Faaliyet toplantısı hakkında bir önceki yazımızda toplantının satır aralarını daha doğrusu yakalayabildiklerimizi bir araya topladık. Toplantı yaklaşık 1 saat sürdü ve Nedim Türkmen 1 saat boyunca Orduspor ile ilgili birçok önemli konuya açıklık getirdi. En önemlisi ise, yıllardır süre gelen kirli düzenin içinde Anadolu Kulüplerinin nelerle mücadele ettiğini dile getirdi. Haksız rekabetten, adaletsiz para dağıtımından bahsetti. Bazı kulüplerin zor duruma düşünce medyayı kullanarak nasıl bazı kurum ve kişileri baskı altına aldığını izah etti. Doğrusunu söylemek gerekirse hem Anadolu takımları için hem de Orduspor için 1 saat boyunca çok önemli ayrıntılar konuşuldu toplantıda.
Fakat,
Bunca konuşulan şeye rağmen bu toplantının basına yansıma şekli hakkında söylenecek birkaç sözümüz var. İlk önce Trtspor ardından diğer basın kanalları belkide bu toplantıda neler konuşulduğunu dahi bilmeden bir cümleyle toplantıyı manşete taşıdılar. Toplantı bittikten sonra bir basın mensubunun Fenerbahçe'nin havuzdan çekilmesi ile ilgili sorusu üzerine Nedim Türkmen konu ile alakalı birkaç cümle kurdu. Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar derler ya, doğruları söyledi. Federasyonun kendi sitesinden dile getirdiği gibi hiçbir takımın havuzdan çekilemeyeceğini, havuzdan çekilmenin ligden çekilmek anlamına geldiğini söyledi. Yaptırımlarını sıraladı tek tek... Sünnetçi korkusu salıyorlar dedi. Doğru da söyledi. Havuzdan çekilmenin sonucunda hangi yaptırımların uygulanacağını bile bile bu konu ile ilgili bir kulübün açıklama yapması ancak sünnetçi korkusu salıyorlar diyerek ifade edilebilirdi zaten. Nitekim bu toplantı GÜZEL BASINIMIZA sadece 1 dakikalık konuşma ile yansıdı. Öncesinde konuşulan, ele alınan bir sürü şey yok sayılarak durumu nasıl çarpıtabiliriz, nasıl gündem yaratabiliriz endişesiyle olayı istedikleri gibi ön plana çıkardılar.
Bugün internet sitelerine bu şekilde yansıdı bu toplantı. Eminim yarın gazetelerde de Trtspor'un attığı başlığa benzer başlıklarla insanların gözünün içine sokulacak. Bu basın organlarının Orduspor'a gram saygısı olsaydı eğer o toplantıda 1 saat boyunca dile getirilen şeylerle ilgili en azından ufacık bir bilgilendirme yaparlardı. 1 saatlik konuşmadan sonra, Orduspor'un geleceği, geçmişi ile ilgili onca masaya yatırılan şeyden sonra şayet o soruyu soran arkadaş Ordulu bir gazeteci ise ve bu söylemi ulusal medyaya ordaki Ordulu gazetecilerden biri bu şekliyle paslamış ise aslında söylenecek çok fazla şey de yok. Bu toplantının sonunda o soruyu sorabilen beyini de masaya yatırmak lazım ama gerek yok.
Anlamadan, bilmeden sırf Nedim Türkmen söylüyor diye salya sümük küfür eden, düşünmekten, okumaktan yoksun ilgili takım taraftarlarının söyledikleri ise hakkaten acı bir durum. Yöneticileri gibi taraftarları da yıllarca Anadoluyu başına vurulup elinden ekmeği alınacak bir çocuk olarak gördüğü için birileri doğruları söylediği zaman onlar da yöneticileri, yönetenleri gibi davranmaktan kendilerini alamıyorlar. Yıllardır empoze ettikleri güç egemenliğinin yıkılacak olmasından korkan büzüşmüş zihniyetler de artık sıkışıp kaldıkları o dar yerden çıkmalılar. Orduspor tarafından kimse kurumları ve şahısları ele alarak açıklama yapmıyor aksine doğruları ve işin hukuki boyutunu konuşuyor. Bunu algılayabildiğiniz zaman bakış açınız değişecek ama çok zor çok...
o soruyu soran için gestepo kampı kursak yeridir başkanım duyuyormusun bizleri?
YanıtlaSilToplantıda medya'nın İstanbul takımlarını kolladığını, nasıl görmeleri gerekiyorsa öyle haberler yapıyorlar diyede söylemesine rağmen hala akıllanmayanlar var..
YanıtlaSilOysa başkan toplantıda bu konuyu dile getirmişti. Medyanın malum takımları kolladığını, haberleri bile ona göre yaptıklarını söylemişken, hemen trtspor bombayı patlatmış..
YanıtlaSilAnadolu takımları ve Türk futbolunun acı gerçeklerini yazmaları gerekirdi.
Kurumsal Yönetimin Temel Unsurları nı Ordusporu halka açmadan uyguladığı için Sayın Başkana ve Yönetim ve Denetim kuruluna teşekkür ediyor ve destekliyoruz.
YanıtlaSilKurumsal yönetim anlayışının temel unsurları olarak uluslararası alanda geçerli olan; adillik, sorumluluk, şeffaflık ve hesap verebilirlik olarak adlandırılan dört temel unsur belirlenmiştir. Kurumsal yönetimin bu dört temel unsuru, performans ölçümü ve geliştirilmesi esasına dayalı olarak birbirleriyle ilişkilendirilmekte ve böylece, hem şirketlerin hissedarları için değer yaratmakta hem de toplumsal değerlerle de uyumlu çalışması beklenmektedir (TKYD ve Deloitte, 2006: 4-5).
Adillik (Fairness), şirket yönetiminin bütün hak sahiplerine karsı eşit davranmasını ifade etmektedir. Bu ilke, azınlık hissedarlar ve yabancı ortaklar da dâhil olmak üzere bütün hissedar haklarının korunmasını ifade etmektedir. Bu ilkeye göre; kurumsal yönetim çerçevesi, hissedarlık haklarını korumalı ve bu hakların kullanılabilmesini kolaylaştırmalıdır.
Kurumsal yönetim ile hissedarlara eşit muamele yapılması güvence altına alınmalıdır. Bütün hissedarlar haklarının ihlali halinde yeterli telafi ya da tazminat elde etme imkânına sahip olmalıdır.
Sorumluluk (Responsibility), şirket yönetiminin tüzel kişiliği adına yaptığı tüm faaliyetlerin ilgili mevzuata, esas sözleşmeye, şirket içi düzenlemelere, toplumsal ve etik değerlere uygunluğunu ve bunun denetlenmesini ifade eder. Kurumsal yönetim ile şirketler ve hissedarlar arasında etkin ve mali yapıyı güçlendirici bir işbirliğinin yapılması desteklenmelidir
Şeffaflık (Transparency), ticari sır niteliğindeki ve henüz kamuya açıklanmamış bilgiler hariç olmak üzere, şirket ile ilgili finansal ve finansal olmayan bilgilerin, zamanında, doğru, eksiksiz, anlaşılabilir, yorumlanabilir, düşük maliyetle kolay erişilebilir bir şekilde kamuya duyurulması yaklaşımıdır. Bu ilke, faaliyet öncesini, faaliyetlerin devam ettiği süreci ve faaliyetler sonrasını kapsamaktadır.
Hesap Verebilirlik (Accountability), yönetim kurulu üyelerinin esas itibarıyla Anonim şirket tüzel kişiliğine ve dolayısıyla pay sahiplerine karsı olan hesap verme zorunluluğunu ifade etmektedir. Şeffaflık ilkesinin aksine, hesap verebilirlik ilkesi sadece faaliyet sonrasını kapsamaktadır.
Adam bir saat konuştu, anlattı, aanlattı...
YanıtlaSilBizim yerel basınımız ilk sorduğu soru Aziz Yıldırım'ın havuz söylemi hakkında ne düşünüyorsunuz? Soruyu soran bir dangalak orası yazıda belirtilmiş zaten ama Nedim Başkan bu konu hakkında 1 hafta önce falan konuşmadı mı?
Ben başkanın burda şöyle yapmasını isterdim.
Diyeceği şey şuydu;
E güzel kardeşim, biz burda Orduspor'un faaliyetleri, sıkıntıları hakkında 1 saattir konuşuyoruz. 1 saattir biz ne konuşuyoruz, sen ne soruyosun? Bu böyle olmaz. Ben konu hakkında 1 hafta önce düşüncelerimi söyledim, ulusal basına yansıdı. Duymadın mı, okumadın mı? Bunu sorarken ki amacın ney?
Diyeceği buydu aslında. Ben bunu söylemesini isterdim başkanın.
Olayın basına yansımasına gelince, ben oraya iha'nın dha'nın gazeteci gönderdiğini düşünmüyorum. Ordaki herkes Ordu'da yayın yapan gazete tv'lerde çalışan ve aynı zamanda büyük ajansların temsilciliğini yapan kişiler. 1 saatlik konuşmayı o şekilde yansıtan gazeteci müsvettesi de onlar zaten. Ne zaman iyi bişey yaptılarki bundan sonra yaptılar. Bu adamların oluşturduğu yerel basına güzide yerel basın diyoruz. Yemişim onların güzideliğini. Kendinden baaşka hiçbir düşünmeyen adamlar topluluğu hepsi
Genelleme yapmadan eleştiri yapsak sanırım daha iyi olur!
YanıtlaSilO toplantıda yıllardır Orduspor için emek veren basın mensupları da vardı.
O yüzden orda kim vardı kim yoktu bilmeden, bir kişinin sorduğu soru sebebiyle herkesi karalamaya hakkın yok Ahmet.