Maç öncesi kolay geçmesi muhtemel
maçları hiç sevmedik. Ordu’ya eksik veya sıkıntılı gelen takımların çoğuna puan
verdik kendimi bildim bileli. Adanaspor’un durumu da hiç iç açıcı değildi maç
öncesi. Devre arası takımın yarısıyla yollar ayrılmış A2 takviyeli bir kadroyla
tutarsa 1 puan alma derdinde çıkacaklar maça. Orduspor olarak bizim bu sezon iç
sahada verdiğimiz tuhaf puanları düşündüğümüz zaman o kadar kolay bir maç
olmayacağını tahmin etmemek zor değildi. Devreyi Şanlıurfaspor’a karşı alınan
2:0’lık iç saha galibiyetiyle kapatmamızın ardından bu maçı da kazanırsak
2.defa Ordu’da iki maç üstüste kazanacağız Fethiyespor ve Adana Demirspor
serilerinden sonra.
Adanaspor’un eksikleri malum ama
bizimde dar kadromuz ve transfer yasağımız can sıkıcı bir ortam yaratıyor. Bu
dar kadro üzerine sakatlar ve cezalılar eklenince Ankaraspor maçında yaşanan
hezimet akla geliyor, üzülüyoruz. Maalesef bu saatten sonra böyle ite kaka
yolumuza devam edeceğiz. Bir başarı gelecekse bu sezon, bu başarı futbolcuların
yetenekleriyle değil sezon sonuna kadar bu işe ne kadar inanacaklarına bağlı
olarak gelecek. Bu inancı ben görebiliyorum, bozulmamasını diliyorum.
Beklenen bir tempoyla başladı
maç. İlk yarıda oynanan Adanaspor maçının düşündüğümüzde takımın oyununda felaket bir düşüş olduğunu görebiliriz. Bu
kadar eksik bir takıma karşı pozisyona dahi giremeyen bir Orduspor hiç hoş
değil. Orduspor’un bu kötü futbolunda Adanspor’un hiç mi payı yoktu? Vardı. Çok
sık defans ve daha 30.dakikadan sonra anlamsız oyunu yavaşlatma çabası karşı
takımın niyetini ortaya koyuyordu. Bizim hatalarımız yok muydu? Vardı.
Adanaspor’un kale bölgesi en sıkıntılı yeri lig başından beri. Bu sezon kümeye
düşerse Adana temsilcisi bunun en büyük nedeni kale bölgesinde yaşadığı sıkıntı
olacaktır. Bu maç Adanaspor kalesini koruyan Yaşar Memişoğullarından daha önce
Bafraspor ve Menemen Belediyespor kalesini korumuştu. Ki bu takımlarda bile as
kaleci konumunda değilken kendini biranda 1. Lig’de buldu. Karşında böyle acemi
bir kaleci varsa ve sen rakibin üzerine gidemiyorsan yapabileceğin en mantıklı
hareket şut şut ve yine şut olacaktır.
Ah şu forvetsizlik. Gerçekten şu
takıma Bruno’dan sonra leblebi gibi gol atacak bir forvet getiremedik. Murat Aktaş,
Serkan Turhan, Şadi Çolak ve Bruno gibi isimlerden sonra bizlere Anatoliy,
Kostovski, Ahmet Güven, İbrahim Şahin, Hasan Kabze, İonita, Subasiç gibi
isimler izleterek mutlu olmamızı istediler. Subasiç oynamasın artık, gerekirse
forvetsiz çıkalım orta sahamız bir adam fazla olsun. Zaten tüm gollerimizi orta
sahamız atmıyor mu? Her maça 10 kişi çıkarak ilk 2 gelmez sanmıyorum.
Bu kadar kötü oynadığımız maçta
Landel ve Soro’nun 5 dakika arayla attıkları gollerle 2:0 öne geçtik ve
Adanaspor’un gardını düşürdük. Maçın ilk dakikasında Subasiç’in pozisyonunu
saymazsak neredeyse ilk şut denememizde golü bulduk. Adanaspor’u yıkmak bu
kadar kolaydı işte ama biz ne yaptık? Kendi işimizi kendimiz zora soktuk.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor dün 3 puan kaybedince bu 3 puan daha anlamlı
oldu. Canberk Dilaver içinde Ankaraspor maçında yaşadığı hayal kırıklığını
üzerinden atması açısından büyük moral sağladı bu maç. Tribünlerden alkış
alması güvenini yerine getirmiştir. Bu sezon çok işimize yarayabilir kendini
daha çok geliştirir ve aklını futbola verirse.
İyi bir futbol ortaya koyamadık. Lakin Ordu’ya eksik gelen her takım
puan yada puanlar alıp gider klişesini yıktık dün akşam. Bu bile tek başına bir
umut kaynağıdır. Ama herşeyin bu kadar tozpembe olmadığını da biliyoruz.
Maalesef maraton çok uzun ve biz maratonda zamanla çok eksik kalacağız. Haftaya
Mersin İdman Yurdu maçı bu kadar rahat olmayacak. Net konuşuyorum, Mersin İdman
Yurdu maçı bizim bu sene ki hedefimizi belirleyecek maç olacaktır. Pazartesi’ye
verildiği için kaçırdığımız bu deplasman için çok üzülüyorum kendi adıma.
Hayırlısı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...