Hem sözün bittiği yerdeyiz…
Hem söylenecek çok şey var…
Söylesem tesiri yok… Sussam gönül razı değil…
Çektiğim ızdırabı, bir ben bir Allah’ım bilir…
Takım için sistem tartışmaları artık boş… Tek forvetmiş,çift forvetmiş..Boş… Sistem tartışması için önce takımın futbol oynaması lazım.. Samsun’un, Bolu’nun bir devrede en az 10 sefer cayır cayır indiği çizgiye, biz kendi sahamızda ilk ve son kez 85.dkda inebildik. Yanlış anlaşılmasın, karşımızda 1 puan almaya gelmiş, 10 kişi savunma yapan bir Mersin takımı da yoktu… Ama biz 1 puan için çıkmıştık sahaya! İkinci yarı Mersin kalecisi Kerem, Fevzi’den daha hızlıydı topları oyuna sokarken… Çünkü görünen köy kılavuz istemezdi… Mersin uyanmıştı... Karşısında 1 puanı muhafaza etme paniğinde olan, ne yaptığını bilmez halde bir Orduspor takımı vardı ve 1 puana razı olmak mantıksızdı… İkinci yarı takımın en kötüsü Murat hala sahadaydı… 3 oyuncu çıktı… Murat çıkmadı… 63’te gol geldi, takım 83’te çift forvete dönebildi. İkinci forvet oyuna girerken, Uğur hoca irtifa kaybeden uçağın sol kanadını kopardı ve Müslüm çıktı… 4-4-2 ye yine dönemedik… Neye döndük kimse bilemedi… Son dakikalarda 10 kişi rakip karşısında Selçuk’un sol kanattaki yalnız ve çaresiz bindirmelerini izledik… Yenildik… Uğur Hocanın tabiriyle “Oyunun değil, puanın önemli olduğu” haftalarda, oyunsuzduk, puansızdık… Takır takır top oynayarak maçlar kazanan takımların varlığında, oynamadan puan derdindeydik…
Rezil futbola rağmen, takım, taraftarından hiçbir tepki almadı. Sessiz çığlık, kulakları sağır etti… Artık stres bizde gençler! Göte bala gol de yok artık! Takır takır oynayıp, Kartal’ı yeneceksiniz! Boş bir hayalin peşinden koşmadığımızı göstereceksiniz! Bizden size son anlayış!
Pazar gününden beri saçma sapan bir ruh hali var.
YanıtlaSilAncak bu kadar can sıkarlardı.
Canımı sıkan takımın yenilmesi değil , futbol namına umut vermemesi.
Sonumuz hayırlı olsun, ne diyelim.