3 Temmuz 2013

u20 Dünya Kupası 2. Tur | Fransa 4:1 Türkiye

Futbolsuz geçen yaz aylarını futbolla dolduran bir organizasyon var malumunuz bu sene ülkemizde. "Yıldızlar buradan yükseliyor" sloganıyla birşeyler yapılmaya çalışılsada tam manasıyla sınıfta kaldığımız aşikar. Böyle bir organizasyon, milli maç öncesi anons arabalarıyla "Haydi Antep maça!" şeklinde, amatörce yapılmamalıydı. İnsanlar maçlara sadece maç izlemek için gitmeseydi mesela. Onları cezbedecek, stadyumlara çekecek faaliyetler yapılabilirdi maç öncesinde, maç sonrasında. Şehir seçimlerinde yanlışlar vardı mesela. Gaziantep, Bursa, Antalya, İstanbul gibi futbola doymuş şehirlerde oynanırsa stadyumların bomboş kalması gayet normal karşılanır. Görünen o ki biz futbol ülkesi değiliz. Biz şehrimizin, tuttuğumuz takımın milliyetçisiyiz. Bize kavga lazım. Elin takımlarının yaşı küçük oyuncuları gelmiş, gidin 30-40 lira bilet parası verin maçları izleyin. İzlemezler. Bu sene Süper Lig maçları boş tribünlere oynarken, bu turnuvada tribünlerin dolu olacağına inananlar var mıydı bilmiyorum. Böylesine futbola doymuş şehirler dışında, İç Anadolu'da Trakya'da, Karadeniz'de yıllardır şehrinde futbol olarak büyük organizasyonlara hasret yerler seçilseydi, hem yöre halkı güncel şehirlere göre daha çok ilgi gösterir, hem bahanesiyle yeni stadyumlara yeni tesislere kavuşurlardı. Sonuçta bu turnuvaya stadyum kriterleri olarak bakarsak çok ahım şahım stadyumlarda oynanmadığını göreceğiz. Antalya Üniversite Stadyumu'nda FİFA böyle bir organizasyona izin veriyorsa, stadyumu olmayan bir şehire bu bahaneyle kalbur üstü bir stadyumda yapılabilirdi fazla maliyetsiz. Organizasyonda gerçekten çok büyük sıkıntılar var. Gün içerisinde 2 maç izliyorsun bir biletle. Ve bu 2 maç toplamda 18.00da başlayıp 23.00'da bitiyor. Sen bu saate kadar stadyumda duruyorsun ve dışarı çıkamıyorsun. Yemek yiyemiyorsun, aç kalıyorsun. Ortada 2 maç, elinde bir bilet. Çıkarsan giremiyorsun. Mantık güzel. Tribünler sonra boş. Ayrıca bizim ülkemizde kimse 30-40 lira veripte bu maçları izlemez. Bu u20'lerin abileri gelse yine izlemezler. Futbolu sevmiyoruz.

TFF, bugün sitesinde Gaziantep halkına teşekkür etmiş. Maçı izleyenler görmüştür turnuvanın en kalabalık maçını oynadı Türkiye ile Fransa. Yersen. Stadyuma biletli olarak 4 bin kişi ya girdi ya girmedi. Gün içersinde herkesin elinde bedava biletler dolaşıyordu, bazı akıllılar bu bedava biletleri parayla satmaya çalışıyordu. Maç başlarken tribünler yine boş kaldı, kapılar açıldı. Organizasyon tam bir balon. Elini kolunu sallayan herkes içeri alındıktan sonra sahaya pet şişede atılır, Feyyaz İstifa diyede tempo tutulur :)

Milli takımın bu maça kadar olan bir maçını dahi izlemedim. Yapılan yorumlar eşliğinde çok kötü bir takım olduığumuzu ve bu maçta şansımızın olmadığı herkesin dilinde olan birşeydi. Sahaya çıkan çoğu futbolcuyu tanımıyordum bile ama Salih, Kerim ve Artun gibi isimlerin yedek çıkması bana bile tuhaf gelmişti. İzlemediğimden herhalde diye düşündüm. İki takım sahaya çıktığında aradaki siklet farkı ilk bakışta belli oluyordu. Fransa'nın saha içindeki boy ortalaması 1.80 falan olmalıydı. Birde o kadroda gerçek Fransız var mıydı ? Düdükten önce dua eden 3 Fransız oyuncuya gözümüz takılmadı değil. Aradaki cüsse farkı maç içerisinde de çoğu anda belli etti kendini. Tekniksiz ve taktiksiz bir takım olduğumuz, öylesine uzun boylu bir defansa karşı ısrarla havadan oynamaya kalkışmamızdan belliydi. Fransa daha 15. dakikada kalemize 5 - 6 şut çekmiş ve bunalrın neredeyse hepsi kalemizi bulmuştu. Kalemizi koruyan Aykut bu maça kadar gayet iyi bir oyun sergilemiş ama ben ilk defa izledim kendisini. Aşırı heyecanlıydı, heyecanını da çok belli etti ve maç boyunca bu heyecanı üzerinden atamadı. Kalecimizin bu heyecanı rakibe daha çok cesaret verdi. Göztepeli Halil vardı birde, pek futbolcu gibi değildi. Torpille oyuncu alındı cümlesine inanır oldum şu oyuncuları görünce. 14 numaralı forvetimiz, tek golümüzü attı atmasına ama kaçıordıklarına ne demeli bilmiyorum.Torpille futbolcu seçimi yapıldıysa en büyük torpil kendisindeydi sanırım. İlk yarı 2:0 aleyhimize sonuçlanınca oyuna giren Salih ve Kerim ilk 20 dakika oyunu lehimize çevirdi ama durumun ciddiyetine varan Fransa oyunu toparlayıp kalemize 2 gol daha bırakarak ve bir penaltı kaçırarak sahadan 4:1 galip ayrıldı.

Dün oynanan maç Türk futbolunun neden gelişmediğinin ve gelişmeyeceğinin en büyük örneğiydi. Bizim küçüklerimizde abilerinin yolunda emin adımlarla gidiyorlar şüphesiz ki.

Son olarak yine dün oynanan Yunanistan - Özbekistan maçından bir kareyle bitiriyoruz yazıyı. İyi akşamlar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...