31 Mayıs 2012

Mor&Beyaz | Tobias Nickenig



Geçtiğimiz sezon başı Bundesliga 2 takımı Osnabrück'den transfer etmiştik Tobias Nickenig'i. Metin Diyadin Nickenig'in transferinde oldukça ısrarcı olmuş ve neticesinde de Nickenig Süper Lig kadrosunda yer alan ilk yabancı futbolcularımızdan biri olmuştu. Sempatik tavırları, samimiyeti, Türkçe'yi öğrenme çabaları ile kısa sürece taraftarın en çok sevdiği isimlerden birisi olmuştu Nickenig.

Taraftar ve Nickenig arasında oluşan samimiyete rağmen Nickenig'in Orduspor kariyeri pek de iyi başlamadı. Sezon başında yaşadığı sakatlık, sonrasında Metin Diyadin'in kendisine şans vermemesi, en son da Hector Cuper tarafından kadroda düşünülmemesi nedeniyle onun adına iyi bir süreç yaşanmadı. Devre arası farklı bir takıma transfer de olmayınca ligin ikinci yarısını A2 takımı ile birlikte geçirdi. Sadece 7 maçta forma giyebildi ama oynadığı kısa süreye rağmen Orduspor taraftarında ayrı bir yeri var Tobias'ın.

Tobias Nickenig geçtiğimiz günlerde Bundesliga 2 takımlarından Erzgebirge Aue ile sözleşme imzaladı. 1 yıllık Türkiye macerasından sonra kariyerine Almanya'da kaldığı yerden devam edecek. Tesadüf mü bilmiyorum ama ortada hoş bir durum var. Yukarıdaki fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi Nickenig'in Orduspor'a gelmeden önce formasını giydiği takımın ve yeni takımının renklerinin mor&beyaz olduğunu göreceksiniz.

Tobias Nickenig'e yeni takımında başarılar dileyip son bir mesajla noktayı koyalım. Nickenig'in 2. fotoğrafta üzerinde olan T-Shirt ne güzel birşey öyle... Uğurcan Ataoğlu umarım bu yazıyı okur, fotoğrafı görür. Hazır yaz da gelmişken böyle bir ürün ne güzel olurdu...

29 Mayıs 2012

Vicente Monje Orduspor'da!


Adı geçen tangoculardan biri,Vicente Monje gelecek sezon kutsal formayı giyecek. Transfer kesin olarak sonuçlandı. Sözleşmenin ayrıntılarını daha sonra paylaşırız. Yeni oyuncumuza morbeyaz forma altında başarılar diliyoruz.

1981 doğumlu olam Monje futbola Arjantin'de başlayıp uzun yıllar forma giydikten sonra Yunanistan'ın yolunu tutmuş. Olympiakos Volos takımıyla Yunanistan'a gittikleri ilk sezon Volos'u Yunanistan Süper Ligine çıkaran kadronun en önemli isimlerinden biri olmuş. Arjantin'de Gimnasia, Atlanta, Ferro Carril Oeste, Germinal gibi takımların formasını giyen Monje Yunanistan'da geçirdiği başarılı iki sezonun ardından bu sezon başında gerçek Olympiakos'a transfer olmuş. Gerçek diye adlandırmamın sebebi Yunanistan'da bildiğimiz gibi iki tane Olympiakos olması :) İki sezonun ardından Yunanistan'da geçirdiği iki sezonun ardından Yunanistan'ın her sezon şampiyonluğa oynayan ve Avrupa Kupalarına katılan takımına transfer olmasından anladığımız Monje'nin Yunanistan'da gayet başarılı iki sezon geçirdiği. Volos'da iki sezonda 56 maçta forma giyen Monje, 5 gol 13 asistlik bir performans ortaya koymuş. Fakat onu Olympiakos'a taşıyan güzel geçirdiği iki sezonun ardından bu sezon çok fazla forma giyememiş. Bu sezon transferde olduğu Olympiakos'da sadece 9 maçta forma giymiş ve 1 asist yapmış. Hızlı, ayaklarına hakim bir sol kanat oyuncusu olduğunu söyleyebiliriz. Bizim için en büyük artısının hiç kuşkusuz tecrübesi. Eksisi ise geçtiğimiz sezon çok fazla forma giymemiş olması.

Yunanistan ligi belki gözümüze biraz düşük gelebilir ama Yunanistan'da neredeyse hiç forma giymeden Türkiye'ye gelen Javito'nun performansını düşündüğümüzde Cuper'in çok yakından tanıdığı Monje'yi özellikle istemesini çok fazla irdelemeye gerek yok. Mallorca'da yarattığı isimsiz takımla yaptıkları ortadayken, Cuper'in tercihlerine güvenmekten başka seçenek gözükmüyor. Cuper'in yönetime verdiği isimlerden anladığımız kadarıyla bu sezon hücum gücü kanatlar üzerinden oluşacak olan ve 4-4-2 oynayan bir Orduspor izleyeceğimizi söyleyebiliriz. İspanya'dan gelecek sağ kanat oyuncusunun transferinin büyük ölçüde sonlandığı ve ses getirecek ispanyol forvetin transferinde de son aşamaya gelindiğini belirtelim.

Bu arada uzun süredir gündemde olan Granada'lı stoperden Cuper'in vazgeçtiği ve Valencia,Osasuna ve Newells Old Boys'dan üç stoperin ismini yönetime verdiğini öğrendik.

Gerçekleşen ve gerçekleşecek olan transferlerin takımımıza başarı getirmesini diliyoruz..

29 Mayıs 2011

Biz şampiyonluk kutlamalarına Ordu'da Rizespor'u 4-0 yendiğimiz maçtan sonra başlamıştık aslında. Başka bir ihtimal daha vardı ama o ihtimali aklımızın ucuna bile getirince hissettiğimiz acı 29 Mayıs gecesi yaşayacağımız sevincin veya hüznün ne kadar şiddetli olacağının bariz bir göstergesiydi.

O ihtimali bir kenara koyduk. ''Ya olmazsa, başaramazsak ?'' diyen arkadaşımıza kızdık, umutsuzluk cümleleri kurdurmadık, inanmayanları inandırdık. Bu şekilde gittik biz Ankara'ya. Ankara'da gün daha ağarmadan sokaklarda yerimizi çoktan almıştık bile. Her köşe başında tanıdık simalar, çevreden yükselen Orduspor sesleri...

Maçın başlamasına henüz 1 saat kala Ankara 19 Mayıs Stadyumunu doldurduk. Belkide şimdiye kadar yaptığımız en iyi tribünü maç henüz başlamadan önce yapıyorduk. Zaman geldi ve Fırat Aydınus maçın başlangıç düdüğünü çaldı. Maç karşılıklı ataklarla başladı. Serdar Deliktaş'ın topu sağ taraftan içeri çevirdiği pozisyonda Numan'ın ters vuruşu sonrası nefes alamadığımı hatırlıyorum mesela. Her yan topta o topa Fevzi ile yükseliyor, topu oyuna beraber sokuyordum. Ahmet Kuru'nun kafasında top direkten dönerken yaşadığım hayal kırıklığı hele kelimelerle anlatılamaz...

70. dakikadan sonra Gaziantep B.B daha fazla topla oynamaya, kalemize yavaş yavaş gelmeye başladı. Gelmeyen gol sonrası tribün olarak takımı iteklememiz gerekirken donup kalmıştık. Reaksiyon veremiyor, destek olamıyorduk. Normal değildi o anda o kadar suskun olmamız tabi ama değişik bir durum gerçekten. Etrafıma baktığım zaman gördüğüm görüntü hiç hoş değildi. Geçen her dakika sanki Gaziantep Belediyespor lehine ilerliyor ve biz 26 yıllık hayalimizden her geçen saniye daha fazla uzaklaşıyorduk. Bu psikoloji ile son dakikalara girerken artık maçın uzatmaya gitmesini beklemeye başlamıştık bile...

Gaziantep Belediyespor çıkmaya çalışırken Murat Akın topu kaptı. Müslüm ile paslaştılar ve Murat topu Ahmet Kuru'ya doğru attı ama Gaziantep Belediye'den Ferit topa hamle yapıp Ahmet'e gelmesini engelledi. Ferit'in müdehalesiyle top İrfan'ın önüne düştü. Top İrfan'ın ayağına geldiğinde Ahmet Kuru Ferit'in boşalttığı alana koşusunu yapmaya çoktan başlamıştı bile... İrfan Başaran, Ahmet Kuru'nun önüne yuvarladı topu. Ahmet'in topla buluşması, sol ayağıyla yaptığı yalın vuruş ve topun ağlarla kucaklaşması... İrfan'ın topla buluştuğu anda tutulan nefesler Ahmet'in vuruşu sonrası yerini sevinç çığlıklarına bırakıyordu...

Ağlıyorduk. 6o yaşında amcamız bile yaşına başına bakmadan salya sümük ağlıyordu. Birbirini belki ilk defa o maçta gören insanlar birbirlerine sımsıkı sarılıyorlardı yaşlı gözlerle. Biz inanmıştık zaten şampiyonluğa ama 65. dakikadan sonra oluşan ruh halinden sonra, son dakikalarda gelen gol çok daha duygusal bir boyuta taşıdı durumu. Hak etmişliğin verdiği gurur, başarmanın verdiği sevinç ve engel olunamayan gözyaşları... Her halükarda maç sonunda ağlayacaktık belki ama dökülen yaşların sebebi mutluluktu.

1 yıl önce bugün 26 yıllık özleme son verdik. Biz inanıyoruz ki, çok daha güzel günler göreceğiz. 26 yıldır uyuyan dev 1 sene önce bugün uyandı. Orduspor, şehri ve taraftarıyla çok daha büyük başarılara imza atacak. Ama o başarıların başlangıç noktası da 29 Mayıs akşamı atılan ilk adım olarak hafızamızdan silinmeyecek.

28 Mayıs 2012

Klasik | Kasımpaşa Süper Lig'de


Tabi ki bu kadar basit bir cümleyle açıklanmayacak kadar önemli bir galibiyet Kasımpaşa adına.
Süper Lig'e ilk çıktıkları senenin öncesinde amatörden başlayan müthiş yükseliş,
Sonrası bir istikrar halinde,
düş,kalk,düş
ve dün akşam yeniden kalktı Kasımpaşa.
3. Play Off finalinde bu sefer Adanaspor'u yenerek 3. kez Süper Lig mutluluğunu yaşadılar.
Kasımpaşa'ya final demeyedurun...

Fevkalade bir maç oldu. İzlerken müthiş keyif aldık. 22. dakika oynanırken Adanaspor'un umutları tükenmişti, 90. dakikanın son saniyelerinde Kasımpaşa'nın... Türlü türlü kopma anlarının yaşandığı maç futbolu bir kez daha sevdirdi bize.

Lig adına son maç olduğu için artık taktik yada teknik konulara girmeye gerek olduğunu düşünmüyorum. Maça dair bazı kırılma anlarına değinip Kasımpaşa'yı tebrik etnek istiyorum.

* Barbaros Barut 22. dakikada gördüğü kırmızı kartla Adanaspor'u 10 kişi bıraktı. Bu dakikaya kadar Kasımpaşa'nın Adana'ya göre daha istekli olduğunu görüyorduk ama bu kırmızı kart ile ipler tamamen Kasımpaşa'nın eline geçmişti. Maç yazısında Adana'nın Kamerunlularından böyle bir kart beklerken Barbaros bizi yanıltarak zorla kendini attırdı. Daha ilk dakikalardan agresif tavırları sonrası bu kırmızı kart bizi hiç şaşırtmadı. Kaybedilen Süper Lig'in en büyük sorumlularından, sorumsuzluklarından birisi oldu kendisi.

* 68. dakikada Kasımpaşa kalecisi Tolga, yumruklamak istediği topu içeri yollayınca Adana berbaerliği sağladı. Bu gol Adana'nın tüm yiten umutlarını geri canlandırdı. En azından 10 kişi takımda gol atabilirmiş düşüncesi maça ayrı bir hava getirdi. Maçın bu kadar çekişmeli geçmesini sağlayan Tolga'nın bu hatasını golden 4 dakika sonra Adem Büyük telafi edecekti. Son bir not golün dakikası 68, Kasımapaşa kalecisi Tolga'nın forma nuımarası 68.

* 83. dakikada Metin Diyadin koca bir seneyi tek bir oyuncu değişikliğiyle heba ediyordu. Metin Diyadin'e bizdeyken de en çok kızdığımız noktalardan biriysi bu aşırı yaslanma çabası. 10 kişi oynayan rakibe karşı bu kadar ürkek olmamak gerekirdi. Bu dakikada Kasımpaşa'nın en önemli oyuncularından Adem Büyük oyundan çıktı. Oyunun kontrolu tamamen Adana'ya bırakıldı.

* 90+4 ve mucize. Hayallerin gerçeklere yenildiği anda Mbilla çıktı sahneye ve inanılmaz güzel bir golle maçı uzatmalara götürdü. 4 senedir Adana'da Mbilla. 4 senede hep bir standart oyunu var. Dün akşam attığı golü Süper Lig'den birçok oyuncu atamazdı. Ben Orduspor'umda görmek isterim onu. Tisdell'in de oynadığı bu ligde Mbilla'ya da Süper Lig'i deneme şansı verilmesin mi?

* Adana 90. dakikada gelen golle hem aşırı bir güven tazelemiş, hemde rakibine göre 1 fazla olmasına rağmen Kasımpaşa'yı moralman alaşağı etmişti. Üstüne 90 dakikanın sonuna kadar skoru korumaya yönelik değişiklikler yapan Kasımpaşa 2:2'den sonra gol yollarında hangi isimlerle etkili olacaktı merak konusuydu. Beklenmeyen şeylerin yaşandığı anlarda Hüseyin Yoğurtçu'da kırmızı kart görünce Kasımpaşa'nın tek avantajı olan 1 kişi fazla oynamasıda sona erdi. Artık Adana moral motivasyon olarak 3:2 öne geçmişti.

* 83. dakikada bir sezonu heba eden Metin Diyadin, aynı dakikada bir sezonun meyvesini almıştı aslında. Adem Büyük çıktı Azar Karadaş oyuna girdi. Dakikalar 117'yi gösterirken Azar skoru 2:3'e getirdi ve Kasımpaşa'yı Süper Lig'e çıkarttı...

Gönlün değil mantığın dediği oldu ve Kasımapaşa Süper Lig'in yolunu tuttu.
Seneye İstanbul deplasmanımız 5'e çıktı.
İstanbul'da ki 1 milyona yakın hemşehrilerimiz için harika bir haber.
Bir ayrı not Metin Diyadin'e,
Bizlerin 26 yıllık özlemine son veren hoca olarak kalacaksın hafızalarımızda,
senin yaşadığın bu sevinç bizimde sevincimiz oldu. En azından benim diyelim.
Yeni yönetimle Kasımpaşa başında yer bulamayabilir seneye.

Tebrikler Kasımpaşa...

26 Mayıs 2012

Final Öncesi | Adanaspor - Kasımpaşa


Bank Asya 1. Lig'de bir sezonu daha geride tek bir heyecan kaldı. Süper Lig'e çıkacak son takım kim olacak? 27 Mayıs Pazar akşamı saatler 19:00'ı gösterdiğinde Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nda bu iki takım arasındaki müthiş mücadeleyi bizlerde heyecanla bekliyoruz. Maçın hakemi yine Fırat Aydınus. Yine derken? Geçen sene 1. Lig Play Off final maçında Gaziantep B.B. ile yaptığımız ve yıllar sonra Süper Lig hasretine son verdiğimiz maçın hakemide kendisiydi.

Furat Aydınus ve Süper Lig'e çıktığımız an

Bu iki takımda Elazığspor ve Akhisar Belediye Gençlikspor'un ardından Süper Lig'e çıkacak 3. takım olma derdinde. Yazı yazarken duygularını gizleyipte tarafsız olmaya çalışıp yapmacık görünmeyi istemem. Gönlüm Adanaspor'dan yana. Biliyorum ki Türkiye'de futbolseverlerin %70'i %80'ide Adanaspor'un yanında. Kasımpaşa'nın sevimsizliği değil bu tabi ki. Bulunduğu şehirden dolayı Anadolu'da pek sempatisi olduğunu söyleyemeyiz. Sonuçta birçok insan İstanbul'dan 5. takım çıkacağına Adana'dan bir takım çıksın ister. Herşeyi geçtim kişisel olarak istememin nedeni Adanaspor Süper Lig'e çıkarsa seneye bana artı bir deplasman kazandıracak. Bulunduğum şehirle arası 3 saat.

Duyguları bir kenara bırakıp reele geçelim. Adana cephesinden başlayalım. 21 yıl oynadılar Süper Lig'de. Az bir süre değil. 2004'de bir alt lige düşme acısını yaşadılar. Toparlanamadılar. O günlerden takıma kimse reklam vermeyince, kendi takım fotoğraflarını formalarında reklam yerine koymaları hala aklımızda. Uzan'lara kendini kaptırıp bataklığa sürünen birçok takımdan birisiydi o dönemlerde Adanaspor. 3. Lig'e kadar düştüler. Ama her inişin bir çıkışı vardır felsefesi. Bataklığıda gördüler, denizide. Önlerinde sadece 1 maç kaldı mutluluk adına. Adanspor'un yada Göztepe'nin şu an ki konumu Sakaryaspor'a Kocaelispor'a örnek olacak şekilde. Bu iki takımda hayatlarının en kötü dönemlerini yaşıyorlar belki ama, arkasında bir şehir durduğu sürece bu kötü gidişin mutlaka biteceği, yukarı şekilde döneceği an olacaktır.

Ligi 53 puanla 6. sırada bitiren Adanspor'un Play Off serüveni ligin 2. yarısındaki Gaziantep B.B. galibiyetiyle başladı denebilir. O döneme kadar dengesiz sonuçlar alan Adanspor'da yer yer homurdanmalar başlamış, yine bir umutsuzluk ortamı ortaya çıkmıştı. Ama Gaziantep B.B. galibiyetiyle başlayan içinde Elazığspor, Konyaspor, Bucaspor galibiyetleri ve deplasmanda alınana Kasımpaşa beraberliği bulunan süreç bugün Adanayı finale götürdü. 2 sene öncesinde de Play Off'a kalmayı başaran Adanaspor birazda o yıla özel düzenlenen lig usulu Play Off kurbanı olmuş ve Süper Lig'e çıkamamıştı.

Bu sene Play Off'ta yarı final rakibi olan Çaykur Rizespor'u çok rahat skorlarla eleyen Adanspor bu yönden geçen sene ki "bize" benziyor. Lig maçında Rize'ye karşı 2 maçtada galip gelemeyen Adanaspor için ortaya çıkan 2 galibiyette finalle birlikte artı bir moral oldu. Finalde Adanspor'un gol yollarında en çok güvendiği isim Mbilla. 4 sezondur Adanspor formasını giyen bir istikrar abidesi. 14 gol attı bu sezon, 2'si Play Off'larda Rize'ye karşı. Bu sezon toplamda 10 sarı kart görerek takımın en çok sarı kart gören oyuncusu olması ayrı bir istatistik bir forvet için. 23 yaşındaki Mbilla 2878 dakika forma giyerek Adanspor'da en çok süre alan 2. oyuncu oldu. 1. sırada İzzet 2991 dakika, 3. sırada takımın Mbilla'dan sonra bir diğer Kamerunlusu Mbamba 2639 dakika süre aldı. Mbilla'dan sonra Mbamba'da gördüğü 9 sarı ve 1 kırmızı kartla takımın en hırçın oyuncusu olduğunu belirtelim. Bu bir tesadüf olmasa gerek. Takımdaki Kamerunlu oyuncuların ne kadar hırslı olduklarını görebiliriz bu yolla. Gerçi ne kadar iyidir bu istatistik bilinmez. Final maçını bekleyelim... Maç öncesi Adanaspor'da eksik bulunmuyor. 

Levent Eriş 1,5 senedir birşeyler yapıyor Adanspor için. Ama iyi ama kötü. Manisaspor'u 2 kez Süper Lig'e çıkartırken, Samsunspor'dayken Boluspor'dayken ki Levent Eriş başarılı sayılabilecek teknik direktörler ayarındaydı bu ligde. Adanspor'a geliş süreci orada bazı yaşadıkları, başarısından birşey almasıda prestij kaybına neden oldu. Mesela Boluspor'da ki Levent Eriş için "bu ligin en iyi hocalarından" demiştim buralardan ama şimdi aynı şeyi bu kadar rahat söyleyemiyorum. Her ne kadar takımını Play Off'ta finale çıkarma başarısı göstersede Adanspor'da bir gelecek göremiyorum Eriş adına. 

Adanspor en çok golu 46'-60' arasında buldu. Atılan 46 golun 11'i bu zaman dilimi arasında geldi. Durumu biraz geniş tutarsak atılan gollerin neredeyse yarısı 30'-60' arasındaki 30 dakikalık süreçte geldi. 


Kasımpaşa cephesine geçelim şimdi. Gönlümüz Adana dedik ama Kasımpaşa'yı da ayrı bir takip ediyoruz bu sene. Uğur Tütüneker - Metin Diyadin A.Ş. bizden sonra Kasımpaşa'yı Süper Lig'e taşıyabilecek mi en çok merak ettiğim soru bu. Bizim bugün buralarda olmamızı sağlayan bu iki isim hatta Murat Akın'ı da dahil etmek gerekirse bu 3 ismin mutlu olmasını isteriz. Uğur Tütüneker'in de Metin Diyadin'in de bizden giderken heyecanım kalmadı laflarını kullanması her ne kadar bizleri üzsede 26 yıl sonra gelen Süper Lig'in hatrına bile unutabiliriz kötü anıları. Metin Diyadin'in oynattığı oyunu en iyi bizler biliriz. O yüzden bu maça bahis oynayacak arkadaşlara "alt" seçeneğini önerebilirim. Maç büyük ihtimalle ortada sıkışacak çoğu zaman diliminde. 

Metin Diyadinli Kasımpaşa'nın durumu Adanspor'un tam tersine. Adanspor'un son haftalara doğru yakaladığı bir çıkış varken Kasımpaşa tarafı uzun zaman ilk 2 yarışında götürdü ligi. Bazı haftalar sonunda da kendisini ilk 2 içinde buldu. Ama onlarında son haftalarda yaşadığı düşüş kendilerini Play Off'ta bulmalarına neden oldu. Bizdeki Metin Diyadin takımın başına geçince hiç mağlubiyet yaşamamıştı ama Kasımpaşa'da geçirdiği kısa sürede 2 mağlubiyet yaşadı. Play Off yarı finalindeki rakibi Konyaspor'u da iki maçta, tıpkı rakibi Adanspor gibi rahat maçlar sonunda eledi.

Adem Büyük ise bu lig için çok önemli bir oyuncu. Geçen sene Trabzonspor'a kadar talip olan takımların olduğunu biliyorduk. Manisaspor ile Süper Lig'de tutunamayan Adem Büyük devre arasında Kassımpaşa'nın yolunu tuttu. Bu kısa sürede ise rakip kalelere 13 gol bıraktı. Play Off yarı finalinde Konyaspor'la oynanan 2 maçta attığı 4 gol ilede takımın finali çıkmasında ki en büyük paylardan birisine sahip oldu.

Kasımpaşa için bir ilginç istatistik vereyim. Bu sezon attığı gollerin 22'sini son 15 dakikada kaydetti. Bu 22 gol, toplam atılan gol sayısının neredeyse yarısı kadar. Metin Diyadin'in geçen sezon ki Play Off'taki maçlarını karşılaştırınca Konyaspor'a karşı geçilen rahat tur ve ligin genelinde atılan gollerin zaman dilimi, geçen sezon ki Süper Lig başarısıyla aynı diyebiliriz. Metin Diyadin'li Orduspor, geçen sene Süper Lig'e 89. dakikada atılan golle ulaşmıştı. 

Bu sezon Kasımpaşa'nın 3. Play Off heyecanı. Bundan önceki Play Off maçlarında da Süper Lig'e çıkmayı başaran takım olmuştu 4 takım içerisinden Kasımpaşa. Hafızalarımızı tazeleyelim, 2007'de finalde Altay, 2009'da da Karşıyaka maçları sonunda Süper Lig'e çıkma başarısını gösterdiler.

Gönlüm Adanspor, mantığım Kasımpaşa diyor...

Kasımpaşa'nın en golcü ismi 14 golle Dimtirov. Onu 13 golle Adem izliyor. En çok süre alanlar kısmının 1. sırasında tanıdık bir isim var. Murat Akın. 2989 dakika görev yaptı bu sene. Onu 2701 dakika ile Sarmov,  2566 dakika ile Sancak izliyor. Sancak gördüğü 9 sarı kart ile de takımın en çok kart gören ismi konumunda. Eksikler kısmında da, sakatlıklıkları devam eden Barış, Şahin ve Halil bu maçta oynayamayacaklar Kasımpaşa'da.

Bu maç iki takımın 5. randevusu. Daha önce 4 kez Bank Asya 1. Lig'de karşılaşan Adanspor ile Kasımpaşa bu sezon iki maçtada birbirine üstünlük kuramadı (0:0,1:1) Daha önce 2008-2009 sezonunda oynanan iki maçtada Kasımpaşa kazanması bildi. (3:1,1:0)

Son bir not hakem Fırat Aydınus için. Adanspor - Kasımpaşa maçı bu sezon yönettiği ilk ve son Bank Asya 1. Lig maçı olacak.

24 Mayıs 2012

İrfan Başaran, Bruno ve Abdülkadir Kayalı


Bir önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi yeni sezon kadrosunda İrfan Başaran, Abdülkadir Kayalı, Bruno, Murat Kalkan, Banahane ve Yalçın Ayhan düşünülmüyor. Gosso ile ciddi bir şekilde ilgilenen takımlar var ve onun durumu da önümüzdeki günlerde kesinlik kazanacak. Bu isimler haricinde yine Dalmat, Ribeiro'nun da Orduspor'da bir geleceği olmadığını söyleyebiliriz. Bundan 1 ay öncesine kadar takımdan ayrılacağı kesin olan Müslüm Yelken ise son maçlardaki performansını hazırlık kampında da gösterirse kadroda tutulacak.

Gelecek sezon kadroda düşünülmeyen futbolculardan bazıları ile yollarımızı tamamen ayıracağız. Bazıları ise başka takımlara kiralanacaklar. Orduspor taraftarı adına listede belkide ilk can acıtıcı nokta İrfan'ın ayrılacak olması. İrfan'ın sözleşmesi bu ay sonunda sona eriyor. Hector Cuper onu kadroda düşünmediği için de şuan için yeni sözleşme teklif edilmeyecek gibi görünüyor. Öncelikle şunu söylemek gerekir. İrfan Başaran'a bu sezon ne Metin Diyadin tarafından ne de Hector Cuper tarafından gerektiği kadar şans verilmedi. Çok kısa süreler görev almasına rağmen oyunda kaldığı sürelerde sahaya yansıttığı performansı hepimiz biliyoruz. Hakan Özmert'e verilen şansın 3'te 1'i İrfan'a verilseydi bence şuan bu durumu konuşuyor olmazdık. Alt liglerden, Almanya'dan genç gurbetçi futbolcuları takıma kazandırmaya çalışıyoruz ama 23 yaşındaki İrfan'dan bence çok kolay vazgeçiyoruz. İrfan'ın yeteneklerinin hepimiz farkındayız. Hector Cuper ondan faydalanmayacağını söylese dahi yönetimin bu konuda insiyatif kullanması lazım. İrfan'ın sözleşmesini uzatıp oynayabileceği bir takıma kiralık olarak göndermek ve performansını yakından takip ederek önümüzdeki sezon tekrardan kadroya katmak bence Orduspor adına en mantıklı hamle olur. Umarız İrfan konusunda pişmanlıklar yaşamayız.

Bizi üzen diğer ayrılık ise Bruno'nun önümüzdeki sezon kadroda yer alamayacak olması. Devre arasında yeniden Orduspor forması giymeye başlayan Bruno ile 4.5 yıllık sözleşme imzalamıştık. Bruno'nun Orduspor ile 4 yıl daha sözleşmesi var. Spor Toto kupasında attığı gollerle bizi mutlu etse de Hector Cuper Bruno'nun gelecek sezon forma giyebilecek düzeyde olduğunu düşünmüyor. O yüzden Bruno önümüzdeki sezon başka bir takıma kiralanacak ve performansı yakından takip edilecek. Banahane'nin de kadroda düşünülmediğini söyleyecek olursak forvet hattında mevcut kadromuzdan sadece Hasan Kabze kalıyor. Transfer çalışmaları doğrultusunda ileri uç için La Liga'da forma giyen iki isim ile görüşmeler ciddi bir şekilde ilerliyor. Oyunculardan biri yıllardır La Liga'da oynayan çok tecrübeli bir isim. Tarz olarak Stancu'yu anımsatıyor. İkili forvetin ikinci ismi gibi oynayabilecek çok iyi bir tamamlayıcı. Diğer isim ise genç sayılabilecek yaşına rağmen La Liga kariyeri ve önceki kariyeri gayet dolu dolu olan İbrahimoviç tadında pivot forvet tanımının içini doldurabilen bir futbolcu. Bu gelişmeler de Bruno'nun önümüzdeki sezon için bizimle olan yollarını ayırıyor. Bruno'nun bizdeki yeri çok farklı. Olaya duygusal olarak yaklaşıyoruz tabiki ama önümüzdeki sezon gollerine gittiği yerde devam etmesi ve çok daha iyi olarak Orduspor'a geri dönmesi en büyük temennimiz.

Kendi adıma diğer bir şaşırtıcı durum ise Hector Cuper'in önümüzdeki sezon için Abdülkadir'i kadroda düşünmediğine dair aldığımız duyumlar. Abdülkadir sakatlandığı sürece kadar kadroda kendine yer buldu ama sakatlık onun adına kötü oldu. Hector Cuper Abdülkadir'in yetersiz olduğunu düşünüyor. Ali Çamdalı, Onur Tuncer, Nizamettin Çalışkan ve aynı bölgeye yapılacak olan gurbetçi transferini de düşündüğümüzde Abdülkadir'e kiralık olarak başka bir takımın yolu görünüyor diyebiliriz. Abdülkadir'in yeteneklerinin farkındayız ama bir gerçek var ki yıllardır yerinde sayıyor. Herşeye rağmen ben Onur Tuncer yerine Abdülkadir'i tercih ederim ama Onur'da biraz daha farklı bir isim. İki isim de önlibero aslında ama Onur'un her ne kadar toplu oyunda iyi olmadığını söylesek de topsuz oyundaki mücadelesiyle Cuper'in gönlünü kazandığını düşünüyorum. Abdülkadir açısından bakacak olursak şöyle bir durum da var. Abdülkadir genç yaşına rağmen yıllardır Süper Ligde forma giyiyor ama oynadığı maç sayısına baktığımız zaman sadece 28 maçta forma giydiğini görüyoruz. Bu açıdan bakınca da daha fazla maç oynayıp çok daha iyi bir şekilde geri dönmesi bakımından kiralık gitmesinin onun adına ve Orduspor adına mantıklı olduğunu da söyleyebiliriz.

Sonuç olarak Bruno ve Abdülkadir konusunda içimiz bir nebze olsun rahat. En azından kendilerini ispatlayıp çok daha sağlam bir şekilde Orduspor'a dönmek gibi bir şansları olacak ellerinde. Ama İrfan konusunda ise içimin rahat olduğunu söyleyemem. İçimin rahat olmamasının sebebi onun yeteneklerinden emin olmam ve kendisine yeterince şans verilmediği düşünmem. Bir önceki yazımızda bir okurumuz ''İrfan için kafamızı çok duvarlara vuracağız ama geç olacak. Cuper değil başkası olsaydı ayağa kaldırmıştınız ortalığı.'' demiş. Kendisine hak vermiyor değilim. Cuper'den dolayı bu tarz şeylere biraz daha ılımlı yaklaşıyoruz ama İrfan konusunda bence de hata yapıyoruz. Umarız kafamızı duvarlara vurmayız.

Transferde Rota Netleşiyor | 3 İspanyol, 2 Arjantinli




Öncelikle belirtelim, yazı herhangi bir isim içermiyor. Transfer görüşmelerinin gidişatını olumsuz olarak etkilememek adına isimleri bizden duymayacaksınız. Ancak hangi mevkiler için ne tarz oyunculara yoğunlaşıldığı, Cuper’in kimleri gözden çıkardığı ve kafasında nasıl bir oyun şablonu olduğunu irdelememizde bir sakınca yok.

Gelen haberler Cuper’in hızlı iki kanatlı 4-4-2 sistemi üzerine takımı şekillendirdiği yönünde..Ancak listesine bir pivot santrafor dahil etmesi, zaman zaman bu sistemin dışına da çıkabileceğinin bir göstergesi olabilir..

Takımdan gidecekler Cuper’in kafasında artık tamamen netleşmiş durumda. En azından kamp görmeyi hak ettiğini düşündüğümüz, gelecekleri tartışmalı bazı isimler 6 Temmuz’da başlayacak Avusturya kampında yer almayacaklar. Cuper kampa bütün sezonu birlikte geçireceğinden emin olduğu isimlerle başlama düşüncesinde. Kamp kadrosu 23-25 kişi aralığını aşmayacak. Bu şekilde Cuper’in takım içi uyum sürecini en kısa zamanda aşma niyetinde olduğunu söyleyebiliriz. Sonuçta kamp, takımdaki gelecekleri kuşkusuz olan oyunculardan oluşacak . Bu durumda İrfan, Bruno, Banahene, Murat Kalkan, Abdulkadir gibi isimlerin kampta olmayacağı sonucuna ulaşabiliriz. Tabii bu tamamen bireysel bir değerlendirmedir..Bunun yanında Gosso’nun satılmasının an meselesi olduğunu belirtelim.. Cuper’in takım içi huzura ve disipline ne denli önem verdiğini biliyoruz.. Bu sebeple Yalçın’ın da gelecek sezon planlaması içinde yer almaması da sürpriz olmayacak gibi gözüküyor..

Altı yabancı hakkımızı hangi mevkilerde kullanacağımız, transferdeki rotamız açısından belirleyici..Kaleci Fornezzi’nin yeri sağlam gözüküyor. Gelecek sezon Miguel Garcia’yı daha çok stoperde izleyebiliriz. Cuper onun bu mevkide daha yararlı olduğuna karar vermiş gözüküyor. Yanına da İspanya’dan tecrübeli bir stoperle her konuda anlaşıldı. Ancak söz konusu oyuncunun sezon sonunda yaşadığı sakatlıktan ötürü Cuper’in kendi belirlediği bir doktordan sağlık raporu istediğini öğrendik. Cuper işini şansa bırakmıyor..

Orta sahanın ortası için geçen sezonu Almanya 2.liginde geçirmiş, oynadığı maç sayısıyla orantılı olarak tecrübeli diyebileceğimiz ve Cuper’in de beğendiği bir Türk isimle de anlaşma sağlandı. Kulübüyle olan bonservis pazarlıklarında da son aşamaya gelindi. Durum gösteriyor ki, orta sahanın ortası Türklere emanet..

Geçen sezon bir türlü istikrarı yakalayamadığımız sol açık mevkisi için bu zamana dek ilk hedef olarak gözüken Arjantinli genç bir isimden, Culio’nun olumsuz referanslarının oyuncunun kafasını karıştırması sonucu vazgeçildi. Yerine Yunan liginden nispeten daha tecrübeli bir isimle anlaşma sağlanmak üzere. O da Arjantinli.. Sağ açık için anlaşılan isim, İspanya liginde 70’in üzerinde maça çıkmış ve adından çok söz ettirecek bir İspanyol..Üstelik bu isim henüz futbolunun olgunluk çağında..Bunun yanında iki kanat için de alternatif olabilecek hatta ilk 11’i zorlayabilecek, yine Yunan liginden oldukça tecrübeli bir Arjantinlinin transferi de bitti. Bu transferin açıklanması için FİFA’dan oyuncuya ilişkin bir belge bekleniyor..

Forvet için İspanya 1.liginde 130’dan fazla maça çıkmış etkili bir İspanyolla anlaşıldığını öğrendik. Bu futbolcu için de kulübüyle olan bonservis pazarlıkları son aşamada.. Stancu’nun bonservis sorununun bir türlü çözülememesi sebebiyle, ibre, yine İspanya’da genç yaşına rağmen 50’ye yakın maça çıkmış, pivot tipi bir santrafora dönmüş durumda.. Bu isim, Cuper’in kafasındaki oyun şablonunun değişkenliğine de katkı sağlayacak gibi gözüküyor.. Bu isimle olan görüşmelerde de önemli bir aşama katedilmiş durumda..


Yabancı hakkı kullanılan bölgelerin alternatifi olabilecek yerli isimlerle alakalı olarak da çalışmalar sürüyor..TFF 1.lig’de forma giyen bir sol kanat oyuncusuyla alakalı olarak kulübüyle teması geçildi ve yanıt bekleniyor..

Avrupa hedefindeki Orduspor kadrosu yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor. Aslında Cuper’e tercihleri konusunda sınırsız güven duyduğumuzdan olsa gerek, hangi ligden, hangi isimlerin geleceğini çok da önemsemiyoruz. Bu forma için var gücüyle mücadele edecek olan, bizimle aynı heyecanı paylaşacak olan herkesin başımızın üstünde yeri var..

Transfer gelişmelerinin dışında, kulüple alakalı önemli kurumsal gelişmelerin olduğunu da öğrendik, ona da ilerleyen günlerde ayrıca geniş bir şekilde değiniriz..

21 Mayıs 2012

Orduspor Taraftarı Yılın Futbolcusunu Seçiyor...


Bir futbolcu için en güzel şey, kendini oynadığı kulübün taraftarına kabul ettirmek, sevdirmek olsa gerek. Bazen öylesine sevdirir ki kendini, kötü oynadığında, hata yaptığında tribünlerden tepki almak bir yana adı daha yüksek sesle haykırılır. Bu sezon bu mertebeye ulaşan birkaç futbolcumuz oldu. Bazıları gösterilen sevgi ve saygıya layık olamasalar dahi hepsinin bu sezonki başarıda emeği var. O yüzden hepsine verdikleri emekten dolayı tekrardan teşekkür ediyoruz.

Divane Aşık Gibi Blog olarak düzenlediğimiz anketin sonucuna göre Orduspor taraftarı tarafından "sezonun oyuncusu" ünvanına layık görülen futbolcuya taraftar adına sembolik ama değerli bir plaket sunmayı planlıyoruz.

İki ay sürecek ankete, ana sayfanın sağ üst tarafındaki kısımdan oyunuzu kullanarak katılabilirsiniz.


20 Mayıs 2012

2. Lig | Ünyespor Ligde Kaldı

Fotoğraf: ntvspor.net

Bu lige yabancı olmadıklarını geçen sene bu zamanlarda yaşadıkları üst lig sevincinde de söylemiştim. İlk senelerinde ligde kalmak asıl hedefti Ünyespor'da. Bu dönem içinde türlü sıkıntılarla boğuştular. Başkan ve teknik direktör değişiklikleri yaşadılar sezon içerisinde işler kötüye gidince. Ünyespor kötü sonuçlar alıyordu ama beraberinde düşme yolunda mücadele ettikleri rakipleride aynı kötü sonuçlarla Ünyespor'u alta alamıyordu. Şimdi Ünyespor için belli bir istikrar yakalayamadı diyeceğim ama zaten küme düşmeye oynayan bir takımdan istikrar beklemek saçma olacaktı. Ligin ilk yarısında kolay kolay yenilmeyen ama maçta kazanamayan bir görüntüleri vardı. İstikrar istiyorsak ardarda oynanan 9 maçta 8 beraberlik aldıkları bir dönem vardı ligin başında. Hep başarısızlıktan bahsetmeyeceğiz ya, Türkiye Kupası'nda Sakaryaspor ve Karşıyaka gibi önemli galibiyetlerle 3. Tur'a çıkma başarısını gösterdiler. Rakipleri arasında içerde ve dışarda oynadığı 2 maçıda kazandığı tek takım ligi 3. bitiren Adana Demirspor'du. Adana Demirspor tarafının eğer seneye de 2. Lig'de oynarlarsa Ünyespor'la aynı grupta olmak isteyeceğini hiç sanmıyorum. Bir şanssızlık olduğu aşikar.

Geneli bitirip son haftalara iniyoruz. Ligin 2. yarısında Ünyespor kendi sahasında kazanmayı öğrenmeye başladı. Kazanamadığı maçlarda vardı elbet kazandığı kadar ama, zor deplasmanlar kategorisine kendi ismini yazdırmıştı. Önemli bir gelişmeydi sonuçta bu ligde kalma yolunda. Son haftalara yaklaşırken yine Ünye'de Eyüpspor'u ağırlıyordu Ünyespor. Kızılcakıyametin koptuğu maç sonunda Ünyespor 1 maç tarafsız saha cezası alıyordu ama onun yanında Emrullah, Adem, Ogün ve Levent'e verilen cezalar sonrası bu futbolculardan Emrullah sezonu kapatıyor, diğer 3 isimde ancak son maça yetişebiliyordu. Böylesine kritik bir zamanda kaybedilen 4 futbolcu ve kendi sahasında desteğe en ihtiyacı olduğu zamanda verilen tarafsız saha cezası can sıkmıştı. Eyüpspor maçında takımının başında ilk defa maça çıkan Şenol Kaba ise çok zor bir görev içerisine girdiğini anlamıştı.

Eyüpspor'a verilen 2 puan ve Kızılcahamam deplasmanında kaybedilen 3 puan iyiden iyiye tehlike çanlarını çalmaya başlamıştı. Eyüp maçının cezasının çekildiği Samsun'da ki Kırklarelispor galibiyeti ise kaybedilen umutları yeniden yeşertmişti. Alanya'da 90. dakikada atılan gol ve alınan 3 puanla artık ipler tamamen Ünye'nin eline geçmişti.

Son haftaya girilirken Ünye kendi sahasında lig şampiyonu 1461 Trabzonspor ile, diğer rakipleri Şekerspor Eyüp deplasmanında, Altınordu ise kendi sahasında Adana Demirspor ile karşılaşacaktı. Ünye, Trabzon'a puan verirse diğer sonuçlara göre ligde kalacak yada düşecekti. İşin tesadüf tarafı ise rakiplerinin oynadığı takımlardan birisi ile daha 4 hafta önce papaz olmuş, diğeride 2 maçında da galibiyetle ayrıldığı tek takım. Maçı izleyemedik, gönül isterdi yerel kanallarımızdan birisi maçı yayınlasın. Skora ve atılan gollere bakınca, yağmurlu bir günde çok zorlanmış Ünyespor rakibi karşısında. Yenik duruma düşmüş ama Eyüpspor maçındakini cezasını bitiren Adem ile beraberliği yakalmıştı. İlk yarılar bittiğinde berabere kalsa bile diğer maçlar Ünye'nin işine geliyordu.
Ünyespor 2:2 1461 Trabzonspor
Eyüpspor 3:1 Şekerspor
Altınordu 1:3 Adana Demirspor

Altınordu, Adıyamanspor ve Mardinspor'dan sonra ligden düşen 3. takım.

Divane Aşık Gibi 2 Yaşında

Nereden başlasak bilemiyoruz... Aslında nasıl başladık o da net değil.. Biz 2 senedir anlatmıyoruz bunları.. Savunduğumuz davanın geçmişi 2 sene değil. .Güzel bir hayalimiz vardı içinde iki renk olan.. Yalnızlığından solmuş, yıpranmış, küsmüş iki renk.. Sonra tribün vardı, güzel şehrimiz vardı, yalnız şehrimizin yalnız insanları vardı.. Biz mor ile beyazı, hayatı, dost meclislerinde, deplasman otobüslerinde, maç öncesi sonrası küçük birahanemizde hep konuşurduk.. Sonra bundan 2 sene önceydi, yazmaya karar verdik.. Güzel şehrimizin, güzel insanlarının, delikanlı taraftarlarının yüreklerinde ezelden beri var olan bir ışık vardı.. Biz o ışıkla yaşıyorduk, sonra o ışığı yaymaya karar verdik..

Nasıl mı?

DİVANE AŞIK GİBİ...

19 Mayıs 2012

Atatürk'ü Anmak...

"..dağlarda tek tek ateşler yanıyordu. Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki, şayak kalpaklı adam, nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden, güzel, rahat günlere inanıyordu.."  N.H.R





18 Mayıs 2012

Kaybedilen Bir Kupa Üzerine | Orduspor 1:3 Gaziantepspor

 
6'da 6 yapıp gelinen bir final maçındayız. İstanbul'dayız. Çok severiz biz İstanbul'u. Bu sefer İstanbul'un Beşiktaş semtindeyiz. Yıllar sonra ilk defa. Bu sezon orada oynamamız gereken maçın Antalya'da oynandığını hatırlatalım tabi ki...

Bir final maçı var. Neyin finali belli değil. Bir kupa verecekler sonrasında. Lig Tv falan yayınlıyor maçı. Biraz süslemişler anlayacağınız. Gazozuna demeyelimde, fındığına, fıstığına, baklavasına, bir halı saha maçı edası. Gaziantep 11'leri karşılaştırınca favori konumunda. Ki itiraf etmeliyiz ki 6'da 6 yapıp geldiğimiz gruptaki takımlar moral olarak, oyuncu olarak bizim çok altımızda kalmış takımlardı. Gaziantep bize nisbeten daha zorlu ve çekişmeli bir gruptan gelmişti fındık fıstık kupası final maçına.

Kadrolar Gaziantep desede, taraftar Orduspor'undu. Ortada bir fikstür sıkışıklığı yokken, böyle saçma bir kupa düzenleyen federasyonun, final maçında ilgiyi biraz daha arttırmak için maçı hafta sonunda oynatmamasını da şaşırmak olmazdı. İstanbul'da her şartta belli bir kalabalığı yakalıyoruz. Dün akşam ki kalabalık hiçte fena değildi. Bazen televizyona yansıyan Antepli arkadaşların seslerini yazarımız İbrahim'e söylediğimde "abi nasıl olur 25 kişi onlar :/ " tepkisi yüzümde saçma bir gülümseme yarattı.

İstekli başladık maça. Ligden farksız. Ligde 34 maç yaptıysan bu maçların 25'e yakınında hep maça üstün başlayan taraf olmuşuzdur. Bu üstünlük belki 5 dakika belki 10 dakika belki de yarım saat. Dün akşam İnönü'de bildiğimiz Ordu'dan farklı bir takım yoktu sahada. Bu sefer ki üstünlük 15 dakika sürdü. Sonra Antep çok net bir gol pozisyonundan yaralanamadı. Hemen ardından da penaltı golüyle öne geçti. Baskımızı dindirip oyunu dengeleyince golüde buldular işte.

Zevkli, çekişmeli bir maç var ortada. Anlık parlama sürecinde Hakan ile golü bulan taraf olduk. İlk dakikalarda yapamadığımızı bu sefer yapmıştık. Hakan'ın golü çok manidar. Çok göze battı özellikle ligin 2. yarısında ki oyunuyla. Buradan da çok eleştirdik kendisini. Öyle ki artık her yaptığı hatada çoğu oyunculara göre daha çok tepki alıyor. Yine onların biri olmak üzereydi müsait bir pozisyonda 3 Antepli arasına girince. O oyuncular arasına girdiğinde birçoğumuzun yine saydırmak için hazırlandığı anlarda top ağlarla buluşmuştu bile. Öldürdü denen pozisyonda güzel bir gol attı. Ama bu gol ona olan önyargılarımızı bitirecek gibi görünmüyor. Golden sonra neşemiz yerine gelmiş, anlık parlamalar sürecinin içinde devam ediyorduk. Hasan Kabze'yle çok net 2 pozisyondan yararlanamayınca devre bitiminde tabelada 1:1 yazıyordu.

Girilen poziyonlar maça dair umut veriyordu bizlere. Da işte 2. yarı takımda yorgunluk belirtileri ortaya çıktı. Gaziantep iyi değerlendirdi yorgunluğumuzu. Dalmat vurdumduymaz. O varken 10 kişi gibiyiz. Orduspor'u kafasında bitirmiş gibi. Hiç oynamadı. Bruno'ya seneye şans verilmeli mi diye düşünmüyor değildim. Bu sezon çoğu maçta  "galiba bu sefer olmayacak Bruno" diye düşünüyor, sonrada bunu yediremiyordum. Seviyoruz çünkü gerçekten kendisini. Sonra bu fındık fıstık kupasında goller atmaya başladı "galiba açıldı" derken, açılmamış malesef. Bank Asya 1. Lig'inde hala çok iş yapar kendisi ama sanırım Süper Lig'de yapamayacak gibi. Dün bu kanıya daha çok vardım. Neyse, hayırlısı. Müslüm'ün takımda tutulmasından yanayım. Çokta fena değildi sol bekte. İrfan'a ise daha çok şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Fevzi'de yan toplarda bir gelişme düşünüyordum ki 2. golü korner sonrası gördük kalemizde.

Cenk Tosun gününde olunca,
2 gol 1 asist.
Kupa Gaziantepspor'da.
Bize tebrik etmesi düşer.

17 Mayıs 2012

Final Zamanı | Orduspor vs Gaziantepspor

Herşeyden önce şunu söylemek gerekir. Taraftarın deyimiyle gazozuna bir kupa dahi olsa biz bu kupayı sonuna kadar hak ettik. Şampiyonluk Play Off'un da bile stadlar boş kalırken Orduspor taraftarı ne olduğu belli olmayan bu turnuvanın hakkını sonuna kadar verdi.

Türk futbolunun gırtlağına kadar pislik deryası içinde yüzdüğü bir ortamda geçen hafta Süper Ligin Şampiyonu belli oldu. Birinin diğerinden farklı olmadığı bir ortamda Türk futbolunu bu hale getiren taraflar şampiyonluk ve Avrupa için mücadele ettiler. Onlar kendi kendilerini yiyedursun biz bugün gazozuna olsa dahi tertemiz bir kupa kaldıracağız inşallah.

Kupaya gazoz kupası dedik, ne idüğü belirsiz dedik, onlarca şey söyledik ama Orduspor armasının olduğu her yerde olduğumuz gibi bugün de İnönü'de armamızın, sevdamızın yanında olacağız. Bu kötü sezondan geriye ufak da olsa bir anı kalsın istiyoruz. İstanbul'daki bütün Ordusporluları bugün İnönü'ye bekliyoruz.

15 Mayıs 2012

Perşembe 18:45'te Beşiktaş'ta Toplanıyoruz.

Sezon çoktan bitti aslında.
Ama oynanacak bir maç ve alınacak bir kupa var bizim adımıza.
Bu sezon İstanbul'daki taraftarlarımız sadece İBB ve Galatasaray maçında takımı izleme şansı bulabilmişti. Belediye maçı hafta içi ve Olimpiyat stadında olmasına rağmen ciddi bir kalabalık vardı. Galatasaray maçı ise bizim adımıza sadece sıradan bir karşılaşmaydı.

O yüzden hafta içi olsa dahi Perşembe günü İnönü'de ciddi bir taraftar topluluğuyla birlikte kupayı kazanıp Süper Ligdeki ilk sezonumuzda güzel bir final yapabiliriz.

Maç ile ilgili Divane Aşık Gibi olarak bir çağrımız var.
Maça herkes dilediği şekilde iştirak edecek ama biz Perşembe akşamı saat 18:45'de Beşiktaş Meydanı'nda olacağız. Ayak üstü de olsa tanışıp memleketten, Orduspor'dan hoşbeş edebileceğimiz bütün okurlarımızı bekliyoruz.

%90 ihtimalle Kapalı Tribün bize verilecek. Aksi bir durum olmadığı sürece de biletlerimizi Kapalı'dan alıyoruz. Buluşma yerinden hep beraber stada, tezahüratlarla yürüyüp maçı birlikte izleyeceğiz.

Buluşma Yeri : Beşiktaş Meydanı ( Kadıköy İskelesi'nin hemen yanındaki alan)
Buluşma Saati: 18:45

13 Mayıs 2012

Futbol Güzeldir #13 Şampiyonlar

Italya'da Juventus, Ingiltere'de Manchester City'nin şampiyonluklarinın anlamı çok büyük.

Italya'da 2006'da baslayan Calciopoli şike operasyonun arkasindan Juventus icin kotu gunler baslamisti. Serie B'ye düşürüldüler. Bir sonraki yıl lige ciktilar ama lige -9 puan ile başlamalarına karar verildi. 2005 ve 2006 şampiyonluk unvanları geri alındı. 2006-07 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkı ellerinden alındı. Aradan gecen 5 yil sonrasinda ise Juventus toparlandi ve Şampiyonluk ipini gogusledi. Kupayi kaldiran Del Piero, 2006 da kume dustukleri halde kaleci Buffon ve Chiellini ile beraber takimdan ayrilmayip bu ozel şampiyonlugu sonuna kadar hak eden isimler. Juventus taraftari da bu şampiyonlugu onlara armagan ettiklerini acikladi. Yildiz futbolcu ile bayrak futbolcu farkini acmak gerekirse taraftarin gozunde ve futbolun guzelliginin icinde bu üç futbolcu, Juventus taraftarı için artık çok farklı bir anlam taşıyor. Del Piero,Chiellini ve kaleci Buffon...


Gelelim Ada'ya. İngiltere oyle bir sezon finali yapti ki, futbol tarihi uzun yıllar Manchester City'nin yaptığı geri dönüş konuşulacak bu sezon farklı bir yere konulacaktır. Kendi sahalarında kazanmaları halinde şampiyon olacakları bir maçın son 5 dakikasına mağlup durumda girmişken, 44 yıl sonra geleceğine inandıkları şampiyonluğun avuçlarından artık gittiğini düşündüklerini anda bir mucize gerçekleşti. Aguero'nun golünden sonra film koptu. Rahat kazanabilecekleri bir maçı bu şekilde kazanmaları biraz süpriz oldu ama unutamayacakları bir 95 dakika yaşadılar.

Siz Her Gün Cansınız Kutsalsınız




Biz onları değil bir güne, bir ömre sığdıramayız. Ondandır ki bu gün semboliktir. Onlar bizim her gün baş tacımızdır, en kıymetlimizdir. Onlara göre ortada hesap yoktur,çünkü onlar karşılıksız severler.. Bize göre borçları ödenmez..

Gönüllerimizin şampiyonları..Var olduğunuz her güne şükürler olsun..

Anneler günüyle bağlantılı olarak bir parantez daha açalım. Orduspor yöneticisi Akın Çiçek ile alakalı olarak yazdığımız yazıyı, Anneler Günü yazımızın yayınıyla birlikte kaldırıyoruz. Gözümüzden sakındığımız Orduspor’umuzun yöneticisi olmanın gerektirdiklerini hatırlattığımızı ve yazının amacına ulaştığını düşünüyoruz. Bu yazı bizim arşivlerimizde varlığını sürdürecek ve duruşumuzun bir parçası olmaya da devam edecektir. Şu unutulmasın ki, Divane Aşık Gibi blog, karşılıksız Orduspor sevgisiyle kurulmuş, dolayısıyla sadece bağlı olduğu renklere karşı sorumluluk taşıyan, bağımsız bir taraftar bloğudur. Blogdan hiçbir yazı biz bu konuda bir irade ortaya koymadıkça, hiçbir şekilde kaldırılamaz. Blogda yayınlanmış yazılarla alakalı rahatsızlık duyanların, nasıl bir üslup kullanmaları gerektiği konusunda da, gerekli mesajların yerine ulaştığını umuyoruz.

Son olarak, söz konusu yazının altına düşmüş bir yorumu daha irdelemekte fayda görüyoruz. “ultrastribun” isimli kullanıcı, “Kabullenin artık şunu. Orduspor taraftarı hiç bir zaman Karşıyaka, Eskişehir, Bursa vb. semt ve şehirlerinin taraftarı gibi olamaz. Bunu en iyi siz bilirsiniz. Sonra da ben...” şeklinde bir yorumda bulunmuştur. Öncelikle bu yorumu yapma konusunda ona cesaret verenler utanmalıdır. Orduspor taraftarı söz konusu şehirlerin geçirdiği mücadele zamanlarının farkındadır. Yapılan yorum bile Orduspor taraftarının ve Ordu şehrinin doğru yolda olduğunun kanıtıdır. Çünkü söz konusu mücadele bazılarının keyfini kaçırmıştır. Biz, Ordusporluluk bilincinin şehirde yükselmesi uğruna bu şekilde mücadele verirken, şehrimizden, bizden bildiklerimizden darbe yemek, canımızı her şeyden çok acıtmaktadır.

Divane Aşık Gibi

Bir Veda | Giresunspor Düştü..

 
1975 yılında 1. Lig'de başlayan bir ezeli rekabet..
20 dakikalık iki şehir arasındaki yıllardan süregelen bir çekişme,
Yeri geldi düşmanlık.
Ama hiç aşırıya kaçmayan bir düşmanlık.
Sırgancılar, 5 sene sonra Bank Asya Ligi'nden 2. Lig'e geri düştüler.

2007 yazına geri dönüyoruz.
2. Lig 4. Klasman Grubu'nu lider bitirdikten sonra Play Off'larda oyanamaya hak kazanmış bir Giresunspor vardı karşımızda. Bu yüzden ise en az 1 en fazla 3 maç daha vardı önlerinde. Bu Play Off'larda sırasıyla Kahramnmaraşspor'u ve Marmaris Belediyespor'u geçen Çotanaklar, finalde Adana Demirspor'un rakibi olmuştu.
Bursa'da oynanan Play Off'ların finalinde maçın en net favorisiydi mavi şimşekler. Ama o akşam bir süpriz gerçekleşmiş, Bursaspor taraftarının da desteğini alan Giresunspor, rakibini 5:1 gibi farklı bir skorla yenip Bank Asya hikayesine başlamışlardı.

Bu ligde geçirdikleri 5 sene içinde hep orta sıralarda kaldılar. Hiç Süper Lig'e çıkabilme heyecanı yaşamamakla beraber zaman zaman kendilerini düşme potasında buldular. Bu dönemde en büyük başarıları Türkiye Kupası'nda gruplara kalmak oldu. 4 sezon boyunca Bank Asya'da uzun yıllar sonra karşılaşma fırsatı bulduğumuz ezeli rakibimize karşı hiç kaybetmedik. Bu dönemde bizden sadece 1 beraberlik çıkarabildiler diye hatırlıyorum hafızam beni yanıltmıyorsa. O berabere kaldığımız maçıda dün gibi hatırlıyorum. İlk yarısını 2:0 önde kapattığımız maç, ligin son haftasında oynanıyordu. Boluspor ve Erciyesspor ile Play Off yarışındaydık ve maçların ilk yarıları bittiğinde herşey istediğimiz gibi gelişiyordu. Ama maçların 2. yarıları başladığında Boluspor, Eskişehir'de golü buluyor tüm hayallerimizi yıkıyordu. Bizim maç ise 2:2 sona eriyor toplamda 3 kırmızı kart çıkıyordu maçta.

Biraz hikaye anlattım farkındayım. Sadece anılar canlansın istedim.
Giresunspor'dan devam edelim. Bank Asya'da ki 5. sezonlarında küme düştüler. Büyük sorunlarla başladılar lige. Başkansız, futbolcusuz, transfersiz... Lig başlamadan kafadan düşmüştü Giresunspor. Yanıltmadılarda. İlk 15 hafta boyunca tek bir galibiyet alamadan ligin dibine demir attılar. Zordu bu saatten sonra kurtulmak. Bir mucize gerekiyordu. Bahri Kaya'ya uzun süre güvendiler ama bu uzun süreçte gelen galibiyet sayısı sadece 2'de kalınca bir hava değişimi, bir ümit, yerine Erhan Altın'ı getirdiler. Belki 2 - 3 hafta önce yapılan bir hamle olsaydı bugün Bank Asya 1. Lig'inde kalmış olacaklardı. Bilemeyiz ki.
Serdar Eylik, Eren Tozlu gibi isimler Erhan Altın'la birlikte Giresunspor'u ayakta tutmaya çalıştılar. Güzelde bir çıkış yakaladılar. 23. Haftada göreve gelen Erhan Altın takımına 6 galibiyet kazandırmayı başarmıştı. 2. devredeki bu yükseliş yetmedi Giresun'a. Banahane hakkında birşeyler bekleyen arkadaşlarımız varsa Giresun'da ki performansıyla seneye bizle olması çok zor görünüyor. Görünmüyor bile hatta.

Son haftaya girilirken birsürü hesabın kitabın içinde buldular kendilerini. Sakarya karşısında 4 fark atarsak, 8 fark atarsak, Gaziantep kazanırsa, Karşıyaka kazanırsa, berabere biterse gibi uzun uzadıya bir hesaptı bu. Heyecan dolu iki maç izleyeceğiz düşüncesiyle geçtik televizyonun karşısına. Giresunspor, Sakaryaspor karşısında maçı çok erken 2:0'a getirince bu farklı skorun ortaya çıkacağını düşünmeye başlamışken Sakaryaspor farkı 1'e indirdi.
Sonra...
Sonrası yok.
Karşıyaka-Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçının son 10 dakikası çok konuşuldu. Bana kalırsa Gaziantep'in yaptığı iş hiç etik değildi. Ne yaptılar diye soranlarınız vardır. Son 10 dakika kendi sahalarında, kendi aralarında paslaştılar durdular. Gitmediler Karşıyaka kalesine. Karşıyaka'da bastırmadı, alan memnun veren menun. Ama asıl konuşulması gereken, Gaziantep'in yaptığı mı? Değil. Giresun haketti mi? Hakeden Giresun bugün varını yokunu ortaya koyardı. Mücadele yoktu. Rakibin 10 kişi kaldığı anlarda bile bir baskı kuramadılar. Düşürülmediler, düştüler.
Karşıyaka 0:0 Gaziantep Büyükşehir Belediyespor
Sakaryaspor 1:2 Giresunspor

Giresun, Bank Asya'da yok artık. Sıkıntılı bir süreçteler. Bu süreci atlatamadıkları halde toparlanamazlar. Biz Giresunspor ile rekabetimizi onlar varken seviyoruz. Biz Giresunspor'un, bugün bir Kocaelispor, Malatyaspor olmasını istemeyiz. Umarız bundan sonra doğru işler yaparlar, seneye tekrar Bank Asya'ya dönerler.

***
1461 Trabzonspor'u tebrik edelim buralardan. Mütevazi bir başarı hikayesi. Karadeniz'den bir isim kayarken, yerine başka bir isim olarak geldiler. Sonu Süper Lig olabilir. İsterlerse.

EDİT: BANK ASYA 1. LİG'DE KARŞILAŞTIĞIMIZ 4 SENE İÇİNDE HİÇ MAĞLUBİYETİMİZ YOK DEMİŞTİK AMA UYARAN ARKADAŞLARIMIZA TEŞEKKÜRLER. JERRY'NİN KIRMIZI GÖRDÜĞÜ MAÇTA ORDU'DA 1:0 YENİLMİŞLİĞİMİZ VAR.

12 Mayıs 2012

Bu Akşama Dair...






Ordu'muz Orduluların ve Ordusporlularındır...
Bu akşama dair kendi şehrimizde, kendi evimizde kutlama yapmak isteyenler olacaktır.
Kavgadan gürültüden yana değiliz ama şehirimizde "-ki artık rakip olduğumuz" başka takımların kutlamalarına izin vermemeliyiz, vermeyiz..

"Bugün morbeyaz formalarımızla sokaklardayız!

Bütün Orduspor taraftarlarını bekleriz. Fidangör, Köprübaşı, Belediye önü, sahil... Heryerdeyiz..."

11 Mayıs 2012

Final Öncesi... | Karabükspor 2 - 4 Orduspor

Finali zaten garantilemiştik ama grubu 6'da 6 yaparak bitirmek çok güzel oldu. Her bakımdan diğer takımlardan daha fazla önem verdik bu turnuvaya. Çoğu maçta takımımız dolu tribünlere oynadı. İçerik olarak sıkıntıları olan bir organizasyon olsa da maç kazanmak her zaman güzeldir. Artık önümüzde sadece bir final var. Bizim dahi gazozuna diye değerlendirdiğimiz bir turnuvanın kupası ne kadar değerli olur bilmiyorum ama gruptaki altı maçı kazandıktan sonra o kupayı almalıyız. Süper Ligdeki ilk sezonumuzda hiç de ummadığımız bir ortamda mücadele ettik ama ilk defa düzenlenen ve büyük ihtimal sonuncusu olacak olan bu turnuvanın kupasını alıp bu kötü sezondan geriye ufak bir hatıra bırakabiliriz...

Karşılaşma hakkında söyleyecek çok fazla şey yok. Bruno'nun her gol atışında bütün Orduspor taraftarlarının nasıl mutlu olduğunu çok iyi biliyorum. O golünü attıktan sonra ellerini havaya kaldırıyor ya, gerçekten çok farklı bir mutluluk o görüntüyü görmek. Orduspor'daki geleceği ne olur bilmiyorum ama bir gerçek var ki Hector Cuper Bruno konusunda çok fazla iyi niyetli değil. Oynanan 6 maçta 6 gol attı Bruno. Lig bittiğinde Bruno hakkında istemediğimiz gelişmeler olsaydı çok fazla tepki olmazdı ama attığı gollerden sonra onun takımdaki geleceği hakkında karar vermek çok kolay olmayacak.

Son bir parantez. Alt liglerden, Almanya'dan genç futbolcu arıyoruz. Yapılması gereken de birşey bu. Ama şu da var. Öncelikle elimizdeki futbolcuların kıymetini bilmeliyiz. İrfan'dan bahsediyorum. Bugün maçta attığı gol üzerinden konuşmuyorum. İrfan gerçekten özel bir futbolcu. Alt liglerde aramaya çıksak onun yeteneğinde çok fazla seçenek sayamayız. İrfan'ın gönderilmesi düşünülüyor. Henüz 23 yaşında ve yeteneklerinden emin olduğumuz bir futbolcuyu gönderip onun yerini bize katkısının ne olacağını bilmediğimiz isimlerle doldurursak hata yaparız. Önce elimizdekilerin değerini bilelim bence.

8 Mayıs 2012

Spor Toto Kupası | Orduspor 1 - 0 Samsunspor

Spor Toto Kupası ilk ortaya çıktığında Kupa hakkındaki düşüncelerimizi dile getirmiştik. Hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan, kazanan takımın ne kazanacağını dahi bilmediği uyduruk, gazozona bir turnuva... Başından durumun böyle olacağını tahmin etmiştik ama federasyon ve Lig Tv'de durumun bu noktaya gelmesinde etkili oldular. Uyduruktan dahi olsa düzenlenen kupanın sonucunda en azından ne olacağını belirlemek çok zor birşey olmasa gerek. Grup maçlarının bitmesine bir hafta kala finali garantiledik. Dün Samsunspor'u 1-0 mağlup ettik Ordu'da. Lig Tv Ankaragücü maçı gibi dünkü maçı da yayın programına almadı. Ankaragücü maçı demişken maçın yayınlanmaması bir tarafı özet görüntüleri dahi hala ortada yok! Yayıncı kuruluşun, federasyonun ilgisizlikleri arasında bu kupayı belkide en çok ciddiye alan taraf biziz. Futbolun boğazına kadar çamur deryası içinde yüzdüğü bir ortamda ne idüğü belirsiz bir Kupada takımımız dolu tribünlere oynuyor ya gerçekten gurur verici.

Dünkü karşılaşmayı televizyon vermedi. Okurlarımızdan Yetiş Ataş bizler için tribünden izlediği karşılaşma hakkında bir analiz yaptı. Kendisine teşekkür ediyoruz.

Orduspor maça bekledigimizden daha yavaş basladı fakat oyunun kontrolü ilk dakikadan itibaren bizdeydi. Ali Çamdalı'nın stoper başlaması bizim adımıza topun daha yerden oynanmasını ve bizde kalmasını sağladı. Bizi heyecanlandıran ilk pozisyon Javito'nun orta sahadan aldıgı topla 3 kişiyi driblingle çalımlayıp ceza sahasında kalecinin üzerine vurdugu topla yaşadık. Bu pozisyondan hemen sonra Abdurrahman Dereli'nin sagdan ceza sahasına şişirdigi topda Bruno'nun topu göğsüyle kontrol edip röveşata vuruşunu kaleci aynı güzellikte kornere celdi. 24. dakika da ceza yayında Hasan Kabze'nin topla bulusup sol kanada Riberio'ya oyunu genişletip attıgı pası Riberio altı pas üzerine ortaladı ve Bruno şık bir kafa vurusuyla kalecinin solundan topu ağlara yolladı. İlk yarıda akılda kalan bu 3 pozisyon vardı ve ilk yarı bu skorla tamamlandı.
İkinci yarıya da kontrolü elimize alarak basladık ve topu iyi dolastırdık. Fakat kendimizi sıkmadan oynamamız pozisyon bulamamamızı beraberinde getirdi. İkinci yarıda kaleye ilk şutumuz ikinci yarının ortalarında kornerden seken topa Ali'nin ceza sahası dısından müthiş vurusuydu. Bu şutu kaleci köseden kornere çeldi ve korneri kullanan Riberio'nun ortasına Miguel Garcia'nın vurdugu kafa direkten oyun alanına döndü. Daha sonra Dalmat ve İrfan'nın oyuna girmesiyle oyun biraz daha hareketlendi fakat yine pozisyon bulmakta zorlandık. Maçın en hareketli ismi Javito'yla 70. dakikada sag taraftan bir pozisyon daha yakaladık fakat Javitonun sutu dısarı cıktı. Daha sonra 84. dakika da İrfanın cepheden 2 kişiyi gecip Stancu'nun önüne bıraktıgı pozisyonda gol diye ayaga kalktık ancak top yan ağlara kaldı. Ve mac da bu skorla tamamlandı.
Bizim adımıza mactan akılda kalanlar Ali Çamdalı'nın stoper, Miguel Garcia'nın sol bekte baslaması ve Javitonun istekli oluşuydu. Bunun yanı sıra taraftarımızın Samsunsporlu oyuncuları mac sonun da tribünlere cagırması görmek istedigimiz görüntülerdi. Samsunspor'un genc bir oyuncu grubundan oluşan bir kadrosu olmasına ragmen az hatayla oynaması da onlar adına pozitif olan taraftı.

Spor Toto Kupasının son grup maçında Cuma günü Karabük'te Karabükspor ile oynayıp final için beklemeye koyulacağız. B grubunda Antalyaspor ve Gaziantepspor'un liderlik şansı devam ediyor. Son haftanın sonuçlarına göre finaldeki rakibimiz belli olacak.

7 Mayıs 2012

İlk İmza... | Nizamettin Çalışkan Orduspor'da

Transfer çalışmaları kapsamında ilk transferimiz dün netlik kazandı ve Manisaspor'un genç orta saha oyuncusu Nizamettin Çalışkan ile 2 yıllık sözleşme imzaladık. Normal sezonunun bitmesinin ardından ilk olarak temasa geçtiğimiz futbolculardan biriydi Nizamettin. Son günlerde Sivasspor ve Mersin İdman Yurdu ile adı anılmasına rağmen bu transferi sonlandırmamız güzel oldu.

Nizamettin Almanya'da futbola başlamış ve Borussia Dortmund'da profesyonel olmuş bir futbolcu. Nuri Şahin ile beraber çıktıkları A takımda kendine şans bulmuş fakat sonrasında yolunu Türkiye'ye çevirmiş. Dortmund'un A2 takımında Nuri'nin Nizamettin'in yedeği olduğunu söylersek, Nizamettin Almanya'da kalsaydı belkide çok daha farklı yerlerde olabilirdi diye bir varsayımda bulunabiliriz.

Önlibero denilince herkesin kafasında oluşan bir tanım var ama artık o tanımdaki futbolcular çok fazla rağbet görmüyor. Defansif ağırlıkları öne çıkan, kesici özelliği olan, mücadele gücü yüksek futbolcular tabiki bir takım için vazgeçilemeyecek futbolcular ama artık önliberolarda bu özelliklerin yanısıra toplu oyunda takıma yaptıkları katkı ve hücumdaki etkinlik çok daha fazla aranılan özellik oldu. Klişe haline gelmiş oyunun iki yönünü de oynayabilen önlibero klasik anlayıştan her zaman bir adım öne çıkıyor. Nizamettin de bu klasik anlayışın ötesinde defansif bakımdan iyi olmasının yanı sıra toplu oyunda ve hücum anlamında etkili olan önliberolardan bir tanesi. Bu tarz futbolcular her zaman farklılık yaratır. Bank Asya kadromuzdaki Ali Çamdalı-Murak Akın örneği mesela basit bir örnektir. Türkiye'den verilebilecek en uç örnek ise Melo ve Selçuk İnan olsa gerek...

Elimizdeki orta saha oyuncularına bakacak olursak Gosso, Abdülkadir, Onur oyunun hücum yönü bakımından zayıf olan futbolcular. Ali Çamdalı ikisini de çok iyi yapabilirken, Hakan Özmert ise hücum anlamında öne çıkan bir futbolcu. Bu bölgede biraz şişkinlik oluşacak gibi duruyor ama bu isimlerden bazılarının ayrılma ihtimalleri var. Gosso için kulübe gelen teklifler var mesela. Kulüp illede satacağız anlayışında değil ama kafalarında oluşturdukları belli bir rakam var. O rakamı bir takım verirse Gosso'nun gideceğini söyleyebiliriz. O yüzden Nizamettin transferi bu ihtimalleri ve ortasahadaki futbolcularımızın teknik özelliklerini ele aldığımızda gayet olumlu bir hamle.

Bundan sonraki süreç hakkında bir iki şey söyleyecek olursak;
Geçtiğimiz sezon Süper Ligin kadrosunu oluştururken çok sancılı bir süreç yaşamıştık. Transferlerin gecikmesi ve çoğu transferin ligin başlamasına çok kısıtlı bir zaman kala gerçekleşmesinden dolayı sıkıntılar yaşadık. Bu sezon ise böyle bir sıkıntımız yok. Takımdan ayrılacak isimler fazla ama geçtiğimiz sezon gibi sıfırdan bir takım kurmayacağız. Belli bir iskeletimiz var. Cuper'in kafasında gidecek olan futbolcular yavaş yavaş netleşiyor. Oynatmak istediği sisteme uygun isimleri de yönetime bildirdi. Önümüzde uzun bir zaman var. Bu zamanı gayet olumlu bir şekilde değerlendirip eksikleri giderip takımı lige hazırlamak yönetimin ve teknik ekibin görevi. O yüzden benim içim rahat.

Transfer konusunda geçtiğimiz sezon bütün insiyatif yönetimdeydi. Çoğu transferi bizzat Nedim Türkmen gerçekleştirdi. Hatta Nedim Türkmen'in başkan transferi yapar hoca da elindeki malzemeden en iyi işi ortaya çıkarır tarzında bir açıklaması vardı. Bu anlayışı biz zamanında eleştirmiştik ama bu sezon o durum tamamıyla rafa kalktı. Hector Cuper gibi bir hocayı takımın başına getirip transfere yönetimin gereğinden fazla müdahil olması zaten çok da mantıklı bir durum olmazdı. Yönetim yerli transferinde söz sahibi durumunda. Alınması düşünülen isimler Cuper'in onayına sunulduktan sonra gerekli çalışmalar yürütülüyor. Yerli transferi konusunda devre arası Hasan Kabze, Ömer Kulga gibi isimleri transfer eden yönetime de Hector Cuper'in güvendiğini düşünüyorum. İki isimden de gayet iyi bir şekilde faydalandı.

Geçtiğimiz sezon çoğu transferi bizden duydunuz. Yeni bir takım oluşturduğumuz için elimizden geldiğince sizleri her konuda bilgilendirmeye çalıştık. Bu transfer döneminde biraz daha geride durup transferler netleştikten sonra değerlendirmelerimizi yapmaya çalışacağız. Sezon başı ve devre arası transferinde gördük ki futbol camiasında verilen sözlerin hiçbir hükmü yok. Hatta atılan imza bile bazen bir anlam ifade etmiyor.

6 Mayıs 2012

Hoşgeldin Elazığ !


8 sene sonra tekrar Süper Lig'deler.
Hoşgeldiler,
Yakıştılarda.
Bank Asya'da şansımızın hiç tutmadığı takımlardan birisi olarak kazınmışlardı hafızalarımıza.
Seneye bu şanssızlığıda kıracağız inşallah.
2 sene boyunca doğru işler yaptılar. Başarının her zaman parayla, isim yapmış oyuncularla gelmediğini kanıtladılar. Konyaspor'da bunu başaracaktı ama takıldılar son 2 haftada. 2 senede 2 lig atlamak tarifsiz bir başarıdır.
Asıl önemli olan bundan sonrası...
1- O stadın zemini hiç zaman kaybetmeden değiştirilmeli.
2- Bülent Uygun dolayısıyla bir çok futbolseverin gözünde bir anda antipatikleşen Elazığspor, yine aynı teknik adamla geçen senenin Bucaspor'undan ders çıkarmalı.
Buca'yı yarı yolda bırakan Bülent Uygun, bir Bucaspor maçıyla başka takımın başında şampiyonluk kutlaması gayet ironik oldu.
"Ahanda geldiniz", hoşgeldiniz Gakgoşlar...

Özet:
Haftaya Bank Asya 1. Lig'inde kim iyi kim kötü herşey belli olacak. Uzun uzadıya birşeyler karalayacağımız çok malzeme çıkacak. Onun için fazla açılmıyorum bu hafta.
Çaykur Rizespor - Akhisar Belediyespor maçı, Fenerbahçe - Galatasaray maçı kadar ilgi çekecek haftaya. Şimdiden bu maçı düşündükçe ben heyecanlanıyorum.
100. yılını kutlayan Karşıyaka, çok saçma bir duruma düştü. Son haftaya girilirken ya Giresun yada Karşıyaka 2. Lig'e düşecek. Şaşırttı Karşıyaka.
Karşıyaka - Gaziantep B.B. , Sakaryaspor - Giresunspor maçları bittiğinde ise düşen son takım belli olacak.

2 Mayıs 2012

Yaşasın 1 Mayıs! | Futbol ve Toplumsal Dayanışma

Taksim, belki de son yılların en geniş katılımlı 1 Mayıs’ını geride bıraktı. Şu bir gerçek ki, zulüm, baskı, sömürü arttıkça, kitlesellik de günbegün artacaktır. Bugün, bütün dünya meydanlarında, sömürüye, zulme boyun eğmemenin onurunu taşıyan, insanca yaşama hakkının kutsal olduğu bir dünyanın hayalini haykıranlara selam olsun.. İşçinin ve emekçinin her günü insanca olsun.. 


Dün biz de Taksim’deydik. Taraftar gruplarının veya futbol odaklı toplulukların 1 Mayıs’ta meydanlarda olmasının anlamını tartışanların varlığı karşısında bu durumu irdelemek de gerek. Muazzam bir kitlesel odağın tam ortasında yer alan güzel oyunun gerçek sahibi futbol tribünleri, kitleselliğinin farkına varmalı ve egemenlerin kurguladığı kirli oyunlara karşı sessiz kalmamalıdır. Egemenlerin korkusu, taraftarların toplumsal kimliğinin gelişmesinin ortaya çıkaracaklarının farkında olmalarındandır. Romanya’da çıkarılmak istenilen sağlık yasasına karşı eylemlere çıkan kitlelere, maçtan çıkışta gelen taraftarlar da katılınca, ertesi gün o yasa taslağı geri çekilmek zorunda kalınmıştır. Tekel ve UPS işçilerinin başarıyla sonuçlanan direnişlerinin ardından yayınlanan teşekkür metninde, destek veren taraftar gruplarına ayrı parantez açılmıştır. Tunus’ta Arap baharında yükselen kitle hareketleri esnasında, eylemlerin etkinliğini arttıracağı düşüncesiyle maçlar iptal edilmiştir. Mısırda Al-Ahli takımının taraftar grubu Ultralar, Mübarek karşıtı eylemlerde en ön saflarda yer almış ve Al-Masry ile oynanan maçta bunun bedelini Mübarek’in polis kadrolarının kışkırtmasıyla 74 Al-Ahli taraftarının, Al-Masry taraftarları tarafından öldürülmesiyle ödemiştir. Daha sonra Ultralar’ın yaptığı direniş çağrısıyla geniş kapsamlı bir eylem başlamıştır.  Şimdi futbol, sadece futbol mudur? Hiç sanmıyorum.. 

Başlangıçta işçi sınıfının boş zaman eğlencesi olarak ortaya çıkmış ve önemli bir süre işçi sporu olarak anılmış futbol, günümüzde ticari bir panayıra dönüşmüş ve halktan koparılma noktasına getirilmiştir. Localardaki kaymak tabaka, tribünlerin ruhuyla rekabete girmiş ve taraftar müşteri eksenine oturtulmaya çalışılmıştır. Son zamanlarda yaşanan gelişmelerle, futbolu yönetenlerin hezeyanı doruk noktasına ulaşmıştır. "Farkında" bir taraftar topluluğu, endüstrileşen futbol ve onun egemenlerinin istemediğidir. Onlar sömürülmeye hazır, sadık müşteriler isterler. Bu müşteriler sahneye konulan başı sonu belli oyunun bedelini ödeyerek, aldıkları sahte hazla uyuşan yığınlardır. Ancak ne egemenler, ne de onların uyuşturdukları yığınlar henüz kazanamamışlardır. Paranın çimler üzerindeki kirli hakimiyeti bir yanda dursun, maç öncesi stad köftecisinde, sonrası birahanesinde, bin bir zorlukla gerçekleştirilen deplasman yolculuklarında, omuz omuza gırtlak patlatılan tribünlerde ve meydanlarda bambaşka bir futbol kültürü de, tutkulu bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Umut vermektedir.. 

1 Mayıs’ta meydanlarda, toplumsal dayanışma saflarında yer alan “farkında” futbol taraftarlarına selam olsun… 

Yaşasın 1 Mayıs!


1 Mayıs 2012

Ordu Gol Gol Gol !

2. Hafta | Orduspor 1:0 Manisaspor (11' Stancu)

3. Hafta | İstanbul B.B. 1:1 Orduspor (17' Fatih)

5. Hafta | K. Karabükspor 1:2 Orduspor (21' Stancu, 24' Fatih)

6. Hafta | Orduspor 2:1 Eskişehirspor (48' Stancu, 51' Culio)

7. Hafta | Ankaragücü 0:2 Orduspor (16' Fatih, 49'P Stancu)

8. Hafta | Orduspor 1:1 Bursaspor (90' Yalçın)

9. Hafta | Antalyaspor 1:1 Orduspor (6' Sedat)

13. Hafta | Beşiktaş 2:1 Orduspor (66' Culio)

14. Hafta | Orduspor 1:2 Sivasspor (29' Garcia)

17. Hafta | Trabzonspor 4:1 Orduspor (90' Hakan)

18. Hafta | Orduspor 1:1 Fenerbahçe (18' Stancu)

20. Hafta | Orduspor 1:0 İstanbul B.B. (74' Hakan)

 
22. Hafta | Orduspor 3:2 K. Karabükspor (5' Ali, 24' Culio, 29' Stancu)

 
23. Hafta | Eskişehirspor 0:1 Orduspor (55' Stancu)

24. Hafta | Orduspor 2:0 Ankaragücü (27' Stancu, 45' Hasan)

26. Hafta | Orduspor 3:2 Antalyaspor (7' Hasan, 17' Stancu, 44' Garcia)

28. Hafta | Orduspor 1:0 Kayserispor (47' Yalçın)

30. Hafta | Orduspor 1:1 Beşiktaş (45' Stancu)

31. Hafta | Sivasspor 1:1 Orduspor (34' Javito)

Seneye bu gollerin,
bu sevinçlerin,
kat kat fazlasını
yaşamak dileğiyle...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...