2 Mayıs 2012

Yaşasın 1 Mayıs! | Futbol ve Toplumsal Dayanışma

Taksim, belki de son yılların en geniş katılımlı 1 Mayıs’ını geride bıraktı. Şu bir gerçek ki, zulüm, baskı, sömürü arttıkça, kitlesellik de günbegün artacaktır. Bugün, bütün dünya meydanlarında, sömürüye, zulme boyun eğmemenin onurunu taşıyan, insanca yaşama hakkının kutsal olduğu bir dünyanın hayalini haykıranlara selam olsun.. İşçinin ve emekçinin her günü insanca olsun.. 


Dün biz de Taksim’deydik. Taraftar gruplarının veya futbol odaklı toplulukların 1 Mayıs’ta meydanlarda olmasının anlamını tartışanların varlığı karşısında bu durumu irdelemek de gerek. Muazzam bir kitlesel odağın tam ortasında yer alan güzel oyunun gerçek sahibi futbol tribünleri, kitleselliğinin farkına varmalı ve egemenlerin kurguladığı kirli oyunlara karşı sessiz kalmamalıdır. Egemenlerin korkusu, taraftarların toplumsal kimliğinin gelişmesinin ortaya çıkaracaklarının farkında olmalarındandır. Romanya’da çıkarılmak istenilen sağlık yasasına karşı eylemlere çıkan kitlelere, maçtan çıkışta gelen taraftarlar da katılınca, ertesi gün o yasa taslağı geri çekilmek zorunda kalınmıştır. Tekel ve UPS işçilerinin başarıyla sonuçlanan direnişlerinin ardından yayınlanan teşekkür metninde, destek veren taraftar gruplarına ayrı parantez açılmıştır. Tunus’ta Arap baharında yükselen kitle hareketleri esnasında, eylemlerin etkinliğini arttıracağı düşüncesiyle maçlar iptal edilmiştir. Mısırda Al-Ahli takımının taraftar grubu Ultralar, Mübarek karşıtı eylemlerde en ön saflarda yer almış ve Al-Masry ile oynanan maçta bunun bedelini Mübarek’in polis kadrolarının kışkırtmasıyla 74 Al-Ahli taraftarının, Al-Masry taraftarları tarafından öldürülmesiyle ödemiştir. Daha sonra Ultralar’ın yaptığı direniş çağrısıyla geniş kapsamlı bir eylem başlamıştır.  Şimdi futbol, sadece futbol mudur? Hiç sanmıyorum.. 

Başlangıçta işçi sınıfının boş zaman eğlencesi olarak ortaya çıkmış ve önemli bir süre işçi sporu olarak anılmış futbol, günümüzde ticari bir panayıra dönüşmüş ve halktan koparılma noktasına getirilmiştir. Localardaki kaymak tabaka, tribünlerin ruhuyla rekabete girmiş ve taraftar müşteri eksenine oturtulmaya çalışılmıştır. Son zamanlarda yaşanan gelişmelerle, futbolu yönetenlerin hezeyanı doruk noktasına ulaşmıştır. "Farkında" bir taraftar topluluğu, endüstrileşen futbol ve onun egemenlerinin istemediğidir. Onlar sömürülmeye hazır, sadık müşteriler isterler. Bu müşteriler sahneye konulan başı sonu belli oyunun bedelini ödeyerek, aldıkları sahte hazla uyuşan yığınlardır. Ancak ne egemenler, ne de onların uyuşturdukları yığınlar henüz kazanamamışlardır. Paranın çimler üzerindeki kirli hakimiyeti bir yanda dursun, maç öncesi stad köftecisinde, sonrası birahanesinde, bin bir zorlukla gerçekleştirilen deplasman yolculuklarında, omuz omuza gırtlak patlatılan tribünlerde ve meydanlarda bambaşka bir futbol kültürü de, tutkulu bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Umut vermektedir.. 

1 Mayıs’ta meydanlarda, toplumsal dayanışma saflarında yer alan “farkında” futbol taraftarlarına selam olsun… 

Yaşasın 1 Mayıs!


3 yorum:

  1. Son günlerde okuduğum en iyi makale diyebilirim. Futbolun toplumun içindeki yerini ve gücünü daha doğrusu futbol taraftarlarının gücünü çok güzel bir şekilde dile getirmişsiniz.

    YanıtlaSil
  2. Orada yer almanız çok güzel olmuş.
    Umarım Orduspor taraftarları aktif bir şekilde meydanlarda yer almaya devam ederler.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Ne mutlu ki Orduspor Camiasına sizin çağdaş aydın bir taraftar grubuna sahip. Aynı görüntüleri bizde Ordu da yaşamayı ve yaşatmayı çok isderdim. Tekrar tebrikler

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...