8 Mayıs 2011

Anadolu'yla Başlayıp Avrupa'yla Biten Bir Hikaye


Biraz kişisel bir yazı olacak belki. Ama paylaşmakta istedim buralarda... Değişik bir memleketteyim ben artık. Memur bir aileden alışkın olduğum değişik memleketlerde yaşama duygusu, kendimde memur olduğum şu zamanlarda devam ediyor. Bu sefer Gaziantep'deyim. 1 ay olmuş geleli ne çabuk geçiyor zaman. Az bi süre değil 1 ay. Niye bu konudan girdiğimi anlayacaksınız birazdan.

Eve çıkalım dedik. 2 haftadır evde ne internet var ne televizyon. Dünyadan bir haberdik buralarda. Ne bileyim gazete okuma alışkanlığınıda yitirmişim, hiç farkında olmadan. Geldik ya bu şehre, burayı kazandığımdan beri hep hayalini kurdum Diyarbakır maçı için. Takımda sağolsun Antep'de geçirdiğim 1 ay boyunca bi kere güldürmedi yüzümüzü. İnsanın hevesi kaçıyor aslında kaçmıyor diyemem. Antep - Diyarbakır kaç saat sürüyor dedim müdür yardımcısına. Ne işin var Diyarbakır'da dedi. Maç var Orduspor'un dedim. Başka işin gücün yok mu boşver dedi. Ne anlar ki zaten :) Diyarbakır'a kaç saatte gidilir, nerde inilir, stada nasıl gidilir, oradan nasıl dönülür geriye? İnternet lazım aslında. Biraz kaçmış heves var dedik ya pekte düşmedim üstüne bi şekilde hallolur dedim. Cumartesi otobüs biletini alır pazar maçta olurum demiştim. Ama işte o hafta tüm maçların cumartesi günü olduğunu öğrenmem maçın başlamasına 2 saat kaldığında oldu...

Şehrin tam ortasına bi stad yapmışlar Antep'de. Hergün önünden geçiyorsun zaten. 1 ay olmuş daha bir maç izleyememişiz. Takımda iyi gidiyor ama şehirde pek bir hava yok. Diyorlar ki şampiyonluğun kaybedildiği o Fenerbahçe maçından sonra şehir takıma küsmüş. Aslında Beşiktaş kupa maçı için niyetlenmiştim ama 30 lirada değmez dedim, zaten ilk ay iyice sıkışmışız. Bugüne kısmetmiş Antep macerasındaki ilk maç. Başlığın konusuda buradan geliyor zaten. Gaziantep'in Manisa maçı vardı bu akşam. Şehir küsmüş demiştim ya. Tahmin ettiğim ilgi yoktu maçta. Ne kadar uzun zaman olmuş bir Süper Lig maçı izlemeyeli bu arada. O havayı soludukça hep Orduspor'umu hayal ettim. Seneye olmak istediğimiz yeri düşledim. O Süper Lig'in dışardan bakınca ayrı bi havası olan seramoni kısmında bile hayal ettim kendimizi oralarda, Antepliler içinde. (Millet Şampiyonlar Ligi seramonisini hayal eder benim hayale gel sen.) Onların heyecanını kendi heyecanım gibi yaşadım. Özlemişim böyle duyguları. Ben başlığı biraz daha açmaya devam edeyim bu arada. Maç öncesi bilmiyorum aralarında bir dostluk var mıydı ama Antep tribünlerinin "Manisa Antep elele hep beraber tribüne" ve ardından gelen "Anadolu, Anadolu" tezahuratları vardı. Ben mi beklentilerimi çok yüksek tutmuştum bilmiyorum ama ne bir bayram havası vardı statta, ne de pozisyonu bol bir maç... Gaziantep'in defans hattı kusursuz bir maç çıkardı diyebiliriz. Manisa'nın ceza sahasına girmesine izin vermediler. Gaziantep ise bir iki pozisyonla kendini göstermeye çalıştı ve 70. dakikada golü buldu Olcan ile. Gaziantep taraftarının Olcan'a özel bir ilgisi vardı maç boyunca belirteyim... İşte başlığın 2. kısmıda bu dakikadan sonra başlıyordu. Anadolu diye başlayan maç Şinanay tezahuratının sonuna eklenen Avrupa kelimesiyle yeni bir soluk kazandı. 20 dakika boyunca Avrupa'nın sevincini yaşadılar. Ne mutluluk değil mi onlar için? Haa ben mi? Ben hala hayallerdeyim. Bu sefer hayaller büyüdü ama. Süper Lig'de kesmiyor beni Orduspor'umu Avrupada hayal ediyorum. Gaziantep halkı bu sevinci yaşıyor bizim ne eksiğimiz var? Denizimiz var bi kere bizim :)

Kurduğum hayallerin başlaması için, ilk adımı için bugünkü Karşıyaka maçının öyle yada böyle bu veya şu şekilde kazanılması şart. Kazanın ve gerisini bize bırakın. Arkanızdayız, arkanızda olmak zorundayız. Başka bir şansımız var mı zaten?

1 yorum:

  1. Yüreğine sağlık Hüseyin. Hayaller çok var ama işallah hepsine sıra gelecek bir bir...

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...