17 Ekim 2017

Sizi Bize Seçip Seçip mi Gönderiyorlar?

Süper Ligden düştüğümüz sezondan itibaren öyle şeyler yaşadık ki hep daha kötüsü olamaz dedik. Son nokta, bundan daha beteri olamaz diye geçirdik içimizden. Ama bu kulübü öylesine basiretsiz kişilere teslim ettik ki bundan daha kötüsü olamaz dediklerimiz güllük gülistanlık zamanlarımız oldu resmen. 50 yıllık tarihi kendi başkanları, yöneticileri, şehrin mülki amirleri hatta az da olsa taraftarları kepaze etti. Yok etti...


Nedim Türkmen'in pisliklerini temizleyeceğim diye kendini ortalara atan Yaşar Pamuk futbol takımını 2 senede amatöre düşürdü. Avrupa'da oynayan Kadın Basketbol Takımını 2. lige düşürdü. Kulübün elindeki tek varlığı olan tesislere sahip çıkamadı. Bir gün efelendi ertesi gün belediyeye teşekkürler etti. Vurdular ensesine aldılar elinden kulübün neyi varsa. Zaten direnecek hali de yoktu. 

Bal ligine düşeceğimiz haftalar öncesinden belli olmasına rağmen lig bittikten haftalar sonra kongre kararı aldı. Bu süreçte takımdaki bütün futbolcuları senetler ile serbest bıraktı. Dün akşamki tv52 canlı yayınında söylediğine göre bu futbolcuların serbest kalmasına karşı 700.000 TL'lik senet almış. Ve bu senetler Yaşar Pamuk adına! Kulübün borçları olduğu için böyle bir karar almış zeka küpü yöneticilerimiz. Yaşar Pamuk'un alacaklarına karşılık olarak göstermişler. Canlı yayında soruluyor ne kadar alacağınız var kulüpten? Yaşar Pamuk cevap vermiyor. Ehhh,üüööö, auuu diyor. Bu senetlerin vadesi ne zaman? Senetlerden doğan alacaklar kulübe verilecek mi? Hangi futbolcudan ne kadar senet var? Yaşar Pamuk bunları tahsil etti mi bilinmiyor! Kulübün köküne kibrit suyu döken Nedim Türkmen 20 milyon alacağım var diyordu. Selefi Yaşar Pamuk da 700.000 liralık senetlerle ayrılmış! Ne güzel değil mi? Harikalar diyarı resmen...

Bir önceki güne gidelim. Orduspor başkanı Ali Yılmaz kongre kararı aldıktan sonra TV52 canlı yayınına katıldı. Seçildikten sonra şampiyon olacağız, takımı yeniden üçüncü lige çıkaracağız diye demeç veren adamın canlı yayında kulüp bu zamana gelene kadar hesap sormadınız bize niye soruyorsunuz diye ağlamadığı kaldı. Kime hesap soracağız Ali Yılmaz? Seni silah zoruyla mı bu kulübe başkan yaptılar? Canlı yayında soruluyor, Yaşar Pamuk'da ne kadar senet var diye bilmiyorum diyorsun. Sen bilmeyeceksin de kim bilecek? Biz mi takip edeceğiz Yaşar Pamuk'daki senetleri, sen mi takip edeceksin? Her soruya ben bilmem, ben anlamam Yaşar'a sorun diye söylenip durdun. Sen bilmeyeceksin de Redkit mi bilecek Ali Yılmaz? Siz aynı yolda yürüyen adamlar değil miydiniz Yaşar Pamuk ile? Onun yönetiminde değil miydin? Kongrede icazet almadın mı? Koskoca Orduspor'un başkanı olarak televizyona çıkıp DSİ'de bodrum katında kalıyoruz, yemeği kendimiz pişiriyoruz, kalorifer yanmıyor diye ağlıyorsun peşinden Büyükşehir Belediye Başkanına teşekkürler sıralıyorsun. Ben futboldan anlamam, bu konular beni aşar diyorsun. Sen Orduspor başkanı olmayı apartman yöneticiliği falan mı sanıyordun?  Ne bekliyordun ki şimdi ağlıyorsun Allah aşkına. 



Tekrar gelelim Yaşar Pamuk'a. Dün akşam ben taraftarım, yetkim yok, bana sormayın, ben bilmem, ben etmem diye canlı yayında nutuk döşüyor sevgili eski başkanımız. Kulübün 700.000 liralık senedi beyefendide. Sportif A.Ş'den dolayı resmiyette Kadın Basketbol Takımının başkanı kendisi ama her şeye ben bilmem diyor. Sanırsın Orduspor başkanlığından üç ay önce değil de 3 sene önce ayrıldı. Sanırsın takımı yeni yönetime bırakmadan bütün futbolcuları sarı çizmeli Mehmet ağa gönderdi. Başkanı bir şeyden haberi yok. Eski başkan da ben bilmem diyor. Bu kulüpte neyin ne olduğunu kim biliyor Allah aşkına? Hakikaten beceriksizlikte çığır açtınız. Bir kulüp nasıl kepaze edilir diye ders olsa üniversitelerde tez konusu olursunuz!

Kadın Basketbol takımı mevzusu var bir de. Dün Hakan Hoca daha fazla dayanamayıp isyan etti. Sezon başından beri altı otel, misafirhane değiştirmiş Kadın Basketbol Takımımız. Dün de yine bir otelin lobisinde üç saat ortada kalmışlar. Bu zamana kadar Yaşar Pamuk ilgilenmiş kendileriyle. Malum Sportif A.Ş.'nin yöneticisi. Kendisi başkanlığı bırakırken özellikle istemişti bunu. Hatırlarsınız aynı şeyi Nedim Türkmen'de yapmıştı. Yaşar Pamuk'un başkan seçildiği kongreden sonra Sportif A.Ş'yi bırakmamış kendisi oraya başkan olmuştu. Sonrasında bu durum sorgulanınca apar topar değişiklik yapmışlardı yeniden toplanarak. Yaşar Pamuk, Nedim Türkmen'den bir şeyler kapmış olacak ki aynı kurnazlığı yaptı Ali Yılmaz'ın başkan seçildiği kongrede. Sebebi belli. Basketbol takımı para basıyor. Kulübün sadece 1 yıllık iddaa gelirinin 700 bin lira olduğu söyleniyor. Çok çekici değil mi? Futbol takımı zaten mali olarak çöp olmuş, para A.Ş'de. A.Ş'nin de sorumlusu Yaşar Pamuk. Soru sorulunca kendisi kağıt üzerinde diye cevap veriyor ama... Sanırsın bakkal defteri! Sonuç olarak koskoca Orduspor Kulübü, Orduspor başkanı, yönetimi, yöneticileri basketbol takımına bir ev tutup bu takımı o eve yerleştirememiş. Hatta 2-3 ayda 60 bin lira da otel parası ödemişler. Takımın en önemli ismi Olena da 3-4 bin lira yüzünden ayrılmış. Ne kadar güzel değil mi? Kulağa ne hoş geliyor. Beceriksizliği ifade edecek kelime bile yok öylesine güzel!

Önümüzdeki günlerde kongre yapılacak. Yaşar Pamuk geldi, Nedim Türkmen'i akladı pakladı. Ali Yılmaz geldi, Yaşar Pamuk'ı akladı. Gelecek kim olursa olsun ilk önce bu takımın son beş senesinin hesabını sormak için gelsin. Yapılan yolsuzlukların peşini bırakmasın! Kulübün durumu ortada. Şehrin ileri gelenlerinin Orduspor'a bakış açısı, siyasilerin nasıl sırt döndüğü de ortada. Yeni bir takım yarattılar Ordu şehrinin umurumda bile değil o takım. Hepimizden alınan vergiler ile para akıttıkları o takım da kabul görmeyecek bunu hepimiz biliyoruz. Gelecek olan yönetim önce şehri kazansın. Orduspor'u yeniden Orduluyla buluştursun. O zaman sırtını dönen siyasiler de kuzu kuzu bu kulübe yanaşacak merak etmeyin siz. Her seferinde söylendiği gibi toplam borç kulübün olduğu durumdan dolayı belki de 10'da 1'ine kapanabilir. Çoğu alacaklı futbolcu karşılıksız olarak alacağından vazgeçebilir. Bekleriz. İyi bir yapılanma ile yeniden ayağa neden kalkmasın bu takım. Evet mucize gibi görünebilir ama en az 5 senelik bir yapılanma plan program gerekli. Bu yükün altına gireceklerin bunun farkında olması lazım. 





19 Ocak 2017

Orduspor'u Kimler, Nasıl Yönetiyor?


Yazıyoruz, çiziyoruz, sorguluyoruz, isyan ediyoruz, umut cümleleri kurmaya çalışıp umut etmek istiyoruz ama bazen... Bazen öylece kala kalıyoruz. 

Bir Orduspor taraftarı arkadaşımız Orduspor Kulübü Avukatı olarak bildiğimiz Çağatay Köksal'a sosyal medya üzerinden bir soru yöneltmiş. Daha önce bizim de dile getirdiğimiz bir öneri ile..''Eski futbolcular alacağının %20 - %10'una razı olur. Orduspor'un kurtuluşu zor değil bence demiş.'' Orduspor Avukatı Çağatay Köksal ise bu arkadaşımıza; ''Transferi ödeme yapmadan açabiliriz ama neye açacağız, mevcut yönetim defteri kapatmış, iki hıyar yöneticiye teslim olmuş kulüp'' diye cevap vermiş.

Çağatay Köksal hala resmi olarak Orduspor'un avukatı mı bilmiyoruz ama Nedim Türkmen'e açılan davalar ve geçtiğimiz hafta yaşadığımız tesis sıkıntısında Orduspor tarafından hukuki olarak açıklama yapan kişiydi. Kulübün içinde olanlara, kulübün nasıl yönetildiğine şahit olan bir kişi. Üslubu normal midir? Tabi ki hayır ama bu cevabın arkasını merak ediyoruz.

Orduspor taraftarları olarak Çağatay Köksal'a seslenelim. Kulübün içerisindeki işleyişi en iyi bilen kişilerden birisi kendisi. Mevcut yönetim defteri kapatmış derken ifade etmek istediği şey nedir? Bahsetmiş olduğu yöneticiler Orduspor'un mevcut durumunda ne gibi yanlış kararlar alıyorlar.? Kendisine göre yanlış giden şeyler nedir? Kulübün kötü yönetildiğinin hepimiz farkındayız ama boşa umut ediyor, hayal kuruyoruz? Orduspor teslim olmuş ve kaçınılmaz sonu mu bekliyor? 

İyi şeyler duymayı umut ettikçe hep daha kötüsüyle karşılaşıyoruz. Orduspor'a kim ihanet ettiyse ve etmeye devam ediyorsa gün gelir Ordu şehri bu kulübe ihanet edenlerden hesabını sorar. 


18 Ocak 2017

Bayrampaşa Hezimeti ve Hoca Değişikliği


İlk yarının bitmesinin ardından yaptığımız değerlendirmede Turgut Kural ve Hoca belirsizliği ile ilgili olarak aşağıdaki şekilde düşüncelerimizi ifade etmiştik.
Devre arasında öncelikli olarak hoca konusunun netleştirilmesi gerekiyor. Her ne kadar son dört sezondur profesyonel liglerde oynayan genç oyunculara sahip olsak da futbolcularımızın futbol zekası ve davranışları amatörlüğün bir tık üzerinde. Orduspor'un beklenmedik çöküşü ile hepsinin eline fırsat geçti ama açık söylemek gerekirse Orduspor bu durumlara düşmeseydi mevcut kadronun büyük çoğunluğu futboldan elini eteğini çeker bir kaç arkadaşımız hayatını futboldan kazanırdı. Bu sebeple hoca faktörü bizim takım için gerçekten önemli. Ziya Doğan ve Metin Altınay gibi biraz eski toprak diyebileceğimiz, tecrübeli teknik adamlar takım üzerinde belli bir etkiye sahip oldular. Bu iki isim haricinde gelen isimlerin hiçbiriyle gerekli iletişim kurulamadı. Bu ligde kalmak istiyorsak eğer, ince eleyip sık dokuyup Ziya Doğan ve Metin Altınay tarzında fakat bu iki isimden daha karakterli bir hocayı çok zaman geçmeden takımın başına getirmek gerekiyor. Turgut Kural ile risk alıp rus ruleti oynamanın anlamı yok.

Bunları dile getirmek için alim olmaya, futbol dahisi olmaya da gerek yoktu aslında. Her şey ap açık ortadaydı. Lafı eğip bükmeye gerek yok. Öylesine kötü yönetiliyor ki Orduspor yapılan yanlışlar, saçmalıklardan sonra kafamızda yolunacak saç kalmadı. Son şansımız diyoruz. Artık son hamleler bunlar, yanlış yapacak lüksümüz yok, bir aşağısı karanlık, uçurum, dönüşü olmayan yol diyoruz ama Orduspor çok kötü yönetiliyor. 

Devre arasını takım Turgut Kural ile geçirdi. Devre arasını iyi geçirip ikinci yarıya moralli ve toparlanmış bir şekilde başlamayı umut ederken Bayrampaşa karşısında sahada tel tel dökülen, karşısında yaş ortalaması yüksek bir takım olmasına rağmen 60. dakikadan sonra ayakta duramayacak duruma gelen, umursuz, isteksiz bir futbolcu topluluğu izledik. Rakibin attığı her golden sonra Ordu kümeye diye bağırması bile takımın kendine gelmesine yetmedi ve sahadan 6-1 gibi bir sonuçla hezimetle ayrıldık. 

Devre arasında Turgut Kural ile yolları ayırmayan yönetim ilk yarı bittikten sonra yeni bir hoca ile uyum sağlayıp ikinci yarıya hazırlanma şansını elinin tersiyle itmiş oldu. Turgut Kural'dan boşalan koltuğa U19 takımı antrenörümüz Yalçın Gürsoy getirildi.


 Ligin dibine demir atmış durumdayız ve son hamlelerimizi yapıyoruz. Fakat son hamlelerimizi yine bilinçsizce yapıyoruz. Yalçın Hocaya saygımız sonsuz ama mevcut durumda daha tecrübeli bir hocayı takımın başına getirip Yalçın Hoca'ya da A takım içerisinde sorumluluk verilmesi daha mantıklı olabilirdi. İleride bize faydalı olabilecek bir teknik adamı getirip ateşin ortasına bıraktı yönetim. Turgut Kural'ın elle tutulur hiç bir başarısı yokken Yalçın Hoca'nın da altyapı kariyerinden başka tecrübesi yokken Orduspor A Takımının başına getirilmesi mevcut yönetimin saçmalığından başka bir şey değil. Geçen sezon yapılan saçma sapan hoca değişiklikleri ile takımın küme düşmesine sebep olanların zerre akıllanmadığı da ortada.

Çakallar etrafımızı sarmış durumda. Hepsi Orduspor'un ölümünü bekliyor. Adımlarımızı daha sağlam atıp Orduspor'u çakallara yem etmemiz gerekiyor ama işimiz her geçen gün zorlaşıyor. 

5 Ocak 2017

Basiretsiz Başkan, Basiretsiz Yönetim ve Ayaklar Altına Alınan Orduspor!


3. lige düştük. Amatör liglerin bir adım uzağındayız. Sahip çıkamadık bu takıma. Koskoca Ordu iyi günde bu takımın yanındayken kötü günde basiretsiz yöneticilerin ellerine kulübü bıraktı ve uzaktan 50 yıllık mazinin çöpe gidişini izliyor. Sesini çıkarmıyor. Ne yapıyorsunuz siz arkadaş diyemiyor. Orduspor'u milyonlarca borca sokup ''bu işin matematiğinde bu var yeaa'' diyerek gözümüzün içine bakıp aklımızla dalga geçen adam ve şimdiki basiretsiz başkan kadar bizim de, Ordu'nun da suçu var. Batırıp gidenler bir tarafa Orduspor'u bir araya getireceğiz, bu takımı kurtaracağız diye kendini ortaya adam da taraftara cevap vermekten aciz. Mevcut yönetimin ve başkanın tek icraatı takımın sahaya çıkabilip, varlığını devam ettirebilmesi. Bu duruma şükreder olduk resmen.

Normal şartlarda Orduspor Kulübü'nün formasını giymeyi bırakın kapısından geçemeyecek adamlar Orduspor forması ile prim yaparak istediği zaman elini kolunu sallayarak gider oldu. Basiretsiz başkan, basiretsiz yönetim diyoruz ya tam da budur basiretsizlik kelimesinin altını dolduran. Ne kadar acınacak durumdayız ki kapının önünden geçemeyecek dediğimiz futbolculara mecburuz. Geçtiğimiz sezon elini kolunu sallayarak giden Mehmet Arı, Safa gibilere de mecburduk üç kuruşa satılan Burak Saban'a da. Futbolu bırakıp emekli olan Ahmet Kuru'ya formayı giydirirken de mecburduk, bize saç baş yolduran Emre Gemici'ye de. Beğenmediğimiz, mecburiyetten futbolcu olmuş gibi sahada duran Orduspor forması giyen bütün futbolculara Orduspor'un varlığını sürdürmesi için mecburuz. 


2 sene önce iki metre yanındaki adama pas atamayan Doğancan Aynacı da mecbur olduğumuz futbolculardan biriydi. O iki metre yanındaki adama pas atamayan Doğancan takımın en çok gelişme gösteren isimlerinden biri oldu. Zeka yerinde saymasına rağmen, yaptığı saçma sapan davranışlara rağmen bu takımın önemli bir parçası oldu. Ve o da dün itibariyle elini kolunu sallayarak takımdan ayrıldı, Darıca Gençler Birliği ile sözleşme imzaladı. Yaptığı disiplinsizlikler, terbiyesizlikler yanına kar kaldı. Belki de sırf gidebilmek için yaptığı saçmalıkların meyvesini alarak Darıca'ya gitti. Evet Darıca... Aynı ligde ve grupta olduğumuz rakiplerimizden birine 5-10 bin lira fazla para kazanabilmek daha doğrusu kendisini götüren menejere üç beş lira kazandırabilmek için gitti. İşin acı bir o kadar da ironik tarafı ise 2 ay önce disiplinsiz davranışları sebebi ile kadro dışı bırakılan Doğancan ve saygıdeğer başkanımızın sözleşme uzatılması sırasında çekilen ve kulübün resmi sayfalarında paylaşılan fotoğrafını görüyorsunuz yukarıda. Disiplinsiz davranışları ile kadro dışı bırakılan futbolcu sırıtarak sözleşme uzatıyor iki ay sonra da sözleşmeyi fesih edip gidiyor. Afedersiniz ama Orduspor Kulübü'nü kimler yönetiyor? Şu basiretsizliğin, iş bilmezliğin açıklamasını nasıl yapacaksınız? Disiplinsizdi, kalmak istemedi gönderdik mi diyeceksiniz? Tahtayı açıp transfer yapmayacaksanız ve böyle bir niyetiniz yoksa eğer U16 takımındaki çocuğun dahi gitmesine izin vermek Orduspor'a İHANETTİR. Kaldı ki siz ilk 11'in direk oynayan iki oyuncusunun elini kolunu sallayarak gitmesine izin veriyorsunuz. Bu takım düşme hattında ve transfer yasağı var. Hangi akla ve fikre sığar bu beceriksiz yönetim anlayışı açıklayamıyoruz. 

Bir şeyleri değiştireceğinizi, bu takımı düze çıkaracağınızı düşünerek geldiniz. İlk senenizde iki profesyonel takımın küme düşmesine engel olamayıp dişe dokunur tek icraat yapmadınız. Tek başarınız tahtayı bir transfer dönemi açmak idi o dönemi de ne kadar çöp varsa kulübe doldurarak heba ettiniz. Tüm bunların üzerine ''50. yılda diriliş diyerek'' Haziran ayında yeniden aday oldunuz ve başkanlığa devam ettiniz. Gelinen noktada amaç neydi ve o amacın neresindesiniz? Ne yapmayı planladınız neyi başardınız? Sezon sonunda eğer şimdiki bulunduğumuz yerde olursak Orduspor'un üzerine toprağı atıp arkanıza bakmadan giderken ne düşüneceksiniz? 

Ne yerel basın, ne de şehir sorgulamadığı için de kaçınılmaz sona doğru gidiyoruz ve hiçbir kimseye de izahat verme zorunluğu hissetmiyorsunuz. Orduspor'un gerçek sahibi taraftarıdır ve Orduspor taraftarını gidişat hakkında bilgilendirmek zorundasınız! Yapabileceğiniz tek şey kulübün sahaya çıkmasını sağlamak ise çok fazla o koltukta oturup gereksiz işgal yapmayın. Orduspor taraftarının artık görmezden gelecek sabrı kalmadı. Bir şeyler yapıldığını görmek, duymak, bilmek istiyoruz!

23 Aralık 2016

İlk Yarının Ardından


Umut cümleleri ile başladığımız sezonun ilk yarısı tamamlanırken hepimizin aklı bulanık. Sezon sonunda nerede oluruz, Orduspor'un kaderi ne yöne gider bilemiyoruz. Ligin ilk yarısını 5 galibiyet, 5 beraberlik 7 de mağlubiyet ile -9 puan cezamız çıkarıldıktan sonra elimizde kalan 11 puan ile 17. sırada tamamladık. Düşme potasının bir basamak üzerinde bulunan Bergama Belediyespor ile aramızda 5 puanlık fark bulunuyor.

İlk yarıyı değerlendirirken sahada oynanan futbolu baz alacaksak eğer Metin Altınay ve sonrası olarak ikiye ayırabiliriz. Metin Altınay'ın ayrıldığı zamana kadar puan kaybedilen maçlar da dahil olmak üzere ne oynadığını bilen, oyun disiplininden kopmayan, yediği gole reaksiyon gösterip demoralize olmayan özgüvenli bir Orduspor vardı. Metin Altınay'ın ayrılmasından sonra ise bir hafta oynadığı futbol diğer haftayı tutmayan, ne oynadığını bilmeyen, öne geçtiği zaman skoru koruyamayan, geriye düştüğü zaman oyundan çok çabuk kopup reaksiyon gösteremeyen bir Orduspor izledik. Turgut Kural hoca ile ilgili iyimser konuşmak isterdik ama Metin Altınay'dan aldığı takım ligin devre arasına deyim yerindeyse can çekişerek kendini zor attı. Metin Altınay devam etse mevcut durumun çok daha üzerinde olacağımız aşikardı ama Metin Hoca da profesyonellik kisvesi ile bir şehri saf yerine koyarak ilk fırsatta arkasına bile bakmadan kaçıp gitti. Yine onunla birlikte arkasına bile bakmadan giden Ordulu, Ordusporlu Nejdet Sarıalioğlu'nu da düşününce Metin Altınay'a çok da bir şey söylenemiyor...


Devre arasında öncelikli olarak hoca konusunun netleştirilmesi gerekiyor. Her ne kadar son dört sezondur profesyonel liglerde oynayan genç oyunculara sahip olsak da futbolcularımızın futbol zekası ve davranışları amatörlüğün bir tık üzerinde. Orduspor'un beklenmedik çöküşü ile hepsinin eline fırsat geçti ama açık söylemek gerekirse Orduspor bu durumlara düşmeseydi mevcut kadronun büyük çoğunluğu futboldan elini eteğini çeker bir kaç arkadaşımız hayatını futboldan kazanırdı. Bu sebeple hoca faktörü bizim takım için gerçekten önemli. Ziya Doğan ve Metin Altınay gibi biraz eski toprak diyebileceğimiz, tecrübeli teknik adamlar takım üzerinde belli bir etkiye sahip oldular. Bu iki isim haricinde gelen isimlerin hiçbiriyle gerekli iletişim kurulamadı. Bu ligde kalmak istiyorsak eğer, ince eleyip sık dokuyup Ziya Doğan ve Metin Altınay tarzında fakat bu iki isimden daha karakterli bir hocayı çok zaman geçmeden takımın başına getirmek gerekiyor. Turgut Kural ile risk alıp rus ruleti oynamanın anlamı yok.

Kadro yapısı, teknik ekip üzerine konuşurken yönetimin de üzerine düşeni yapması gerekiyor. 2 ayda bir biz bırakıyoruz, kongre olacak ağlaklığı yapmanın vakti değil. Nedim Türkmen ve beraberindekiler Orduspor Kulübünün tarihe gömülmesine ortam hazırladılar evet. Fakat sizler geldikten sonra Orduspor'u kurtarmak için ne yaptınız? Evet borç var. Bir önceki yönetim kulübün dibine kibrit suyu dökmüş ama siz ne yaptınız? Yasal olarak bir şey ortaya çıkaramadınız. Tahtayı açtınız amatörden bozma adamlarla takımın içini doldurdunuz. Puan cezalarını aval aval izlediniz. İki profesyonel takımı küme düşürdünüz. Saçma sapan hoca tercihleri ile bir seneyi heba ettiniz. Bütün bunlar olurken tekrar aday olup devam ettiniz. Şimdi ağlaklık yapıp ikide bir kongre lafını ortaya atarak Ordu şehriyle ve taraftarıyla resmen dalga geçiyorsunuz.


Orduspor yönetimin zor şartlarda ve kısıtlı imkanlar dahilinde görevini sürdürdüğünü az çok biliyoruz ama Orduspor taraftarları olarak da bu takımın geleceğinin kurtulmasını istemek, yönetimden daha yapıcı şeyler beklemek en doğal hakkımız. Bir önceki paragrafta dile getirdiğimiz şeyler haricinde onlarca saçma sapan uygulamalarını da sayabiliriz ama artık uçurumun kenarındayız ve başka saçmalıklara tahammülümüz yok. Orduspor o uçurumdan düşerse tarih Nedim Türkmen'in bu kulübü nasıl batırdığını yazarken sizlerin de bu takımı 2 sezon üst üste küme düşürüp amatöre yolladığınızı es geçmeyecek.

İyi bir hocanın yanı sıra transfere de ihtiyacımız var. Orduspor'un kapısının önünden geçemeyecek Emre Gemici gibi bir adam dün sözleşmesini fesh etti mesela. Bu adamı tahtayı açtığınızda siz getirdiniz. İlk fırsatta her isteyen elini kolunu sallayıp giderken sizin bu takımı bir arada tutmak için ne yaptığınızı merak etmiyor değiliz. Sezon başında yine bu takıma katkı sağlayabilecek adamların gitmesini izlediniz. Tahtanın açık olduğu söyleniyor. Devre arası transfer yapmak için bir çalışma var mı? Düşme hattının içindeyiz. Kadromuz yetersiz, alternatifsiz ve kırılgan. Bunların hesabı yapılıyor mu? Orduspor yönetimi bu takımı ligde tutmak için ne yapıyor? Sorulacak onlarca soru var. Devre arasına gireli neredeyse 1 hafta olacak ama kaybedecek bir günümüz dahi yok. Çok acil bir şekilde planlamayı yapıp uygulamaya geçmeliyiz.

Son paragrafta Ordusporlulara ve Ordululara değinelim. Her şeyden vazgeçtik. Takım sezon başından beri 2-3 bin kişiye oynuyor. Orduspor'un çöküşüne karşı sessiz, tepkisiz ve bir o kadar ilgisiziz. Biz bu kadar ilgisiz olduğumuz ve bu takımı sahipsiz bıraktığımız için bu takımı yönetenlerin bir kaygısı endişesi bulunmuyor. Şehir zaten yanında değil bu takımın her şey olacağına varır kafasındalar. Çok geç olmadan, ah vah diyeceğimiz günler gelmeden bu takımın sahipsiz olmadığını, Orduspor'u yönetenlerin Orduspor taraftarına karşı sorumlulukları olduğunu hissettirmeliyiz. Taraftar grupları daha aktif olup şehri yönlendirip bilinçlendirmeli. Yönetim gerekirse kapı kapı dolaşarak halkı Orduspor'un yanında olmaya davet etmeli. Ordu şehri bu takıma yüzünü dönerse ve sahip çıkarsa eğer emin olun Orduspor'a sırtını dönen siyasiler de koşa koşa gelecekler. Çok geç olmadan uyanalım artık uykudan. Bulunduğumuz yerden aşağısı karanlık. Çok karanlık...

6 Ekim 2016

Yeni Hoca ve Sıfırdan Başlangıç


Ligde 5 hafta geride kaldı ama 6. hafta itibariyle deyim yerindeyse sezona sıfırdan başlıyoruz. -9 puan cezasını 5 haftada aldığımız 2 galibiyet, 3 beraberlik ile sıfırladık. Bingölspor maçında 90+8'de hakem destekli yediğimiz gol ve Ankara Adliyespor maçında yine hakemin maçın son dakikalarında öne çıkması ile 4 puanımızın da gasp edildiğini açık bir şekilde söyleyebiliriz. Ligin adı üçüncü lig ve ne yazık ki hakem kalitesi de ligin standartları ile paralel. Doğru düzgün tv yayını, ulusal basın olmadığı için bu ligde gücü yeten borusunu istediği gibi öttürüyor. Malum bizim de sahip çıkanımız olmadığı için ligin sonuna kadar daha çok canımız yanacağa benziyor.

Takımın sezona iyi başlaması ile umutlanmışken Maltepespor maçı sonrası Metin Altınay'ın açıklamaları ile canımız sıkılmış sonrasında hem takım hem de taraftarlar Metin Altınay'ın arkasında durarak yönetimin sorumluluklarını yerine getirmemesi konusunda hocadan yana olmuştuk. Takımın hocalarının gitmemesi yönündeki isteği, taraftarların tesise giderek hocaya destek olması da yeterli olması ve Metin Altınay birkaç gün içinde apar topar ekibi ile Ordu'dan ayrıldı. Bu süreçte her ne kadar yönetime tepki göstersek de olayın iç yüzünü sonrasında öğrendik. Orduspor yönetiminin hocanın gidişi konusunda sütten çıkmış ak kaşık olduğunu söyleyemeyiz ama Metin Altınay'ın da karakter olarak bizim düşündüğümüz ve bildiğimizin çok aksine bir karaktere sahip olduğu açık bir şekilde ortaya çıktı. Ordu'ya geldiği ilk günden itibaren Orduspor camiasının büyüklüğünden, içinde bulunduğu zor koşullardan bahseden Metin Altınay Orduspor etiketini çok iyi kullandı ve ilk fırsatta parayı tercih etti. Kendisine inanmış futbolcu topluluğu, taraftar ise en başından beri umurunda değildi. Ordu'dan ayrıldığın günün ertesinde Diyarbekirspor ile sözleşme imzalaması Maltepe maçından sonra yaptığı çıkışı gayet net bir şekilde açıkladı bize. İyi bir hoca olabilir ama karakterli bir insan olmadığını geç de olsa öğrendik. Keşke ona yöneltilen sevgi ve saygının karşılığını verebilseydi...


Metin Altınay'ın ayrılmasının ardından Adliyespor maçına Yalçın Gürsoy eşliğinde hazırlandı takım. Yalçın Hoca Adliyespor karşısına Maltespor maçında kazanan 11 ile çıktı. Maça çok iyi başlamamıza rağmen sonrasında oyundan düştük. 25. dakikada Adliyespor'un attığı olağanüstü gole ilk yarıda reaksiyon veremedik. İkinci yarıya daha derli toplu başladık ve 65 ve 78. dakikada bulduğumuz gollerle öne geçtik. Öne geçtiğimiz maçın sonunu hem hakemin maçın son anlarında sapıtması hem de dikkatsizliğimiz ile getiremedik ve 82. dakikada yediğimiz gol ile sahadan beraberlik ile ayrıldık. Kalemize iki defa gelen, kalite olarak çok daha aşağımızda olan bir takıma Ordu'da puan verdik. Takımın maç içindeki savruk görüntüsü, Doğancan'ın gereksiz yere gördüğü kırmızı kartı da hoca otoritesinin eksikliğine yorabiliriz.

Metin Altınay'dan boşalan koltuğu yönetim hızlı bir şekilde doldurdu ve 1990-1993 yılları arasında formamızı giyen Turgut Kural'ı takımın başına getirdi. Turgut Hoca'nın futbolculuk kariyerini bir kenara bırakıp teknik adamlık kariyerini ele aldığımızda Arsinspor ve Pazarspor'da teknik adam olarak görev yaptığını, çoğunlukla Trabzonspor'un alt yaş kategorilerinde görev aldığını söyleyebiliriz. Turgut Hoca'nın teknik adamlık Cv'sini dolduran ayrıntılar ise uzun yıllar Şenol Güneş'in ekibinde yer alıp Dünya 3. olan Milli Takımın teknik ekibinde yer alması ve Mustafa Reşit Akçay ile çalışmış olması. Teknik adamlık kariyerinde bireysel anlamda öne çıkan bir başarısı olduğunu söyleyemeyiz. Alt yaş kategorilerinde uzun süre çalışmış olması ve genç futbolcuların psikolojilerini bilmesi bizim için bir şans olabilir. Başarılı olmasını canı gönülden diliyoruz ama şimdilik bizim açımızdan kapalı bir kutu. 

Bu hafta Bergama Belediyespor ile Bergama 14 Eylül Stadında karşı karşıya geleceğiz. Bergamaspor 4 puan -7 averaj ile 15. sırada bulunuyor ve ligdeki konumumuz gereği yakalamamız gereken takımlardan biri durumunda. Geçtiğimiz hafta grubumuzun namağlup lideri durumunda bulunan Orhangazispor'da deplasmanda 3-0 mağlup olmuşlar. Geride kalan 5 maçta sadece 2 gol atıp 9 gol yiyen Bergamaspor açısından da bizle oynayacakları maçın önemi büyük. Adliyespor maçında kırmızı kart gören Doğancan Aynacı Bergamaspor'a karşı forma giyemeyecek. Geride kalan 5 haftayı ortaya koyduğumuzda kazanmamız gereken bir karşılaşma olduğunu söyleyebiliriz. Kazanamıyorsak da Bergama'dan kaybetmeden dönmeliyiz.



14 Nisan 2016

Orduspor Kulüp Başkanı Yaşar Pamuk'a Soruyoruz

Orduspor Kulüp Başkanı sayın Yaşar Pamuk'a Orduspor taraftarları adına soruyoruz:
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yaptığı açıklamalar sonrasında Orduspor Kulübü Başkanı olarak bir açıklama yapmanız gerekmiyor mu? Büyükşehir Belediye Başkanı kulübün kapanmasına karar verirken başında olduğunuz derneğin başkanı olarak Orduspor taraftarlarına karşı sorumluluğunuzu yerine getirmediğinizin farkında mısınız? Orduspor'un geleceği ne olacak? Takım gelecek sezon lav edilip, futbolcuları başka bir takıma taşınıp içi boşaltılarak amatöre düşmesi mi beklenecek? Çoğu Süper Lig takımının dahi sahip olmadığı Orduspor tesislerinin projesi bile belli olmayan stad için yıkılmasına izin mi vereceksiniz? Orduspor'un geleceği böylesine karanlık iken bu stad projesini erteleyip Orduspor'un geleceğini kurtarmak için girişimlerde bulunamaz mısınız? Orduspor taraftarları olarak bu soruların cevaplarını merak ediyoruz. Yerel basının kafasını kuma gömdüğü bu ortamda Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı'na karşı dik durup başkanı olduğunuz kulübün lav edilmesine ses çıkarmayacaksanız eğer Orduspor Kulübü Başkanı sıfatını daha fazla taşımanızın anlamı yok. Keza o koltuğun boş olması daha hayırlı görünüyor!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...