Beşiktaş maçı üzerine henüz detaylı bir yazı girmedik bloğa ama bu yazı biraz olsun eskilere götürecek okuyanları. tribundergi.com'da Beşiktaş - Orduspor maç konusuna bir Beşiktaş taraftarı 1985 yılında Ankara'dan maça geldiğinden bahsettiğini görünce kendisiyle irtibata geçip hatırladığı kadarıyla o maçı yazıya dökmesini rica ettim. Kendisi saolsun beni kırmadı ve zaman ayırıp o maçı bir Beşiktaşlı gözünden anlamamızı sağlayacak bir yazı kaleme aldı.
Noktasına virgülüne dokunmadan, tribündergi.com forumuna yazan koko1903 nickli Korhan Karakoç abimizin yazısı. Kendisine tekrardan teşekkür ediyorum.
1985 yılının tahminen Mart ayının içindeydik. Lise hayatım boyunca İnönü'de oynanan her Beşiktaş maçını kapalının ortasından seyretmiş biri olarak ODTÜ'de okumak üzere Ankara'ya gelmiştim. Doğal olarak İstanbul'dan gelen çocuklarla takılmaya eğilimliydik ilk yıllarda. Bu grubun içinde de Beşiktaşlılar olarak Ankara'daki ve çevre illerdeki (Zonguldak, Eskişehir, Bursa) deplasman maçlarına giden ayrı bir grubumuz oluşmuştu.
1984-85 yılında şampiyonluk mücadelesi Beşiktaş ile Fener arasında geçiyordu. Yanılmıyorsam Fenerbahçenin 3-5 puan önünde bulunuyorduk o dönemde. Ligin bitmesine daha 7-8 hafta vardı ve Ordu deplasmanımız gelip çatmıştı. Gruptan 5 kişi Cuma günü kantinde laflarken laf dönüp dolaşıp Ordu'ya gidip gidemeyeceğimize geldi. O zamanlar Karadenize deplasman duyulmuş şey değildi. Çoğunluğumuz gidilemeyceğini düşünüyordu. Ancak Ahmet adlı arkadaşımız hepimizi Cumartesi akşamı bir yerde buluşmaya çağırdı ve ayrıldı yanımızdan. Cumartesi akşamı buluştuğumuzda Ahmet'i elinde 5 adet otobüs bileti ile bulduk. Gençliğin ve Beşiktaş'ın verdiği gaz ile apar topar kendimizi otobüste bulduk. O güne dek Karadenizi görmemiştim ve bu duygu beni heyecanlandırıyordu. Sabaha karşı yolun çok virajlı olduğunu hayal meyal hatırlıyorum.
Nihayet sabahın köründe Ordu'ya vardık. Simit-poğaça derken yavaş yavaş şehrin merkezine yürümeye başladık. Esnaf daha yeni yeni dükkan açıyordu. Dikkat çekmediğimizi düşünüyorduk ama gel gelelim esnafın bakışı öyle demiyordu. Bu arada kılık kıyafet olarak hiç de tribüncü gibi olmadığımızı hatrlatmak isterim. Mesela ben de vatkalı kırmızı mont, püsküllü bir ayakkabı vardı (80li yılların büyük şehir gençliğini aklınıza getirmeniz lazım). Ufak ufak laf atmalar başladı! Velhasıl lamba gibi ortadaydık ve çakılmıştık. Peşimize bir grup takıldı bir ara. Stadın oralara yakın bir postane vardı, hemen oraya girdik ve beklemeye başladık. Bizi takip edenler stadın oraya doğru yollandı zaten. Aradan bayağı bir zaman geçti. İçimizden biri "haydi stadın oraya gidelim, durma bir bakalım dedi. Epey bir tartışmadan sonra ne olacaksa olsun gidelim ulan dedik. Stadın önü bayağı dolmuştu.
Tabi gene lamba gibi belli olmuştuk. Ulan ya saldırırlarsa, ya bir şey olursa diye tırsmaya başladık. Kapalının önüne denk gelen alanda bulunan hemen hemen herkes bize bakıyor!
Aradan kısa bir süre geçti. Bir grup bize doğru gelmeye başladı. Biz hala nasıl yırtarız, nasıl kaçarız planı yapıyoruz. Neyse gelenlerin lideri konumundaki kişi nereli olduğumuzu sordu. Bir an bütün grup gözgöze geldik ve artık kaçış yok diyerekten Beşiktaşlı olduğumuzu, maça geldiğimizi söyledik. Senmisin bunu söyleyen. Bir muhabbet başladı anlatılmaz ondan sonra. İnönü stadını soranlar, ne yedip içtiğimizi soranlar. Maçın başlamasın akadar muhabbet ettik, hatta ne olur ne olmaz diye 2-3 kişi bizle kapalıya girdi maç boyunca yanımızda oldular.
Aklımda hep o kale arkasındaki depo, kömürlük benzeri yer kalmış. Ordu sert oynadı, bizi sindirdi ve o toprak sahada Beşiktaşı 1-0 yendi.
Mağlup olduk ama gösterilen konukseverlikten öyle mutluyduk ki acısını fazla duymadık. Maç çıkışı oturduk bir şeyler yedik, gara kadar uğurlandık. Hiç unutmam Yalçın adlı bir arkadaş vardı, üzgün olduğumuzu gördüğü için "merak etmeyin Feneri de yeneceğiz" diye bizi teselli etmişti. Bizden 2-3 hafta sonra herhalde Fener geldi Ordu'ya ve ne yazık ki Yalçın'ın dediği olmadı, Ordu maçı 2-0 kaybeti, biz de averajla şampiyonluğu!
Ordu be sene süper lige çıktığında bu anımı hatırlayarak mutlu olmuştum. Bu vesileyle bizi o zaman ağırlayan Ordulu arkadaşlara selam olsun....
Konuk Yazar ; Korhan Karakoç
Ordu halkı daima misafirperverdir. Bu alışkanlığımızın ölene kadar devam etmesi dileğiyle..
YanıtlaSil