Tam 12 saat süren Kahramanmaraş günlüğünü mutlu son ile
kapattık.Hem Orduspor olarak tüm camia, hem yeni bir şehri ve yeni yeni
insanları tanımanın mutluluğuyla benim adıma çok güzel bir gün oldu.
Karadeniz’in genelinde yağan yağmurun aksine Kahramanmaraş ve etrafına henüz
sonbahar gelmemişti. Eve gelince aynaya baktığımda, yüzümü kıpkırmızı yapacak
derecede sıcak bir gün geçirdik.
Kahramanmaraş’a ilk geldiğinizde göreceğiniz tablo, bir yama
üzerine kurulmuş şehir olacaktır. Şehrin önemli yerlerine varabilmek
için sürekli yokuş yukarı caddeleri arşınlamanız gerekecek. Kabaca turlamaya
kalkıştığınız zaman şehir merkezini 2 saatte bitirebiliyorsunuz.
Hanefi Mahçiçek Stadyumu şehrin dışında bir konuma sahip.Stadyuma
varabilmek için kaç kilometre yol yürüdüm bilmiyorum ama şikayetçi değilim.
Önemli olan stadyumu bulmaktı, bulduk. Hala stadyumda eski tip, elle değiştirilen skor tabelası kullanıyor. Etrafında in cin top oynamasını, su
içecek bir büfesi dahi olmamasını geçiyorum, hangi akla mantığa sığar bilmesem de
deplasman tribününe bilet basmamak tam bir fiyaskoydu. Kendi adıma
unutulmayacak güzellikte diyaloglar yaşamadım değil bilet olayında. Deplasman
için ayrılan bölümde polis ve özel güvenlik elemanlarını vermişler;
“ – ee nasıl gireceğiz abi?
+ yav sende kapalıda
izle daha konforlu.”
Siz neden ordasınız?. Bilet satılan kutularda yaşanılan
diyaloglar daha faciaydı mesela. İlk gişede;
“ – abi deplasman tarafına bilet nereden bulacağım.
+ kardeş orası taraftar için.
- e ben taraftarım zaten.
+ Haa. Ordulu musun. Bilmiyorum ki diğer tarafta gişe var
oraya sorsana.”
Stad girişinde bir
gişe daha vardı. İlk geldiğimde içerisinde kimse yoktu da ikinci uğrayışımda
bir arkadaşı buldum, durumu anlattım.
“ – Abi valla biz size bilet basmadık.
+ Neden?
- -
Sizin yönetim maça taraftar gelmeyeceğini
bildirdi, bizde bilet çıkarmadık oraya.”
Ortada bir sıkıntı vardı. Belki Kahramanmaraş tarafından
kaynaklı, belki bizden. Federasyon yetkilisini
bulup, durumu anlattığımda “olmaz öyle saçmalık” deyip yardımını esirgemedi.
Bizler ise kapı önünde yaklaşık 2 saat bekledikten sonra Hanefi Mahçiçek
Stadyumu’na ayak basmanın mutluluğunu yaşadık. Hanefi Mahçiçek Stadyumu’nda
Kahramanmaraşspor geçici olarak misafir, onu belirtelim. Asıl stadyumları tam şehrin
içerisinde, güzel bir konuma sahip. Şu an stat yenileme çalışmaları nedeniyle
Belediye stadyumundalar. Zararını görüyorlar bence. Şehrin belli bir
potansiyeli olmasa da, olmayan potansiyel şehir dışındaki stadyum nedeniyle
sıfıra iniyor. Belli gruplar dışında, halkla bütünleşemiyor Kahramanmaraşspor.
Gaziantep’te geçirdiğim 2,5 sene içerisinde çok net görebildim ki bazı şeyleri,
bu civar insanları şehir takımlarına karşı ya küsler ya ilgisizler. Oysa, ne
kadar lige kötü başlamış olsalar da, geçen seneyi şampiyon bitiren bir şehrin
taraftarı bu kadar çabuk pes etmemeliydi. Bir yerde hak veriyorum, dün izleyip
2 gol yediğimiz Kahramanmaraşspor, ligin en kötü top oynayan takımlardan bir
tanesi. Toparlamalarını umuyorum, yanılmam inşallah.
Gayette sıcak bir havada oynadık maçı, yazının başında bahsetmiştim.
Güneş tribünde bizleri etkilediği kadar sahada futbolcuları da etkilemiştir
muhtemelen. Sahanın zemini de kötü olunca da kazanmak daha da zorlaşacaktı. “Ne
top oyniiik laa” dediğimiz dakikalarda Landel ile golü buluyor, gole
sevinemeden, eski oyuncumuz Sinan’ın attığı frikik golüne engel olamıyorduk.
İlk yarı için konuşuyorum, tam tıkırında işleyen bir makine vardı sahada
Kahramanmaraşspor karşısında. Bu kadar güzel oyun, bu kadar güzel paslaşmalar,
erken havaya girmek beni korkutuyor ama insan ister istemez maç içerisinde dahi
İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçını düşünmeye başlıyordu. Bu maçı kazansak,
o maçı kazansak. Daha yol uzun…
Leblebi gibi goller atılıyordu Hanefi Mahçiçek’te. Eren ve
Anıl’ın attığı frikik golleri maçı ilk yarıda 3:1’e getirmişti. 4 gol vardı, 3’ü
frikikten gelmişti. Bizlerin keyfi yerinde, Kahramanmaraş halkı hakeme öfkeli.
Süper Lig’e çıktığımız seneyi hatırlarsak, her mevkiden oyuncumuz skora katkıda
bulunuyordu. Bu sene maalesef forvette vasatız ama orta alan oyuncularımız
sayesinde gelirsek bir yerlere geleceğiz.
Rakibimiz kötü, maçı kazanacağımız aşikar. Lakin 2.yarıda bu
kadar rölantiye alınan oyun içinde hiçbir açıklamayı mantık sınırları
içerisinde bulamam. Bu kadar kötü bir rakip varken karşımızda, “atabileceğiniz
kadar atın” demiyorum da, böylesi olmaz işte. Maçın son 6 dakikasında yaşanılan
stresi ve sıkıntıyı hak etmedik. Biliyorduk, karşımızdaki takım normal yollarla
gol atabilecek durumda değildi. Duran toptan ne atsak kar düşüncelerindeydiler,
başardılar. Ne gerek vardı?
Maçtan fotoğraflar facebook sayfamızda; https://www.facebook.com/media/set/?set=a.632105366833962.1073741825.161200983924405&type=1b
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...