Maçtan önceki akşam dostlarla Köşkte sohbetteyiz. Ne olacak bu Orduspor’un hali diye başladığımız sohbet, zamanla yaşam üzerinden şekillenmeye başladı. Sonunda görüldü ki, futbol asla sadece futbol değildi..
Bilal’i, nam-ı diğer “pasha52”’yi Bulgaristan’dan 21 saat kara yolculuğuyla, Ordu’ya getiren şey, sadece futbol olamazdı.. “Abi aslında Playoff’a gelmeyi planlıyordum ama işler zora girince gelmem gerekti.” Bu cümleyi kurarken, tedavisini yarıda kesip takımına yardıma koşan bir forvet edası vardı üzerinde.. Hasretin sona erdiği o büyük günün hayalini kuşandı ve düştü yola Bilal.. Bastı deklanşöre..
77 dakika mutluluk ve güzel hayaller takıldı kadrajına, sonrasında tanıdık Mor bir hüzün.. Çok klasik bir deyim ama söyleyecek başka da bir şey yok..”Sevinmek için sevmedik!” Herşey bitmiş değil, 3 maç 9 puan, falan filan.. Umrumda olan tek şey, sonuna kadar umutlanmış, hayaller kurdurulmuş insanımın hüznüdür.. Buna sebep olmamak için elinden gelen mücadeleyi vermeyen, küçük hesaplar peşinde koşan, çatısı altındaki camiaya ihanet eden her kim varsa, benim hakkım helal değildir,insanım da helal etmez.. Bu şehre, bu takıma olan sevgimiz gerçektir, verdiği acı da gerçektir.. Yüksek bir yerden 19 Eylül’ü izlediğinizde, maç içinde açılan bir ortada , tribünlerin ahenkli bir biçimde kafasını ileri ittirdiğini fark edebilirsiniz.. Bu her yerde olmaz.. Ordu taraftarı takımını bu derece içselleştirmiştir.. Bunu anlamlı bulursunuz veya bulmazsınız, dediğim gibi verdiği ızdırap gerçektir ama..
Hala bu şehrin hayallerini gerçekleştirebilirsiniz.. Ya da ızdırabımız olmaya devam edebilirsiniz.. Tarihimizin hangi sayfasında yer alacağınızı siz bilirsiniz.. Hangi sayfayı koparıp atacağımızı da biz biliriz..
Ve son olarak,,Renklere serenat…
Ne denir ki Morbeyazım..
Hançer de sensin,,yara da sensin,,
Varsın gelecekse en kötüsü,,
Senden gelsin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...