Şampiyonluk yolunda sekteye uğradığımız zamanlardı. İlk iki peşinde koşarken takım sendelemiş, Uğur Hoca ile yolar ayrılmış Metin Hoca göreve gelmişti. Şehirde aşırı derecede bir moral bozukluğu ve yitirilen umutlar vardı. Takım kötü oynuyordu. Ordu'da maç kazanamıyorduk. Bir sürü kötü şey vardı doğrusunu söylemek gerekirse. Süper Lige o kadar çok inanmıştık ki üst üste gelen bu aksiliklerden sonra ne yapacağımızı şaşırmış duruma gelmiştik.
Hepimizin yakındığı bir konu vardı. Bizler inanıyorduk ama takımda o inancı göremediğimiz için yakınıyorduk. Nitekim Uğur Hoca inanmadığı için arkasına bile bakmadan gitmişti. Takımın istediği zaman neler yapabildiğini çok iyi bildiğimiz için inat eden taraf biz olduk. En kötü günde bile Kütahya'da deplasman tribünü doldurduk, Ordu'da 19 Eylül'ü mahşere çevirdik. Ve bizlerin itelemesi, futbolcuların ve teknik ekibin de o buhran içinden çıkmasıyla çok şükür mutlu sona ulaştık.
Birkaç defa dile getirmiştik. Tavşanlı maçı öncesi antrenmanı ziyaret edip, Play Off finalinde Maraton'da asılı olan 'İNANIN' pankartını antrenman sahasına asmış, futbolcuların hepsine tek tek mektup yazıp maçtan birgün önce otelde direk odalarına teslime etmiştik. O mektupları yayınlamaya karar verdik. İlk başlangıcımız ise Ahmet Kuru ile olacak.
Hepimizin yakındığı bir konu vardı. Bizler inanıyorduk ama takımda o inancı göremediğimiz için yakınıyorduk. Nitekim Uğur Hoca inanmadığı için arkasına bile bakmadan gitmişti. Takımın istediği zaman neler yapabildiğini çok iyi bildiğimiz için inat eden taraf biz olduk. En kötü günde bile Kütahya'da deplasman tribünü doldurduk, Ordu'da 19 Eylül'ü mahşere çevirdik. Ve bizlerin itelemesi, futbolcuların ve teknik ekibin de o buhran içinden çıkmasıyla çok şükür mutlu sona ulaştık.
Birkaç defa dile getirmiştik. Tavşanlı maçı öncesi antrenmanı ziyaret edip, Play Off finalinde Maraton'da asılı olan 'İNANIN' pankartını antrenman sahasına asmış, futbolcuların hepsine tek tek mektup yazıp maçtan birgün önce otelde direk odalarına teslime etmiştik. O mektupları yayınlamaya karar verdik. İlk başlangıcımız ise Ahmet Kuru ile olacak.
Yedeğinden asına bütün takıma mektup yazdık. Ahmet o zamanlar forma şansı bulamıyordu nitekim. Sezon başında Uğur Hoca'nın onu tercih etmemesi, Metin Hoca'nın da ilk zamanlarda Ahmet Güven, İbrahim Şahin üzerinde yoğunlaşmasından dolayı Kuru'nun belkide lig sonuna kadar forma şansı bulamayacağını düşünsekte şuan içinde bulunduğumuz durumun belkide en önemli mimarıdır kendisi. İçerde oynadığımız ve berabere kaldığımız Samsun maçı ile formayı sırtına geçirdi ve 29 Mayıs gecesi şampiyonluğu getiren golü atana kadar elinden geleni yaptı. 3 Play Off maçı içinde olmak üzere oynadığı son 6 maçta 5 gol atarak bizleri kara kara düşündüren gol sorununu bizzat kendisi çözdü. Ligin büyük bir bölümünde forma giymemesine rağmen son haftalardaki attığı goller ile bu şampiyonlukta her zaman onun adı zikredilecek. Son olarak çok teşekkür ederiz Ahmet. Uzun zamandan sonra o formayı sırtına geçirmen, kulübede oturmana rağmen huzursuzluk çıkarmayıp sıra sana gelince takımı şampiyonluğa götürmen profesyonellik örneğidir.
Mektupları ara ara yayınlayacağız. Birinci sıra Ahmet Kuru'nun...
Mektupları ara ara yayınlayacağız. Birinci sıra Ahmet Kuru'nun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...