4. Hafta Gaziantep B.B. 0-0 Orduspor

Antep'den 1 puanla dönüldü 4. hafta maçında. Peki kazanılan 1 puan mıdır bu maçta? Yoksa Antep'de bıraktığımız 2 puan mıdır? Kağıt üstünde baksak deplasmanda alınan 1 puan iyidir. Ama böyle bir oyunla bırakılan 2 puan? Peki ya bu maçın adamının Fevzi olması? Bizi Fevzi kurtardı demek? Ha o zamanda kazanılan 1 puan işte !

Antep Belediye'nin ters takım olduğunu söylemiştik zaten. Dengesiz bi takım, hiç bir maçları için kesin şu kazanır şu kaybeder diyemezsiniz. Kolay maç olmayacağıda belliydi. 3 maçta aldıkları 1 puanında ölçü olmayacağıda belliydi. Diri takım Antep kolay kolay kopmuyorlar oyundan. Zira bu maçta öne geçsek bile rahat bir maç olmayacaktı. Önede geçemedik zaten. Deplasmanda o kadar pozisyona giriyorsan bir tanesini atacaksın arkadaş. Deplasmanda oynayıp, kendi sahandaymışsın gibi rahat top oynuyorsan o top bi şekilde ağlara gitmeli. Hakem vermiyorsa eğer verdirene kadar girmeliydi. Olmadı. Golün her türlüsünü kaçırdık. Boş kaleye bile atamadık. Fırat kurtardığı toplar sonrası aşırı bir özgüven yakalamış belli. Uçanı kaçanı tuttu, olmadı kendide uçtu. İşte böyle bi maçta 2 puan bıraktık Antep'de.

Bilmiyorum belki Antep'de beraberliğe razıydı bu maçın sonlarına doğru. Ama bi dakika! Dakika 84, çalan bi düdük hoop penaltı!... 3 puan diye saldırırken 1 puanda gitti iyi mi. Yada ulan şu kaçırdığımız gollerden birisi girseydi berabere dönseydik bari. O penaltı atılıncaya kadar geçen 1 dakikada hepimiz aynı şeyleri düşündük galiba. Ama Fevzi gerçekten bu ligin üstünde bir kaleci. Hele geçen seneye kadar kalemizi koruyanları hatırladıkça daha çok seviyorum Fevzi'yi. Evet kurtardı penaltıyı. Hemde çok rahat bi şekilde. Uğur ERDOĞAN'ın da kötü vuruşunun payı var bunda. Tabi burada konuşulması gereken başka bir konu, oyuna sonradan giren bir adama böylesine kritik bir dakikada penaltı kullandırmak ne kadar mantıklıdır? Bence pek değil... Ha Fevzi demiştik, o kurtarmaya devam ediyor tabi. Penaltıdan sonra çıkardığı net bi pozisyon daha var.
Evet... Maçın adamısın Fevzi... Eh bu pencereden de bakınca kazanılan 1 puandır Antep'de.

Böylesi tuhaf bir maç oynadık işte bu hafta. Ne sevindik ne üzüldük. Denizli'nin yenmesiyle moralimiz bozuldu belki ama Rize - Erciyes maçındaki beraberlik bi nebze teselli oldu. 4. hafta sonunda 2. sıradayız... Olsun lig sonunda biz buna da razıyız.

Ve Mesut ÇARIK... E tabi sadece sen değilsin senin yardımcılarında.. Art niyet aramıyorum ama hafta sonu kazandığımız 1 puanı bile elimizden almak için herşeyi denediniz. Sizin adınıza üzgünüm. Olmadı... 3 dakikalık özetlerde biz bunları gördükte kim bilir görmediklerimizde nasıldınız? Verilmeyen golümüz tam bir fiyaskodur ve verilen penaltı. İlahi adalet girmedi işte o penaltı... Mesut ÇARIK'a bundan sonra ne zaman maç verilecek bu maç hangi maç olacak bakalım zaman gösterecek.

Aslında pek taktiksel konuşmak istemiyorum. Çünkü yazı daha bir şahsileşiyor. Ama söylemek istediklerim var. Uğur hoca ısrarla tek forvet oynatacaksa bu takımı bence o tek adam Ahmet GÜVEN olmalı. Kostovski'yle olmuyor çünkü. Yani Kostovki tek forvet adamı değil. Direk santrofor, gelene ayak uzatacak, kafa vuracak. Ama biz bu adamı koşturuyoruz. Orta sahaya bile geliyor bazen. İzlediğim maçlarda Uğur hocanın istediği bu işi Ahmet daha iyi yapar gibi. Ha bana kalsa takımı hep çift forvet oynatırım ama hocanın elbet bi bildiği vardır. Deli gibi goller kaçıyor yani bu maçta çok rahat gol atabileceğimiz belli ama bi şekilde girmiyor top. Daha fazla saldırmamız gerekti. Yani çift forvete dönme işini 80. dakikadan sonra değil daha erken yapmalıydık.
Birde Volkan var tabi. İyi niyetli oynuyor kabuldur. Elinden geleni yapmaya çalışıyor. Mücadeleside üst düzey. Ama oyunu çok yavaşlatıyor hiç olmadık yerlerde yaptığı pas hatalarıda yanında cabası. Uğur hoca Volkan inadından vazgeçmeli. Bizler Bilal'i unutmadık. Geçen sene tribünlerin her maç Bilal Bilal diye bağırdığınıda. Unutmayalım bunları. Volkan'dan daha çok yarar sağlar Bilal şu haliyle. Zaten oyuna girdi 2 net pozisyona soktu takımı. Bu hafta Rize maçında takımda bir iki değişiklik bekliyorum. Bunların biride yani gönlümden geçeni Volkan - Bilal değişikliğidir.