100. Galibiyet Damla kardeşimize. Mekanı tekrardan cennet olsun...
Klasikleşen ve bizleri mutlu eden ev sahibi performansımız,
Eskişehirspor, Kayserispor 'un ardından Ordu'da Sivasspor'un erken sayılabilecek anlarda rakiplerin 10 kişi kalması, kırmızı şansı,
Ve en önemlisi, bir takımda atanında tutanında çok iyi olmasının başarıyı getirmesi,
10. hafta sonunda elde edilen 17 puan.
Sırada keskin virajlı yollar. Fenerbahçe, Trabzon, Bursa vs. vs. vs.
İki takımda bu maç öncesi Süper Lig tarihinde 99 galibiyetle başlayacaktı maça. Yani kazanan taraf bir nevi dalya diyecekti. Biz bu dalyayı Elazığspor maçında yaparız diye düşündük ama olmadı. İki takımında durumuda aynı bu 99 galibiyetteki gibi ortaktı. Son haftalarda oynanan kötü futbolla ve puan kayıplarıyla yaşanan hayal kırıklıklarıyla başlayacaktı maç. Kazanan kötü gidişe dur diyecekken, kaybeden taraf için homurdanmalar bile başlayacaktı.
Ne kadar futbolumuzda bir düşüş dönemine girsekte, biliyoruz ki artık Ordu'da maç kaybetmiyoruz. Müthiş bir güvendir bu. Elazığspor maç yazısında da bahsetmiştim, maçlara 1:0 önde başlıyoruz Cuper yönetiminde Ordu'da. İşte bu performansımızı seneye yayabilirsek Avrupa hayali bile çok uzakta değil. Ama asıl mesele bunu yayabilmekte, bunu başarabiliriz niye olmasın. En başta ki cümleye dönmek istiyorum. Futbolumuzda bir düşüş dönemi, peki sizce oynadığımız maçlarda bu zamana kadar nasıldı takımımız? Ben ne zaman maç yazısını kaleme alsam hep bir eleştiri halindeyim. Dört dörtlük futbol beklemiyorum tamam ama ben beğenmiyorum takımı. Biraz futbol şansıda yanımızda sanki? Ve de ev sahibi olduğumuz maçları bir şekilde kurtarıyor olmamız başarıyı getiriyor.
10 maçta 17 puan almış bir takımı eleştirmek istemem, Gaziantepspor maçı sonrası yazdığım kısa yazıda "felaket tellaliği yapanlar" kısmına ben girmem asla.
Ama bugünde gayet kötü bir futbol koyduk ortaya. Gole kadar ki süreçte topa hakim olan, oyunu yönlendiren taraf biz olduk. Sağ tarafı Umbides ile koridora çevirdik, pire gibi maşallah Umbides. Ama yaptığı ortalar Sabri Sarıoğlu'nu anımsattı bana. Herşeyi güzel, mücadele tamam, hız tamam ama bakmadan içeriye kestiği ortalar hep rakipte kaldı. Oyun stilimiz değişti mesela son zamanlarda. Yerden ısrarla paslaşan top yapan takım gitti, defanstan rastgele doldur boşaltlarla pozisyon arayan bir Orduspor geldi. Cuper takıma hem yerden, hem havadan top oynamayı aşılıyor olabilir. Yada tamamen takıma yüksekten oynayın talimatını vermiş olabilir ama bizim görebildiğimiz kadarıyla beceremiyoruz bu işi. Şu an ki Şamil-Nizametin-Hasan Kabze bunu yapabilecek oyuncular değiller. Hasan Kabze bugün nerede oynadı mesela anlayamadım. Sol kanat hiç işlemedi diyebilirim. Ceza sahasına yaptığımız saçma sapan ortaları rakip savuşturuyor ve savuşturdukları yerde tek bir Ordusporlu oyuncu topu karşılamıyordu, özellikle sol kanadımıza düşen toplarda. Bu durumda rakibin hızlı çıkmasına, pozisyon yakalamasına daha da cesaretlenmesine neden oluyordu. Ortalama %60larda topla oynayan Orduspor, gole kadar ki 7 - 8 dakikada tüm ipleri rakibe kaptırmıştı. Her ne kadar 15. dakikada bir topumuzu rakip çizgiden çıkarsada Sivasspor bize oranla daha çok net pozisyona girmişti.
Sonra herşey değişti. Maçın kader dakikası 43'dü. Tam devre bitsin gol yemeden rakibin hızı kesilsin diye düşünürken, bir penaltı bir kırmızı bir gol. Stancu ve 1:0. Bu dakikadan sonra maçın gidişatıda kısmen belli olmuştu. Bizim kafamızdaki soru işaretleri, 10 kişi kalan rakiplere karşı daha kötü top oynamaya başlamamızdı. Herşeyin illa ki olumsuzunu düşüneceğiz ya. 2. yarıyla birlikte Hasan Kabze'yle skoru 2:0'a getirip rahatladık. İşte maç bu golle birlikte bitmişti. 3. golü aramadan sakin bir şekilde oyunu ortada tutup bitirme gayretine girdik. Yazının en başında bahsettiğim atanlar-tutanlar kısmındayım.Takımın atanları iyiydi. Stancu yavaş yavaş ritm tutuyor, Hasan Kabze'nin top ayağına oturursa kaçırmıyor ama Barral'da da bir form düşüklüğü var. Tutan kısmında Fornezzi'ye her hafta daha çok hayran kalıyoruz. Bugün çıkardığı %100'lük 4 top bize 3 puanı getirdi. Lakin Şamil'in bulunduğu bir orta sahaya güvenmediğimi belirtmek istiyorum. Defansif anlamda bir yere kadar tamam ama toplu oyunda Şamil'in çok çok daha etkin olması lazım.
İyi geceler.
İyi geceler.
Şamil-Nizamettin ikilisi : Biri defansif, biri hücumcu.. Şamil bence görevini yaptı bu maçta. En azından topları karşıladı dıyebılırız. Hava topuna çıktı, aldı. Uyum sağladılar Nizamettin ile.
YanıtlaSilYaptığı pas hataları ne olacak? Admin onlardan bahsetmiş sanırım. Sağında solunda önünde arkasında kimse yokken, baskı altında değilken bir sürü pas hatası yaptı. Defansif anlamda da bir Gosso değil. Hücumda hiç yok. Alan savunması yapıyor tamam ama avrupa hedefi olan bir takımda Şamil'in hücum özelliklerini biraz daha öne çıkarması lazım. Bana kaçak dövüşüyor gibi geliyor.
YanıtlaSilSamıl cok düz ekstra yetenegı olmayan bı futbolcu kısacası Super ligin Emrullahı.Kusura bakmasın kımsede Onur Tuncer ondan 5 gomlek daha ustun bı futbolcu
YanıtlaSilTamam Şamil hücum anlamında çok iyi değil ama bir Onur da değil :) En azından Onur'dan daha iyi olduğu kesin.
YanıtlaSilçıkardığı 4 tane yüzde yüzlük top mu
YanıtlaSilayrıca o felaket tellalığı yapanların içine sen de giriyorsun şu yazınla
Herşeyden önce eleştrmek yerine blog sahibini kutluyorum. Bu emek alkışı hak ediyor. Ordusporumuzu sosyal medyada temsil eden önemli bir blog. Takipteyiz.
YanıtlaSil