Soğuk memleket Kayseri. Erciyes'in rüzgarı insanın yüzünü jilet gibi kesiyor. Hazırlıksız giderseniz yandınız. Hazırlıklı gidersenizde pek değişen birşey yok gerçi. Soğuk yine soğuk.
Gaziantep'den başlamıştı Kayseri yolculuğum. 5-6 saatlik bir mesafe vardı önümde, fazla uzun olmayan. Otobüsün sefer saati 00:32 olarak yazılmıştı bilete. Böyle bir tarifede ilk defa gördüm ne diyeyim. 00:35 olsa bi yerde anlarım ama 00:32 garip geldi biraz. Yer yer yağmur, yer yer göz gözü görmeyecej derecede muhtelif yerleri kapatan sis eşliğiyle, hafif Karadeniz'i andıran bir hava ile birlikte sabah 6'da indiğim Kayseri'de kar atıştırıyordu. Dışarıda gezmenin çok zor olduğu saatlerde, bi kahvaltı ile çay içip içimi ısıtmak isterken şehire çok erken düştüğümü farkettim. Zira şehir hayalet gibiydi, açık olan tek yer yoktu o saatte.
Gaziantep'den başlamıştı Kayseri yolculuğum. 5-6 saatlik bir mesafe vardı önümde, fazla uzun olmayan. Otobüsün sefer saati 00:32 olarak yazılmıştı bilete. Böyle bir tarifede ilk defa gördüm ne diyeyim. 00:35 olsa bi yerde anlarım ama 00:32 garip geldi biraz. Yer yer yağmur, yer yer göz gözü görmeyecej derecede muhtelif yerleri kapatan sis eşliğiyle, hafif Karadeniz'i andıran bir hava ile birlikte sabah 6'da indiğim Kayseri'de kar atıştırıyordu. Dışarıda gezmenin çok zor olduğu saatlerde, bi kahvaltı ile çay içip içimi ısıtmak isterken şehire çok erken düştüğümü farkettim. Zira şehir hayalet gibiydi, açık olan tek yer yoktu o saatte.
Kırıkkale'de okuduğum üniversite zamanlarında, birazda okuduğum bölümle alakalı ki çok bahsedilirdi Kayseri'den. İç Anadolu'nun en derli toplu şehirlerinden olması açısından çok örnek gösterilirdi. Üniversite döneminde gitmek için fırsatım olmamıştı ama çok merak ettiğim bu şehre gitmek cumartesi gününe kısmetmiş. Soğuk olmasa, şehri daha çok tanımayı isterdim. Eski halini bilmiyorum ama son zamanlarda büyük bir gelişme gösterdiğini tahmin ediyorum. Şehir merkezi görsellik olarak gayet iyi. Gittiğim hiçbir şehirde şehirin tam ortasında bu kadar çok tarihi yapıya rastladığımı hatırlamıyorum. Bu yönden gayet hoşuma gitti Kayseri. Şehir merkezinde zaman geçirecek fazla alternatif var mıydı eskiden bilmiyorum ama yoksa bile son zamanlarda yapılan eğlence yerleri Kayseri'ye bir canlılık getirmiş olabilir. Gelmişken eski stadyumun şimdiki durumunuda merak etmiştim. O statta unutamayacağımız anılarımız olmuştu. Zamanında Play Off maçları oynadığımız Kayseri Atatürk Stadyumu'nda, özellikle son zamanlarda Erciyesspor ile karşılaşma fırsatı bulmuştuk. Hatta yakın tarihlerde de Mehmet Öncan'ın kan içinde kalan fırmasını çamurla örtmeye çalıştığı o sahnede yine Kayseri Atatürk stadyumunda gerçekleşmişti. Şimdi Forum Kayseri yapıyorlar oraya.
Gün boyu Orduspor atkı ve beresi ile dolaştığım şehirde tek bir kötü tepkiyle karşılaşmadım. Ki maç öncesi konuştuğumuz diğer renktaşlarımızda Kayserispor taraftarlarına aynı şeyi ilettiler şehir ile ilgili. Bu konuda teşekkürlerimizi iletiriz bu satırlardan onlara.
Gün boyu Orduspor atkı ve beresi ile dolaştığım şehirde tek bir kötü tepkiyle karşılaşmadım. Ki maç öncesi konuştuğumuz diğer renktaşlarımızda Kayserispor taraftarlarına aynı şeyi ilettiler şehir ile ilgili. Bu konuda teşekkürlerimizi iletiriz bu satırlardan onlara.
Gün akşama yaklaşırken Kadir Has Stadyumu'nun önündeyiz artık. Yeni yapılan statlar için genelde şehir dışının seçildiği malumunuz. Kadir Has Stadyumu'da nisbeten şehir dışına yapılmış ama ulaşım açısından çok kolay yerde. Kayseri taraftarının stad uzak diye bir bahanesi olmamalı. Neredeyse dakika başı kalkan raylı sistem hattıyla şehir merkezinden 10 dakikada tam stadyumun önüne gelebiliyorsun. Erciyesspor'un yan sahası, bu stadın yanında çocuğu gibi kalıyor demek bile hafif kalır. Gelmişken orayıda gördük.
Stadyumun önündeyiz ya hani. İnanılmaz güzel bir stad. Dışarıdan fabrika görüntüsünü andırıyor. Alışkın değiliz böyle yerlerde maç izlemeye. "Neler yapmış adamlar" diye düşünürken, kendi stadyumumuzun maratonu geliyor aklımıza. Çok uzaklara dalıyoruz işte o zaman. İçeri giriyoruz, dibimiz düşüyor. Şahane! Bizlerde" köyden indik şehire" havası. Stada girer girmez ellerde fotoğraf makinası, stadyumun her yanı çekiliyor, o anlar ölümsüzleştiriliyor. Yorumlar yapılıyor, hepimiz imreniyoruz. Ordu Arena noldu bu arada ?
O stadyumun üzerine soba döşeyenler çok dualar aldı bizden. Zaten dışarıda soğuktan dizlerimizin titremeye başladığı dakikalarda, birde tribünde 2 saat o soğuğu yemek maçı işkence haline getirebilirdi.
Tribünler boştu maç başladığında. Kayserililer bu maçada ilgi göstermemişlerdi. Stadınız boş denildiğinde "stad büyük olduğu için az görünüyoruz" diyorlardı ama en azından bu maç için çok rahat söyleyebilirim ki bu maçta en fazla 4 bin 5 bin kişiydiler orada. Kayserililer, Kayserispor'u sevmiyorlar. Kayserispor - Erciyesspor - İstanbul takımları arasında sıkışıp kalmışlar. Kayserispor'u unutmuşlar, yada unutturmuşlar kendilerine. Böyle bir stadyumda maç izlemek gerçekten büyük zevk. Kayseri halkı ise bu zevki sadece İstanbul maçlarında tercih ediyorlar.
Maç öncesinde arkadaşlarla konuşurken 0-0'a kitlenir maç diyordum. Normal şartlarda kitlenecek gibiydi zaten. Kayserispor'u gözümüzde çok büyütmenin ceremesini çektik. İlk yarıda takımı beğenmeyenler azımsanmayacak kadar çoktu ama o kadar kötü bir görüntü koymadık ortaya fikrimce. Cesur olamadık sadece. Cesur olsak ileride daha çok pozisyon bulabilirdik. Daha çok kelimesi biraz yanlış oldu gerçi. Maç genelinde son 10 dakikayı saymazsak tek bir pozisyon bulamadık gibi.
Dedim ya 0-0'a kitlenecek gibiydi maç. Ta ki Yalçın o hatayı yapana kadar. Bu maçta kilidi yapılacak bir hata açacaktı ki piyango Yalçın'a vurdu. Talihsiz bir gol ile yenik duruma düştük. Geri ve orta tarafta normal oyunumuzu sergiliyoruz ama cesa sahası içerisinde kayboluyoruz. İyi günlerimiz olduğu kadar kötü günlerimizde olacaktı. İyi bir seri yakalamıştık, iyi gittik. Son 2 haftadır ise kötü bir seri yakaladık, kötü gidiyoruz. İyi iken herşey iyi ama şimdi ki dönem çok önemli. Sonuçta 2 3 maçta da gelecek kötü sonuçlarda hemen homurdanmalar ortaya çıkacak.
Futbolcularımızdan bazılarının haftalar ilerledikçe form düşüklükleri ortaya çıkmaya başladı. Fatih Tekke kaç haftadır yokları oynuyor. Cumartesi günü ise yokları oynamanın dibine vurdu. 90 dakika sahada kalması tam anlamıyla skandaldı. Düşünelim, ofsaytta atamadığı o golü ofsayt olmasada atamayacaktı. Skor 1-0 iken o pozisyonda o topu o kadar kötü bir yere göndermek pek doğal bir tepkiyle karşılanmazdı. Culio kesinlikle geldiği günki Culio değil. Stancu sağda eriyor gidiyor. Forvet namına hiçbirşey yok takımda. Eriyoruz ceza sahasında. Geldiğinden beri birçok dalda büyük başarılara imza atan Nedim Türkmen'in, 3 senedir şu takıma forvet kazandıramamasını aklım almıyor. Bu şehir fovette hangi bitikleri golcü etmemişti?
Metin Diyadin'i de aklım almıyor çoğu yerde. Fatih Tekke'nin 90 sahada takımda kalmasına anlam veremezken Nickenig'in sahada 5 yabancı olmasına rağmen ilk 11'de başlamaması da çok şaşırtıcıydı. Stancu'nun sağda erimesi, alternatifli kadroyu kullanmaması gibi durumlar dışardan bakınca eleştiriliyor işte.
Maç bitti 1-0 kaybettik. Kayseri'ye değil ama korkaklığımıza yenildik cumartesi günü. Takımda aksayan noktalar var ki normal de bunlar. 10 hafta aynı kadronun aynı istikrarı gösteremeyeceğini hepimiz biliyoruz. Metin Diyadin'de biliyordur bunu. Sonuçta ben daha okuma yazma bilmezken kendisi futbol oynuyordu. Bizlerin istediği bazı oyuncuların hakettiklerini alabilmesi. Geçen hafta kusursuz oynayan Nickenig bu maçta formayı sonuna kadar haketmişti.
Dediklerine katiliyorum. Simdi bizi daha da zorlu maclar bekliyor ve kotu gidisat surebilir. Bu donemde taraftarin ilk haftalarin gazina gelip, takimi vururken oldurmemesi gerekiyor.
YanıtlaSilTekke bize verebileceginin fazlasini veriyor zaten. Fakat 34 macta tek forvet oynayabilecek kapasitede olsa zaten bizden onceki kluplerde oynuyor olurdu. Rotasyonu hic kullanmamizin, fizik kondisyon durumumuza etkisini goruyoruz.
Her hoca belli bir 11`le oynamayi sever ama bana gore kesinlikle takim ici rotasyon hatta taktik degisikliklerini donem donem kullanmamiz sart.
Fatih Tekke'ye kızma gibi bir hakkımız zaten yok. Performansındaki düşüşü gayet normal karşılıyorum ben. Zaten fikstür oldukça yoğun. Ama hafta içi hafta sonu 11 haftadır bütün maçlarda nerdeyse 90 dakikaya yakın süre aldı.
YanıtlaSilBirde şu var. Fatih iyi oynadığı zaman da bir yere kadar yararlı olabiliyor. Tek forvet olduğu için ne kadar mücadele etse de, top indirse verimlilik hep bir noktada sınırlı kalıyor.
Devre arası ileri uca mutlaka takviye yapmalıyız.
Öncelikle Stancu kanat oynayabilecek bir yapıda değil. Eğer tek forvet-Fatih Tekke oynayacak ise, kanatlarda daha yırtıcı, süpriz yaratabilen isimler olmalı. Mesela Müslüm gibi. Dalmat ve Stancu ile olmaz.
YanıtlaSilİkinci olarak 4-2-3-1 Culio'ya bağlı bu da ilk 5 haftada görüldü. Rakip Culio'yu bastırdığında Ordu bitmemeli Oyunu ele alabilecek kişiler oyunda olmalı. Mesela Ali Çamdalı geçen sene bayağı sırtlamıştı takımı 4-2-3-1den 4-1-4-1e dönülür veya 4-4-2ye takım daha çok gol arar.
Ama ben bu kadar korkak bir teknik direktörlük anlayışı görmedim. Özellikle oyuncu değişikliklerinde. Tamam hedef ilk 10 ama, ilk 5te yer alabilecek bir takımı da tutup daha geride oynatmanın alemi yok.
Son olarak, hücum anlamında gerekli değişiklikler yapılırsa oyun kalitemiz geri kalan alanlarda gayet iyi. Ama Tekke'den yararlanılacaksa, ceza sahasına kat eden iki açık oyuncusu değil orta açan iki kanat oyuncusu gerekir.
Umarım Metin Diyadin'in farklı yorumlarımızı okuma şansı oluyordur.
Teşekkürler
Bana oyle geliyor ki Hoca'nin hedefi ilk 8 felan degil sadece ligde kalmak. Iyi bir kadro tutturdu ve iyi giden bu kadroyu bozmak istemiyor. Risk almak istemiyor. Neden alsin ki. Neden iyi giden kadroyu bozsun ki.
YanıtlaSilAma biz taraftar acisindan bakinca oyle degil. Bizler yeni yuzler gormek her macta galibiyet almak istiyoruz. Hakliyiz da.
Sezon basinda sayin baskanin ne dedigini hatirlayalim. Bu takim super ligde oldugu muddetce takimin basindasin demisti hocaya. sizce de hocayi motive eden bu degil mi.
sezon basinda belki hedef ligde kalmakti ama ilk haftalardaki performans beklentiyi artirdi. lig dusmeyiz, ilk altiya da giremeyiz ama ilk onda olabiliriz.
Bu yil boyle gecer. Seneye de hoca devam eder.
Ama ilk yariyi iyi bir yerde bitirirsek hoca da cesaretlenebilir takimi ikinci yari daha atak oynatir.
Yalniz sunu da demeden gecemeyecegim. Futbolda hep ekol konusulur ya. Bizim milli takimin bile bir ekolu yoktur. Ama bizim takimimizin bir ekolu var. Savunmayi iyi yapiyoruz. Ekolu olan bir takimimiz olmasi beni gizliden gizliye memnun etmiyor da degil.
Memlekete selamlar Amerika'dan
Yazı ve yorumları hiç sıkılmadan okuyorum herkesin görüşüne de ayr ayrı katılıyorum ancak şu bir gerçek ki bu takımda 5 forvet var biz hala gol sıkıntısından bahsediyorsak bunda hocanın suçu vardır.Biz bunu iyi günde de söyledik kötü günde de söylüyoruz.Fatih bir yere kadar dediğiniz gibi neden stancu,orkan,banahane gibi isimler bu kadar basit harcanıyor anlamış değilim.İbrahim şahini forvet olarak sayıyorum ama bu ligin oyuncusu değil en son sanş alabilecek oyuncudur.
YanıtlaSilseri galibiyetler aldığımız haftalarda takımın şimdikinden tek farkı stancu fatihe daha yakın oynuyordu.culio da kanatlara yakındı.gosso sahada olduğu zaman culioyu ortada kaybetmeye gerek yok bence.böylece stancu gibi bi golcüde kanatlara hapsolmaktan kurtulmuş olur.
YanıtlaSilBi de banahenenin takımda neredeyse hiç forvet yokken sahada olmaması çok ilginç.Bizim göremediğimiz bişey mi var.Yoksa Metin Hoca mı göremiyor.En azından ikinci yarılarda stancunun dalmatının yerine oyuna girebilir.
Son olarak eskişehir bursa kayseri antalya maçlarında rakiplerin gollerinin pası bizim sağ kanadımızdan geldi.Garcia'nın olduğu kanattan.Bence son derece vasat futbolcu.Tam bir kontenjan israfı.Devre arasında forvetten sonra en önemli transfer sağbeke alınacak kaliteli bir yerli oyuncu olur.Böylece sahada açılan kontenjanı tobias kullanır.Tobias gibi önemli bi savunmacıyıda kullanmış oluruz.
Saygılar
Bir Kayserili olarak Kayseri hakkında yazdığınız olumlu görüşlerinizden dolayı teşekkür ederim. Sonraki maçlarınızda başarılar...
YanıtlaSil