Sizi tekrar gördüğümüze memnun olduk. Özlenmişsiniz...
Süper Lig'in 1 gün öncesinde Bank Asya 1. Lig başladı bu akşam Denizli'de oynanan maç ile. Denizlispor kendi sahasında ağırladı ligin yeni ekibi Göztepe'yi. Türkiye'de 3. Lig'ler daha önce başladı ama malum kimsenin ilgisini çekmediği için o maçlar, toplumun çoğu kesimine göre Türk futbolu bu akşamla birlikte yeni sezona merhaba demiş oldu. Güzelde olduğunu söyleyebiliriz, o kadar karmaşadan sonra futbol konuşabilmeyi, televizyondan tarafsız gözle maç izlemeyi gerçekten özlemişiz...
Ligin daha ilk haftası olduğu için takımlar hakkında çok fazla eleştiri yapmaya gerek yok aslında ama oynanan futbol bir yana kadro yapısı itibariyle Göztepe sanki orta sıralar ile düşme potasında gidip gelir izlenimi bıraktı bende. Denizlispor'un maçın ilk yarısındaki performansı oldukça iyiydi ama Göztepe'nin pasif futbolunun da bunda etkili olduğunu düşünüyorum. 2. yarı iseilk yarıya göre daha bir ortalama geçti diyebiliriz.
Maç öncesi kadrolara baktığımızda Denizli'de ilk dikkatimi çeken isim Ercan Ünal olmuştu. Bizde oynarken beğendiğim bir oyuncuydu ki gitmesine de üzülmüştüm, üzülmüştü Ercan'ı beğenen çoğu kesim. Bizden sonra Altay ve Çaykur Rize'de maceralar yaşayan Ercan, Rizeliler tarafından yerden yere vurulmuştu. Kumaş orada tutmamış, tutturulamamıştı. Denizli'de güzel işler yapabileceğini düşünüyordum ki en azından bugün itibariyle yanıltmadı beni. Beğendim kendisini.
Ercan'ın kişisel bu durumu gibi, özünde geçen senede kumaşı iyi olan Denizlispor ise bu sene o kumaşa Koray Çölgeçen, Veli Acar ve Murat Önür gibi isimler eklemiş. Bu yazıyı okuyan dostlarıma Murat Önür'ün TFF'nin sitesindeki fotoğrafa bakmalarını da tavsiye ederim. Ortamına göre değişik bir fotoğraf var orada. Belki buna benzer çok fotoğraf bulunur TFF'nin sitesinde ama vaktim yok bakamıyorum, sınavım var ben yarın arkadaş..
Birde Gohou diye bir isim vardı Denizli'den. Dışarıdan bakınca Djibril Cisse. Yada gördüğüm her sarı saçlıyı Cisse'ye benzetiyorum, bilemedim. Adından çok söz ettirdi bu akşam, özellikle ilk yarıda. Bir gol attı ama karşı karşıya kaçırdıklarıda vardı bunun yanında. Çok teknik bir futbolcu değil, çok hızlı da değil ama bu özelliklerin hepsinden azar azar var sanki Gohou'da. Tip olarak Cisse'yi andırsa da bana Makakula'nın biraz daha ince kıyımı gibi geldi. Fiziğini çok iyi kullanıyor ve bu özelliği onu rakip defans karşısında üstün kılıyor. Macar ekibi Neuchatel Xamax'dan gelen Gohou geçtiğimiz sezon 10 gole imzasını atmış. Göztepe defansının zaafları mı Gohou'nun etkili görünmesini sağladı bizlere, yoksa gerçekten mi iyi bir oyuncu zamana bırakıp öğrenelim.
Göztepe'ye gelelim. En büyük hatayı kalede yapmışlar. Bizde de oynadığı dönemden biliyoruz ki, Akın Sinan Altay'da oynadığı dönemden sonra hiçbir zaman gittiği yerde dikiş tutturamadı, o seviyeye ulaşamadı. Bank Asya için yetersiz bir kaleci artık. Böylesine önemli bir mevkiyi Göztepe'nin artık miladı dolmuş birisine bırakması bir hata. Bunun yanında Yasin Avcı ve Evren Kürkçü transferlerininde takıma pek olumlu katku sağlayacağını düşünmüyorum. Aydın Karabulut'u merak ediyordum özellikle. TRT spikeride maç içerisinde söyledi birçok Süper Lig takımı isterken Göztepe'ye geldi diye. Onlardan biriside bizim takımımızdı. İlk maçtan gemileri yakmak olmaz ama kötüydü bu akşam. Klasik bir sözdür, kendini futbola verirse tekrar ismini duyurabilir. Veremezse seneye Konya Şekerspor'da izleyebiliriz.
Çok mu karamsar oldum ne Göztepe için? Aslında Göztepelik bi durum yok yazımda. Genelde kişiler üzerinden gitmeye çalıştım...
Maça gelelim, yorumları bırakıp. Denizli halkı futbolu çok da fazla özlememiş aslında. Tribünlerde geçen yıl da olduğu gibi büyük boşluklar vardı. İlk 15 dakikası, iki takımın birbirini tartması şeklinde geçti. Sonraki dakikalarda ise açılan takım Denizli oldu. Fatih Yiğen 2011-2012 sezonunun ilk golünü kaydetti, derin bir kaleci hatasıyla. Sonrasında yukadarda da bahsettiğimiz Gohou çıktı sahneye, kafayla aşırttı, yine bir kaleci hatası 2-0. Gollerden öncesi sonrası kaçanlar Denizli farkı sadece 2'ye kadar açabildi. Göztepe ilk yarıdaki kale ve defans hattıyla haftaya Karşıyaka maçında zor anlar yaşayabilir. Ama daha Karşıyaka'yı izlemedik. Neyse, evet daha erken aldım sözümü geri.
Zaman zaman zevkli bir maç oldu genele yayınca. 2. yarıda Denizli baskısından ödün vermedi ama Göztepe golü buldu. Yine bir kafa bu sefer gol İlk yarıya göre daha derli toplu görünen Göztepe kalesinde ara ara tehlikeler yaşasada farkın açılmasına izin vermemekle birlikte, son dakikalar yaklaşıp risk almaya başlayınca Denizli ceza sahası içinde girmeye başladı ama o aradıkları beraberlik golünü bulamadılar.
Ne diyelim, hoşgeldin futbol.
Umarız sezon sonunda adın pak, yüzün ak olur.
Süper Lig'in 1 gün öncesinde Bank Asya 1. Lig başladı bu akşam Denizli'de oynanan maç ile. Denizlispor kendi sahasında ağırladı ligin yeni ekibi Göztepe'yi. Türkiye'de 3. Lig'ler daha önce başladı ama malum kimsenin ilgisini çekmediği için o maçlar, toplumun çoğu kesimine göre Türk futbolu bu akşamla birlikte yeni sezona merhaba demiş oldu. Güzelde olduğunu söyleyebiliriz, o kadar karmaşadan sonra futbol konuşabilmeyi, televizyondan tarafsız gözle maç izlemeyi gerçekten özlemişiz...
Ligin daha ilk haftası olduğu için takımlar hakkında çok fazla eleştiri yapmaya gerek yok aslında ama oynanan futbol bir yana kadro yapısı itibariyle Göztepe sanki orta sıralar ile düşme potasında gidip gelir izlenimi bıraktı bende. Denizlispor'un maçın ilk yarısındaki performansı oldukça iyiydi ama Göztepe'nin pasif futbolunun da bunda etkili olduğunu düşünüyorum. 2. yarı iseilk yarıya göre daha bir ortalama geçti diyebiliriz.
Maç öncesi kadrolara baktığımızda Denizli'de ilk dikkatimi çeken isim Ercan Ünal olmuştu. Bizde oynarken beğendiğim bir oyuncuydu ki gitmesine de üzülmüştüm, üzülmüştü Ercan'ı beğenen çoğu kesim. Bizden sonra Altay ve Çaykur Rize'de maceralar yaşayan Ercan, Rizeliler tarafından yerden yere vurulmuştu. Kumaş orada tutmamış, tutturulamamıştı. Denizli'de güzel işler yapabileceğini düşünüyordum ki en azından bugün itibariyle yanıltmadı beni. Beğendim kendisini.
Ercan'ın kişisel bu durumu gibi, özünde geçen senede kumaşı iyi olan Denizlispor ise bu sene o kumaşa Koray Çölgeçen, Veli Acar ve Murat Önür gibi isimler eklemiş. Bu yazıyı okuyan dostlarıma Murat Önür'ün TFF'nin sitesindeki fotoğrafa bakmalarını da tavsiye ederim. Ortamına göre değişik bir fotoğraf var orada. Belki buna benzer çok fotoğraf bulunur TFF'nin sitesinde ama vaktim yok bakamıyorum, sınavım var ben yarın arkadaş..
Birde Gohou diye bir isim vardı Denizli'den. Dışarıdan bakınca Djibril Cisse. Yada gördüğüm her sarı saçlıyı Cisse'ye benzetiyorum, bilemedim. Adından çok söz ettirdi bu akşam, özellikle ilk yarıda. Bir gol attı ama karşı karşıya kaçırdıklarıda vardı bunun yanında. Çok teknik bir futbolcu değil, çok hızlı da değil ama bu özelliklerin hepsinden azar azar var sanki Gohou'da. Tip olarak Cisse'yi andırsa da bana Makakula'nın biraz daha ince kıyımı gibi geldi. Fiziğini çok iyi kullanıyor ve bu özelliği onu rakip defans karşısında üstün kılıyor. Macar ekibi Neuchatel Xamax'dan gelen Gohou geçtiğimiz sezon 10 gole imzasını atmış. Göztepe defansının zaafları mı Gohou'nun etkili görünmesini sağladı bizlere, yoksa gerçekten mi iyi bir oyuncu zamana bırakıp öğrenelim.
Göztepe'ye gelelim. En büyük hatayı kalede yapmışlar. Bizde de oynadığı dönemden biliyoruz ki, Akın Sinan Altay'da oynadığı dönemden sonra hiçbir zaman gittiği yerde dikiş tutturamadı, o seviyeye ulaşamadı. Bank Asya için yetersiz bir kaleci artık. Böylesine önemli bir mevkiyi Göztepe'nin artık miladı dolmuş birisine bırakması bir hata. Bunun yanında Yasin Avcı ve Evren Kürkçü transferlerininde takıma pek olumlu katku sağlayacağını düşünmüyorum. Aydın Karabulut'u merak ediyordum özellikle. TRT spikeride maç içerisinde söyledi birçok Süper Lig takımı isterken Göztepe'ye geldi diye. Onlardan biriside bizim takımımızdı. İlk maçtan gemileri yakmak olmaz ama kötüydü bu akşam. Klasik bir sözdür, kendini futbola verirse tekrar ismini duyurabilir. Veremezse seneye Konya Şekerspor'da izleyebiliriz.
Çok mu karamsar oldum ne Göztepe için? Aslında Göztepelik bi durum yok yazımda. Genelde kişiler üzerinden gitmeye çalıştım...
Maça gelelim, yorumları bırakıp. Denizli halkı futbolu çok da fazla özlememiş aslında. Tribünlerde geçen yıl da olduğu gibi büyük boşluklar vardı. İlk 15 dakikası, iki takımın birbirini tartması şeklinde geçti. Sonraki dakikalarda ise açılan takım Denizli oldu. Fatih Yiğen 2011-2012 sezonunun ilk golünü kaydetti, derin bir kaleci hatasıyla. Sonrasında yukadarda da bahsettiğimiz Gohou çıktı sahneye, kafayla aşırttı, yine bir kaleci hatası 2-0. Gollerden öncesi sonrası kaçanlar Denizli farkı sadece 2'ye kadar açabildi. Göztepe ilk yarıdaki kale ve defans hattıyla haftaya Karşıyaka maçında zor anlar yaşayabilir. Ama daha Karşıyaka'yı izlemedik. Neyse, evet daha erken aldım sözümü geri.
Zaman zaman zevkli bir maç oldu genele yayınca. 2. yarıda Denizli baskısından ödün vermedi ama Göztepe golü buldu. Yine bir kafa bu sefer gol İlk yarıya göre daha derli toplu görünen Göztepe kalesinde ara ara tehlikeler yaşasada farkın açılmasına izin vermemekle birlikte, son dakikalar yaklaşıp risk almaya başlayınca Denizli ceza sahası içinde girmeye başladı ama o aradıkları beraberlik golünü bulamadılar.
Ne diyelim, hoşgeldin futbol.
Umarız sezon sonunda adın pak, yüzün ak olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...