Başarısızlık ve hüsranla sonuçlanan bir sezonun ardından herkes gibi bizler de sessizliğe büründük istemeden. Gönlümüz bu satırların boş kalmasını hiç istemedi ama bir süre hem kendimizi hem de bloğu nadasa bırakmanın iyi olacağını düşündük. Ama artık bu anlamsız sessizliğe son vermemiz gerektiğinin farkına vardık.
Ligin bitmesine 8-9 hafta kala çoğu kişinin dile getirdiği şeyi hiç düşünmek dahi istemedik. Umutsuzluk cümlelerini bir kenara bırakıp umut cümlelerini dile getirdik bu satırlardan. Gelinen noktada yapabileceğimiz tek şeyin inanmak ve inandırmak olduğunu düşündük. Olumsuzluklar yerine güzel güneşli günlerden bahsettik. Doğru olanın o olduğunu düşündük ama belkide bizler yanlış düşündük.
Bir gerçek var ki, şuan gelinen durumdan dolayı en son suçluluk duyması gereken kesim Orduspor taraftarlarıdır. Tribün anlamında da iyi bir sezon geçirdiğimiz söylenemez ama başarısızlığın asıl sahibinin Orduspor yönetimi olduğunu söylemekte bir sakınca yok. Yapılan yanlış transferler, takım içindeki huzursuzluklar, şuanda bulunduğumuz ekonomik durum ve sonucunda küme düşmüş bir takım... Süper Lige çıktığımızda nasıl göklere çıkarttıysak başarısızlıkta da bunları dile getirmekte sakınca yok.
Yeni bir hocanın başında olduğu yepyeni bir takım izleyeceğiz önümüzdeki yıl. Kariyerli, trilyonluk adamlar ile mücadele etmeyeceğiz ama belkide hepimizin istediği Süper Lige çıktığımız kadroda gördüğümüz fedakarlığa, samimiyete sahip olacağız. Saf, temiz, amatör ruhumuza dönüş yapacağız. Ve belki bu temiz olgu bizi yeniden hak ettiğimiz yere ulaştıracak.
Son olarak, bu takımın asıl sahibi Orduspor taraftarı ve Ordu halkıdır. Futbolcular, yönetimler, hocalar gelip geçicidir. Düştük ama bu takımı ayağa kaldıracak olan, hak ettiği yerlere getirecek olan da yine Ordu halkı ve taraftarıdır. Bunun bilinciyle sımsıkı sarılalım sevdamıza. Yıllarca alt liglerde sürdürdüğümüz mücadelemize, sevdamıza yeniden sahip çıkalım. Hep birlikte yeni bir sayfa açalım ve yazmaya başlayalım yeniden...
Özlettiniz.
YanıtlaSil