takip eden birine Orduspor'u soracak olursanız, çoğu kişi ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biri olarak gösterecektir. Nitekim liderin 1 puan gerisinde ilk yarıyı 3. tamamlayarak yolun yarısını umutlu kapattık. Bu durumda Uğur Hoca da takımla beraber durumu olumlu yönde bir izlenim bırakıyor.


Uğur Hoca'nın Orduspor'a gelişinden başlayalım. Adaylar arasında son sırada Uğur Hoca vardı ama görev birazda mecburiyetten ona nasip oldu. Hikmet Karaman ve Levent Eriş'in trilyondan fazla para istemesi, Metin Diyadin'in menejerlik faaliyetlerinden dolayı o sıralar adının çıkmasından dolayı listenin 4. sırasındaki isim Uğur Hoca Orduspor'a imzayı attı. Hikmet Karaman ve Levent Eriş ismine yoğunlaştığımızdan dolayı Uğur Tütüneker ismi bizlere başta cazip gelmedi. Yalan söylemeye gerek yok çoğumuz burun kıvırdık bu duruma. Derken transferler yapıldı, takım kuruldu. Allahı var, Uğur Hoca bir kere olsun şikayet etmedi. Takımı devr aldığı günden bugüne bir kere olsun biz bu işi yapamayacağız demedi. Bizleri umutsuzluğa sürüklemedi. Sürekli bizim özlemimizi gidereceğini söyleyerek zamanla bizlerinde içini ısıttı.


Futbolculuk kariyerine diyecek kelamımız yok. Türkiye'nin önde gelen kulüplerinden birinde 10 yıl aralıksız forma giyip 220'den fazla maça çıkmak, A Milli takım formasıyla çok iyi maçlar çıkarmak onun futbolculuk geçmişine, futbol bilgisine saygı duymamız için yeterli olan sebeplerden sadece birkaçı. Uğur Hoca başarılı futbol hayatından sonra sırasıyla Yozgatspor, Sarıyer, Siirtspor, Kayserispor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor,İstanbulspor ve son olarak Kasımpaşaspor'u çalıştırdı. Kasımpaşaspor'un Süper Lige çıkmasındaki emeği çok fazlaydı. Bütün bu çalıştırdığı takımlara rağmen Uğur Hoca'nın futbolculuk kariyeri ile antrenörlük kariyerini bir seviyede tutamayız. Nitekim kendisi için Orduspor'daki kariyerinin ne kadar önemli olduğunun aşırı derecede farkında.


Teknik taktik olarak yanlış yaptığı bir sürü şey sayabilirim Uğur Hoca'nın. Fakat teknik taktiği bir kenara bırakacak olursak en sevdiğim özelliği kulübedeki tavırları. Geçen sene uzunca bir dönem Ahmet Akçan gibi futboldan anlamayan, ruhu olmayan, yedek kulübesinin direğine yaslanıp öylece 90 dakikayı çıkaran bir hocadan sonra, Uğur Hoca'nın kulübedeki tutum ve davranışları geerçekten beni en çok mutlu eden şey. Benim hocam futbolcusu yanlış bişey yaptığı zaman kendisini parçalayacak, hakeme yeri geldiği zaman giderini yapacak, golden sonra sahaya dalıp futbolcunun üstüne atlayacak. Nitekim yaptıda. Güngören maçında Müslim'in golünden sonra daldı sahaya atladı futbolcunun kucağına sevincini öyle yansıttı bizlere. Bu görüntüleri, hal ve hareketleri Uğur Hoca'nın yanlışlarına biraz daha hoşgörülü yaklaşmamızı sağladı. Sezon başında geldiğinde aşı tutsun diye dua ederken, dularımızın kabul olduğunu görmek bizleri sevince boğdu desek yeridir. Belki Uğur Hoca değilde başka bir hoca takımın başında olsaydı yine şuanki durumda olacaktık. Çünkü bu sene Süper Ligi herşeyimizle istiyoruz. Ama olacaksa da Uğur Hoca ile olacak, onunla gelecek şampiyonluk.


Tabi ilk yarıdaki zaman zarfında olumsuz durumlar olmadı değil. Gerçek şu ki, bizler Orduspor taraftarı olarak çok fazla tez canlıyız. Sahada takımı yatarken, oynamazken görürsek çıldırırız ve buna tahammül edemeyiz. Fakat bu sezon hedeflerimizden dolayı, güzel giden şeylerden dolayı arada sırada yaşanan ufak kazalarda, yapılan yanlışlarda taraftar kesinlikle herhangi bir şekilde Uğur Hoca'ya yada futbolculara karşı olumsuz bir tavır sergilemedi. Deyim yerindeyse bu sezon futbolcular ve Uğur Hoca Orduspor taraftarının kötü yüzünü 13. haftaya kadar görmedi. 2-1 kaybedilen Tavşanlı maçından sonra haklı olarak hem futbolculara hem Uğur Hoca'ya fazlasıyla yüklendik. 2 - 3 günlün bir belirsizlikten dolayı Uğur Hoca görevde olduğunu, yönetimde arkasında olduğunu açıkladı ve yola devam edildi. Yine ilk yarının bitmesine 2 hafta kala transfer yapılmayacağını öğrenince çeşitli yerlerde bırakacağım tarzında söylemlerini duyduk ama o durum da aşıldı.


Uğur Hocayı değerlendireyim diye yazıya başladım ama farklı farklı yerlere dalmışım. Uğur Hocaya burdan bir mesaj gönderelim yazıyı sonlandıralım. Ligin başındaki Uğur Hocayla son haftalardaki Uğur Hoca arasında dağlar kadar fark vardı. Dedim ya hoca dediğin vuracak kıracak o kulübede kendini hissettirecek diye, o durumu son haftalarda göremedik. Takım sahada oynamadığı zaman ben nasıl tribünde kafayı yiyosam Uğur Hoca'da kulübede bu takım neden oynamıyor diye kafayı yesin. O olayı lig sonuna kadar görelim Hocam. Emin ol sen kulübede sakin sakin dururken takım da seninle beraber gevşiyor. Teknik taktik açıdan bize yanlış gelenleri sonra yazar çizeriz Hocam. Şu adı Süper olan lige çıkalım bu sene, onları daha çok konuşuruz...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...