30 Aralık 2013

Teşekkürler Çocuklar... | Orduspor : 2 Şanlıurfaspor : 0


Zorlu lig maratonunun ilk yarısını evimizde Şanlıurfaspor'u 2-0 mağlup ederek 3 puanla kapatmayı başardık. Her iki taraf içinde büyük önem taşıyan bu karşılaşmayı kazanan taraf olan Orduspor, ligin ilk yarısını 36 puanla 3.sırada tamamlayarak başarılı bir performans sergiledi. Sıfırdan oluşan bir kadro ile ekonomik zorluklara rağmen bu başarıyı yakalamak hiçte kolay bir iş değil ! O yüzden vermiş olduğunuz bu onur mücadelesi için, bizlere yaşattığınız bu güzellikler için gönülden TEŞEKKÜRLER ÇOCUKLAR...

Şanlıurfaspor maçında çok iyi bir futbol ortaya koyduğumuz söylenemez. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi rakibin Banahene gibi etkili bir silahından yoksun olması bizim açımızdan büyük bir avantaj oldu. Bizim maça kadar deplasmanda oynadığı 8 maçın 7'sinde gol atmayı başaran Şanlıurfaspor, son 4 deplasman maçında ise sahadan galibiyetle ayrılmıştı. Kazanılan bu son 4 maçın tamamında Banahene'nin golü vardı. Banahene'nin yanı sıra takımın en golcü ismi olan İsmail Haktan'ın kadro dışı bırakılması, Sercan'ın haftalardır formsuz oluşu Şanlıurfaspor'un bu maçta gol yollarında büyük sorun yaşayacağının habercisiydi.

Orduspor'un bu sezon ki en büyük silahının kaptan Anıl olduğunu Şanlıurfaspor karşılaşmasında bir kez daha anladık. Anıl'a bu karşılaşmada büyük görev düşeceğini söylemiştim. Nitekim bir gol atıp bir de asist yapan Anıl, takımı galibiyete taşıyan isim oldu. Maçtan önce ki yazımda "Gençlere taş çıkaran yaşlı kurt Volkan ile Soro'nun oluşturacağı tandemin sağında formda bir Erkan, solunda Ferhat olduğunda bu defansın kolay kolay pozisyon vermediğini bi çok maçta izledik" demiştim, Şanlıurfaspor maçıda o maçlardan biri oldu. PTT 1.Lig'in en iyi defans dörtlüsüne sahip olduğumuz kesin. Ancak orta alanda yine vasatın üstüne çıkamadık. Emre ve Landel yine bizleri şaşırtmadı ! Emre'nin kanat oyuncusu olmadığını bu maçta bir kez daha gördük. Ayrıca her maç daha da kötüye giden Landel, bu karşılaşmada ezdiği ve kaybettiği toplarla kötü gidişatını devam ettirdi. Başta da dediğim gibi çok iyi oynamadık ama seyircimizin desteği ile rakibe fazla fırsat vermeden rahat bir galibiyet aldık diyebiliriz. Ayrıca eski kalecimiz Fevzi'nin bu galibiyette ki payınıda unutmayalım !

Sonuç olarak zorlu bir ilk yarıyı geride bıraktık. 36 puanla ligin ilk yarısını 3.sırada bitirmek bizim için çok iyi bir başarı diyebiliriz. Deplasmanda oynadığı son 4 maçı kazanan Şanlıurfaspor'u, evinde oynadığı son 3 maçı kazanamayan bir ekip olarak mağlup ederek ligin ilk yarısını 3 puanla kapatmak hepimiz için büyük bir moral oldu. Devre arasında transfer yasağımız olduğu için mevcut kadro ile kurtuluşa giden bu yolda mücadelemize devam edeceğiz gibi gözüküyor. Oyuncularımızın birbirleri ile olan dostlukları, her maç öncesi kenetlenmeleri, gol sonrası sevinçleri bu yola yüreklerini koyduklarının en büyük göstergesidir. Umarız lige verilen bu arada özellikle Landel ve Emre kendini sezon başında ki seviyeye yeniden çıkartır. Ayrıca Eren'in ve Ufukhan'ın sahalara geri dönmesini de sabırsızlıkla bekliyorum. Bu takım tam kadro olduğu vakit sezon sonuna kadar zirve yarışının içerisinde olacaktır. Bizlere beklentilerimizin üzerinde biri ilk yarı yaşatan tüm oyuncularımıza ve teknik ekibe DAG Blog adına teşekkür ediyor, yeni yılın hepimize sağlık mutluluk ve ŞAMPİYONLUK getirmesini diliyorum.

29 Aralık 2013

Haftanın Maçı #19 | Orduspor - Şanlıurfaspor

Süper Lige veda etmenin etkisiyle zor bir sezon geçiren Orduspor, bu zorlu maratonun ilk yarısını sahasında oynayacağı Şanlıurfaspor karşılaşması ile geride bırakacak. Yaşanan zorluklara rağmen lige bir çoğumuzun beklemediği şekilde iyi bir başlangıç yapan bu ekip, her ne kadar sonradan bir düşüş yaşasada ligi çok iyi bir noktada bitirmek üzere...



Geçtiğimiz hafta deplasmanda Ankaraspor'a farklı mağlup olarak zirve yolunda büyük bir yara alan Orduspor'un bu hafta ki rakibi ilk 6 mücadelesi veren Şanlıurfaspor. Her iki ekip içinde kritik bir mücadele olacağı kesin ! Lider İstanbul BSB'nin evinde lig üçüncüsü Balıkesirspor ile golsüz berabere kalması, lig ikincisi Ankaraspor'un da deplasmanında puan kaybetmesinin ardından Orduspor'un eline çok önemli bir fırsat geçmiş oldu. Nitekim sahamızda Şanlıurfaspor'u mağlup edersek hem sahamızda ki kötü gidişe bir dur demiş olacağız hem de zirve yarışından kopmamış olacağız. Öyle ki rakiplerimizin puan kaybı yaşadığı bu haftada alınacak bir galibiyet bize 3 puandan çok daha fazlasını verecek.

Ankaraspor maçında cezalı olan Ferhat'ın bu karşılaşmada sahada yerini alacak olması takımın en büyük artısı olacak. Geçen hafta onun yokluğunda savunma hattında ki zaafiyeti hep beraber izledik. Ayrıca diğer bir artımızda geçen hafta son yarım saat sahada yer alabilen kaptan Anıl'ın bu karşılaşmada hazır bir şekilde ilk 11'de yer alacak olması. Takımın kalitesini biliyoruz. Gençlere taş çıkaran yaşlı kurt Volkan ile Soro'nun oluşturacağı tandemin sağında formda bir Erkan, solunda Ferhat olduğunda bu defansın kolay kolay pozisyon vermediğini bi çok maçta izledik. Defans bloğunun önünde yer alan takımın dinamosu Salih'in performansı hemen hemen her maç üst seviyede ve bu maçta da onun performansı yine büyük önem taşıyor.

En büyük sıkıntımız maalesef hücum hattında ! Eren'in yokluğunda sol kanata bi türlü tam anlamıyla çare bulamadık. Son maçlarda Ziya bu kanatta başarılı oldu diyebiliriz. Çizgiye kadar rahat inebilen, süratli bir Ziya bu maçta bizi gol yollarında rahatlatabilir. Orta alanda Bilal'in yetersiz kaldığını Ankaraspor maçında gördük. Buna bir de formsuz Landel ve Emre eklenince Ankaraspor maçında orta alan oyundan çabuk düştü ve hücumda etkisiz kaldık. Bu maçta kaptan Anıl'a büyük iş düşecek. Erkan hoca nasıl bir taktik dener bilinmez ama Emre Aygün'ü artık kanatlarda kullanmamalı ! Ortada yanyana oynayacak Emre ve Anıl ikilisinin ileride Subasiç'i çok daha rahat pozisyona sokacağı kanısındayım.

Şanlıurfaspor'un en golcü isimlerinden Banahene'nin cezalı oluşu, İsmail Haktan'ın kadro dışı kalması bizim için büyük bir avantaj gibi gözüksede rakibin bizim gibi deplasmanda başarılı olduğunu asla unutmamalıyız. Deplasmanda son 4 maçını kazanan Şanlıurfaspor'un bu başarısında ki en etkili silah Banahene'nin yokluğunda oynarsa eğer Youssef'e dikkat etmeliyiz. Belki de hücum olarak bu kadar zayıf bir Şanlıurfaspor'u bir daha yakalayamayız.

Bi tarafta evinde zor kazanan ve gol bulmakta zorlanan Orduspor, diğer tarafta deplasmanda kolay kazanan ve az gol yiyen bir Şanlıurfaspor. Her iki taraf içinde büyük önem taşıyan bu karşılaşmada golü bulan tarafın maçı kazanma ihtimali yüksek ! Rakibin eksikleride göz önüne alındığında ibre bizden yana gözüküyor. Taraftarında desteği ile umarız sezonun ilk yarısını 3 puanla kapatır ve yolumuza emin adımlarla ilerleriz.

23 Aralık 2013

Ankara'da Dağıldık... 4-0

Öncelikle uzun bir aradan sonra tüm #DAG blog takipçilerine yeniden merhaba diyelim. Kendi işlerimizin peşine düşünce ister istemez blogdan biraz uzak kaldık. Geçtiğimiz hafta #DAG blog ekibi olarak Tv 52'de yayınlanan Tam Saha programına konuk olduk. Orduspor'u yakından takip etmemize rağmen ekip olarak uzun bir zamandır birlikte takımı ilk kez değerlendirme fırsatı yakaladık diyebiliriz. Tabir-i caizse pasımızı attık. Gelelim uzun bir aradan sonra yapacağımız maç değerlendirmesine...



Hafta sonu deplasmanda karşılaştığımız lider Ankaraspor karşısında oynadığımız kötü futbolun ardından ligde ki ilk deplasman mağlubiyetimizi farklı bir skorla aldık. Sonuçta deplasmanda ki bu yenilmezlik serisi bir yerde son bulacaktı. Ancak bu mağlubiyetin zirve mücadelesi verdiğimiz Ankaraspor'a karşı hem de farklı bir skorla olması bizleri üzdü. Aslında yaşanan sakatlıkların ve cezalı oyuncuların eksikliğinde alınan bu farklı mağlubiyet bizleri pek fazla şaşırttı diyemeyiz. Son haftalarda takımda ki düşüşün hemen hemen hepimiz farkındayız. Landel'in haftalardır süren formsuzluğu, Eren'in ve Ufukhan'ın uzun süren sakatlığına bir de Anıl'ın sakatlığının dahil olması, üstüne Ferhat'ın kart cezalısı oluşu zor olan Ankaraspor deplasmanını bizler için daha da zor hale getirdi. 

Erkan hoca, kart cezalısı Ferhat'ın yokluğunda sol bek'de genç Canberk'e yer verirken, Ziya'yı kulübeye çekip Selçuk'u ilk 11'e aldı ve Buca maçının aksine orta sahayı biraz daha kalabalık tutmayı tercih etti. İlk 15 dakika oyun dengede gibi gözükse de kadro kalitesi bu dakikadan sonra kendini gösterdi ve daha sonra Ankaraspor oyun üstünlüğünü son dakikaya kadar elden bırakmadı. Kalemizde gördüğümüz ilk golde defans oyuncularının yerini kaybetmesi ve kademe hatası yapması sonucu bomboş pozisyonda Galip, kaleci ile karşı karşıya kaldı ve golü buldu. Ferhat'ın yokluğunda forma şansı bulan Canberk'in sol kanatta fazla ileri çıkması, arada bir yerini kaybetmesi ile Volkan'ın karşılaşmada ki yükü de artmış oldu ve rakip çok rahat pozisyonlar buldu. Haftalardır formsuzluğu devam eden Landel, bu karşılaşmada da pek farklı değildi. Erkan hoca, Bilal ile birlikte orta alan ofansif oynatmaya çalıştığı Selçuk'dan istediği verimi alamayınca ikinci yarının başında onun yerine Ziya'yı oyuna dahil etti. Ziya'nın sola geçmesi ile Emre biraz daha orta alana gelip hücum gücünü arttırmaya çalışsada bu pek başarılı olmadı. Emre'nin ve Landel'in yanı sıra orta alanda üretken olamayan Bilal'in de oyundan düşmesi ile rakip Ankaraspor, 60.dakikadan sonra etkisini daha fazla arttırdı ve çok geçmeden Soro'nun bireysel hatası sonucu farkı ikiye çıkardı. Yenilen ikinci gol takımın gardını tamamen düşürdü ve sonrasında Ankaraspor rahat bir oyunla sahadan farklı galip ayrıldı. Özet olarak haftalardır devam eden form düşüklüğünün ardından Ankara'da dağıldık diyebiliriz. 

Son 5-6 haftadır artarak devam eden form düşüklüğünün ardından alınan bu sonuç bizleri çok üzsede açıkcası pek şaşırtmadı. Sezon içerisinde yaşanan sakatlıklar ve cezalardan dolayı Orduspor'un ilk 11'i hemen hemen her maç mecburiyetten rotasyona uğradı. Erkan hoca yaşanan kadro darlığında bazı oyunculardan asıl mevkileri dışında faydalanmaya çalıştı. Eren'in ve Ufukhan'ın uzun süren sakatlığı, sakatlıktan yeni çıkan Anıl'ın hazır olmayışı, Ferhat'ın cezalı oluşu, Subasiç'in hücum anlamında yetersizliği, Emre'nin, Fomichev'in ve Landel'in formsuzluğu, Soro'nun hatası, Canberk'in yetersiz oluşu... Özetle farklı Ankaraspor yenilgisine çok fazla neden sıralayabiliriz. Kimimiz oyuncuları eleştirebilir, kimimiz ise hocayı. Sonuç olarak takım halinde oynanan kötü bir oyunun ardından lidere farklı mağlup olduk. Ancak unutulmaması gereken şu ki biz bu noktaya yine bu oyuncularla geldik. 

Sezon başında muhtemelen hiç kimse bu takımın 17 maçta 33 puan toplayacağını tahmin etmiyordu. Her takımın sezon içerisinde muhakkak inişili çıkışlı bir dönemi vardır. Bizler Orduspor'un 5-6 haftadır süren formsuzluğunun geçici olduğunu düşünüyoruz. Önemli olan yaşanan puan kayıplarından, alınan mağlubiyetlerden ders çıkarabilmek. Önümüzde zorlu bir Şanlıurfaspor karşılaşması var ve bu maçı kazanarak ligi 36 puanla tamamlarsak ligi bize göre çok çok iyi bir noktada tamamlamış olacağız. O sebepten Ankaraspor mağlubiyetini bir uyarı olarak değerlendirmeli, bu maçtan ders çıkarmalı ve tamamen Şanlıurfaspor maçına odaklanmalıyız. 

26 Kasım 2013

Ve Ekin Özgür!


Dün mutlu haberi veremedik ama Redhack soruşturmasında gözaltına alınan diğer kişilerle beraber Ekin kardeşimiz de serbest bırakıldı. Hepimize geçmiş olsun. Hukukun temek kavramları ile bağdaşmayan bir şekilde, amacının ne olduğunu az çok anlayabildiğimiz, gözaltı süresi içerisinde 14 kişinin ifadeleri dahi alınmadan özel yetkili savcı karşısına çıkarılmasının mantıklı bir açıklaması olamaz. Terör suçu ile savcı karşısına çıkarılan 14 kişinin hepsinin savcı karşısına çıktıktan birkaç saat sonra serbest bırakılması da soruşturmanın ne kadar sığ olduğunun bir göstergesi olsa gerek.

Bütün bunlar bir tarafa dün mutlu haberi almamıza rağmen Ordu yerel basınından ulusal basına ve çeşitli haber sitelerine servis edilen bir haber bizleri oldukça üzdü. Haberin içeriğindeki saçma sapan ifadelerden ve kişinin özel hayatıyla ilgili verilen alakasız bilgilerden dolayı o haberi çeşitli medya organlarına paslayan kendini gazeteci olarak adlandıran bu şahıslara selamlarımızı sunarız. 

Haberde ismi kodlayıp haber içeriğinde Ekin'in fotoğrafına yer veren, hedef gösteren, olayı Orduspor ile bağdaştırıp, haber başlığında özellikle vurgu yaparak amaç ve niyetini açıkça ortaya koyan etikten yoksun, durumdan nasıl kendime pay çıkarırımın hesabını yapan ''gazeteci''nin bu haberi konu sosyal medyada ayyuka çıktıktan sonra yapması da mesleğine ne kadar vakıf olduğunun göstergesi olsa gerek! 

Son olarak haberi yapan şahısa Anayasa'da yer alan aşağıdaki maddeyi hatırlatmak isteriz. Belkide kişisel olarak da tanıdığı bir kişinin özel hayatına ilişkin verdiği bilgilerden, olayı çarpıtmasından dolayı bir tekzip yayınlaması ve özür dilemesi gerektiğini bildirmek isteriz. D.A.G 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Madde 20 - Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

25 Kasım 2013

EKİN'E ÖZGÜRLÜK!

Ekin’e ve düşündüğü gibi yaşadığı için tutsak düşen bütün güzelliklere ÖZGÜRLÜK !


Zihinlere düşürülmek istenen kuşkular… İnsanı en yakınından şüphe duyar hale getirmek isteyen faşizm, bütün küstahlığıyla en yakınınıza kadar dokunur. Hakimiyetini sürdürmek için ihtiyacı olan şey tam olarak budur. Zihnimize tezgahladığı kuşkularla, toplumu en küçük zerresine kadar yalnızlaştırır… İnsanların birbirine güvenmemesinden, bundan korkmasından beslenir faşizm.

Gerçekten adaletin hakim olduğu bir coğrafyada yaşadığınıza halen inanıyorsanız, susabilirsiniz. Masanızdan bir bir alınıp götürülen dostlarınızı tevekkülle uğurlayabilirsiniz.

Asıl olan şu ki, adalet bize unutturalı çok oldu… Faşizm omzumuza kadar dokundu. Tribünde omuz omuza gırtlak patlattığınız, deplasman yolculuklarında hayatı paylaştığınız, “gol” diye bağırıp kendinizi tepesinde bulduğunuz mahalle arkadaşınız Ekin’e dokundu. Zihnindeki güzel düşleri görmek için yazdıklarını okumanızın yeterli olacağı, tek derdi düşündüğü gibi yaşamak olan Ekin’e dokundu. İşte tam da bundan ötürü dokundu…

Biz bu küçük şehirde, boyumuzdan büyük hayaller kurduk… Siz bu hayallere dokundunuz…
Hemen şimdi! Ekin’e ve dokunduğunuz bütün güzelliklere ÖZGÜRLÜK!

“EKİN BAYKAL YALNIZ DEĞİLDİR!” 

Onun çok sevdiği dizelerle…

“...dövüşebilirim. 
doğru bulduğum, haklı bulduğum güzel bulduğum her şey ve herkes için. 

 yaşım başım buna engel değil.”





29 Ekim 2013

10. Hafta | Denizlispor 0:1 Orduspor



Deplasmanda 5'de 5...

Stat: Denizli Atatürk
Hakemler: Suat Arslanboğa, Mehmet Kısal, Özgür Ertem
Denizlispor: Ozan Evrim, Ömer, Bülent, Onur (Dk. 82 Serdar), Kahe, Cihan (Dk. 86 Levent), Süleyman, Saşa Yunis Oğlu, Mert, Mehmet Cansın, Şevki (Dk. 79 Yenal)
Orduspor: Valeriy Fomichev, Ferhat, Bakary Soro, Erkan, Emre (Dk. 85 Adem), Anıl (Dk. 89 Faruk), Hasan (Dk. 75 Ziya), Branimir Subasic, Volkan, Guy Lucien Michel Landel, Bilal
Gol: Dk. 62 Emre
Sarı kartlar: Dk. 23 Volkan, Dk. 68 Emre (Orduspor)

25 Ekim 2013

Haftanın Maçı #10 | Denizlispor vs Orduspor



Bu sene izleyemeyeceğim ilk maçı, yarın Denizli deplasmanı. Denizli Atatürk Stadyumu’nda oynanacak maçın başlama saati 16:30. Hakem, Suat Arslanboğa. Maçı canlı yayınlayacak kanal TRT AVAZ.

Suat Arslanboğa, Denizlispor’a ve Orduspor’a ters gelen bir isim. Arslanboğa yönetiminde Denizlispor sadece 2 galibiyet alırken, 5 mağlubiyet ve 1 beraberlik ile sahadan ayrıldı. Biz ise aynı hakemle 5 maça çıktık, 1 galibiyet 1 beraberlik fe 3 mağlubiyet aldık. 5 maçın 3’ünde ise sahadan kırmızı kart görerek ayrıldık.

Sezona Serdar Dayat yönetiminde başlayan Denizlispor  2 hafta önce Adanaspor maçı sonrasında tamamıyla değişen yönetim ve Yusuf Şimşek takviyeli bir takımla karşımıza çıkacak. Bahsettiğimiz bu takım geçen hafta ligin favorilerinden Mersin İdman Yurdu’nu 1:0 yenmişlerdi deplasmanda. İzlediğimiz bu maç, aslında kolay geçebileceğini düşündüğümüz Denizli deplasmanının o kadar da rahat geçmeyeceğini gösterdi bizlere. Kabul etmek gerekir ki, Denizlispor’un şu anki kadrosu bu lige çok yetersiz gibi görünüyor. Ben Yusuf Şimşekli Denizlispor’un da çok sağlıklı bir futbol oynayacağını sanmıyorum. Ayrı bir hava getirdi takıma, hatta Mersin’de güzelde bir sükse yaptılar ama şu an ellerinde bulunan kadroyla her maçı Mersin İdman Yurdu gibi olmayabilir. O maçta Denizli’den çok Mersin İdman Yurdu maçı kazanmak için çaba göstermediği için böyle bir sonuçla karşı karşıya kaldılar. Yanlış anlaşılmaktan korkuyorum, Denizli’nin galibiyetine kendimce gölge düşürmek değil bu yada onları düşük gösterme çabası da değil. Eminim ki Denizli tarafı da kadrolarının şu an için bir başarı getireceğini düşünmüyordur. Ki Serdar Dayat’ta takımdan ayrılırken “kadro yetersizliğinden” dem vurmuş yönetimin takıma sahip çıkmadığından söz etmişti. Yusuf Şimşek’in öncelikli amacı takımı sağ salim devre arasına götürmek olacaktır. Ve devre arasına kadar ne puan gelirse kardır onlar adına.

Denizli’ye deplasmanda 4’de 4 yapan bir takım olarak gideceğiz. Yazımın başında dedim ya normalde rahat geçmesi beklenen maç bir anda sıkıntı yarattı diye. Güzel bir hava yakaladık takım olarak ve bu havanın bozulmasını istemem doğruyu söylemek gerekirse. Bu kadarda şartlı konuşmayı istemem ama çevremde “beraberlik iyidir” havasında maça bakan insanlar var. Beraberlik maçın gidişatına göre iyi olabilir ama ben şu an kesinlikle galibiyetten yanayım. Başka bir şey düşünemiyorum. Çünkü kazandığımız maçlara bakınca, bu maçı da kazanmamız için hiçbir neden göremiyorum. Haftalar geçtikçe sıkıntılı maçlarımız olacaktır mutlaka. O periyoda girene kadar ne kadar galibiyet alırsak, o dönemlerde puan kaybı lüksümüz fazla olur.

Salih ve Selçuk gibi takıma kaynayan iki isimden yoksun çıkacağız maça. Bu iki ismin aynı anda olmaması Erkan Sözeri’ye çok farklı bir sistem denetebilir. Veya ilk 11’de hiç görmediğimiz bir ismi sahada görebiliriz. Oynadığımız maç sayısı 8 olmasına rağmen birçok sakatlık problemi yaşadık. En basiti 8 haftada bir takımın ilk 2 kalecisi nasıl sakatlanabilir onu gördük. Değinmek istediğim konu şu ki, sakatlanan oyuncularımız yerine kulübeden giren oyuncularımız onları aratmadı. Hatta sakatlar iyileştiğinde dahi formayı kaptırmadılar. Bu, takım içerisinde rekabet bakımında da çok olumlu bir tablo koydu. Daha her şey için erken, bu güzel ortam bozulmaz inşallah. Salih ve Selçuk’tan girdim asıl konuyu unuttum. Eminim yarın bu iki arkadaşımızın yerine oynayacak isimlerde ne Salih’i ne Selçuk’u aratacaktır. Denizlispor cephesinde Ordulu ve 52 numaralı formasıyla gurbetçi Barış Örücü ile Ahmet Arı sarı kart cezalısı.

Denizlispor bu sezon 5 gol attı. Ve bu gollerin hepsi farklı isimlerden geldi.  Oynadıkları hiçbir maçta kırmızı kart görmediler. Şu ana kadar takımın en hırçın isimleri bu maçta cezalı olan Barış ve Ahmet  4 sarı kart gördüler. Kalelerinde 13 gol gördüler. En çok golü ise 46 ve 60.dakikalar arasında kalan 15 dakikalık süreçte buldular. Bu aralıkta 2 gol attılar. Rakipte en çok  süre alan isimler ise, Kahe 810’ Süleyman ve Ömer 787’. Kahe’nin yaşı 31 ve takımın en yaşlı oyuncularından bir tanesi.

Denizlispor ile en son Süper Lig’e çıktığımız sezon olan 2010/2011’in son haftasında Denizli’de karşılaşmıştık ve maçı 1:0 kazanarak play offlara kalmıştık. Maçın tek golü 51.dakikada Mehmet Ayaz’dan gelmişti. Bunlar dışında Denizlispor ile bu sezona kadar 24 kez karşılaştık. Bu maçlarda 12 galibiyet ve 4 beraberlik alırken 8 maçtanda mağlubiyetle ayrıldık. İki takım arasındaki en gollü ve en farklı maç 1985/1986 sezonunda 1. Lig'de Denizli'deki maçta Denizlispor'un 5:1'lik üstünlüğüyle sona erdi.

21 Ekim 2013

Yine Güzeliz | Orduspor 3:0 Fethiyespor




Bozuk bir gün. Karşımızda Fethiyespor. Muğla civarında havalar buradan da kötüydü en son. Geçmiş olsun tabi zarar görenlere. Soğuk bir hava yok  ama aralıklara atıştıran, hızını arttıran yağmurları da hissettik vücudumuzda maç saatine kadar. Tam hasta olmalık bir ortam.  Şahsım adına Ordu’da maç izlemeyeli çok zaman olduğundan ayrı bir heyecan vardı içimde. Her şey yolunda.

Taraftarlar küsmüş, kimlerin ahını aldık bilmiyorum. Acaba Denizlispor’un mu? Yoksa Rizespor’un mu? Stadyumlarının her maç boş olmalarına atıfta bulunarak, çok sataşmışlığım vardı çok iyi hatırlıyorum. Demek ki büyük lokma yemeyecekmişsin. Aynı dönemlerden geçiyoruz. Bu şehir o güveni tekrar nasıl kazanacak takıma karşı zamana bırakmak istiyorum. Bu ilgisizlik hiç hoşuma gitmiyor. Küçük, sakin bir şehrin en büyük eğlencesiydi “2 haftada bir maç olsun da gidelim” düşüncesi. Yok hani takımda iyi gidiyor ama o güvensizlik hissi bitiriyor bizi. 10-20-30 TL’lik bilet fiyatları bu şehire fazla. Daha önce de yaşadık. Israrla aynı hatalar, ders alınmalı. Alınmıyor. Ben öğrenci olsam, 10 lira para vereceğim, üzerine kale arkasında 90 dakika ıslanacağım. Giderim televizyondan izlerim, takıma çok sadık bir birey değilsem. 2006 yılında bitirilip, koltuklanmıştı en son tribünler. O tarihten bu yana hiç değiştirilmedi koltuklar. Hadi değiştirilmiyor, onu geçtim de naçizane fikrim en azından boyansa, bir bakılsa. Çok masraflı olmasa gerek. Taraftarı stada çekecek cazip hamleler yapılsa. Onlar da yok.

Bir eleştirim Biletix’e. Biletlerin üzerine basılan Orduspor logosu güncel değil. Kurumsallaşma adına önemli işler yapan yönetim bu hususa dikkat etmeli.

Bu ligde her zaman temkinli olunması gerektiğini en iyi bilenlerdeniz. Maçın mutlak favorisiyiz ama takılırız korkusunu yaşamıyor değildik içten içe. Futbolcularımız bu korkuyu yaşatmadılar, maçı çok erken kopardılar. Zira dakikalar 20’yi gösterdiğinde maç 2:0’a gelmiş bulunmaktaydı. Ve daha çok gelseydik rakip kaleye daha çok gol atacak havasında çok rahat bir oyun ortaya koyuyorduk. Olurda bu ligden çıkarsak bu sene Ferhat ve Anıl gibi ekstra oyuncularımızın olmasının payı %50’den fazla olacaktır. Bir sol bekte ne ararsın? Hele ki ülkende bulunan takımların 2/3’ünün en büyük sorunu sol bek eksikliği iken. Süper Lig’de zaten sırıtmıyordu da, Ferhat bu lige yaptıklarıyla çok çok fazla. Bugün bunu çok net gördük. Gün boyunca Ferhat ne kadar akıllı işler yaptıysa bir süre önünde oynayan Emre Aygün o kadar bozdu onu. Emre Aygün, bize ilk geldiği zaman ki Emre değil. Akan oyunu yavaşlatıyor. Atağa kalkacak takımı geri çekiyor. İlk yarım saatten sonra Landel’le yer değişimleri oldu da sol kanat işlemeye başladı.

Ligde sondan 2. Sırada bulunan Fethiyespor’da bireysel anlamda Ali Dere, Ufuk Bayraktar, Artun Akçakın ve Krasniqi ile ön plana çıkan isimler olsa da takımın geneli bu oyunculara ayak uyduramayınca ortaya çok kötü bir oyun çıktı. Kahramanmaraşspor maçının kopyası oldu Fethyespor maçı bizim için. Erken koparılan maç ve sonrası rölantide giden bir maç. Tek farkı Fethiyespor, farkı indirebilecek duran top organizasyonları da da çok kötüydü. Fark açma, averaj yapma derdimiz yok. İyi & Kötü bakacağız.

Ligin çok başı. Son yıllarda erken gaza gelmenin ceremesini çektik, bu sene biraz daha ağır başlıyız. Güzeliz, lideriz, her şey süper. Sınırlı olan kadromuza bu tür rahat giden maçlarda Ziya’yı, Reha’yı monte etmeliyiz. Hali hazırda transfer yasağımız varken 36 hafta aynı oyunculardan aynı performans? İmkanı yok. Bugün iyiyiz ama yarının garantisi yok. Selçuk ve Salih haftaya cezalı. Bu sıkıntıyı eminim ki teknik heyette görüyordur, Emre yerine giren Ziya’nın 15 dakikada neler yaptığını hepimiz gördük.

Eve gidince özetlere bakınca Bilal’in “penaltıyı sen at” dediklerindeki yüz ifadesi çok hoştu. Umutluyum ben takımdan. Hadi hayırlısı….

Maçtan karelere ulaşmak için buradan devam ediyorsunuz.

 ***

Stad: Ordu 19 Eylül
Hakemler: Mustafa Öğretmenoğlu,  Hakan Eygü, Mehmet Kapluhan
Orduspor: Valeriy Fomichev, Erkan Sekman, Ferhat Öztorun, Bakary Soro, Volkan Koçaloğlu, Salih Sefercik, Selahattin Selçuk Özkan (70.dakika Hasan Üçüncü), Guy Lucien Michel Landel, Emre Aygün (75.dakika Ziya Alkurt) , Anıl Taşdemir (86.dakika Bilal Türkgüler), Branimir Subasic.
Fethiyespor: Sammy Ndjock, Hakan Ateş, Sabri Gümüşsoy, Birol Parlak, Gökhan Dinçer, Liridon Krasniqi, Barış Ataş, Ali Dere (76.dakika Emre Okur), Onur Okan, Ufuk Bayraktar (90.dakika Emre Öztürk), Artun Akçakın.
Sarı Kartlar: 23.dakika Salih Sefercik, 60.dakika Selçuk Özkan,75.dakika Anıl Taşdemir, 80.dakika Hasan Üçüncü (Orduspor) 17.dakika Liridon Krasniqi (64.dakika Ahmet Aras), 20.dakika Artun Akçakın, 65.dakika Sabri Gümüşsoy, 75.dakika Birol Parlak (Fethiyespor)
Kırmızı Kart: 81.dakika Birol Parlak (Fethiyespor)
Goller: 17.dakika Anıl Taşdemir (P), 20.dakika Guy Lucien Michel Landel, 90+3 Bilal Türkgüler (P) (Orduspor)

19 Ekim 2013

Haftanın Maçı #8 | Orduspor vs Fethiyespor


Blog ekibi olarak son zamanlarda bloğu bayağı bir boşladık. Hüseyin de olmasa buralar boş kalacak. Bir hafta es verdikten sonra yeniden buralardayız.  Takım sezona iyi başladı ama sanırım biz biraz geç form tutacağız. 

Bugün saat 14:00'de kendi evimizde Fethiyespor ile oynayacağız. Maçı TRT-Spor yayınlayacak. Aslında kağıt üzerinde favori biziz ama maç kağıt üzerinde kazanılmıyor. Fethiyespor 9 haftada sadece 4 puan toplayabildi ve ligde 18. sırada. Belki şu an için konuşmak erken ama düşecek takımlar arasında gösteriliyorlar. Maça da bu psikoloji ile çıkacaklar. Bu nedenle oyun disiplininden asla ve asla kopmamamız gerekiyor. Bu haftalar artık ligde kopmaların başladığı haftalardır. Biz 2 sene süper ligde bu kopmalarda hep hüsran yaşadık. Neyse ki geçen hafta Tavşanlı Linyitspor'u yenerek bir nebze olsun şeytanın bacağını kırdık.İnşallah yarınki maçla devam edecek. Bizim için bu maçın başka bir önemi ise rakiplerimiz olan  Balıkesirspor'un ve Ankaraspor'un bugün yenilmeleri. Yarın tabiri caizse 9 puanlık bir maça çıkacağız. Lig uzun bir maraton ama önümüze böyle bir fırsat bir daha gelmeyebilir bu nedenle yarın futbolcusundan yöneticisine amigosundan taraftarına kadar herkes tek yürek olup kenetlenmemiz lazım. Özellikle taraftarlarımızın üzerlerindeki ölü toprağını atması lazım. 2 seneden beri yokları oynayan taraftarımız  bu sene de kaldığı yerden devam ediyor. Keşke bedava bilet peşinde koşanlar, bedava biletin peşinden koştukları kadar  armanın da peşinde koşsalar...


Takımımıza gelecek olursak Eren Özen dışında eksik futbolcumuz yok. Yarın kim oynar kestirmek çok zor. Kaleci Ferhat Odabaşı ve Alişan Şeker iyileşti ama antrenman eksiklikleri var. Hoca tercihini yine Fomichev'den yana mı kullanacak yoksa Ferhat tekrar kaleye mi geçecek onu yarın göreceğiz.  Defans dörtlümüzde değişiklik olacağını zannetmiyorum ama Volkan'ın yerine Ufukhan oynayabilir. Orta sahada ise Selçuk, Landel, Salih ve Anıl'ın yeri garanti  ama kanatlarda kim oynar kestirmek zor. Subasic veya Emre Aygün'den birisi de büyük ihtimal Eren'in yokluğunda orta sahada oynar. Forvette de Alex Ionita... Selçuk, Erkan Sekman ve Salih bu maçta kart görmeleri halinde haftaya Denizlispor ile oynayacağımız maçta forma giyemecekler. Tek temennim Salih ve Selçuk'un ikisinin birlikte kart görmemesi.. Denizlispor maçında ikisinin de olmaması işimizi zorlaştırır..

Rakip Fethiyespor'da ise tehlike çanları çalmaya başladı. Yarınki maçta kart cezalısı Sabri Turgut ile sakatlıkları süren Patrick Etoga ve Aykut Turan maçta oynayamayacaklar. En tehlikeli oyuncuları ise kuşkusuz Onur Okan ile Artun Akçakın. Fethiyespor'un attığı 9 golün 6'sında bu ikilinin imzası var. Artun fizik gücü ile defansımızı zorlayabilir. Onur Okan'a ise boş alan bırakırsak cezayı kesebilir. Bu iki oyuncuyu durdurursak ve ilerde son vuruşları düzgün yapabilirsek maçı kazanmamız içten bile değil..

Ne diyelim Allah yardımcımız olsun. İnşallah yarınki maçtan da alnımızın akıyla çıkarız. İnanmak başarmanın yarısıdır derler. Benim takıma ve Erkan hocaya güvenim tam. 38 haftalık zorlu maratonun ardından Süper Lige ÇI-KA-CA-ĞIZ!!! Ordululara rağmen, Ordulularla birlikte, Orduspor'u, Ordu ile birlikte yukarılara taşıyacağız!!! ve bunu hep birlikte; yönetimi, taraftarı, futbolcusu ve teknik ekibi ile birlikte yapacağız!!!

29 Eylül 2013

Nazar Boncuğu | Orduspor 0 - 1 İstanbul B.Ş.B

Bu taraftar küme düşerken sırıtan futbolcu gördü. İlk mağlubiyeti aldık, tüm takım yere yattı. Sizin güzel yüreklerinizde saklı Şampiyonluk...!

Kötü oynamadık. En azından Kahramanmaraş maçından daha kötü oynamadık bence. Ama bir şeyler eksikti. Landel'in yaptığı bireysel hatanın cezasını kesti Belediyespor. Avantajı ele aldıktan sonra da temkinli oynayarak maçı kazandılar. Beraberliği, hatta galibiyeti getirecek pozisyonları ön tarafta çok üretken olamamıza rağmen bulduk ama geçtiğimiz hafta yanımızda olan şans bu hafta bize sırtını döndü, top kaleye girmedi. Halis Özkahya da zaten aleyhimize işleyen dakikalara yaptığı ince müdahalelerle maçı baltalayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.

Lige oldukça iyi başladık. Çoğumuz böyle bir başlangıcı hayal dahi etmiyorduk. Böylesine birbirine bağlı, armayı sahiplenen, taraftarla sosyal medya üzerinden kenetlenen, adam gibi adamlardan oluşan bir takım da beklemiyorduk...  Ama ligde 7 hafta geride kalırken bir Orduspor taraftarı olarak bu takımı her şeyiyle benimsedi çoğumuz. Takımda kendimizi görüyoruz.

Dün maçın ardından hepsinin sahada yıkılıp kalması... Alışkın değiliz uzun zamandır böyle şeylere biz. Göz göre göre küme düşmemize neden olan futbolcu topluluğunu hatırlayınca ortaya çıkan bu takım çok fazla geliyor bana. Bizi diğerlerinden ayıracak, bir adım öne çıkmamızı sağlayacak en önemli şey bu özelliğimiz olacak. Tek sorun, takımdaki bu havanın şehirde olmaması. Tamam küme düştük, hayal kırıklığı yaşadık ama bir kendimize gelelim artık. Şu futbolcu topluluğuna hissettirelim maneviyatımızı. Milyonları alıp bizi kepaze edenleri bastık bağrımıza, bu takımdan esirgemeyelim!

İlk başta da belirttiğim gibi futbol olarak çok kötü değildik dün. Anıl'ın maçın içine girememesi, Emre'nin formsuzluğu, Alex'in ön tarafta tehlikeli noktalarda topla buluşamaması, Eren'in üretkenlikten uzak olması... Madde madde sayınca bütün bu olumsuzluklara rağmen oyunun belli bölümlerinde oyunu Belediye'nin yarı alanına yıktık. Kadromuz dar. Sayı olarak geniş bir kadroya sahibiz ama nitelik olarak maalesef eksiklerin yerini dolduramıyoruz. Rakip Ömer Can Sokullu gibi bir isimle oyuna müdahale etti örneğin. Hatta Tom gibi oyunun kaderini her an değiştirebilecek bir futbolcuları oyuna dahi girmedi. Biz ise Ufukhan'ı forvet olarak kullanıp, Reha'ya ilk defa görev verdik. Görev almayan veya çok fazla forma giymemiş isimleri bir şekilde takıma kazandırmalıyız. Örneğin sezon başında adını sıkça duyduğumuz Ziya Alkurt, yavaş yavaş forma giymeye başlayan Faruk, Reha, Hüseyin Kuday... Devre arası transfer de yapamayacağımıza göre elimizdeki kadroyu kullanmaktan başka çaremiz yok.

Sezonun ilk mağlubiyeti... Son da olmayacak. Tavşanlı deplasmanından mutlu dönüp, Fethiye maçıyla yolumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz.  İnanıyorum ben...

ORDUSPOR: 0 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR: 1 Stat: 19 Eylül Hakemler: Halis Özkahya, Mehmet Şahan Yılmaz, Emin Yıldırım 
Orduspor: Komichev, Ferhat, Soro, Erkan, Emre (Dk. 75 Ufukhan), Ionita, Anıl (Dk. 84 Reha), Eren (Dk. 64 Faruk), Volkan, Landel, Salih İstanbul Büyükşehir Belediyespor: Eser, Can, Visca, Zeki, Mehmet, Lima da Silva (Dk.76 Tayfun), Mustafa (Dk.81 Fevzi) Alaattin (Dk. 61 Ömer), Alparslan, Rıdvan, Gençer 
Gol: Dk. 43 Mustafa ( İstanbul Büyükşehir Belediyespor) Sarı kartlar: Dk. 19 Salih, Dk. 40 Soro, Dk.78 Landel (Orduspor), Dk. 37 Zeki, Dk. 40 Can, Dk.90 Rıdvan (İstanbul Büyükşehir Belediyespor)

23 Eylül 2013

Yeni Lider, Yine Lider | Kahramanmaraşspor 2:3 Orduspor




Tam 12 saat süren Kahramanmaraş günlüğünü mutlu son ile kapattık.Hem Orduspor olarak tüm camia, hem yeni bir şehri ve yeni yeni insanları tanımanın mutluluğuyla benim adıma çok güzel bir gün oldu. Karadeniz’in genelinde yağan yağmurun aksine Kahramanmaraş ve etrafına henüz sonbahar gelmemişti. Eve gelince aynaya baktığımda, yüzümü kıpkırmızı yapacak derecede sıcak bir gün geçirdik.

Kahramanmaraş’a ilk geldiğinizde göreceğiniz tablo, bir yama üzerine kurulmuş şehir olacaktır. Şehrin önemli yerlerine varabilmek için sürekli yokuş yukarı caddeleri arşınlamanız gerekecek. Kabaca turlamaya kalkıştığınız zaman şehir merkezini 2 saatte bitirebiliyorsunuz.

Hanefi Mahçiçek Stadyumu şehrin dışında bir konuma sahip.Stadyuma varabilmek için kaç kilometre yol yürüdüm bilmiyorum ama şikayetçi değilim. Önemli olan stadyumu bulmaktı, bulduk. Hala stadyumda eski tip, elle değiştirilen skor tabelası kullanıyor. Etrafında in cin top oynamasını, su içecek bir büfesi dahi olmamasını geçiyorum, hangi akla mantığa sığar bilmesem de deplasman tribününe bilet basmamak tam bir fiyaskoydu. Kendi adıma unutulmayacak güzellikte diyaloglar yaşamadım değil bilet olayında. Deplasman için ayrılan bölümde polis ve özel güvenlik elemanlarını vermişler;
“ – ee nasıl gireceğiz abi?
+  yav sende kapalıda izle daha konforlu.”
Siz neden ordasınız?. Bilet satılan kutularda yaşanılan diyaloglar daha faciaydı mesela. İlk gişede;
“ – abi deplasman tarafına bilet nereden bulacağım.
+ kardeş orası taraftar için.
- e ben taraftarım zaten.
+ Haa. Ordulu musun. Bilmiyorum ki diğer tarafta gişe var oraya sorsana.”
 Stad girişinde bir gişe daha vardı. İlk geldiğimde içerisinde kimse yoktu da ikinci uğrayışımda bir arkadaşı buldum, durumu anlattım.
“ – Abi valla biz size bilet basmadık.
+ Neden?
-         -   Sizin yönetim maça taraftar gelmeyeceğini bildirdi, bizde bilet çıkarmadık oraya.”

Ortada bir sıkıntı vardı. Belki Kahramanmaraş tarafından kaynaklı, belki bizden.  Federasyon yetkilisini bulup, durumu anlattığımda “olmaz öyle saçmalık” deyip yardımını esirgemedi. Bizler ise kapı önünde yaklaşık 2 saat bekledikten sonra Hanefi Mahçiçek Stadyumu’na ayak basmanın mutluluğunu yaşadık. Hanefi Mahçiçek Stadyumu’nda Kahramanmaraşspor geçici olarak misafir, onu belirtelim. Asıl stadyumları tam şehrin içerisinde, güzel bir konuma sahip. Şu an stat yenileme çalışmaları nedeniyle Belediye stadyumundalar. Zararını görüyorlar bence. Şehrin belli bir potansiyeli olmasa da, olmayan potansiyel şehir dışındaki stadyum nedeniyle sıfıra iniyor. Belli gruplar dışında, halkla bütünleşemiyor Kahramanmaraşspor. Gaziantep’te geçirdiğim 2,5 sene içerisinde çok net görebildim ki bazı şeyleri, bu civar insanları şehir takımlarına karşı ya küsler ya ilgisizler. Oysa, ne kadar lige kötü başlamış olsalar da, geçen seneyi şampiyon bitiren bir şehrin taraftarı bu kadar çabuk pes etmemeliydi. Bir yerde hak veriyorum, dün izleyip 2 gol yediğimiz Kahramanmaraşspor, ligin en kötü top oynayan takımlardan bir tanesi. Toparlamalarını umuyorum, yanılmam inşallah.

Gayette sıcak bir havada oynadık maçı, yazının başında bahsetmiştim. Güneş tribünde bizleri etkilediği kadar sahada futbolcuları da etkilemiştir muhtemelen. Sahanın zemini de kötü olunca da kazanmak daha da zorlaşacaktı. “Ne top oyniiik laa” dediğimiz dakikalarda Landel ile golü buluyor, gole sevinemeden, eski oyuncumuz Sinan’ın attığı frikik golüne engel olamıyorduk. İlk yarı için konuşuyorum, tam tıkırında işleyen bir makine vardı sahada Kahramanmaraşspor karşısında. Bu kadar güzel oyun, bu kadar güzel paslaşmalar, erken havaya girmek beni korkutuyor ama insan ister istemez maç içerisinde dahi İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçını düşünmeye başlıyordu. Bu maçı kazansak, o maçı kazansak. Daha yol uzun…

Leblebi gibi goller atılıyordu Hanefi Mahçiçek’te. Eren ve Anıl’ın attığı frikik golleri maçı ilk yarıda 3:1’e getirmişti. 4 gol vardı, 3’ü frikikten gelmişti. Bizlerin keyfi yerinde, Kahramanmaraş halkı hakeme öfkeli. Süper Lig’e çıktığımız seneyi hatırlarsak, her mevkiden oyuncumuz skora katkıda bulunuyordu. Bu sene maalesef forvette vasatız ama orta alan oyuncularımız sayesinde gelirsek bir yerlere geleceğiz.

Rakibimiz kötü, maçı kazanacağımız aşikar. Lakin 2.yarıda bu kadar rölantiye alınan oyun içinde hiçbir açıklamayı mantık sınırları içerisinde bulamam. Bu kadar kötü bir rakip varken karşımızda, “atabileceğiniz kadar atın” demiyorum da, böylesi olmaz işte. Maçın son 6 dakikasında yaşanılan stresi ve sıkıntıyı hak etmedik. Biliyorduk, karşımızdaki takım normal yollarla gol atabilecek durumda değildi. Duran toptan ne atsak kar düşüncelerindeydiler, başardılar. Ne gerek vardı?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...