1 haftadır üzerine muşamba serilen, Türkiye'nin en iyi zeminlerinden birisine sahip Eskişehir Atatürk Stadyumu, Galatasaray maçında ki kadar kötü olmasa da yine futbol oynamaya pek müsait değildi. Zeminde biriken buz birikintilerinin her iki takımı da zorlayacağını söylemek için fazla futbol bilmeyede gerek yoktu. Eskişehirspor buna benzer bir zeminde Galatasaray karşısında neredeyse tek bir pozisyon dahi olmayan maçta 0-0'lık sonuçla 1 puan ile ayrılmıştı. Bugün oynanacak maçında 0-0'a bağlanması pek uzak olmayan bir ihtimaldi. Bu ihtimalleri düşünürsek bu zemin sayesinde Eskişehirpor rakiplerine karşı puan mı kazanıyor yoksa puanları rakiplerine mi bırakıyor diye üzerine kafa yorulabilirdi.
Galatasaray ve Trabzonspor maçında 10 kişi kalana kadar ki sürede oynanan futbol Eskişehirspor adına umut vericiydi. Futbol iyidi de ortada sonuç yoktu. Ersun Yanal yönetiminde henüz galibiyetle tanışamayan Eskişehirspor, bu maçı skor olarakta bir çıkış maçı olarak görüyordu. Ama zeminden bahsettik. Bu zeminde de futbol oynamak zor. Teknikten çok kişisel hataların konuşacağı bir maç olacaktı.
Hasan Kabze'nin ilk defa 11 çıkacağı maçta Stancu, Culio ve Javito ile ileride pozisyon bakımından alternatif oluşturmaya çalışacağız ama pek beceremeyceğiz. Yere çarpan top, balon misali futbolcuların ayağına dolanacaktı çünkü. Sahada futboldan daha çok bir kör dövüşü vardı. Eskişehirspor ev sahibi olmanın avantajını daha çok ayağında top tutarak kullanmaya çalışıyordu. Orta sahayı kalabalık tutarakta bizi kendi yeralanlarında topla buluşmamızı en aza indirmek istiyorlardı. Zaten ilk yarının ilk 20 - 25 dakikasında topla yapılan isabetli paslarda bize neredeyse 3 katı fark atmışlardı.
Olaya bizim açımızdan bakarsak rakibi üzerimize çekmeye çalışıp, rakip atakları sonrasında hızlı toplarla savunma arkasına atabildiğimiz kadar top atacaktık. Fevzi'ye gelen her top oyuna çabuk sokulmalıydı. Rakibin oyunu buna elverişliydi. Orta sahayı kalabalık tutmak isteyen Ersun Yanal defansı 3 kişiyle oynatınca ilk yarı içinde bu plana uygun bir pozisyon buldukta. İveşa'nın hatasıyla onu geçen Hasan Kabze'nin kaleye bakmadan topu oraya göndermesi sonrasında Nadareviç'in çıkardığı %100'lük gol pozisyonunun, bizim adımıza ahlar vahlar arasında yitip gitmesine neden oldu. İlk yarı boyunca pozisyon üretemeyen Eskişehirspor tek umudunu "kaleyi gördüğün gibi vur" anlayaşına bağlamıştı. Tutabilirdi de. Tutmadı. Zemin müsaitti olmadı. Ha birde duran toplar. Fevzi Elmas duran toplarda canlı bomba olmaya devam ediyor. Her maç istim üzerindeyiz. Bu sefer şanslar eşit. İveşa sayesinde. Nedeni birazdan.
İkinci yarı başladığında iki takımında ilk yarıdan farklı bir oyun sergilediğini söyleyemeyiz. Sanırım maç başında, olağan olarak düşündüğümüz 0-0'lık sonuç ortaya çıkacaktı. 55. dakikaya kadar. Beklemediğimiz bir dakikada güzel bir gol bulduk Eskişehir'de. Eskişehirspor seyircisinin "Şimşekler..." diye devam eden tezahüratına başladığı dakikalarda. Rollerin değişip, Hasan Kabze'nin ortasına Stancu'nun kafasıyla şimşek gibi çaktığımız anda. Evet, 1-0 öndeyiz. Attığımız gol güzel, hoş. Ama İveşa'dan bahsetmesek olmaz. Bu saate kadar hala Eskişehirspor kalesini koruyorsa bunu diğer meslektaşlarının yanında artı özelliği olan boyuna borçlu sanırım. Stancu'nun kafasını almak için çıkarken iyi izleyin. Gelen ortaya kucak açmaya çalışıyor, bunun yanında zamanlama hatası yapıyordu. Ordu'da ki maçta da her 2 golde de hataları mevcuttu. Belirtelim Stancu Eskişehirspor ile oynadığımız her 2 maçtada gol atmayı başardı. Son 2 maçtada golünün bulunduğunu hatırlatalım. Sen hep kayıplarda ol ama atman gereken yerlerde golünü at senden başka birşey istemeyiz zaten Stancu.
Maç bitene kadar Eskişehirspor golü bulacak, tek bir organize atak geliştiremedi. Doldur boşaltlarla birşeyler yapmaya çalıştılar ama defansımız içinde eridiler. Defans oyuncuları Diego, son dakikalarda forvet oynadı ama buda işe yaramadı. Maç bittiğinde 7 haftadır deplasmanda kazanamayan Orduspor'umuz Eskişehir'den galibiyetle dönerken, en son 7. Haftada kendi sahasında mağlup olan Eskişehirspor 23. Haftada bu mağlubiyetlerine yenisini ekliyordu.
Oyuncularımızı merak edenler olabilir. Özet geçeyim. Fevzi, aynı Fevzi. Yan toplarını geliştirebilseydi bugün Türk futbolunda daha başka yerlerde olabilirdi. Yalçın - Sedat ikilisi bu maç geri döndü. Yaptıkları bir hatayı hatırlamıyorum. Garcia sağ tarafa tekrar geçince orası bu maç başka bir canlandı. Javito onun önünde daha rahat oynadı. Javito bu zemine rağmen yer yer tekniğini gösterdiği anlar oldu ki güzel bir transfer yaptık sanırım o bölgeye. Stancu'nun ismini yine çok duyamadık ama 3 puanı getiren isim oldu. Hasan Kabze'yi merak edenler vardır. Fatih Tekke'nin ilk haftalardaki haline benziyordu bugün. Bulunduğu bölgeye bir canlılık getirdi. Koştu, kanatlara geldi, gol aradı. Golün asistinide o yaptı zaten. Şimdi en çok merak edilen soru Hasan Kabze mi yoksa Bruno mu? şeklinde. Öğreniriz yakında. İzleyelim ve görelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...