26 yıllık bir özlemin ardından çıktığımız süperligin son haftalarına geldik. Mutlu, sevinçli, heyecanlı başladığımız ligi gururlu bir şekilde bitireceğiz.
Koca koca kulüp başkanları, bizi futboldan soğutan şike davası sürecinde, yayın gelirlerini, spor ahlakına tercih ederken, türkümüzde de dediği gibi tersine aktı ve Orduspor gibi biz sevenlerinin de başı dik alnı ak geleceğe bakmamızı sağladı ve gençliğe hitabe ile bütün Türkiye'nin sevgisini kazandı.
Bu mutluluğun yanında geçen sene içimiz kaplayan burukluklar da olmadı değil. Amigo Güven'in süper ligi görememesi, Orduspor'un simgesi Halis'in aramızdan sessiz sedasız ayrılması-ki şimdi 19 Eylül'de rakip kalecinin konsantrasyonunu kim bozacak. Bu sene tribünler Akıncısıyla, Fidangörüyle, Çılgınlarıyla yıllardır süper ligdeymiş gibi organize ve tek yumruk olmuş görüntüsü, birçok anadolu kulübünün çok ilerisinde.
Eski bir anı olarak bundan 10-15 sene önce Ordu'da oynanan bir maç teknik direktörümüz kaleciye sürekli daha hızlı vurmasını en azından orta sahayı geçir diyerekten kenarda kendini parçalamaktadır. Buna dayanamayan kalecimiz teknik direktöre dönüp:
-hocam, pancar çorbasıynan bu kadar olii.
Sanırım kendimize inanıp güvenirsek, pancar çorbasıyla bile çok daha iyi şeyler yapabiliriz. Zaten atalarımız kuru ekmek ile pancar çorbasıyla neler yapılabileceğini yedi düvele göstermişti.
Cuper ve yapılacak birkaç takviye, seneye bizi daha yukarılara taşıyacaktır şüphesiz. Zamanla kadromuzda yeralan Ordulu futbolcuların da çoğalacağına sonsuz inancım var. En önemlisi de taraftarın galibiyette ve mağlubiyette bu takımın arkasında tek yumruk olarak durmasıdır. Böyle olduğu müddetçe ne İstanbul Medyası ne onların yardakçıları bizi engelleme çabalarında muaffak olacaktır.
Ozan Baba'nın da dediği gibi;
- Bana arkadaşını söyle, ben sana neyin ne olduğunu söylim.
Konuk Yazar : Ahmet Yaşar Güneş
Bu mutluluğun yanında geçen sene içimiz kaplayan burukluklar da olmadı değil. Amigo Güven'in süper ligi görememesi, Orduspor'un simgesi Halis'in aramızdan sessiz sedasız ayrılması-ki şimdi 19 Eylül'de rakip kalecinin konsantrasyonunu kim bozacak. Bu sene tribünler Akıncısıyla, Fidangörüyle, Çılgınlarıyla yıllardır süper ligdeymiş gibi organize ve tek yumruk olmuş görüntüsü, birçok anadolu kulübünün çok ilerisinde.
Eski bir anı olarak bundan 10-15 sene önce Ordu'da oynanan bir maç teknik direktörümüz kaleciye sürekli daha hızlı vurmasını en azından orta sahayı geçir diyerekten kenarda kendini parçalamaktadır. Buna dayanamayan kalecimiz teknik direktöre dönüp:
-hocam, pancar çorbasıynan bu kadar olii.
Sanırım kendimize inanıp güvenirsek, pancar çorbasıyla bile çok daha iyi şeyler yapabiliriz. Zaten atalarımız kuru ekmek ile pancar çorbasıyla neler yapılabileceğini yedi düvele göstermişti.
Cuper ve yapılacak birkaç takviye, seneye bizi daha yukarılara taşıyacaktır şüphesiz. Zamanla kadromuzda yeralan Ordulu futbolcuların da çoğalacağına sonsuz inancım var. En önemlisi de taraftarın galibiyette ve mağlubiyette bu takımın arkasında tek yumruk olarak durmasıdır. Böyle olduğu müddetçe ne İstanbul Medyası ne onların yardakçıları bizi engelleme çabalarında muaffak olacaktır.
Ozan Baba'nın da dediği gibi;
- Bana arkadaşını söyle, ben sana neyin ne olduğunu söylim.
Konuk Yazar : Ahmet Yaşar Güneş
Tellere yapışan amcamı bu Halis? Yan hakemeve rakip kaleciye mac boyunca yorulmadan saydıran ? Bazen macı bırakır bu amcayı seyrederdim ben . Ne zaman vefat etti ? Bilmiodum..Üzüldüm cidden.
YanıtlaSil