Pazartesi mesaisinde Galatasaray deplasmanındayız. Saat 20:00'da Türk Telekom Arena'da başlayacak olan maçın hakemi Serkan Çınar. Serkan Çınar ismini aradan yıllar geçsede hala unutamıyorum. 2005 yılında oynadığımız Türkiye Kupası'ndaki Kayseri Erciyesspor maçındaki katliam yönetimini unutmamız imkansız gibi birşey. O günden bugüne saplantım haline gelmiş bir isim kendisi. Kendisi en son geçen sezon yine bu zamanlarda Eskişehirspor'u deplasmanda 1:0 yendiğimiz maçı yönetmşti. Ki bu maç deplasmanda kazandığımız son maç oldu. Galatasaray'ın da ilk defa maçını yönetecek. Bu sezon içerisinde oynadığımız pazartesi maçlarında 1 galibiyet ve 1 mağlubiyet aldık. Bu maçlarda Ordu'da Kayserispor'u 3:2 yenerken, Trabzonspor'a da 2:1 mağlup olmuştuk.
İşin hikaye kısmını bitirip yorum kısmına geçersek, zor bir maça çıkacağımızı biliyoruz hepimiz. Karşımızda ligin lideri olmasına rağmen, beraberliği alıp gidelim düşüncesiyle maça çıkarsak bozgun yaşamayız ama yine ve yeniden üzülürüz. Muhtemelen de bu mantıkla çıkarız. Top oynamaktan çok oynatmamayı seçer, deplasmanlarda futbolun katili olmaya devam ederiz. Anadolu'da oynadığımız maçların bir çoğunda bu oyunla bir şekilde puan almayı başarsak bile pazartesi akşamı Galatasaray'a çok fazla top oynama imkanı verirsek mutlaka sıkıntı yaşarız. Zira rakibimiz zaten top oynamayı seven bir takım. Ki onların oyun anlayışı "top hep benim olsun" şeklinde. Son yaptıkları transferlerle de iyi olan hücum hattı bu lig için kusursuz hale geldi.
Kapanmamalı, cesur olmalıyız. En azından bu maçlık... 1 senedir bir takımın deplasmanlarda maç kazanamamasının akla mantığa uyan bir yanını bulmaya çalışıyorum, olmuyor. Elimizdeki kadronun 15. sırayı hakettiğini düşünmüyorum. Elazığspor da kazandı dün. Belki Akhisar ile Mersin İdman Yurdu paçayı kurtaramayacak ama düşen son takım süpriz, beklenmeyen bir şehirden çıkabilir. Biz olmayız ama o takım, ihtimal vermiyorum. Lakin yol yakınken de rahatlamak gerekir. Galatasaray maçı zor, sıkıntılı. Oldu da alınacak bir galibiyet aşırı rehavet getirecek, o daha da sıkıntılı. İlk yarıda Ordu'da efsane bir Galatasaray maçı oynadık, sonrası kademe kademe aşağıya doğru düştük.
Açık konuşmak gerekirsek rakip bizim maçı dinlenme maçı olarak görecek. Bu yüzden süpriz bir kadro çıkartabilirler sahaya. Türk takımlarının Avrupa maçlarından sonra genel olarak puan kaybettiklerini düşünürsek, rakip takımın bu yorgunluğunu avantaja çevirebiliriz. Bir dip not olarakta Galatasaray'ın hafta içi sarfettiği efor Schalke 04'ün isminden yada bir Şampiyonlar Ligi maçı olduğundan değil daha çok kendi zeminleri yüzünden idi. Tekrar tekrar vurgu yapıyorum, cesur olursak ancak rakibin yorgunluğunu avantaja çeviririz. Ligde 3 mağlubiyet alan bir takım var karşımızda. Hatta bu mağlubiyetlerin birini bize karşı aldılar. Arena'da ki tek yenilgilerinde kalelerinde 3 gol gördüler. İlk maçta ki gibi bu maç öncesinde de Galatasaray'ın zaafları iyi tahlil edilmişse o zaman birşeyler beklerim ben takımdan. Ama yazının başında dediğim gibi, "yok ben beraberliği alsam yeter" düşüncesiyle oynayacaksak eğer derin bir hüzünle ayrılırız İstanbul'dan.
İlk 5 haftada 4 galibiyet çıkartan Galatasaray 5. haftadan sonra 3 maçlık bir galibiyet serisi yakalayamadı. Bu maça ise Antalyaspor ve Akhisar Belediye galibiyetleri sonrasında çıkacaklar. TT Arena'da bu sezon Galatasaray'ın gol atmadığı maç yok. Her maçında mutlaka 1 gol bulan rakibimiz bu maçların 1'inde mağlup olurken 2 maçtanda beraberlikle ayrıldı. Biz ise deplasmanlarda bu sezon 2. golü bulan taraf olamadık. 2012/2013 sezonunda Süper Lig'de 42 gol atan Galatasaray'ın en çok gol attığı 15 dakikalık dilim, 31 ila 45. dakikalar arasında geldi. Bu dakikalar arasında 11 gol atan Galatasaray yediği 25 golün 7'sini 61 ila 75. dakikalar arasında yedi. Golcüler listesinde Burak Yılmaz ve Umut Bulut attıkları 12'şer golle başı çekiyorlar. Felipe Melo bu sezon gördüğü 2 kırmızı kartla takımının en hırçın oyuncusu. Aynı oyuncu Beşiktaş maçında gördüğü kırmızı kart nedeniyle bizim maçımızda cezalı. Takımın en çok süre alan isimleri arasında ise 1889 dakika ile Muslera başı çekiyor. Muslera bu zaman dilimi içerisinde 1 kırmızı kart gördü. Onu 1791 dakika ile Selçuk (3 gol 5 asist) ve 1620 dakika ile Dany izliyor.
Geçen sezon İstanbul'da oynadığımız maçı 2:0 kaybederken bu sezon ilk yarıdaki maçı 2:0 kazanmasını bildik. 29. kez karşılacağımız Galatasaray'a karşı 2 galibiyetimiz ve 11 beraberliğimiz mevcut. Rakibimize 15 maçta ise boyun eğdik. Kazandığımız 2 maçın ilki 1984 yılında 3:0'lık sonuçla gerçekleşirken ikincisi yukarıda belirttiğim gibi ilk yarıda Ordu'da oynadığımız maçta gerçekleşti. 1984 yılında aldığımız 3:0'lık galibiyet bu istatistiklere bakılınca doğal olarak aldığımız en farklı galibiyet olarak tarihe geçti. Galatasaray'ın en farklı galibiyetleri arasında bize karşı 2 maçta aldıkları 4:0'lık galibiyet karşımıza çıkarken 1972 yılında Türkiye Kupası'nda tarihimizde ilk defa karşılaştığımız maçta rakibimize 5:1 boyun eğerken Galatasaray - Orduspor arasında en çok gol atılan maç ortaya çıktı. İstanbul'da oynanan 13 maçta galibiyetimiz bulunmazken, 3 beraberlik ve 10 mağlubiyet ile kötü bir istatistiğin sahibi olduk.
Yarın umutlarımızla beraber Arena'dayız. Hiçbir yerde yalnız kalmayan bu renkleri yine yalnız bırakmayacağız. Artık zamanı geldi. Yarın umarız şans da bizim yanımızda olur.
Yarın umutlarımızla beraber Arena'dayız. Hiçbir yerde yalnız kalmayan bu renkleri yine yalnız bırakmayacağız. Artık zamanı geldi. Yarın umarız şans da bizim yanımızda olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...