Liderlik stresi,
Rakibin maç öncesi yaptığı teknik direktör değişikliği,
Taraftarın isteksizliği,
Rakibe karşı kırılamayan şanssızlık...
Bu dört etken birleşince ortaya mutlak favori çıktığınız maçta, puan kaybını getirdi. Lakin sahada öyle bir futbol vardı ki teknik direktörümüz, futbolcularımız ve biz dahil herkes bu sonuçtan memnun ayrıldık neredeyse. Yanlış bir cümle kurdum, sahada futbol bile yoktu aslında Orduspor adına. Futbol adına ne kadar yanlış varsa yaptık ve şanslıydık ki 1 puanı alıp 8. hafta bitiminde hala namağlup yola devam ediyoruz. Liderlik fırsatını tepmiş bir vaziyette...
Maçı iki kısma ayırabiliriz gerçeklerden yola çıkarak. Mesela maçın bir gündüz, birde gece tarafı vardı. Sahaya güneşin vurduğu ilk yarıda Elazığspor kendi çaldı kendi oynadı. Biz ise izlemekle yetindik sadece. Sahadan güneşin çekildiği, akşamın ışıklarının vurduğu anlarda ise oyunu dengelemiş ve 2:0'dan 2:2'ye getirmiştik maçı.
Yılmaz Vural'da ilk maçın heyecanı ve bu heyecanın getirdiği bir gaz vardı. Bu gaz ona 3 - 4 maç yeter düşüncesindeyim. Cesur oynattı Elazığspor'u, geri çekilmeden üstümüze üstümüze gelerek hemde. Cuper zeki adam. Maçı öyle yada böyle istediği sonuca getirmesini biliyor. Cuper ile kaybetmememizin en büyük etkeni oyunu sağlam okuması ve zekası. Karabük maçında Barral'ı oyuna alıp skoru değiştirmesi (-ki geç yapılan bir değişiklik olsada) ve bu maçta Hasan Kabze ile Müslüm'ün oyuna girmesi ve bu iki oyuncunun 5 dakikada skorun değişmesinde başrol olmaları bir tesadüf değil tabiki. Ama Cuper'in oyunu okumasının yanında birde oyun anlayışı var. O oyun anlayışıyla buralara kadar güzel geldik, hatta ülkede örnekle gösterilen bir takım olduk. Braga'nın yada Romanya milli takımının oynadığı futbola bakınca, insanlar aynı Orduspor gibi oynadılar diyorlarsa Cuper birşeyler katmış demektir takıma. Ama bugün gerçekten çok farklıydı herşey. Önce tribünler sessizdi. Damla kardeşimiz için sessizlik yerine daha çok bağırılsa daha etkili olabilir miydi acaba? Takımı bu sessizlikte etkiledi. Çünkü bu maçın ilk dakikaları en önemli anlarıydı. Rakibin üzerine birazda taraftar gazıyla yüklenebilseydik onlara bu kadar cesur oynama şansı vermeyecektik. Yada erken bulunacak bir golle kıracaktık dirençlerini.
Cuper Elazığ'ın zayıf noktası olarak Aydın'ı görmüş olacak ki ataklarımız hep sağ kanattan gelişti ama ceza sahası içinde kayboldu. Sol kanadımız için konuşacak birşey bulamıyorum çünkü Monje'yi çok aradık o tarafta. Yiğit'i beğenmedim, bu performansı devam ettiği sürece yedek kulübesinden kolay kolay çıkamayacaktır. Maç boyunca çok şeyi yanlış yaptık ama bunlardan en belirgini ceza sahasına atılan ortalardı. Umbides olsun Atila olsun altıpas içerisine sık sık yüksekten orta atma çabasına girdiler. Elazığspor'un kalesinde 2.05'lik bir kaleci varken bu kadar çok kale önüne orta denemesi çok gereksizdi. Zaten her topumuzda kaleci antremanı gibi oldu rakibe. Geçen sene aynı kaleciye bu şekilde bir gol attık ama orada İvesa'nın çok ekstra bir hatası vardı. Aynı hatayı aynı kaleciden aynı maçta beklemek biraz abartı olacaktır. Bazı anlarda takım yüksek ortadan hayır yok bari sert orta yapalım düşüncesine kapıldı ama burada da her orta. ceza sahası içerisine şut gibi hızlı şekilde gönderilince maç boyunca yaptığımız 15 civarı ortamızın hepsi sonuçsuz kaldı.
Gereksizliklerimiz o kadar çoktu ki. Maç boyunca atağa kalkamayan bir takım izledik. Sahada oynayan Orduspor, bizim Orduspor değildi. Ben bu olayı tamamen lider olma psikolojisine bağlıyorum. Bize böyle mutluluklar için belki de erken biraz. Stancu'nun yada Barral'ın orta sahada işi ne? Bu iki adam orta sahada top alacaksa orta saha ne iş yapar peki? Bu adamlar nasıl gol atacak yada? Atamadılarda zaten, sistem gibi birşey yoktu çünkü ortada. Takımda orta saha kavramı yoktu garip bir şekilde. Rakip orta sahamızı o kadar kolay geçiyordu ki hızlı çıktığı zaman, o anlardan birinde golü yedik zaten. İlk yarı bittiğinde tabelada 0:1 yazıyordu. Ama takıma ve teknik heyete olan güven bu maçı çevirebilecek güçte olduğumuzu hatırlatıyordu bize. Birşey olmaz aman, 1 gol yedik diye ölmedik ya. Öldük mü yoksa ne?
2. yarıda da değişen birşey yoktu çünkü. Sırayla Hasan Kabze ve Müslüm oyuna girdi ama oyuna bir canlılık gelmedi hala. Üstüne birde Gökhan Emreciksin, Fornezzi'yle karşı karşıya akıllara zarar bir gol kaçırıyor ki derin bir oh çekiyor, Fornezzi'ye sevgilerimizi iletiyoruz. Çok büyük adamsın Fornezzi. Bugün yine alınan 1 puandaki önemi yadsınamaz. Ama olmaz ki? Bu kadar kötü, ruhsuz bir oyun olmamalı. Bu kadar aciz oynamamalı, bu takım ne olursa olsun liderlik için maça çıkmış bir takımdı. Tabelaya bakıyoruz Köksal ve 0:2. Elazığspor yapması gerekeni çok iyi yapıyor skoruda buluyordu. Lakin bizi bu kadar kötü yakalamışken üzerimize biraz daha oynasalar farkı açabilecek konumdaydılar.
Taraftarlarımız... Berbattık bugün. 2:0'ken takıma destek olmaya çalışsakta 4 - 5 dakikalık bir süreçte, küfürle hiçbir yere varamayız. Ordu'ya gelen her takıma küfür ediyoruz, biraz özeleştiri. Hadi küfür maç esnasında o anlık psikolojiyle ediliyor, bizde taraftar içinden yazıyoruz sonuçta bu satırları ama olmaz, antipatik oluyoruz. Dışarıda hiçbir husumetimin olmadığı takımların stadyumunda küfür yediğimiz zaman çok dokunuyor insanın içine. Biz böyle bir tartaftar değiliz. İnsanlar Orduspor sözünün geçtiği yerde demeliler, harika bir şehir, harika insanlar. Yanlış profilde gidiyoruz. Takım ismi vermek istemem ama Karabükspor taraftarlarının yolunda ilerliyoruz. "Elazığ kümeye" diye bağırmanın hiçbir mantığı olamaz. 7. hafta sonunda namağlup olan ve liderlik maçına çıkan bir takıma ilk kötü sonuçta tribünlerde hemen homurdanmaların başlaması acımasızlıktır.
Herşey ters giderken sahada Hasan Kabze gerçeği vardı. Ligin başlarında nasıl eleştirdiğimizi hatırlıyorumda, düzeleceğine inanıyorduk, yanıltmadı. Ceza sahasında topu güzel saklaması, belki çoğu futbolcunun öldüreceği pozisyonda, ona asist imkanı sağladı ve Nizamettin ile fark 1'e indi. Sonra taraftarlar olaya müdahale etti, maçın içine girdiler. Aradan 1 dakika geçti oyunun bir diğer yeni ismi Müslüm yerde kaldı hakem penaltı dedi Stancu ligdeki 5. golünü attı, 2:2. Buraya kadar... Taraftara en çok ihtiyacımız olduğu anlarda takımın gazını devam ettirecek en itici güç olacakları yerde, onlarda skora razı oldular. Skora razı olmayan tek taraf yine Elazığ'dı. Gerçekten bugün 2:2'den sonra ortaya koydukları oyun bile alkışı haketti. Zaman geçirme çabaları gayet doğaldı. Ama bu zaman geçirme olayını 11 kişiyle defans yaparak değilde kapanmadan atağa kalkarak, pozisyonlar bularak yapmaları sadece bu maça özel birşey miydi ilerleyen haftalarda göreceğiz...
çok güzel yazmışsın. maç değerlendirmen harika olmuş onun dışında küfür konusunda ben orduyla hiçbir alakası olmayan ama büyük sempati besleyen bir gs taraftarıyım. ordu-gs maçında tribünden çok ağır küfürler edildi takıma hocamıza. çok içerledim süper top oynayıp gs gibi maddi gücü geniş bir takıma futboluyla ders verirken ne gerek var.. İnşallah yeni ve modern bir stada kavuşur ordu da, tribün profili daha medeni ve halkla içiçe geçer.
YanıtlaSilMaçta Kaf Kaf çekildi diye duyum aldım, aslı astarı var mı? Videosu filan var mı?
YanıtlaSilİlçelerde bilet satış noktası olsaydı o maç eminim dolu olurdu. Ama ne yazıkki yok
YanıtlaSilParrhesiastes galatasaray bu ligdeki en adi 2-3 takımdan biri
YanıtlaSilne 3 istanbul takımını ne de bu takımları destekleyenleri sevmem ben de
tekrar gelsinler yine karşılacakları senaryo bu
taraftar konusunda ise elazığ kümeye kısmı dışında diğer dediklerinize katılmıyorum
bu takım 1 puan çıkardıysa bu maçtan taraftarın çok büyük etkisi vardı
şanssız yanımız elazığla oynayabileceğimiz en kötü zamanda oynadık
Her bakimdan guzel bir degerlendirme.. taraftar 2-0 dan sonra bagirmaya devam etti aslinda. Tabi gercek taraftarlar (!).
YanıtlaSilHersey bir yana, Deri ceketiyle sete cikan tribun liderlerimiz var hala. Adam mor beyaz birsey gecirememis ustune yazik! iki ikiden sonra taraftar cok istedi galip gelmeyi ama takim bile inanamadi macin dondugune.. o yuzden zorlamadilar razi oldular 1 puana
Bence Orduspor'un taraftarina centilmenlik yakisir. DAG olarak bircok insana ulasiyorsunuz. Nicin bu gucu daha verimli kullanmayi deneyerek taraftarimizi egitmek icin bir kampanya baslatmiyorsunuz?
YanıtlaSilEl Salvador'dan selamlar!
Mustafa