Yeni bir sezona merhaba dediğimiz şu 2 günde, tribünler haftaya damgasını vurdu diyebiliriz. Atılan veya kaçan goller, alınan yada kaybedilen puanların belkide hiçbir önemi olmayacağı bir hafta oldu. Yeni çıkmış bir takım olan Samsunspor, şampiyonluk kupasını alacağı maçta tribünleri dolduramıyorsa buna neden olanlara yazıklar olsun denir sadece. Evet, sizler bizleri küstürdünüz futbola. İnsanlarda Türk futboluna dair hiçbir heves bırakmadınız. Tribündekilerde bu hafta sizlere en güzel tepkiyi verdi. Samsun, Bursa, Ankara, Antalya hatta Eskişehir tribünleri, beklenilen düzeyden daha az kalan şehirler oldu. Yeni çıkan 2 takımın 3 puan aldığı aldığı haftada yarın darısı başımıza demekten başka birşey gelmiyor aklıma....
Eskişehirspor 2:1 Beşiktaş : Haftanın açılış maçlarından birisi oldu Eskişehir - Beşiktaş maçı, Samsun'da oynanan maç ile birlikte. Bizlerin bu zamana kadar Süper Lig'de hep uzaktan takip ettiğimiz Eskişehirspor, kendi sahasında rakip kim olursa olsun kolay kolay kaybetmeyen bir takımdı. Dün oynanan açılış maçında da 3 puanı vereceklerini hiç düşünmemiştim Beşiktaş'a ki Beşiktaş bana göre bu sezonu geçsinde nasıl geçerse geçsin havasında oynayacak. Daha konuşmak erken farkındayım ama ellerindeki teknik direktör ile çok fazla ileriye gideceklerini sanmıyorum hem ligde hem Avrupa'da. Bu hafta karşılaşan bu iki takım yaz dönemini çok hareketli geçirdi saha dışında. Ama Eskişehir bu sıkıntıları rakibine göre daha az hasarla atlatmış görünüyor. Kris Boyd gibi bir ismi ilk maçta yedek tutacak kadar geniş ve kaliteli bir kadroya sahipler. Özünde kalecilerini de çok beğeniyorum ama konsantrasyon sorununu çok yaşıyor bazı maçlarda. Yoksa ligin en iyi kalecilerinden birisi benim gözümde. Alper Potuk gibi bir genci sürüyorlar sahaya 2 senedir, 91 doğumlu bir arkadaş. Hiç sırıtmıyor takımda. Zaman kendisini geriye değilde ileriye götürürse daha güzel yerlerde de görebiliriz kendisini. Beşiktaş cephesine geçersek, maça başlayan ilk 11'e bakarsak geçen sene ki hayal kırıklığı yaratan takımdan sadece 2 farklı bir oyuncu vardı sahada. Veli Kavlak ile Egemen Korkmaz oldu bunlar. Egemen, Beşiktaş adına çok olumlu bir transfer. Hatta yaptıkları en iyi transfer diyebilirim. İşte bu tabloda zaten kötü olan bir takımı bir sezon sonrada neredeyse aynı şekilde sahaya sürersen başarı beklemekte hayal olurdu. Kötüde oynadılar zaten oyunun genelinde. Güzel bir frikik golü geldi Diego'dan. Uzak mesafeden daha öncede böyle goller attığını hatırlıyorum pek emin olmamakla birlikte. Bu arada ne çok frikik golü olurmuş bu ligde? Samsun'da, Ankara'da, Bursa'da ve bu maçta kaliteli frikik golleri izledik. Diego ile 1-0 öne geçtikten sonra oyunu Beşiktaş'a karşı elinde tutan Eskişehir ilk yarının son saniyelerinde yeni transferleri Kamanan'ın büyük hatası ile golü yediler. Bir takım için büyük hayal kırıklığıdır ilk yarıda golü yeyip soyunma odasına gitmesi. İkinci yarıda Beşiktaş oyuncu değişikliklerini geç yaptı. Zaten 3 oyuncu değişikliği hakkınıda doldurmadılar bile. Skoru lehlerine çevirmek için pek bir şey yapmadı oyun içindekiler ve kenar yönetim. Tek hamleleri Pektemek'i oyuna almak oldu ama sonuç alamadılar. 1 puana razı görüntü çizen Beşiktaş'ı maçın sonlarına doğru eski oyuncuları yıktı Eskişehir'de. Tello ile başlayan atak Serdar ile devam etti, Batuhan'ın jeneriklik golüyle son buldu. Durum 2-1. Maçın genelinde ruhsuz, isteksiz bir oyun sergileyen Beşiktaş kalan kısa sürede de Eskişehir kalesine yüklenemedi ve skoru değiştiremedi. Eskişehirspor maç bitiminde kendine inananları yanıltmadı ve 3 puanı kaptı.
Samsunspor 3:2 Gençlerbirliği : Yazının girişinde tribünlerinden bahsettiğim Samsunspor, 6 yıl sonra tekrar döndüğü Süper Lig'de ilk maçına Gençlerbirliği karşısında çıktı. Gençlerbirliği'nde büyük sıkntılar var kadro bakımından. Yaz transfer döneminde eksiklerini doldurabilecek transferleri gerçekleştiremediler. Birçok kesim tarafından ise düşmenin en büyük adaylarından birisi olarak görülüyordu sezon öncesi. Bende izlediğim hazırlık maçlarında pek beğenmemiştim Gençlerbirliği'ni ama ligin havası farklı olur düşüncesindeydim. Zira kendimi bildim bileli kendine hep üst sıralarda yer bulan Gençlerbirliği'ne Bank Asya Ligi'ni yakıştıramıyorum. Özkan Karabulut, Aykut Demir, Efşan Geçgin, Soner Aydoğdu, Yasin Öztekin gibi ismini pek duymadığımız gençleri bir anda sahaya süren Gençlerbirliği'nde eksik bölge çok. Bilmiyorum bu takım zamanla birbiriyle oynayıp alışırlar mı ama görünen tablo pek iç açıcı değil. Hele ki ilk yarıda ki oyun. Fuat Çapa , Ermin Zec veya Azofeifa gibi isimleri nasıl yedek tuttu bu maçta düşünmedim değil. Lige yeni çıkmanın motivasyonu çok farklı. Samsun'a o motivasyon çok olumlu yansıdı. Maça tutuk başladılar ama attıkları gollerle kendilerine güvenleri geldi. Gençlerbirliği'nin kalede ki ve defanstaki zaaflarını çok iyi değerlendirdiler. Gençlerbirliği geri tarafta özellikle kanatlarda öyle açıklar verdi ki biz 1. Lig'de bile böyle kolay hataları ard arda bir maç içinde bu kadar çok görmüyorduk. Gençlerbirliği, maçın en net pozisyonunu kaçırdıktan sopnra kalesinde golü gördü. Bu defansa karşı, Samsunun hızlı ve kalıplı forvetleri çok rahat pozisyonlar buldu. Özellikle tam Bance'ye göre bir takım vardı karşılarında. Karşısındaki gençlere karşı vücudunu çok iyi kullandı. Buna Ekingho'yu da dahil edebiliriz. Domingues'i ise beğenmediğimi belirtmek isterim. Samsun'un 3 yeni yabancısı ilk yarı biterken 3 gol kaydetti. Attıkları kadarda kaçırdıkları var. Yıllar önce hiçbir Samsunlu'nun hatırlamak istemeyeceği bir maçta karşılaşmıştı bu iki takım. Samsun 19 Mayıs Stadı'nda Gençlerbirliği, Samsun'u hezimete uğratmış tam 7 gol atmışlardı. Neredeyse 10 yıl sonra belkide rövanş alınacaktı Gençlerbirliği'nden. 2. yarısı çok değişti ama maçın. Roller değişmişti bir nevi. Bu yarıda Gençlerbirliği oynarken, Samsunspor oyunu rölantiye alayım derken dozunu fazla kaçırdığını geç farketmişti. Gençlerbirliği ataklarının neredeyse hepsinin içinde olan, oyuna sonradan giren Azofeifa çok güzel bir frikik golüyle takımını umutlandırdı. Bu golden sonra 2. gol için sık sık yüklenen Gençlerbirliği arada kontralar yesede net pozisyonları harcıyor son dakikada farkı 1'e indiriyordu. Geride çok kısa bir zaman dilimi kalmıştı onlar için. Son saniyelerde Ahmet Şahin öyle bir hata yaptı ki o gol ağlara gitse Samsunspor için son derece dramatik bir son olurdu. Genellikle komik futbol videolarında karşımıza çıkan pozisyonlardan birinde Gençlerbirliği golü bulamayınca, Samsunspor 3-2'lik sonuçla 3 puanı aldı.
Ankaragücü 1:2 Mersin İdman Yurdu : Çok sıkıntılı bir sezon geçirmesi muhtemel olan Ankaragücü'nün ilk hafta rakibi ligin yeni takımı Mersin İdman Yurdu'ydu. Rakip onlar için şans mıydı şanssızlık mıydı bakış açıosına göre değişir. Yaz döneminde yönetimsel anlamda büyük sorunlar yaşayan Ankaragücü hala o sıkıntıları atlatamadı. Bu sıkıntıları yaşarkende önemli oyuncuları başka başka takımlara dağıldı. Maç öncesinde Mersin'in kazanması beklenen bir sonuçtu. Ki kimle konuşsak Mersin kazanır diyebiliyordu insanlar çok rahat şekilde. Ama beklenilenden daha dirençli çıktı Ankaragücü. Maçada hızlı başladılar bir topları direkten döndü zira. Ellerinde kalan kadroyla ilk yarıda ne kadar puan toplasa kardır Ankaragücü için. Devre arasına kadar neler değişir bilemeyiz çünkü. Nisbeten durumlarını biraz daha düzeltirlerse saha dışında, devre arasında toparlayabilirler. Bu yüzden devre arasına ne kadar fazla puanla giderlerse umutları o kadar fazla olur. İlk yarıda gol sesi çıkmayan maçta, Mersin Nobre ile 2. yarının başında öne geçti. Geçen sezonu Beşiktaş'ta çok kötü bir sene geçiren Nobre, Mersin'de oynadığı ilk maçta 2 gol birden buldu. Hatta attığı 2. gole Mersinliler kadar onlarda şaşırmışlardır. Sezonun en güzel gollerinden birini izlettirdi bizlere. Ankaragücü 2 golü görünce kalesinde, kopmaya bahane arayan oyunuyla kopmayı başarmıştı. Son dakikalara girerken Serdar Özkan'ın frikik golüyle fark 1'e indi ama Mersin 29 yıl sonra Süper Lig'de ki ilk maçında 3 puanı almayı başardı.
Manisaspor 1:1 Trabzonspor : Kendini bir anda Şampiyonlar Ligi'nde bulan Trabzonspor ligde ilk maçında Manisa deplasmanındaydı. Manisaspor'un başında Trabzonspor'u çok yakından tanıyan bir isim var Kemal Özdeş. Maçın favorisi konumundaydı Trabzon. Adrian, yeni transflerler içinde en çok göze çarpan isim oldu. Maçın genel hakimiydiler zaten ilk yarıda. Çok rahat geliyorlardı Manisa kalesine. Burak ve Halil ile goller kaçıyorken, Manisa maç için pek umut vermemişti bizlere. 39. dakikada Adrian ile başlayan atak Burak ile son buldu ve Trabzon 1-0 öne geçti. 5 dakika sonra da Isaac oyundan atılınca Manisa'nın iyiden iyiye oyundan kopacağını düşündük. İşleri zordu, karşılarında ligi erken açan ve kendilerine göre daha hazır olan bir Trabzon vardı. Ki 2. golü de bulurlarsa muhtemelen işi bitireceklerdi. O gol maç boyunca gelmedi. Manisa kalesinde İlker'in de önemli payı vardı farkın açılmasında. Oyundan ne zaman düşecek diye beklediğimiz Manisa maç boyunca 45 dakika 10 kişi oynamalarına rağmen sonuna kadar Trabzon'a direndi ve 89. dakika da Simpson ile golü bulan taraf oldular. Fikrincede haftanın en değerli puanını aldılar. Maçın uzatma dakikalarında Manisa ceza sahasından çıkmasada Trabzon, 2. golü bulamadılar.
Karabükspor 2:1 Sivasspor : Geçen senenin flash takımı Yücel İldiz'li Karabükspor, o kadroyu pek koruyamadı bu sezon. Yeni alınan isimler tam bir soru işareti olduğundan geçen sene ortaya çıkan başarı bu sene devam edemeyecek muhtemelen. Uzaktan izlediğimizde Yücel İldiz'i oralarda görmek, Karabükspor'u oralarda görmek hepimizi kıskandırıyordu sanıyorum. Yücel İldiz ile nasıl ayrıldığımızda ortadayken. Ama takımımızın bugünlere gelmesindeki temeli oluşturan Yücel İldiz'li günleride hiçbir zaman unutmayacaktır bizler. Pek fazla izleyemesemde bu maçı, yeni gelen Shelton tutacak gibi görünüyor takımda. Pozisyonların içinde çok göründü kendisi. Cernat ise bu takımı her zaan bir üst seviyede tutacaktır. Kaçırdığı penaltı talihsizlik. Sivasspor geçen sene son anda ligde kaldıktan sonra eksik gördüğü yerlere, giden oyunculardan daha üstün oyuncularla dolduramadı. Yeni kalecileri Borjan ilk maçında kalesinde 2 gol gördü. Geçen sene Bank Asya 1. Lig'nde Karşıyaka'da oynadığı futbolla sivrilen Kıvanç'ı da ile başlayan Sivasspor'un Karabükspor maçı bir anda oldu bitti gittiye geldi. 10 dakika içinde 3 gol 1 kaçan penaltının olduğu maçta, Karabükspor kendi sahasında kazanan taraf oldu.
Bursaspor 3:0 Kaysersipor : Maçın sadece ilk yarısını izleyebildim. Zaten ilk yarısında da bitti maç iyi kötü ortaya çıktı. Sık sık duydunuz bugün sanırım, Bursaspor'un bu maça şampiyon olan kadrodan sadece 3 kişiyle çıktığını. Evet son 2 senede büyük değişim kaydettiler oyuncu bazında. Gelenler gidenlerin yerini belki dolduramayacak belki de dolduracak bunu zaman gösterecek. Ama Bursaspor en azından bir süre daha ligin iddaalı ekiplerinden olacaktır. Ertuğrul Sağlam faktörü. Kalede Scott Carson, Ivankov'u aratacak gibi Bursaspor'da. En azından bundan önceki Avrupa maçlarını izlediğim Bursaspor'da bu kanıya vardım. Aslında bu kanıya varmak için daha erken farkındayım ama bir ön görüş sunayım dedim. Rakibine göre daha hazır bir takımdı Bursaspor. E sonuçta rakibine göre daha da erken açmıştı sezonu. Elendikleri Anderletch maçında, rövanşta sergiledikleri oyunu ilk maçlarında da sergileyebilseler hala devam ediyor olabilirlerdi Avrupa'ya. Neyse konumuza dönelim. Bursaspor - Kayserispor maçı dedik. Son yıllarda Anadolu futbolunun derbisi diyebiliriz bu maç için. Beklenen maçlardan birisi oldu bu iki takımın oynayacağı maçlar. Eskilerde Gençlerbirliği - Gaziantepspor maçları bende bu havayı yaratırdı. Bursaspor'a göre Kayserispor'da birçok değişime gitti kadroda ama bu değişim şu an için pek olumlu yansımamış görünüyor. Ligin en genç kadrosuna sahip Kayseri'de bu gençleştirme operasyonu bu ligde tutacak mı merak içindeyim. İlk yarısına göre konuşuyorum, beklediğim gibi bir maç olmadı. Gayet sıkıcı iki takımada yakışmayan bir oyun kondu ortaya. Bursaspor 2 kere şut attı 2'si de gol oldu. Wederson'dan da bu hafta ki klasik frikik gollerinden birisini izledik. Maçın 2. yarısında da pek değişen birşey olmamış ilk yarıya göre. Bursaspor'un attığı 3. gol var ekstradan. Ve de attığı 3 golle birlikte ilk haftada aldığı 3 puan..
İstanbul B.B. 2:0 Galatasaray : İstanbul takımlarının belalısı, bir diğer İstanbul takımı Büyükşehir Belediye, o İstanbul takımları arasında şansının pek tutmadığı Galatasaray'a karşı son 2 yılda üstünlük sağlamayı başardı. Türkiye'de pek alışık olmadığımız bir istikrara sahip olan Büyükşehir Belediyespor bilmem kaç senedir o istikrarı hiç bozmadan Abdullah Avcı'yla, belli bir futbol şablonunu oluşturarak ne çok yukarıda ne çok aşağıda her sene ligi bitirmeyi başarıyor. Birçok kesimin içine sinmeyen Belediyespor'un oynadığı oyuna saygı duymamak olmaz aslında. Bu arada Abdullah Avcı'nın diğer adının Mucib olduğunu öğrendim ki günlük hayatta ne işime yarayacak merak ediyorum. Geçen senenin kötü izlerini silmek isteyen Galatasaray ise yeni bir başlangıç başka bir sezon bakışıyla girdi lige. Gerçi maç bittiğinde değişen birşey olmadığı gözüktü ama daha ilk hafta olduğu için hiçbir takım için kesin yargılara varamıyoruz. Son derece sıkıcı bir maç oldu Olimpiyat Stadyumu'nda. Galatasaray benim fikrime göre oyuna Yekta ile başlamalıydı ki Fatih Terim o değişikliği 2. yarıda gerçekleştirdi. Abdullah Avcı'nın takımı olması gerektiği gibi oynadı. Defansınıda Galatasaray'a göre iyi yaptı, hücumunuda. Ki Galatasaray'a karşı daha çok pozisyona giren taraf oldular. Ben bugün çok beğendim Belediye'yi. Bu oyunu sezona yaysalar Avrupa'ya giderler ama biliyorum ki yayamayacaklar. Galatasaray maçın çoğu dakikasında yenik olmasına rağmen pozisyona girmekte zorlandı, pozisyon başlarında ise ceza sahasında çok az kaldılar, risk almadılar. Risk almadıkları halde ise kalelerinde 2 gol gördüler.
Antalyaspor 1:0 Gaziantepspor : Sabah işe gidecek olmam ve saatin geç olmasından dolayı pek fazla birşey yazamayacağım bir maç. İzleyemedim de zaten. Yaşadığım şehrin takımı Gaziantep'in Antalya'ya göre daha hazır olduğunu düşünüyor, maçı kazanacağını sanıyordum ama yanıldım. Ligin kalburüstü futbolcularından Uğur İnceman'ın golüyle Antalya maçı 1-0 kazandı.
Eskişehirspor 2:1 Beşiktaş : Haftanın açılış maçlarından birisi oldu Eskişehir - Beşiktaş maçı, Samsun'da oynanan maç ile birlikte. Bizlerin bu zamana kadar Süper Lig'de hep uzaktan takip ettiğimiz Eskişehirspor, kendi sahasında rakip kim olursa olsun kolay kolay kaybetmeyen bir takımdı. Dün oynanan açılış maçında da 3 puanı vereceklerini hiç düşünmemiştim Beşiktaş'a ki Beşiktaş bana göre bu sezonu geçsinde nasıl geçerse geçsin havasında oynayacak. Daha konuşmak erken farkındayım ama ellerindeki teknik direktör ile çok fazla ileriye gideceklerini sanmıyorum hem ligde hem Avrupa'da. Bu hafta karşılaşan bu iki takım yaz dönemini çok hareketli geçirdi saha dışında. Ama Eskişehir bu sıkıntıları rakibine göre daha az hasarla atlatmış görünüyor. Kris Boyd gibi bir ismi ilk maçta yedek tutacak kadar geniş ve kaliteli bir kadroya sahipler. Özünde kalecilerini de çok beğeniyorum ama konsantrasyon sorununu çok yaşıyor bazı maçlarda. Yoksa ligin en iyi kalecilerinden birisi benim gözümde. Alper Potuk gibi bir genci sürüyorlar sahaya 2 senedir, 91 doğumlu bir arkadaş. Hiç sırıtmıyor takımda. Zaman kendisini geriye değilde ileriye götürürse daha güzel yerlerde de görebiliriz kendisini. Beşiktaş cephesine geçersek, maça başlayan ilk 11'e bakarsak geçen sene ki hayal kırıklığı yaratan takımdan sadece 2 farklı bir oyuncu vardı sahada. Veli Kavlak ile Egemen Korkmaz oldu bunlar. Egemen, Beşiktaş adına çok olumlu bir transfer. Hatta yaptıkları en iyi transfer diyebilirim. İşte bu tabloda zaten kötü olan bir takımı bir sezon sonrada neredeyse aynı şekilde sahaya sürersen başarı beklemekte hayal olurdu. Kötüde oynadılar zaten oyunun genelinde. Güzel bir frikik golü geldi Diego'dan. Uzak mesafeden daha öncede böyle goller attığını hatırlıyorum pek emin olmamakla birlikte. Bu arada ne çok frikik golü olurmuş bu ligde? Samsun'da, Ankara'da, Bursa'da ve bu maçta kaliteli frikik golleri izledik. Diego ile 1-0 öne geçtikten sonra oyunu Beşiktaş'a karşı elinde tutan Eskişehir ilk yarının son saniyelerinde yeni transferleri Kamanan'ın büyük hatası ile golü yediler. Bir takım için büyük hayal kırıklığıdır ilk yarıda golü yeyip soyunma odasına gitmesi. İkinci yarıda Beşiktaş oyuncu değişikliklerini geç yaptı. Zaten 3 oyuncu değişikliği hakkınıda doldurmadılar bile. Skoru lehlerine çevirmek için pek bir şey yapmadı oyun içindekiler ve kenar yönetim. Tek hamleleri Pektemek'i oyuna almak oldu ama sonuç alamadılar. 1 puana razı görüntü çizen Beşiktaş'ı maçın sonlarına doğru eski oyuncuları yıktı Eskişehir'de. Tello ile başlayan atak Serdar ile devam etti, Batuhan'ın jeneriklik golüyle son buldu. Durum 2-1. Maçın genelinde ruhsuz, isteksiz bir oyun sergileyen Beşiktaş kalan kısa sürede de Eskişehir kalesine yüklenemedi ve skoru değiştiremedi. Eskişehirspor maç bitiminde kendine inananları yanıltmadı ve 3 puanı kaptı.
Samsunspor 3:2 Gençlerbirliği : Yazının girişinde tribünlerinden bahsettiğim Samsunspor, 6 yıl sonra tekrar döndüğü Süper Lig'de ilk maçına Gençlerbirliği karşısında çıktı. Gençlerbirliği'nde büyük sıkntılar var kadro bakımından. Yaz transfer döneminde eksiklerini doldurabilecek transferleri gerçekleştiremediler. Birçok kesim tarafından ise düşmenin en büyük adaylarından birisi olarak görülüyordu sezon öncesi. Bende izlediğim hazırlık maçlarında pek beğenmemiştim Gençlerbirliği'ni ama ligin havası farklı olur düşüncesindeydim. Zira kendimi bildim bileli kendine hep üst sıralarda yer bulan Gençlerbirliği'ne Bank Asya Ligi'ni yakıştıramıyorum. Özkan Karabulut, Aykut Demir, Efşan Geçgin, Soner Aydoğdu, Yasin Öztekin gibi ismini pek duymadığımız gençleri bir anda sahaya süren Gençlerbirliği'nde eksik bölge çok. Bilmiyorum bu takım zamanla birbiriyle oynayıp alışırlar mı ama görünen tablo pek iç açıcı değil. Hele ki ilk yarıda ki oyun. Fuat Çapa , Ermin Zec veya Azofeifa gibi isimleri nasıl yedek tuttu bu maçta düşünmedim değil. Lige yeni çıkmanın motivasyonu çok farklı. Samsun'a o motivasyon çok olumlu yansıdı. Maça tutuk başladılar ama attıkları gollerle kendilerine güvenleri geldi. Gençlerbirliği'nin kalede ki ve defanstaki zaaflarını çok iyi değerlendirdiler. Gençlerbirliği geri tarafta özellikle kanatlarda öyle açıklar verdi ki biz 1. Lig'de bile böyle kolay hataları ard arda bir maç içinde bu kadar çok görmüyorduk. Gençlerbirliği, maçın en net pozisyonunu kaçırdıktan sopnra kalesinde golü gördü. Bu defansa karşı, Samsunun hızlı ve kalıplı forvetleri çok rahat pozisyonlar buldu. Özellikle tam Bance'ye göre bir takım vardı karşılarında. Karşısındaki gençlere karşı vücudunu çok iyi kullandı. Buna Ekingho'yu da dahil edebiliriz. Domingues'i ise beğenmediğimi belirtmek isterim. Samsun'un 3 yeni yabancısı ilk yarı biterken 3 gol kaydetti. Attıkları kadarda kaçırdıkları var. Yıllar önce hiçbir Samsunlu'nun hatırlamak istemeyeceği bir maçta karşılaşmıştı bu iki takım. Samsun 19 Mayıs Stadı'nda Gençlerbirliği, Samsun'u hezimete uğratmış tam 7 gol atmışlardı. Neredeyse 10 yıl sonra belkide rövanş alınacaktı Gençlerbirliği'nden. 2. yarısı çok değişti ama maçın. Roller değişmişti bir nevi. Bu yarıda Gençlerbirliği oynarken, Samsunspor oyunu rölantiye alayım derken dozunu fazla kaçırdığını geç farketmişti. Gençlerbirliği ataklarının neredeyse hepsinin içinde olan, oyuna sonradan giren Azofeifa çok güzel bir frikik golüyle takımını umutlandırdı. Bu golden sonra 2. gol için sık sık yüklenen Gençlerbirliği arada kontralar yesede net pozisyonları harcıyor son dakikada farkı 1'e indiriyordu. Geride çok kısa bir zaman dilimi kalmıştı onlar için. Son saniyelerde Ahmet Şahin öyle bir hata yaptı ki o gol ağlara gitse Samsunspor için son derece dramatik bir son olurdu. Genellikle komik futbol videolarında karşımıza çıkan pozisyonlardan birinde Gençlerbirliği golü bulamayınca, Samsunspor 3-2'lik sonuçla 3 puanı aldı.
Ankaragücü 1:2 Mersin İdman Yurdu : Çok sıkıntılı bir sezon geçirmesi muhtemel olan Ankaragücü'nün ilk hafta rakibi ligin yeni takımı Mersin İdman Yurdu'ydu. Rakip onlar için şans mıydı şanssızlık mıydı bakış açıosına göre değişir. Yaz döneminde yönetimsel anlamda büyük sorunlar yaşayan Ankaragücü hala o sıkıntıları atlatamadı. Bu sıkıntıları yaşarkende önemli oyuncuları başka başka takımlara dağıldı. Maç öncesinde Mersin'in kazanması beklenen bir sonuçtu. Ki kimle konuşsak Mersin kazanır diyebiliyordu insanlar çok rahat şekilde. Ama beklenilenden daha dirençli çıktı Ankaragücü. Maçada hızlı başladılar bir topları direkten döndü zira. Ellerinde kalan kadroyla ilk yarıda ne kadar puan toplasa kardır Ankaragücü için. Devre arasına kadar neler değişir bilemeyiz çünkü. Nisbeten durumlarını biraz daha düzeltirlerse saha dışında, devre arasında toparlayabilirler. Bu yüzden devre arasına ne kadar fazla puanla giderlerse umutları o kadar fazla olur. İlk yarıda gol sesi çıkmayan maçta, Mersin Nobre ile 2. yarının başında öne geçti. Geçen sezonu Beşiktaş'ta çok kötü bir sene geçiren Nobre, Mersin'de oynadığı ilk maçta 2 gol birden buldu. Hatta attığı 2. gole Mersinliler kadar onlarda şaşırmışlardır. Sezonun en güzel gollerinden birini izlettirdi bizlere. Ankaragücü 2 golü görünce kalesinde, kopmaya bahane arayan oyunuyla kopmayı başarmıştı. Son dakikalara girerken Serdar Özkan'ın frikik golüyle fark 1'e indi ama Mersin 29 yıl sonra Süper Lig'de ki ilk maçında 3 puanı almayı başardı.
Manisaspor 1:1 Trabzonspor : Kendini bir anda Şampiyonlar Ligi'nde bulan Trabzonspor ligde ilk maçında Manisa deplasmanındaydı. Manisaspor'un başında Trabzonspor'u çok yakından tanıyan bir isim var Kemal Özdeş. Maçın favorisi konumundaydı Trabzon. Adrian, yeni transflerler içinde en çok göze çarpan isim oldu. Maçın genel hakimiydiler zaten ilk yarıda. Çok rahat geliyorlardı Manisa kalesine. Burak ve Halil ile goller kaçıyorken, Manisa maç için pek umut vermemişti bizlere. 39. dakikada Adrian ile başlayan atak Burak ile son buldu ve Trabzon 1-0 öne geçti. 5 dakika sonra da Isaac oyundan atılınca Manisa'nın iyiden iyiye oyundan kopacağını düşündük. İşleri zordu, karşılarında ligi erken açan ve kendilerine göre daha hazır olan bir Trabzon vardı. Ki 2. golü de bulurlarsa muhtemelen işi bitireceklerdi. O gol maç boyunca gelmedi. Manisa kalesinde İlker'in de önemli payı vardı farkın açılmasında. Oyundan ne zaman düşecek diye beklediğimiz Manisa maç boyunca 45 dakika 10 kişi oynamalarına rağmen sonuna kadar Trabzon'a direndi ve 89. dakika da Simpson ile golü bulan taraf oldular. Fikrincede haftanın en değerli puanını aldılar. Maçın uzatma dakikalarında Manisa ceza sahasından çıkmasada Trabzon, 2. golü bulamadılar.
Karabükspor 2:1 Sivasspor : Geçen senenin flash takımı Yücel İldiz'li Karabükspor, o kadroyu pek koruyamadı bu sezon. Yeni alınan isimler tam bir soru işareti olduğundan geçen sene ortaya çıkan başarı bu sene devam edemeyecek muhtemelen. Uzaktan izlediğimizde Yücel İldiz'i oralarda görmek, Karabükspor'u oralarda görmek hepimizi kıskandırıyordu sanıyorum. Yücel İldiz ile nasıl ayrıldığımızda ortadayken. Ama takımımızın bugünlere gelmesindeki temeli oluşturan Yücel İldiz'li günleride hiçbir zaman unutmayacaktır bizler. Pek fazla izleyemesemde bu maçı, yeni gelen Shelton tutacak gibi görünüyor takımda. Pozisyonların içinde çok göründü kendisi. Cernat ise bu takımı her zaan bir üst seviyede tutacaktır. Kaçırdığı penaltı talihsizlik. Sivasspor geçen sene son anda ligde kaldıktan sonra eksik gördüğü yerlere, giden oyunculardan daha üstün oyuncularla dolduramadı. Yeni kalecileri Borjan ilk maçında kalesinde 2 gol gördü. Geçen sene Bank Asya 1. Lig'nde Karşıyaka'da oynadığı futbolla sivrilen Kıvanç'ı da ile başlayan Sivasspor'un Karabükspor maçı bir anda oldu bitti gittiye geldi. 10 dakika içinde 3 gol 1 kaçan penaltının olduğu maçta, Karabükspor kendi sahasında kazanan taraf oldu.
Bursaspor 3:0 Kaysersipor : Maçın sadece ilk yarısını izleyebildim. Zaten ilk yarısında da bitti maç iyi kötü ortaya çıktı. Sık sık duydunuz bugün sanırım, Bursaspor'un bu maça şampiyon olan kadrodan sadece 3 kişiyle çıktığını. Evet son 2 senede büyük değişim kaydettiler oyuncu bazında. Gelenler gidenlerin yerini belki dolduramayacak belki de dolduracak bunu zaman gösterecek. Ama Bursaspor en azından bir süre daha ligin iddaalı ekiplerinden olacaktır. Ertuğrul Sağlam faktörü. Kalede Scott Carson, Ivankov'u aratacak gibi Bursaspor'da. En azından bundan önceki Avrupa maçlarını izlediğim Bursaspor'da bu kanıya vardım. Aslında bu kanıya varmak için daha erken farkındayım ama bir ön görüş sunayım dedim. Rakibine göre daha hazır bir takımdı Bursaspor. E sonuçta rakibine göre daha da erken açmıştı sezonu. Elendikleri Anderletch maçında, rövanşta sergiledikleri oyunu ilk maçlarında da sergileyebilseler hala devam ediyor olabilirlerdi Avrupa'ya. Neyse konumuza dönelim. Bursaspor - Kayserispor maçı dedik. Son yıllarda Anadolu futbolunun derbisi diyebiliriz bu maç için. Beklenen maçlardan birisi oldu bu iki takımın oynayacağı maçlar. Eskilerde Gençlerbirliği - Gaziantepspor maçları bende bu havayı yaratırdı. Bursaspor'a göre Kayserispor'da birçok değişime gitti kadroda ama bu değişim şu an için pek olumlu yansımamış görünüyor. Ligin en genç kadrosuna sahip Kayseri'de bu gençleştirme operasyonu bu ligde tutacak mı merak içindeyim. İlk yarısına göre konuşuyorum, beklediğim gibi bir maç olmadı. Gayet sıkıcı iki takımada yakışmayan bir oyun kondu ortaya. Bursaspor 2 kere şut attı 2'si de gol oldu. Wederson'dan da bu hafta ki klasik frikik gollerinden birisini izledik. Maçın 2. yarısında da pek değişen birşey olmamış ilk yarıya göre. Bursaspor'un attığı 3. gol var ekstradan. Ve de attığı 3 golle birlikte ilk haftada aldığı 3 puan..
İstanbul B.B. 2:0 Galatasaray : İstanbul takımlarının belalısı, bir diğer İstanbul takımı Büyükşehir Belediye, o İstanbul takımları arasında şansının pek tutmadığı Galatasaray'a karşı son 2 yılda üstünlük sağlamayı başardı. Türkiye'de pek alışık olmadığımız bir istikrara sahip olan Büyükşehir Belediyespor bilmem kaç senedir o istikrarı hiç bozmadan Abdullah Avcı'yla, belli bir futbol şablonunu oluşturarak ne çok yukarıda ne çok aşağıda her sene ligi bitirmeyi başarıyor. Birçok kesimin içine sinmeyen Belediyespor'un oynadığı oyuna saygı duymamak olmaz aslında. Bu arada Abdullah Avcı'nın diğer adının Mucib olduğunu öğrendim ki günlük hayatta ne işime yarayacak merak ediyorum. Geçen senenin kötü izlerini silmek isteyen Galatasaray ise yeni bir başlangıç başka bir sezon bakışıyla girdi lige. Gerçi maç bittiğinde değişen birşey olmadığı gözüktü ama daha ilk hafta olduğu için hiçbir takım için kesin yargılara varamıyoruz. Son derece sıkıcı bir maç oldu Olimpiyat Stadyumu'nda. Galatasaray benim fikrime göre oyuna Yekta ile başlamalıydı ki Fatih Terim o değişikliği 2. yarıda gerçekleştirdi. Abdullah Avcı'nın takımı olması gerektiği gibi oynadı. Defansınıda Galatasaray'a göre iyi yaptı, hücumunuda. Ki Galatasaray'a karşı daha çok pozisyona giren taraf oldular. Ben bugün çok beğendim Belediye'yi. Bu oyunu sezona yaysalar Avrupa'ya giderler ama biliyorum ki yayamayacaklar. Galatasaray maçın çoğu dakikasında yenik olmasına rağmen pozisyona girmekte zorlandı, pozisyon başlarında ise ceza sahasında çok az kaldılar, risk almadılar. Risk almadıkları halde ise kalelerinde 2 gol gördüler.
Antalyaspor 1:0 Gaziantepspor : Sabah işe gidecek olmam ve saatin geç olmasından dolayı pek fazla birşey yazamayacağım bir maç. İzleyemedim de zaten. Yaşadığım şehrin takımı Gaziantep'in Antalya'ya göre daha hazır olduğunu düşünüyor, maçı kazanacağını sanıyordum ama yanıldım. Ligin kalburüstü futbolcularından Uğur İnceman'ın golüyle Antalya maçı 1-0 kazandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...