Eveeet, rakip Eskişehirspor. Eskişehirspor ile iki sezonluk bir aranın ardından bu sefer Süper Ligde karşılaşacağız. Biraz geriye doğru baktığımız zaman kısa süre içerisinde 6 sezonda 3 farklı ligde karşılaşmış olacak iki takım. 2005 yılında 2. ligde şampiyon olup Bank Asya'ya çıktığımız o sancılı sürecin bir parçasıydı Eskişehirspor. Deyim yerindeyse o sezon 2 hatta 3 defa şampiyonluk kutlaması yapmamıza sebep olan takım. Sonrasında bizim ardımızdan bir sezon sonra onlarda Bank Asya'ya geldiler ve Bank Asyadaki ilk sezonlarından Süper Lige yükselme başarısı gösterdiler.
2. lig, Bank Asya derken bu sefer iki ekip Süper Ligde karşı karşıya gelecek. 2005 yılında Ordu'da oynanan ve yarım kalan maçın hikayesi çoğu kişi tarafından hala yanlış biliniyor. 40 yıldır Mor Beyaz kitabının yazarı Reşat Güngör abimiz bu konuyu bilmeyenler ve yanlış bilenler için bir derleme yaptı. Kendisini arada sırada Divane Aşık Gibi'de konuk yazar olarak ağırlamaya devam edeceğiz. Bu yazı için de çok teşekkür ederiz...
Reşat Güngör / 2005 Yılında Bir Mayıs Ayı
ORDUSPOR-ESKİŞEHİRPOR: 1-2 *
*1-2 Eskişehirspor’un üstünlüğündeyken yarıda kalan karşılaşma daha sonra Samsun’da tekrarlandı.
15 Mayıs 2005 Pazar. Genişletme çalışmalarının devam ettiği Ordu 19 Eylül Stadı’nın tribünleri tıklım tıklım dolu. Türk futboluna damgasını vurmuş iki takım Orduspor ve Eskişehirspor, sezonun 27.haftasında karşı karşıya geldiler. Şampiyonluğa şartlanan Orduspor, son yenilgisini ligin ilk yarısında rakibi karşısında almış ve o karşılaşmadan sonra gösterdiği müthiş performansla, 11 hafta boyunca puan kaybetmeden bu karşılaşmaya gelmişti. Eskişehirspor’un ise ligde iddiası yoktu.
Bu karşılaşma, sahada oynanan futbolla değil sahada ve saha dışında yaşanan olaylarla Türk futbol kamuoyunu çok uzun süre meşgul etti. Cüneyt Çakır’ın yönettiği karşılaşmada ilk yarı 2-1 Eskişehirspor’un üstünlüğünde tamamlandı. İlk yarının geneline bakıldığında Orduspor’un, sahaya istediği oyunu ortaya koyamadığı net bir şekilde görülmekteydi. Kontra ataklarla iki gol bulan rakibi karşısında,ilk yarının son dakikalarında attığı bir golle cevap verdi mor-beyazlılar. Cüneyt Çakır’ın son düdüğüyle birlikte iki takım oyuncuları biraz itiş-kakışla soyunma odasının yolunu tutuyorlardı ki...
Skorbord yönünde inşaa halindeki kale arkası tribünlerinden fırlayan ve kayıtlara “akli dengesi yerinde olmayan” birisi olarak geçen “eli bıçaklı” saldırgan sahaya daldı. Benzerlerini dünyadaki diğer statların tamamında görebileceğimiz türden bir olaydı. Organize bir hareket değildi... Tribünlerdeki seyircilerle toplu bir harekete de dönüşmemişti. Ama nedendir bilinmez! Eskişehirsporlu teknik yönetim ve futbolcular ikinci yarıda sahaya çıkmak istemediler. Saldırgan güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilmiş, Eskişehirspor yönetiminden ve soyunma odasından gelen talepler doğrultusunda takviye kuvvetler sahada yerini almış ve hakem Cüneyt Çakır, üç defa konuk takımı sahaya çağırmış buna karşın kırmızı-siyahlı futbolcular soyunma odasından çıkmamakta direnmişlerdi. O gün tribünlerde olan seyirci topluluğunun sıkça duyduğu anonslardan biri de bir “noter” veya “noter katibi”nin tribünlerde olup olmadığı şeklindeydi. Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı M.Hilmi Güler, dönemin Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu ve dönemin İl Emniyet Müdürü’nün verdiği tüm güvencelere karşın sahaya çıkılmamasının noter huzurunda tasdiki gerekiyordu. İkinci yarının başlama saatinden itibaren neredeyse iki saat daha geçmiş, gece maçı oynamaya elverişli olmayan bir statta hava kararmaya dönmüştü...
18 Haziran 2005 Cumartesi günü tüm Ordulular için ve Orduspor’u sevenler için olduğu kadar Türk futbol kamuoyu için de önemli bir gündü. O gün yayımlanan pek çok gazete o gün oynanacak olan Orduspor-Eskişehirspor maçına sayfalarında geniş yer ayırmıştı.
“ORDU ZAFERE ÇIKIYOR” başlığı atan Bugün Gazetesi’nin usta kalemi Ersan Çelik ise köşesinde “boşuna oynamayın bunlar Orduspor’un şampiyonluğunu yine elinden alır!” başlıklı yazısında bir anlamda yaşanan gelişmeler karşısında duyduğu şaşkınlığı dile getiriyordu.
“Lafı hiç uzatmayalım, gelinen noktayı herkes biliyor. Orduspor, bileğinin hakkıyla, alın teriyle tam 17 maçı hem de arka arkaya yeşil sahada kazanarak şampiyon oldu. Bazıları bu büyük başarıyı hazmedemedi. Türk futbolunu yıllardır kemiren virüsler yine güçlerini gösterdiler. Dünyada eşi benzeri olmayan bir yöntemle Orduspor’un elinden şampiyonluk alındı. Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nun kararı hiçe sayıldı. Maçın tek ve mutlak hakimi hakem Cüneyt Çakır’ın raporu dikkate alınmadı. Devletin Bakanı, Valisi, Emniyet Müdürü ve Jandarma Komutanı her türlü garantiyi güvenceyi vermesine karşın Eskişehirspor takımı sahaya çıkmadı. Sonuçta oynamaktan kaçan Eskişehirspor ödüllendirildi, Orduspor’un ise elinden şampiyonluğu alındı. “Neden böyle oldu, bu tezgahı kimler nasıl hazırladı?” derseniz işin içinden çıkamayız. Sadece birileri böyle istedi Orduspor kurban edildi.
Yeniden doğuş...
Bugün Samsun’da Orduspor-Eskişehirspor maçı yeniden oynanacak. Orduspor, şampiyon olabilmek için kazanmak zorunda. Eskişehirspor için kazanmak ya da kaybetmek o kadar önemli değil. Ama birileri için Eskişehirspor’un yenilmemesi gerekiyor. Yani sizin anlayacağınız bugün kendisi için değil bir bakıma başkaları için de oynuyor olacak.
Öyle inanıyorum ki; Orduspor bugün boşuna oynayacak. İnanılmaz ayak oyunlarıyla şampiyonluğu elinden alınan Orduspor’un bugün Eskişehirspor’u yenmesini beklemek saflık olur. Eskişehirspor günlerdir bu maça kampta hazırlanırken, Orduspor plajlardan, tatil beldelerinden oyuncularını toplamakla uğraştı. Şu tabloya bir bakın: Bir tarafta kendisi için hayati bir önem taşıyan (!) bugünkü maçı bekleyen hırs küpü bir Eskişehirspor diğer tarafta darbe üstüne darbe yemiş, elinden haklı şampiyonluğu alınmış bir Orduspor. Sorarım size şimdi böyle bir ortamda maçı kim kazanır.Kaldi ki, Eskişehirspor’un kazanmasına da gerek yok. Onlar berabere kalsalar da zaten amaçlarına ulaşacaklar.
Dahası da var. Diyelim ki, eğrisi doğrusuna denk geldi de Orduspor maçı kazanıyor. Buna da bir yolunu bulurlar engel olurlar. Şimdiden söylüyorum hakemlerin çalacağı düdüklere lütfen dikkat edin. Bütün Ordusporlu taraftarları bugün takımlarının nasıl bir ince kıyıma uğrayacaklarını bir defa daha görürlerse sakın şaşırmasınlar.
Ve tabii bütün bu olumsuzluklara rağmen Orduspor kazanırsa, Tahkim Kurulu yine onların elinden şampiyonluğu alacak haklı (!) bir neden bulur. Hiç belli olmaz belki de maçın gizli gözlemcisi yine Vahap Beyaz’dır. Keşke bu maçın hakemi Tahkim Kurulu’nun dört üyesi olsaydı. Nasıl olsa sonuçta yine onların dediği olacak.
Ordusporlu futbolculara bir tavsiyem var. Son düdüğe kadar futbol oynayın. Tahriklere kapılmayın. Yiyeceğiniz tekmelere, duyacağınız küfürlere asla karşılık vermeyin. Hiç kimseye güvenmeyin. Önce Allah’a sonra kendinize güvenin. Allah her zaman doğrunun yanındadır. Şampiyonluğunuz haksız bir şekilde elinizden alındı. Ben de bu haksızlığa isyan ediyor ve diyorum ki, Allah Türk futbolunu virüslerden korusun.
Her zaman hak eden, alın teriyle mücadele eden, çirkin tezgahlara girmeyenler, yeşil sahada canla başla oynayanlar kazansın. Centilmenliği, dostluğu, barışı, kardeşliği unutup, fair-play’den uzaklaşanlar mutlaka bir gün bunun hesabını verirler. Dilerim en kısa zamanda Türk futbolunun temeline dimanit koyanlardan, virüslerden kurtuluruz.”
ÇİFTE KAVRULMUŞ ŞAMPİYONLUK
15 Mayıs 2005 Pazar günü oynanan olaylı Eskişehirspor maçıyla ilgili Orduspor lehine verilen ilk karardan sonra sezonun son maçında deplasmanda Zonguldakspor’u 5-2 yenerek İkinci Lig B Kategorisi B Grubu’nda ilk şampiyonluğunu ilan eden mor-beyazlılar için sevinç kısa sürmüş Eskişehirspor maçının Samsun’da tekrar oynanması kararı alınmıştı. Durum böyle olunca belki de futbol tarihinde bir başka ilk gerçekleşecek ve Orduspor tekrarlanan Eskişehirspor maçını kazanırsa bir sezonda üst üste iki defa şampiyon olan tek takım unvanını kazanacaktı. Öyle de oldu. Bakın; çifte kavrulmuş bir şampiyonluk öyküsü…
Tarih 18 Haziran 2005… Orduspor’un cezası nedeniyle Samsun 19 Mayıs Stadyumu’nda oynanıyor Eskişehirspor maçı.
Karşılaşmayı Serdar Tatlı yönetiyor. Yardımcıları ise Bahattin Duran ve Erhan Sönmez .
Orduspor’un kalesini Fevzi koruyor. Gökhan Güney, Cumhur, Muzaffer, Volkan, Gökhan Kolomaç, Şenol, (Cüneyt), Özcan, Serkan, (Önder), Özgür, Gökhan Gündüz, (Mustafa Bedir) sahada mücadele eden diğer oyuncular.
Eskişehirspor’un kadrosu şu oyunculardan kurulu: Yusuf, Kazım, Serkan, Zafer, Alpaslan, Selçuk, Levent, (Eriş), Kenan, Alper, (Onur), Şükrü, Erkan (Soner Keleş)
Maçtan dakikalar…
Psikolojik yönü ağır basan maça hızlı başlayan taraf olan Orduspor, 26.dakikada Özgür’ün ayağından bir penaltı kaçırmasına rağmen 31.dakikada Muzaffer’in golüyle ilk yarıyı 1-0 önde kapattı. Rakibi karşısında üstün oyununu ikinci yarıda da sürdüren mor-beyazlılar, Eskişehirspor’da Zafer’in 58.dakikada kırmızı kart görmesiyle daha da rahatladı. 68.dakikada Özgür durumu 2-0 yaptı. Aynı oyuncu, kaçırdığı penaltının intikamını alırcasına 72 ve 90.dakikalarda tekrar sahneye çıktı ve böylece Orduspor, Eskişehirspor’u 4-0 yenerek mutlu sona ulaştı.
Tercüman Gazetesi adına karşılaşmayı izleyen Tahsin Han, köşesinde şöyle yansıtıyor perde arkasını ve son doksan dakikayı.
“Haksızlığa karşı zafer”
Aslında neresinden bakarsanız bakın, bu maçın oynanması tam bir fiyaskoydu. Düşünebiliyor musunuz bir alt birim çıkıyor ve üstün kararını yok sayıp yeni bir karar alıyor. Burası Türkiye olduğu için koltuklarında oturanların neyi ne amaçla yönettiğini bilmediği için böyle bir sorun olması kaçınılmazdı. Umarım bundan böyle Tahkim denilen kurum benzer yanlılarda ısrar etmez ve yeni kaoslara ortam hazırlamaz.
Neticede bir mecburiyet karşısında deniz kıyılarından toplanan iki takımın oyuncuları futbol hayatlarını tehlikeye atıp birilerinin isteği olsun diye sahaya çıkıp mücadelesini verdi. Bence öncelikle her iki takımın oyuncularını kutlamalı, çünkü yaptıkları fedakarlıklarının bir benzeri daha yok.
Şampiyonluğu 17 maç üst üste kazanarak çok önceden hak eden Orduspor, masa başında kaybettiği haklarını sahada kazanıp taraftarlarına gerçek anlamda bir bayram daha yaşattı. Bu sevinç diğer şampiyonluklarda yaşanan mutluluğa hiç benzemez. Bu hakkı elinden alınmış bir takımın 90 dakika sahada terini döküp haksızlığa karşı zafer elde etmenin coşkusu.
Şampiyonluğun kutlu, mutlu ve hayırlı olsun Orduspor...
Konuk yazar : Reşat Güngör
2. lig, Bank Asya derken bu sefer iki ekip Süper Ligde karşı karşıya gelecek. 2005 yılında Ordu'da oynanan ve yarım kalan maçın hikayesi çoğu kişi tarafından hala yanlış biliniyor. 40 yıldır Mor Beyaz kitabının yazarı Reşat Güngör abimiz bu konuyu bilmeyenler ve yanlış bilenler için bir derleme yaptı. Kendisini arada sırada Divane Aşık Gibi'de konuk yazar olarak ağırlamaya devam edeceğiz. Bu yazı için de çok teşekkür ederiz...
Reşat Güngör / 2005 Yılında Bir Mayıs Ayı
ORDUSPOR-ESKİŞEHİRPOR: 1-2 *
*1-2 Eskişehirspor’un üstünlüğündeyken yarıda kalan karşılaşma daha sonra Samsun’da tekrarlandı.
15 Mayıs 2005 Pazar. Genişletme çalışmalarının devam ettiği Ordu 19 Eylül Stadı’nın tribünleri tıklım tıklım dolu. Türk futboluna damgasını vurmuş iki takım Orduspor ve Eskişehirspor, sezonun 27.haftasında karşı karşıya geldiler. Şampiyonluğa şartlanan Orduspor, son yenilgisini ligin ilk yarısında rakibi karşısında almış ve o karşılaşmadan sonra gösterdiği müthiş performansla, 11 hafta boyunca puan kaybetmeden bu karşılaşmaya gelmişti. Eskişehirspor’un ise ligde iddiası yoktu.
Bu karşılaşma, sahada oynanan futbolla değil sahada ve saha dışında yaşanan olaylarla Türk futbol kamuoyunu çok uzun süre meşgul etti. Cüneyt Çakır’ın yönettiği karşılaşmada ilk yarı 2-1 Eskişehirspor’un üstünlüğünde tamamlandı. İlk yarının geneline bakıldığında Orduspor’un, sahaya istediği oyunu ortaya koyamadığı net bir şekilde görülmekteydi. Kontra ataklarla iki gol bulan rakibi karşısında,ilk yarının son dakikalarında attığı bir golle cevap verdi mor-beyazlılar. Cüneyt Çakır’ın son düdüğüyle birlikte iki takım oyuncuları biraz itiş-kakışla soyunma odasının yolunu tutuyorlardı ki...
Skorbord yönünde inşaa halindeki kale arkası tribünlerinden fırlayan ve kayıtlara “akli dengesi yerinde olmayan” birisi olarak geçen “eli bıçaklı” saldırgan sahaya daldı. Benzerlerini dünyadaki diğer statların tamamında görebileceğimiz türden bir olaydı. Organize bir hareket değildi... Tribünlerdeki seyircilerle toplu bir harekete de dönüşmemişti. Ama nedendir bilinmez! Eskişehirsporlu teknik yönetim ve futbolcular ikinci yarıda sahaya çıkmak istemediler. Saldırgan güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilmiş, Eskişehirspor yönetiminden ve soyunma odasından gelen talepler doğrultusunda takviye kuvvetler sahada yerini almış ve hakem Cüneyt Çakır, üç defa konuk takımı sahaya çağırmış buna karşın kırmızı-siyahlı futbolcular soyunma odasından çıkmamakta direnmişlerdi. O gün tribünlerde olan seyirci topluluğunun sıkça duyduğu anonslardan biri de bir “noter” veya “noter katibi”nin tribünlerde olup olmadığı şeklindeydi. Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı M.Hilmi Güler, dönemin Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu ve dönemin İl Emniyet Müdürü’nün verdiği tüm güvencelere karşın sahaya çıkılmamasının noter huzurunda tasdiki gerekiyordu. İkinci yarının başlama saatinden itibaren neredeyse iki saat daha geçmiş, gece maçı oynamaya elverişli olmayan bir statta hava kararmaya dönmüştü...
18 Haziran 2005 Cumartesi günü tüm Ordulular için ve Orduspor’u sevenler için olduğu kadar Türk futbol kamuoyu için de önemli bir gündü. O gün yayımlanan pek çok gazete o gün oynanacak olan Orduspor-Eskişehirspor maçına sayfalarında geniş yer ayırmıştı.
“ORDU ZAFERE ÇIKIYOR” başlığı atan Bugün Gazetesi’nin usta kalemi Ersan Çelik ise köşesinde “boşuna oynamayın bunlar Orduspor’un şampiyonluğunu yine elinden alır!” başlıklı yazısında bir anlamda yaşanan gelişmeler karşısında duyduğu şaşkınlığı dile getiriyordu.
“Lafı hiç uzatmayalım, gelinen noktayı herkes biliyor. Orduspor, bileğinin hakkıyla, alın teriyle tam 17 maçı hem de arka arkaya yeşil sahada kazanarak şampiyon oldu. Bazıları bu büyük başarıyı hazmedemedi. Türk futbolunu yıllardır kemiren virüsler yine güçlerini gösterdiler. Dünyada eşi benzeri olmayan bir yöntemle Orduspor’un elinden şampiyonluk alındı. Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nun kararı hiçe sayıldı. Maçın tek ve mutlak hakimi hakem Cüneyt Çakır’ın raporu dikkate alınmadı. Devletin Bakanı, Valisi, Emniyet Müdürü ve Jandarma Komutanı her türlü garantiyi güvenceyi vermesine karşın Eskişehirspor takımı sahaya çıkmadı. Sonuçta oynamaktan kaçan Eskişehirspor ödüllendirildi, Orduspor’un ise elinden şampiyonluğu alındı. “Neden böyle oldu, bu tezgahı kimler nasıl hazırladı?” derseniz işin içinden çıkamayız. Sadece birileri böyle istedi Orduspor kurban edildi.
Yeniden doğuş...
Bugün Samsun’da Orduspor-Eskişehirspor maçı yeniden oynanacak. Orduspor, şampiyon olabilmek için kazanmak zorunda. Eskişehirspor için kazanmak ya da kaybetmek o kadar önemli değil. Ama birileri için Eskişehirspor’un yenilmemesi gerekiyor. Yani sizin anlayacağınız bugün kendisi için değil bir bakıma başkaları için de oynuyor olacak.
Öyle inanıyorum ki; Orduspor bugün boşuna oynayacak. İnanılmaz ayak oyunlarıyla şampiyonluğu elinden alınan Orduspor’un bugün Eskişehirspor’u yenmesini beklemek saflık olur. Eskişehirspor günlerdir bu maça kampta hazırlanırken, Orduspor plajlardan, tatil beldelerinden oyuncularını toplamakla uğraştı. Şu tabloya bir bakın: Bir tarafta kendisi için hayati bir önem taşıyan (!) bugünkü maçı bekleyen hırs küpü bir Eskişehirspor diğer tarafta darbe üstüne darbe yemiş, elinden haklı şampiyonluğu alınmış bir Orduspor. Sorarım size şimdi böyle bir ortamda maçı kim kazanır.Kaldi ki, Eskişehirspor’un kazanmasına da gerek yok. Onlar berabere kalsalar da zaten amaçlarına ulaşacaklar.
Dahası da var. Diyelim ki, eğrisi doğrusuna denk geldi de Orduspor maçı kazanıyor. Buna da bir yolunu bulurlar engel olurlar. Şimdiden söylüyorum hakemlerin çalacağı düdüklere lütfen dikkat edin. Bütün Ordusporlu taraftarları bugün takımlarının nasıl bir ince kıyıma uğrayacaklarını bir defa daha görürlerse sakın şaşırmasınlar.
Ve tabii bütün bu olumsuzluklara rağmen Orduspor kazanırsa, Tahkim Kurulu yine onların elinden şampiyonluğu alacak haklı (!) bir neden bulur. Hiç belli olmaz belki de maçın gizli gözlemcisi yine Vahap Beyaz’dır. Keşke bu maçın hakemi Tahkim Kurulu’nun dört üyesi olsaydı. Nasıl olsa sonuçta yine onların dediği olacak.
Ordusporlu futbolculara bir tavsiyem var. Son düdüğe kadar futbol oynayın. Tahriklere kapılmayın. Yiyeceğiniz tekmelere, duyacağınız küfürlere asla karşılık vermeyin. Hiç kimseye güvenmeyin. Önce Allah’a sonra kendinize güvenin. Allah her zaman doğrunun yanındadır. Şampiyonluğunuz haksız bir şekilde elinizden alındı. Ben de bu haksızlığa isyan ediyor ve diyorum ki, Allah Türk futbolunu virüslerden korusun.
Her zaman hak eden, alın teriyle mücadele eden, çirkin tezgahlara girmeyenler, yeşil sahada canla başla oynayanlar kazansın. Centilmenliği, dostluğu, barışı, kardeşliği unutup, fair-play’den uzaklaşanlar mutlaka bir gün bunun hesabını verirler. Dilerim en kısa zamanda Türk futbolunun temeline dimanit koyanlardan, virüslerden kurtuluruz.”
ÇİFTE KAVRULMUŞ ŞAMPİYONLUK
15 Mayıs 2005 Pazar günü oynanan olaylı Eskişehirspor maçıyla ilgili Orduspor lehine verilen ilk karardan sonra sezonun son maçında deplasmanda Zonguldakspor’u 5-2 yenerek İkinci Lig B Kategorisi B Grubu’nda ilk şampiyonluğunu ilan eden mor-beyazlılar için sevinç kısa sürmüş Eskişehirspor maçının Samsun’da tekrar oynanması kararı alınmıştı. Durum böyle olunca belki de futbol tarihinde bir başka ilk gerçekleşecek ve Orduspor tekrarlanan Eskişehirspor maçını kazanırsa bir sezonda üst üste iki defa şampiyon olan tek takım unvanını kazanacaktı. Öyle de oldu. Bakın; çifte kavrulmuş bir şampiyonluk öyküsü…
Tarih 18 Haziran 2005… Orduspor’un cezası nedeniyle Samsun 19 Mayıs Stadyumu’nda oynanıyor Eskişehirspor maçı.
Karşılaşmayı Serdar Tatlı yönetiyor. Yardımcıları ise Bahattin Duran ve Erhan Sönmez .
Orduspor’un kalesini Fevzi koruyor. Gökhan Güney, Cumhur, Muzaffer, Volkan, Gökhan Kolomaç, Şenol, (Cüneyt), Özcan, Serkan, (Önder), Özgür, Gökhan Gündüz, (Mustafa Bedir) sahada mücadele eden diğer oyuncular.
Eskişehirspor’un kadrosu şu oyunculardan kurulu: Yusuf, Kazım, Serkan, Zafer, Alpaslan, Selçuk, Levent, (Eriş), Kenan, Alper, (Onur), Şükrü, Erkan (Soner Keleş)
Maçtan dakikalar…
Psikolojik yönü ağır basan maça hızlı başlayan taraf olan Orduspor, 26.dakikada Özgür’ün ayağından bir penaltı kaçırmasına rağmen 31.dakikada Muzaffer’in golüyle ilk yarıyı 1-0 önde kapattı. Rakibi karşısında üstün oyununu ikinci yarıda da sürdüren mor-beyazlılar, Eskişehirspor’da Zafer’in 58.dakikada kırmızı kart görmesiyle daha da rahatladı. 68.dakikada Özgür durumu 2-0 yaptı. Aynı oyuncu, kaçırdığı penaltının intikamını alırcasına 72 ve 90.dakikalarda tekrar sahneye çıktı ve böylece Orduspor, Eskişehirspor’u 4-0 yenerek mutlu sona ulaştı.
Tercüman Gazetesi adına karşılaşmayı izleyen Tahsin Han, köşesinde şöyle yansıtıyor perde arkasını ve son doksan dakikayı.
“Haksızlığa karşı zafer”
Aslında neresinden bakarsanız bakın, bu maçın oynanması tam bir fiyaskoydu. Düşünebiliyor musunuz bir alt birim çıkıyor ve üstün kararını yok sayıp yeni bir karar alıyor. Burası Türkiye olduğu için koltuklarında oturanların neyi ne amaçla yönettiğini bilmediği için böyle bir sorun olması kaçınılmazdı. Umarım bundan böyle Tahkim denilen kurum benzer yanlılarda ısrar etmez ve yeni kaoslara ortam hazırlamaz.
Neticede bir mecburiyet karşısında deniz kıyılarından toplanan iki takımın oyuncuları futbol hayatlarını tehlikeye atıp birilerinin isteği olsun diye sahaya çıkıp mücadelesini verdi. Bence öncelikle her iki takımın oyuncularını kutlamalı, çünkü yaptıkları fedakarlıklarının bir benzeri daha yok.
Şampiyonluğu 17 maç üst üste kazanarak çok önceden hak eden Orduspor, masa başında kaybettiği haklarını sahada kazanıp taraftarlarına gerçek anlamda bir bayram daha yaşattı. Bu sevinç diğer şampiyonluklarda yaşanan mutluluğa hiç benzemez. Bu hakkı elinden alınmış bir takımın 90 dakika sahada terini döküp haksızlığa karşı zafer elde etmenin coşkusu.
Tribünleri dolduran binlerce seyircinin yanı sıra stad çevresinde bulunan bir o kadar taraftar, 90 dakika sonunda haksızlığa karşı zafer elde etmenin gururlu ve mağrur duruşuyla kutladı şampiyonluğu. Hakkı elinden alınan ve mağdur edilenler sonunda ilahi adaletin tecellisiyle mutluluğa ulaşmıştır. Bu sosyal yaşamda olduğu gibi dün futbol sahalarında da görüldü.
Sonuçta geçmişte benzeri bulunmayan, yanlış bir kararla bir kentin umutlarını elinden alanlara, sahada cevap veren 11 futbolcu Orduspor tarihine altın harflerle yazılacak.Şampiyonluğun kutlu, mutlu ve hayırlı olsun Orduspor...
Konuk yazar : Reşat Güngör
biz orduyuz kim ne yaparsa yapsın alnımızın akıyla SAMPIYONUZ
YanıtlaSilabi bende indirdim demoyu hiç bir oyuncu görünmüyor orduspordan.. napmak lazım oyuncu profillerini görebilmek için..?
YanıtlaSil