ALİ ÇAMDALI....
Benim gözümde tarihi bir maç oynandı bugün. Yıllar gerçsede unutulmayacaklar adına yazdığımız bir karşılaşmaydı Karabükspor maçı. Coşkuyu da yaşadık hayal kırıklığını da. Neyse ki sonu güzel biten bir hikaye oldu 24. Hafta bizim açımızdan.
Ve bu hikayenin baş kahramanı, bakın yukarıda ismi yazıyor.
Şehir her zamankinden daha farklı "mor"a "beyaz"a bürünmüştü bugün. Hani o coşku hep vardı lakin bugün daha başka bir karnaval havasındaydık. Bizim şehir birşeye inanırsa o iş biter. 2 sene önce bu takımı Süper Lig'e çıkaran yegane güç, futbolculardan daha çok şehirin verdiği gazdı. O sene başka şehirlerden gelip Karadeniz sahil yolu, Ordu şehir geçisini kullanan, futbolla ilgilenen herkes Ordu'nun Süper Lig'e şehir olarak çıkacağını/çıktığını, arkadaş sohbetlerinde de belirtmişlerdi. Bugünde 2 sene öncesinin havası vardı. Kırgınlıklar, kızgınlıklar bir kenara, şimdi klasiktir ya hani "En kötü gün bugünse..." diye devam eden cümleyi hayata geçirme vakti. Buralara gelmek hiç kolay değilken, ha deyince gitmek olmazdı.
Söz futbolcularımızda...
Çıkabilecek en iyi kadro sahada. Ev sahibi olmamızın getirdiği bir özgüvenle maça, rakibe oranla daha istekli başlıyor ve maçın daha 5. dakikasında Ali ile golü buluyoruz. Ali'nin attığı gol bana hemen Süper Lig'e çıktığımız sezon Ordu'da Giresunspor ile oynadığımız maçta Jerry'nin attığı golü hatırlatıyordu. Golü erken bulduktan sonra, son haftalarda yaşadıklarımızı düşününce rahat edemiyoruz. İstanbul B.B. maçı olsun Galatasaray maçı olsun, hepsinde attığımız erken gollere rağmen puan kaybı yaşadık. Bu maçta puan kaybımıza tahammülümüz yok ki. Golden sonra Karabükspor'a top oynama şansını fazla verdik. Yanlış hatırlamıyorsam 25. dakika gibi topla oynama oranlarında %55'e %45'lik bir üstünlük sağlamışlardı bize. Deplasmanda oynamayı seven, hızlı adamları olan bir takıma bu kadar çok top oynama şansı vermemeliydik. Ki zaten bu dakikadan sonra sazı eline alan taraf biz olduk. Ali'nin bu maç yaptıklarını anlata anlata bitiremeyiz. Bugün tek başına bir takımdı neredeyse. Defansta o vardı, topları dağıtırken o vardı, gol atarken yine o vardı. Bir kaptan daha ne yapabilirdi?
Neredeyse her atağın başlangıcında Ali vardı. Oyunu yön veren isim oldu kendisi. Sağdan sola, soldan sağa attığı toplar sayesinde bir çok pozisyona girdik, birçok gol kaçırdık. Atila'ya özel parantez açmak istiyorum. Şahaneydi bugün. Bu adam orta sahaymış da haberimiz yokmuş. Heyecanı, hırsı hoşuma gitti. Şut atıyor, kendine güveni var. Bizim en büyük eksiklerimizden biri kendine güveni olan oyuncularımızın fazla olmayışı. Şamil'de aynı şekilde mesela. Şamil ne zaman cesur oynasa gol atıyor, takıma katkı yapıyor. Yok, sen Şamil'i göbeğe tutsak edersen, bir Ali Çamdalı yaratmak istersek o zaman göze batar işte. Şamil'e cesur olma şansını vermedik biz fazla. Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim.
İlk yarının son 3 dakikasında 2 gol birden gördük kalemizde. Korkulan başımıza gelmişti. Bu da bizim kronik hastalığımız. Oyundan koptuğumuz zaman, bir kopuyoruz tam kopuyoruz. Özellikle Süper Lig'de bu sıkıntıyı çok sık yaşadık. Galatasaray karşısında 20 dakikada 4 gol yedik misal. Ligin en iyi defans yapan takımlarından biriyken, 20 dakikada 4 golün mantıklı açıklaması olabilir miydi? Motivasyon eksikliğini aşamıyoruz, aşabilecek miyiz bilmiyoruz. O sorunu aştığımız zaman takımımız Avrupa'ya oynayacaktır, inanıyorum. Devreye 2.1 mağlup girmenin hüznü, homurdanmalar... Herşey bir anda tersine döndü. Güneş gitti, takım bitti...
Devreyi bir anda 2:1'lik skorla kapatmak moralleri bozsada, Orduspor bugün güven veriyordu oynadığı futbolla. Mesela, özellikle puan kaybettiğimiz haftalarda mutlaka bir kaç oyuncumuzun kötü oyunundan dem vururduk ama bugün sahada kötü oynayan bir isim olmamasına rağmen 2:1 mağlup durumdaydık. Hasan Kabze'yi eleştirenleri gördüm ama Karabükspor maçında, güzel duvar oldu rakibe karşı, yaptığı asistlerlede bol bol pozisyon bulduk. Attığı bir gol vardı hatta ama ofsayta takıldı. 2. yarıda top göstermediğimiz Karabükspor'a karşı erken sayılabilecek dakikalarda Ali ile 2. golü buluyorduk.
Ali Çamdalı
Ali Çamdalı
Ali Çamdalı...
Bir maça damga vuran isim. Cuper neden harcıyorsun Aliyi defansta? Neden Cuper :/ ?
Aslında konu hakkında en güzel özeti blog yazarlarımızdan Bilsay, Twitter hesabından geçmişti.
Ali ilk golü atar;
" @Bilsay_ Ali Camdali is midfielder Sir Cuper! "
Ali 2. golü de atar;
" @Bilsay_ Ali Camdali is striker Sir! "
Genellikle takımın çok kötüyken, Fornezzi'nin takımı tek başına ayakta tuttuğunu çok iyi biliyoruz. Ama bugün takımda herkes iyiydi, Ali bambaşka iyiydi.
Ve final,
Stancu sakatlandı, Şamil girdi.
Bir orta geldi, Karabük defansı hiç önemsememişti bile onu, tutma gereği bile duymamıştı.
Bomboştu, elini kaldırdı
Israrla topu istedi.
Çıktı kafaya, hop gol !
Golün adı Şamil Cinaz.
Orduspor 3:2 Karabükspor...
Farkettiniz mi?
YanıtlaSilTop karabükteyken Cuper oyuncularımıza kalın geri gelmeyin şeklinde işaret ediyordu. Çok şaşırdım inadından vazgeçti sanırım. Bu takıma gol atınca geri çekilmesini Cuper öğretti sanırım yine o kaldıracak bu anlayışı. Haftaya Elazığdan alınacak puan veya puanlar başka hesaplar için umutlandırabilir bizleri. Ama bence garantilemek kafi gelecektir...
Aynen. Cuper de dün yapması gerekeni yaptı. Yapması gereken şey belli aslında. Kadroyu yazarken ilk olarak Ali'yi ortaya, Fornezzi'yi kaleye koyacak sonra ise diğer isimleri yazacak. Bu hafta bu şekilde yaptı. Takım ilk yarının son 5 dakikası hariç gayet iyi futbol oynadı. Haftalardır izlediğimiz silik futboldan sonra rakip kaleye dalga dalga giden, kaleye şut atan, pozisyon bulan bir Orduspor izlemek gerçekten keyifliydi.
SilGalatasaray maçından sonra oldukça sıkıntılı bir kaosa girebilirdik. Ama bu durumun farkında olan şehir, taraftar, yönetim buna izin vermedi.
Umarız bundan sonra herşey istediğimiz gibi gider.