D.A.G : Öncelikle Orduspor’a geliş sürecinizden bahsedelim. Sizin adınızı ilk duyduğumuzda taraftar olarak çok mutlu olduk. Sanırım Metin Hoca özellikle sizinle çalışmak istemiş ve sizde kendisinin ricasını kıramayıp bu görevi üstlendiniz. Orduspor’a geliş sürecinizden bahseder misiniz biraz.
Volkan Ballı : Geçtiğimiz sezon Bursaspor’dan teklif almıştım. Şampiyonlar Liginde oynayacakları için benimle çalışmak istediklerini belirttiler. Daha önce Fenerbahçe ile 4 kez Şampiyonlar Ligi tecrübesi yaşadığım için tecrübelerimden faydalanmak istediler. Fakat o sıralarda çalışmak istemedim ve olmadı. Daha sonra Orduspor’un süper lige çıkmasından sonra Metin hoca aradı ve çalışmayı düşünüp düşünmediğimi sordu. Metin hocadan ve Nedim Türkmen’den düşünmek için 3 günlük bir süre istedim. Üç günlük süre sonrasında Ordu’ya duyduğum sempati, şehrin bana şirin gelmesinden dolayı teklifi kabul ettim. Ordu yıllardır bana şirin ve sıcak gelen bir şehirdi ve Orduspor’a sempati duyduğumdan dolayı çalışmaya karar verdim. Nedim Başkan’ın idealist ve hedefleri olan bir başkan olması da karar vermemi kolaylaştırdı.
D.A.G : Orduspor'da göreve başlamadan önce Orduspor, Ordu halkı ve Ordu şehri hakkındaki düşünceleriniz ve bilgileriniz neydi ?
Volkan Ballı : Bu göreve geldim diye kesinlikle söylemiyorum ama Ordu ama bana hep sempatik gelmiştir. Aynı şekilde Orduspor da o şekilde. Herhangi bir antipatik yaklaşımım yoktu. Karadeniz çok güzel bir yer. Ordu da bulunduğu konumu, deniz kıyısında bir il olması, temiz havası ile ünlü bir şehirimiz. Bu tarz bilgilere sahiptim. Ayrıca çok fazla Ordulu dostum olduğu için Ordu halkı konusunda da yeterli bilgilerim vardı.
D.A.G : Fernerbahçe’de görev yaptığınız süre içerisinde Fenerbahçe taraftarı tarafından çok sevildiğinizi biliyoruz. Orduspor’a geliş sürecinizden sonra bazı forumlarda sizden övgüyle bahsetmeleri bizleri mutlu etti. Orduspor’da görev yaptığınız sürece Orduspor taraftarı ile olan ilişkileriniz aynı düzeyde devam edecek mi ?
Volkan Ballı : Fenerbahçe taraftarı ile aramda güzel bir bağ var ama benim Galatasaray taraftarlarıyla da, Beşiktaş taraftarlarıyla da hep iyi ilişkilerim olmuştur. Orduspor'da göreve başlamamın ardından yoğun bir şekilde bana olan desteklerini ilettiler ve bu beni çok mutlu etti. Aynı şekilde Orduspor taraftarından gelen güzel tepkiler de beni onure etti. Ben tribünden gelen bir kişiyim. Taraftarın yaptığı organizyonlara da elimden geldiği sürece hep katılmaya, onlara destek olmaya çalışmışımdır. Orduspor taraftarı ile de güzel bir bağımız olacaktır. Ortada Orduspor'dan ileri gelen bir gönül bağı var ve hepimizin isteği bu değeri layık olduğu yerlere getirmek.
D.A.G : Görevinizin tam olarak tanımını yapacak olursak, Orduspor’da tam olarak göreviniz nedir. Yönetim ve Metin hoca arasında köprü görevi yapacağınızı biliyoruz. Futbolcuların sorunlarıyla da birebir ilgilenecek misiniz ?
Volkan Ballı : Sportif direktörlük makamı aslında çok özel bir makam. Aslında sportif direktör denildiği zaman bütün sorumluluğu alan kişi olarak nitelendirebilirsiniz. Ama Türkiye’de bu sistem bu şekilde değil. Türkiyede sportif direktörlük başkan yardımcılığı gibi. Türkiye'deki sistemde sportif direktör başkandır bizde başkanı ve hocayı destekleyen, onu yönlendiren kişileriz. Bu eleştiri olarak algılanmasın ama sistem bu şekildedir. İlerleyen yıllarda bu sistem daha iyi bir düzleme oturacaktır. Avrupadaki sistemde sportik direktör her şeyden sorumludur. Hocayı seçer, transferi yapar ve bütün başarı ve başarısızlıklarda direk sorumluluk sahibidir. Ama ben Nedim Türkmen’i tebrik ederim. En azından bu sistem için bir adım atmıştır. Bugün ben olurum yarın birbaşkası olur. Bu işin tecrübeli ve profesyonel insanlar tarafından yönetilmesi, Türkiye’de sporun ve futbolun geleceği açısından çok önemli. Futbolcuların sorunlarıyla da birebir ilgileniyorum tabikide. Şuanda kamp yapılacak yerden tutun kullanılacak malzemelere kadar birçok şeyi organize etme durumundayım.
D.A.G : Transferlerde yetkinizin boyutları nedir ?
Volkan Ballı : Bir kere transferi benim yaptığım gibi bir bakış açısı oluşmasın. Ben sadece önermelerde bulunabilirim. İzlediğim, takip ettiğim ve takip ettirdiğim futbolcuları hocamıza ve Nedim Türkmen'e öneririm. İsimler konusunda son kararı verecek olan Başkan ve Metin Hocadır.
D.A.G : Başkanımızın kurumsallaşma ile ilgili önemli projeleri var. Kendisinin başkan olduğu 2 yıllık süreçte önemli adımlar atıldı. Kurumsallaşma yolunda Orduspor'u nasıl buluyorsunuz.
Volkan Ballı : Bank Asya 1. ligdeyken birçok yenilik yapılmış ve gerçekten önemli yenilikler. Ama bütün bunlara rağmen takım uzun yıllardır Süper Ligden uzak kaldığı için belli başlı eksiklikler mevcut. Ama Nedim Türkmen bu tür yeniliklere açık bir yönetici ve zaman içinde Orduspor'un kurumsallaşma adına çok daha iyi bir süreç geçireceğini düşnüüyorum. Sonuçta benim burda bulunmam bile Nedim Türkmen'in kurumsallaşma bakımından düşüncelerinin bir yansımasıdır. Kulübün eksikliği olan bazı teknolojik alt yapıları da kulübe kazandırmaya başladık. Ordu'daki tesislerde önemli bir veri tabanı oluşturuyoruz. Takımdaki futbolcuların bütün istatistiklerinin, rakip takımların videolarının ve diğer istatistiklerinin yer aldığı bu veri tabanı kulübün çok işine yarayacak. Bugün biz varız ama yarın bir başka yönetici, teknik adam veya başkan geldiği o zaman o veri tabanı ile çok rahat kulübün sahip olduğu futbolcular ve rakipler hakkında bilgi edinebilecek.
D.A.G : Nedim Türkmen Orduspor’u 3 yıl içerisinde Avrupa’ya, 5 yıl içerisinde ise Süper Lig Şampiyonluğuna taşımayı hedeflediğini belirten açıklamalar yaptı. Sizce bu hedefler gerçekçi hedefler midir ? Bu hedeflere ulaşabilmek için kısa veya uzun vadede neler yapılması gerekir?
Volkan Ballı : Başkanın hedeflerini kimi gerçekçi bulur kimi bulmaz. Kendisiyle yeni tanışmama rağmen, konuşmaları, uzun vadede planlayıp programlayarak hareket etmesi ve Orduspor’u Bank Asya’dan çıkaracağı sözünü verdiği 2. Sezonda çıkarması ve idealist olması olumlu özelliklerdir. Kısa sürede benim edindiğim itibar olumlu. Önemli olan bundan sonraki süreci Başkan’ın iyi değerledirmesidir. Programlı ve planlı bir şekilde futbolu bilen, profesyonel yöneticilerle çalışarak daha büyük hedeflere ulaşmak imkansız değil.
D.A.G : Transfer politikamızı değerlendirir misiniz ? Sizce şuana kadar izlenen politika doğru muydu ?
Volkan Ballı : Herşeyden önce Orduspor geçtiğimiz sezon iddialı bir şekilde lige başlamış olsa da Süper Lige çıkış serüveni biraz ani oldu. Normalde transfere en geç Ocak veya Şubat ayında başlanması, alınacak oyuncuların tespit edilmesi lazım. Kulübün tamamen Süper Lige çıkmaya odaklanmasından dolayı transfer çok kısıtlı bir zaman dilimi içerisine sıkıştı. Hata yapmaktan çekindiğimiz için transfer konusunda biraz yavaş kaldık. Ancak mümkün olan en kısa sürede çalışmalarımızı tamamlayıp, süper lige hazır bir takım olarak gireceğimize inanıyorum.
D.A.G : Son 5 sezona baktığımızda Bank Asya 1.Lig’den Süper Lige yükselen takımlardan Bursaspor, İstanbul BŞB.Spor, Eskişehir, Manisaspor ve K.Karabükspor dışında ki diğer takımların ya ilk sezonlarında yada 2.sezonlarında küme düştüklerini görüyoruz. Son olarak geçen sezon Süper Lige yükselen Konyaspor ve Bucaspor bir sezon kaldıktan sonra Bank Asya’ya geri döndü. Bununla ilgili düşünceleriniz ve Orduspor’un bu durumla karşı karşıya kalmaması için alacağınız önlemler nelerdir ?
Volkan Ballı : Birkere her şeyden önce 18 takımdan 15 tanesinin oturmuş bir kadrosu var. Genelde yeni çıkan takımlar düşüyor ama bunu kırmamız lazım. Bunu kırmak için çok çalışmamız lazım. Doğru kararlar alıp, doğru transferlerler yapmamız lazım. Takımın Ordu’da halkLa, taraftarla bütünleşmesini sağlamamız lazım. Ordulular bu takımın başarılı olmasını istiyorsa takımını kucaklaması lazım. Bu ligin Bank Asya ile uzaktan yakından alakası yok. Çok zor bir ligde oynayacağız. Başarısız sonuçlar olabilir. Sakın olaki 3 5 başarısız sonuçtan sonra takımı yıpratmayalım. Takımımıza sahip çıkalım. Hep destek tam destek felsefesini bu sene uygulamamız lazım. Bu her takım için geçerli ama bu sene bu konuda biz daha naifiz. İyi bir takım olmak için taraftarın da desteğine ihtiyacımız var. Şehrin bütünleşmesi, gelen futbolcuların başarıya inanması çok önemli. Ligin bazı takımları ve yeni çıkan takımlar bazı futbolcular getirdi ama 3 maç oynayıp 5 maç oynamayan isimler lazım değil bize. Bize aç oyuncu lazım. Yeteneği kısıtlı olabilir ama yüreğiyle oynayan futbolculara ihtiyacımız var. Bu şartları, dengeyi ve uyumu sağlayabilirsek ligde kalma yolunda önemli adımlar atarız. Herkes çok zor bir sezon geçireceğimizi bilmeli.
D.A.G : Belay konusunda hem Fransa’nın Bordo takımın devreye girmesi hemde futbolcunun Ordu’ya gelmemesinden dolayı sıkıntılar yaşandı. Aynı sıkıntıyı sanırım Strasser transferinde de yaşadık. Ordu küçük bir şehir, yabancı oyuncuların Ordu'ya adaptasyonunda sorunlar çıkması muhtemel. Bunun için ne yapmayı planlıyorsunuz ?
Volkan Ballı : Türkiye'de çok büyük bir gelişme var. Yurt dışındaki şartlarla Türkiyedeki şartlar arasında eskiden çok fazla fark vardı. Avrupa çok daha ilerideydi eskiden ama şimdi artık öyle değil. En küçük şehre gittiğiniz zaman bile her şeyi bulabiliyorsunuz ve her türlü imkan var. Bu bir avantaj. Diğer bir bakımdan bakacak olursak, yabancı oyuncunun gelmesine sadece şehrin güzelliği açısından bakmamak lazım. İşler gerçekten çok zor. Bazıları evli bazılarının çocukları var. Ordu’da yabancı dilde eğitim yapan bir okul yok. Çocuklarının eğitimi için okul talebinde bulunuyorlar. Bu imkanlar Trabzon'da da yok mesela. O yüzden çoğu zaman çocuklarının eğitim görebileceği yerleri seçiyorlar. Bizim futbolcuları ikna ederken söylemlerimizde öncelik olarak Ordu’nun sosyal yapısı ve doğasından bahsediyoruz. Öncelikle Ordu deniz kenarında bir şehir, buna vurgu yapıyoruz. Ordu belkide dünyada havası en temiz şehirlerden birtanesi. Gelişen bir şehir ve insanları gayet medeni ve çağdaş. Kültür düzeyi yüksek bir yer ve sosyal yaşam çok cazip edici olmasa bile rahatlıkla yaşayabileceği bir yer yabancıların. Şehrin futbola sevgisi üst düzeyde, futbolla yatıp futbolla kalkan bir şehir ama körü körüne insanların yaşamını etkileyecek kadar körü körüne bir bağlılık yok. Bu gibi güzel şartları, halkın sosyal ve kültürel düzeyini ilgilendiğimiz futbolculara en iyi şekilde anlatıyoruz.
D.A.G : Galatasaray ve Beşiktaş’tan maliyeti yüksek yabancı futbolcuların kiralık olarak takıma kazandırılması gündeme geldi. Sivok, Fink, Stancu, Pino isimlerini duyduk daha önce. Yabancıların kiralık olarak gittikleri takımlarda ciddiyet problemleri yaşadıklarını biliyoruz. Hala bu takımlardan yabancı transferi yapılması düşünülüyor mu. Evetse sizce bize maksimum katkı sağlarlar mı ?
Volkan Ballı : Büyük kulüplerden küçük kulüplere gittikleri zaman futbolcular bazen işlerini ciddiye almıyorlar. Mesela Tello Eskişehirspor’a gittiği zaman ordaki performansı ve ciddiyeti çok daha farklıydı. Ben daha genç daha aç oyunculardan yanayım. Onların adaptasyonuda daha kolay oluyor. Ordaki tek endişe ligi kaldırıp kaldıramayacaklarıdır. Herşey pahalı oyuncuda değil. Oyuncu geldiği zaman buraya salt para kazanmak için gelip yüreğini ortaya koymayacaksa hiç gelmesin daha iyi. Ama tabi ilk senemiz olmasından dolayı, iyi yerlerde yer almak istediğimiz için kaliteli lig deneyimi olan oyunculara ihtiyacımız var. Adı geçen isimlerin kulüplerinden aldığı paraları vermemiz mümkün değil. En kötü ihtimal Fink'i ele alacak olursak; iş ahlakı olan, bize faydalı olabilecek bir isim. Yüreğinide ortaya koyar ama 1.5 milyon euro aldğını düşünürsek o paraları verecek güçte değiliz. Şartlar bizim bütçemize uyacak şekilde olursa kadromuza katarız ama işin maddi boyutu bizi zorlayacak şekilde olmamalı.
D.A.G : Taraftar Grublarına bakış açınız nedir ?
Volkan Ballı : İşini ranta dönüştürüyorsa, gelirini temin etmek için bu işi yapıyorsa öyle bir topluluğa ben taraftar grubu demem. Ama bu unsurları içermiyorsa benim için tüm taraftar grupları değerlidir. Hepsinin amacının, niyetinin Orduspor'un başarılı olması olduğuna canı gönülden inanıyorum. Desteklerini esirgemeyeceklerini ve Ordu'daki maçlarda itici bir güç olacaklarını düşünüyorum. Tv'den Rizespor maçını izledim ve o maçtaki çoşku ve ortam beni çok şaşırttı. Sezon boyunca 19 Eylül'de aynı baskıyı ve çoşkuyu oluşturmamız lazım. İşi başka noktalara getiren taraftar gruplarının zaten hiçbir stadyumda yeri yoktur. Zaten yeni çıkan spor yasası bu tür olayların önüne geçecektir. Fakat başka bir açıdan bakacak olursak, bu yasa uygulanırken çok dikkat edilmelidir. Yasada birçok ilginç madde var. Çoluğu ve çocuğu ile maça gelen aileler var. Hata yapanlar dinlenmeli en azından bir savunma hakkı verilmelidir. Taraftara potansiyel suçlu gözüyle bakılmamalıdır. Kulüp olarak ise bizim de sorumluluklarımız var. Taraftar deplasmanlarda zor şartlar altında polis kordonu içinde saatlerce şehir dışında bekletiliyor ve bir sürü eziyet çekiyorlar. Bu insanlar karşılıksız bir şekilde sevdalarının peşinden koşuyorlar. Kulübümüz onlara değerli olduğunu hissettirmelidir ama aradaki mesafeyi korumalıdır. Herkesin 9.15'lik mesafeyi koyması lazım. Taraftar değerlidir, her şeyin en iyisine layıktır ama herkesin ölçüyü bilmesi ve isteklerde mesafeyi koruması gerekir.
D.A.G : Profil olarak 4,5 parçaya ayrılmış taraftar gruplarımız var, bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Volkan Ballı : Demokratif ortamlarda bölünmede olsa çok fazla taraftar grupları da olsa saygıyla karşılamak lazım. Tabikide tek bir çatı altında olunsa daha iyi olur ama yeter ki birbirlerine husumetleri olmasın. Birbirlerine saygıları olsun. Bazı durumlarda bir araya gelip ortak bir paydada buluşabildikleri sürece farklı grupların olması önemli değil. Ama aynı takımı destekleyen, aynı sevdanın peşinden koşanlar arasında husumet varsa o zaman sorunlar farklı bir boyutta olur. Bu hususda bu sezon çok daha dikkatli olacaklarını düşünüyorum. Çünkü onların arasında ayrı gayrı olursa tribünün seyirci kısmının takıma sahip çıkması konusunda sıkıntılar yaşarız. Daha önce de dediğimiz gibi zor bir sezon geçireceğiz ve her bakımdan birlik ve beraberlik içinde olmamız lazım.
D.A.G : Volkan abi çok teşekkür ederiz ilgin ve alakan için. İnşallah bu sene hedeflediğimiz yerde bitiririz ligi. Son olarak taraftara, Ordu halkına neler söylemek istersiniz.
Volkan Ballı : Konuşmamızda da söylediğim gibi çok zor bir zezon geçireceğiz. Bütün takımların kemikleşmiş bir kadrosu var. Biz ise Bank Asya'dan geldik ve şuandaki kadro durumumuz yetersiz. Transferde her ne kadar biraz geç kalmış olsak da ligin çoğu takımı bizimle aynı durumda. Görüştüğümüz, temasda olduğumuz isimleri takıma kattıktan sonra lige hazırlığa hız vereceğiz. Orduspor taraftarından takım olarak, teknik heyet olarak bu sene sağ duyu olmalarını bekliyoruz. Zaman zaman zor geçişler olabilir. O geçişlerde Ordu halkı ve Ordu taraftarı takımın arkasında olursa ve kenetlenirsek çok az zarar görürüz. Ama takımın sendelediği zamanlarda taraftar da sendelerse çok zor zamanlar geçiririz. Ordu halkı futbolu bilen ve her Anadolu taraftarı gibi sabırsız bir portreye sahip. Bu sene Bank Asya'da bile zaman zaman maçlarda tepkiler olduğunu duydum. Bir kere buna son vermeli ve ne olursa olsun takımın arkasında durmalı Ordu halkı. Ben Rize maçını televizyondan izledim ve hayretler içinde kaldım. 19 Eylül'de o ortamı Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş maçları dahil bütün maçlarda yaratmalıyız. Ordu'ya gelen rakip takım futbolcusunun o sahaya çıktığı zaman ayakları titremeli. Bu ortamı bu sahiplenmeyi yaratabilirsek bu sene ligde tutunmamız çok daha kolay olur. O yüzden şimdiden Ordu'da bu bilinci oturtmalıyız. Bu hususda taraftar gruplarına çok büyük rol düşüyor. Onlar bu sağ duyuyu sağlarsa, seyirci olarak gelenleri eğitirse çok daha güzel bir ortam yaratabiliriz. İnşallah bu sezon herşey arzu ettiğimiz gibi olacak.
*************************************************************************************
Bu röportajın izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda hukuki yollara başvurulacaktır... D.A.G
röportajdan fotolar olsa iyimiş
YanıtlaSil