24 Ekim 2011

Haftanın Ardından #7


Deyim yerindeyse bu hafta sınandık. Önce Hakkari'den gelen içimizi sağlayan haberler sonrasında ise dün meydana gelen Van depremi. Öğle saatlerinde 7.2 ile sallandı Van. Her geçen dakika bu doğal afetin sonuçları daha fazla gün ışığına çıkıyor, daha fazla canımızı acıtıyor. Memleketin üstündeki kara bulutları burdan kelimelerle anlatmak pek de mümkün değil aslında. Herşeye rağmen hayat devam ediyor ama acımızı içimizde taşımaya da devam ediyoruz. Bu hafta sonu şehitlerimizin acısıyla koştuk yine stadlara. Ay yıldızlı bayrağımızı aldık yanımıza onları yad ettik. Bütün stadlarda yükselen sesler aslında memleketin acısının dışarı vurmasıydı. Nasıl meydanlarda bağırdık şehitlerimizin ismini, nasıl Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez dedik yine aynı bilinçle bağırdık. Stadlarda yapılan şehit yoklamalarında bütün stadtan yükselen ''BURDAA'' sesi ile gözlerden dökülen yaşlar aslında herşeyi çok da güzel açıklıyordu.

Zor bir zamandan geçiyoruz. Güzel günler, güneşli günler yakında mı bilmiyorum ama ülkece içinde olduğumuz bu durumdan en kısa zamanda çıkmalıyız. Böyle bir haftada kim takar futbolu, kim okur bu analizleri bilmiyorum ama karaladık yine birşeyler.

Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarının başı saolsun...




Lige o zamanın şartlarında şaşırtıcı 2 galibiyetle başlayan Antalyaspor, Kayserispor maçından sonra belini doğrultamadı. Geçen hafta oynadıkları Gençlerbirliği maçında aldıkları 3:0'lık mağlubiyet ise taraftarlar içinde huzursuzluğun ortaya çıkmasınada neden olmuş olabilir. Antalya'da futbolu bitirmişler diyebiliriz. Mardan Stadı'nın hiçbir zaman tam anlamıyla dolduğunu hatırlamıyorum. Taraftarıda küstürmüşler. Taraftarı güçlü takımlara karşı deplasman havasında oynuyorlar maçlarını. Bunun en büyük nedeni tabiki stadyumun o meşhur konumu. Konumunu geçtim, yolların kötülüğü, yaşanan trafik vs. diye gider bu. Haftaya bizde Antalya'ya gidiyoruz. Şu meşhur Mardan Stadı'nı görme şansını yakalaycağım. En azından şimdilik böyle bir planım var. Antalyalı arkadaşların anlattığı kadar vahim olan bu stad işkencesini yerinde bizde yaşayalım, görelim, hak verelim yada vermeyelim. Çok mütevazi bir kadro var ellerinde. Bu maça 11 Türk oyuncuyla çıktılar ki çok hoş bir durum. Bu kadro ilk 2 maçtaki başarısını 7 maçın geneline yayabilseydi bugün en çok konuşulan takımlardan biri olacaklardı. Galatasaray cephesi. Üstüste alınan 3 galibiyetin havası ve rakibin son haftalardaki formsuzluğu neticesinde maçın favorisi durumundalardı. Maç başlayana kadar en azından.
Sonra, Maç başladı.
Maç bitti.
Başkada birşey olmadı. Öyle saçma bir maçtı işte. Son dakikada Antalya'da sanırım Uğur'un kaçırdığı bir pozisyon dışında, 1 haftanın yorgunluğunu televizyon başında uykumuzu getirerek atmamızı sağlamaları dışında olaya heyecan getirecek hiçbirşeyin olmadığı maçtı.



Eskişehirspor'da Gaziantepspor'un izinden yola devam ediyor. Ligde bulunan birçok takıma göre daha oturmuş ve kaliteli oyuncu kitlesine sahip Eskişehirspor'da da işler hiç yolunda gitmiyor. Skibbe'nin Eskişehir macerası çok uzun süreceğe benzemiyor. Bir teknik direktör değişikliği şimdiki kaos ortamından en azından belli bir süre kurtarabilir. Bu kadar çabuk teknik direktör değişikliklerini savunmasamda, bazı takımlarla bazı teknik direktörler uyuşamaz. Yada oyuncular teknik direktörü istemez. Bu durumlarda futbolcuların biletinin kesilmesinden yanayım ama bunlar farklı konular. Gaziantepspor nasıl Tolunay Kafkas'dan sonra toparladıysa kendini, Eskişehirspor içinde doğru olan Skibbe'nin gönderilmesi olabilir. Aslında Eskişehirspor'da ki tek sorun Skibbe de değil. Yönetimin iş bilmemezliğide en büyük etken taraftarlarının gözünde.
Eskişehir maça istekli başladı. Kazanacaklarını düşündüm maç içerisinde. Sonuçta ortada üstüste alınan 3 mağlubiyet var. Bir 4. mağlubiyet daha ligin başında ortaya kaos ortamının oluşmasına neden olabilirdi Eskişehir tarafında. İlk 45 dakikada Manisa'ya göre daha etkili görünen Eskişehirspor'un birde direkten dönen topu vardı. Pozisyon sonrasında da Boyd'un altıpas içinde akıllara zarar şekilde auta vurduğu bir top ve maçın en iyi isimlerinden kaleci İlker'in çıkardığı bir kaç pozisyon. İlk yarının son dakikasında ise Ahmet İlhan ile haftanın en güzel gollerinden biri. 0-1
Golü yiyerek devreye giren Eskişehir tarafında herşey bitmiş gibi görünüyordu cumartesi günü. Puan almaya dahi inançları yoktu. Sonrasında dakikalar geçti, Koray rakip ağlara şut atar gibi kendi kalesine doğru topu gönderdi ve Manisa 2-0 öne geçti. 1. golden sonra Eskişehir'in kırılan direnci bu golle tamamen tükenmiş oldu.Böylece, Manisaspor Eskişehir deplasmanından 3 puanla dönmüş oldu...


Haftanın en merak edilen, en heyecanlı, zevkli geçmesi muhtemel karşılaşması. Umutlar boşa çıktı diyemeyiz. Gayet güzel bir futbol koydu 2 taraf. Bu hafta oynayacağımız Bursa'ya daha bir ayrı gözle izledik tabi ki. Trabzon'a nisbeten daha iyi oynayan taraf oldu Bursa. 2 haftadır Trabzonspor rakiplerine iyi futbol oynama şansını veriyor ama maç bittiğinde istediğini alan taraf oluyor. Bu maç için alınan 1 puan kötü değil. Bursa'nın Trabzon fobisi her ne kadar bilinen bir durum olsada, Cumartesi akşamı Bursa'nın iyi futboluna ve 1-0 yenik duruma düşmüş olmalarına bakarsak 1 puan gerçekten çok iyi. Gerçi unutmamamız gereken bir nokta var ki ilk yarıda Trabzon'un sayılmayan golü. O pozisyon gol değeri kazansa daha değişik bir maç izleyebilirdik. Bursa'da Basser'i ve Ndiaye'yi çok beğendim maçın genelinde. Basser bizim maçta oynamayabilirimiş. Bizim için olumlu bir durum. Trabzon tarafında ise Adrian'a geldiği günden beri özel bir ilgim var. Oyunda kaldığı sürede başarılı bir grafik ortaya koydu. Zokora'da aynı şekilde. Hiç sırıtmadı mevkisinde. Top çaldı, atağı başlattı. Yapması gerekeni yaptı.
İlk yarısında gol çıkmayan maçın 2. yarısında Sestak ile 1-0 öne geçti Bursa. Ama bu gol Sestak'dan çok Ozan'a ait. Öldü denen topu canlandırdı. Düşe kalka asistini yaptı ve 1-0. Golü yiyen Trabzon'da Şenol Güneş oyuna müdahale etmek için 10 dakika daha bekledi. 71. dakikada da Carson'un yaptırdığı penaltıyla yine Burak sahneye çıktı. 1-1...



7. hafta geride kalırken Gaziantepspor ilk galibiyetini kendi evinde 3 golle aldı. Gaziantepspor'un sezona böyle başlayacağı ligin ilk ilk haftalarında Tolunay Kafkas'ın gideceği çoğumuzun aklına gelmezdi. Geçtiğimiz sezonun sonlarına doğru oynanan şiir gibi futbol, 2. yarıdan itibaren Süper Ligde esen Cenk Tosun fırtınasından eser yoktu bu sezonun başından itibaren. Abdullah Ercan'ın gelişinden sonra futbol olarak kıpırdanıp ilk puanlarını onunla alsalar bile birşeyler eksikti. Eksik olan şey goldü ama onu da bu hafta fazlasıyla attılar. Bundan sonra Gaziantepspor'un toparlanma sürecine girecğini düşünüyorum. Her ne kadar lige kötü başlamış olsalar da kadroları orta sıra kadrosunun bir level üstünde. Takım maç kazanmaya devam ettikçe ve geçen seneki özgüven geri geldikçe bu tarz galibiyetleri Gaziantepspor'dan görmeye büyük ihtimal devam edeceğiz. Gaziantepspor'dan bahsedipte bu hafta yıldızlaşan genç Muhammet Demir'den bahsetmeden geçemeyiz. 2 gol attı ve 1 asist yaptı Muhammet. Geçtiğimiz sezon Bursa'dan Gaziantep'e transfer olduğunda Bursalıların Ertuğrul hocaya yaptıkları serzenişleri şimdi çok daha iyi anlayabiliyorum. Geçtiğimiz sezonun 2. yarısının gol kralı Cenk Tosun'un ligin başından beri süregelen kötü futbolu onun sahaya ilk 11'de çıkmasını sağladı. O da eline geçen fırsatı en iyi şekilde kullandı. Yeni Cenk Tosun olmaya aday diyebiliriz Muhammet için. Bundan sonra sürekli takip edeceğimiz bir futbolcu. Gençlerbirliği'nden bahsedecek olursak ; bu sezon ligde sıkıntı yaşayacağı düşünülen takımlardan biriydiler aslında. İstikrarsız, bir hafta iyi bir hafta kötü başladıkları ligde şuanda 8 puanda bulunmaları bence onlar için gayet iyi. 7. haftaya kadar bu şekilde tıngır mıngır geldiler. Geçtiğimiz hafta Antalyaspor'a 3 gol atıp bu hafta 3 tane gol yiyerek mağlup olmaları dengesizliklerinini kanıtlar nitelikte. Ligin sonlarına doğru sıkıntı yaşayacağını düşündüğüm takımlardan biri...



Lige Gaziantepspor gibi kötü başladı Kayserispor. Ama onlar üzerlerindeki ölü toprağını ard arda aldıkları 2 galibiyetle attılar. Geçtiğimiz hafta Beşiktaş deplasmanında alınan 3 puanı bu hafta Kayseri'de Sivaspor'a 6 gol atarak taçlandırdılar. İlk 5 haftalık periyodun ardından Tolunay Kafkas'ın üzerinde oluşan baskının bir benzeri Şota'nın da üzerinde oluştu ama hem Şota hem de Kayserispor yönetimi buna ihtimal vermediler ve takımın üzerindeki o hava şuanda bertaraf olmuş durumda. Galibiyetin lige iyi başlayan ve son 4 haftadır mağlup olmayan Sivas karşısında alınması ise ayrı bir güzellik. Kayserispor ilerleyen haftalarda bu performansını sürdürecektir. Amrabat'ın meyver vermeye başlaması, Gökhan Ünal'ın golcü yönünü ön plana çıkarması, Okay ve Furkan gibi isimlerin lige daha da ısınması ile Kayserispor'un ilerleyişi devam edecektir. Sivaspor'un böyle farklı bir mağlubiuyet almaları onlar adına üzücü olsa gerek. Yine bu sezon sıkıntı yaşaması beklenen takımlardan birisi olmalarına rağmen iyi bir başlangıç yaptıklarını söyleyebiliriz. Kamil Grosicki önderliğinde önemli puanlar kazandılar. Bundan sonraki gidişatları ne yönde olur merak konusu. İyi oynadığı bir süreçte 6 gol yiyerek mağlup olmaları kafalarda sorun işareti bırakıyor.



Ligin ilk haftası alınan galibiyet haricinde Karabükspor galibiyet yüzü göremedi bu haftaya kadar. Geçtiğimiz sezonun flaş takımı olmalarına rağmen bu sezon lige iyi başlayamamış olmaları üzerlerinde olumsuz bir etki yaptı. Kadro çok bozulmamış olmasına rağmen Emenike'nin gidişinin onları ne kadar etkilediği ap açık ortada. Emenike'nin boşluğunu Shelton, Mehmet Çakır, Mehmet Battal, Ali Küçik, İlhan Parlak gibi isimlerden değişik varyasyonlar yaparak aşmayı denedin Yücel ildiz ama bu haftaya kadar istediğini yapamadı. Doğrusunu söylemek gerekirse bu hafta galip gelmerine rağmen ileri uçta yaşanan sıkıntının devam ettiğini söylemekde fayda var. Shelton lige iyi başladı aslında. ileri uçta Emenike etkisi yaratmasa bile kendine has sitili ve tarzıyla bazı maçlarda farkını ortaya koysa da onun da sakatlanmasıyla beraber hücum sıkıntısı hat safhaya ulaştı. Bu hafta tribünün itelemesi, takımın galibiyeti aşırı derecede istemesi ve yüksek mücadeleyle galip geldiler. Ama Belediye'nin de birçok pozisyonu olduğunu, Tomiç'in gününde olmasaydı maçın çok daha farklı yönlere gidebileceğini söyleyebiliriz. Karabükspor ileri uçtaki sıkıntıyı çözemediği sürece sıkıntılı maçlar geçirecek bu bir gerçek. Tek şansları hatta en büyük şansları Cernat gibi bir oyuncuya sahip olmaları. Cerhat sahada birşeyler yapmak istediği sürece Karabükspor her zaman çekinilmesi gereken bir takım.



Maçın analizi yorumu bir tarafa maçın başından sonuna kadar Fenerbahçe taraftarının yaptıklarını takdir etmek gerekir. Bu hafta oynanan bütün maçlarda bütün tribünler teröre olan lanetini kustu ama dün akşam gerçekten çok farklı bir hava vardı Şükrü Saraçoğunda. Maçın başındaki 3 4 dakikalık görüntüler aslında herşeyi açıklar nitelikte. O görüntülerden sonra bu maçı çok da debertmeye gerek yok aslında. Samsunspor klasik Anadolu takımı anlayışıyla oynadı. Hata yapmadan iyi kapandı ve kontralardan atarsam atarım anlayışıyla sahadaydı. Zaman zaman etkili ataklarla Fenerbahçe kalesini yokladı ama Bance ileri uçta olayı bir yere kadar getirebiliyor. Zenke de işin finish kısmını yapamayınca ataklar sonuçsuz kaldı. Fenerbahçe kapanan Samsunspor'u açabilmek adına çok fazla birşey yapamadı. Lige çok iyi başladılar ama Semih Bienvenü ikilisi ligi ne kadar götürür soru işaretleri bıraktı bende. Sonuç olarak maçın hakkı beraberlikti ve nitekim öyle de oldu. Samsunspor için deplasmanda aldıkları bu 1 puan ekstra oldu diyebiliriz. Fenerbahçe adına ise kaybetmemeleri iyi oldu.




Zor Besiktas`in isi. Besiktas taraftari ne baskanindan memnun, ne hocasindan. Sike darbesindeki belirginsizlikten dolayi Fenerbahce`den daha cok yara aldilar belki de. Klubun Demiroren ve disariya karsi borclari konusu, Tayfur Hoca`nin donup donmeyecegi ve yedek hoca Carvalhal`in yetersizligi fazlasiyla can sikmakta. Buna ragmen tokezleye tokezleye de olsa ilerlemeye devam ediyorlar. Bunda en buyuk etken mac genelinde birsey yapmayip oyunu aninda cevirebilen yeteneklere sahip olmalari. Pektemek`in golune kadar macin basindaki enerjiyle Besiktas`in ustun oldugunu soleyebiliriz. Golu atan Pektemek`e cok sevindim. Turk milli takimi olarak golcu niteliginde az oyuncu yetistirdigimiz icin Mustafa`nin oynamasi ve gollerine devam etmesi cok onemli. Mac 1-0 olduktan sonra ise, Besiktas adina Cenk disinda konusulacak pek de birsey kalmadi zaten. Tek basina direndi gucsuz Mersin Idman Yurdu`na karsi. Besiktas`in Mersin Idman Yurdu karsisinda bile bu kadar zor durumlara dusmesi ve kendini yari sahasina hapsetmesi cok kotu. Mersin`in ise Besiktas`a inadina cok hucumcuyla sahada kalmasi futbol adina cok olumluydu. Mersin Idman Yurdu ligi bizim kadar pozitif manada devam ettiremeyecektir fakat dusme potasindanda uzak olacagi cok acik. Tabi son zamanlarda iyice dillenen sike davasiyla alakali bir sikinti yasamazlarsa....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...