28 Temmuz 2010

Muarem Muarem Ordusporumuzda


Daha onceki yazilarimizda Jovan kostovski haberini vermistik.Aslinda bizler Muarem transferinide biliyorduk fakat idmana cikana kadar sakli kalmasini rican eden sevdigimiz insanlari kirmamak uzere sizinle paylasmadik.Muarem Muarem transferinin oncesini sonrasini aktaracaz siz sevgili renkdaslarimiza.2 hafta once gelen ilk isim Muarem idi fakat Jovan transferi Muarem den once bitti.2 Makedon oyuncumuz kampa katilmis bulunmaktalar.Aslinda her iki oyuncuyuda videolardan tahlil etmek gercek bir degerlendirme olacagini soyliyemeyiz gel gelelim bizim beklentilerimiz ne olabilir bu oyunculardan ortasaha ve forvet bolgelerine yapilan biri ortasahanin ortasi Muarem diger oyuncumuz Jovan forvet icin begenilip alinan oyuncularimiz.Aslinda Jovan geldigi takimda doyurucu sureler almis ve daha sonra Yunanistan ekibine kiralanmis.Peki ya Muarem icin ne soyliyebiliriz genc milli takimlarda Turkiye karsi oynamis bir golu de bulanmakta olan yeni ortasaha oyuncumuz icin aslinda oyunu cift yonlu oyniyabilen genc bir isim.Gelen referanslarin ve daha onceki bursaspor deneme ve transfer niyeti ile ayrica Ertugrul hocadan gerekli bilgiler Muarem icinde pozitif oldugu gibi her iki transferinde ilk intibada olumlu olacagina dair suphem yok tabiki sakatlik durumlari yasamaz ise bizim makedonlar takimi forse ederek bizleri ust siralara tasiyacaklarinada eminim.Tum camiamiza hayirli ugurlu olmasini diler gelen oyuncularimiza takimimizda basarilar dileriz.

21 Temmuz 2010

Jovan Kostovski ve Yabancı Oyuncu Transferi Üzerine...


1'nci etap kamp calismalari yarin bitmek uzere olsun biz sizlere transfer haberleri verelim MK FK Metalurg Skopje takimindan bir forvet ile anlasilmak uzere.Jovan Kostovski 19 nisan 1987 dogumlu oyuncu kariyerinin ilk maci skopje ile uefa elemelerinde anarthosis ile baslamis daha sonra yunanistanin OFI Crete takimina kiralik verilen Jovan yunanistan ekibinde 18 maca cikmis ve 4 gol atmis.tekrar takima geri donen Jovan 1 temmuzda yine uefa kupasi eleme macinda Karabakh takimi ile cikilan macta 90 dk gorev almis.Bu macin rovansindada 72 dk gorev almis seri son vuruslari duzgun oldugu soylenen Jovan icin takimimiza katilmasi beklenmekte.

Umarim Sukaj ve Vargas gibi ornekleri gorerek daha saglam bir transfer yapacaklarina suphem yok lakin daha yeni bir arnavut futbolcudan basimiz yeteri kadar yanmis iken yine ayni cografyada farkli bir ulke olan makedonyadan forvet bulup begenilip getirilmesi ise kafamda soru isaretlerinide olusturmus durumda.Gelecek olan makedon futbolcu Jovan icin takimimiza pozitif katki sagliyacakmi gorecez videolardan ne kadar bilgi sahibi olunabilir bilmiyorum ama bekleyip gorelim yabanci oyuncu transferinde yonetimin saglam adimlar atmasi gerek gecen sene ki transferler isabetsiz oldugu kadar katkisi da sifira yakindi bence.




Gecen sezon takima katilan Sulumane de Tki Linyitspora bonservisi ile verildi nasil bir topcu oldugunu anlamadan gitti Suleyman umarim orada basarili olur.Sol acik icin dusunulen brezilyali 2 oyuncu var suanda beklemede olan yonetim en kisa zamanda ikinci brezilyaliyida takima kazandiracaktir yonetim bu sezon bir hatasini anlamisken yabanci oyuncu icin guney afrika pazarinda brezilyalilari goruyor ilgileniyor fakat bir turlu rumeli diyari kosava makedonya arnavutluk bolgesindende vazgecmiyor.

2010 - 2011 Kombineleri



Yeni sezonun başlamasını artık iple çekiyoruz. Kombilerin fiyatlarını açıklanalı çok oldu. Yönetim ise reklamlara ve pazarlamaya başladı hafiften. Geçen sene '' Bu takım her şeyin en iyisine layık '' dediler ve 10 binin üzerinde kombine satarak bırakın Bank Asyayı Süper Ligde çoğu takımın rüyasında göremediği bir rakamda kombine satarak çok iyi bir strateji izlediler ve biraz olsun Ordu'da kombine anlayışının oturmasını sağladılar.


Yeni sezonun kombine fiyatları Kale Arkası 85, Maraton 170, Kapalı ise 340 olarak açıklandı. Bilindiği üzere geçen seneki fiyatlar 50-100 ve 300 idi. Yeni fiyatlar bazı kesimlerde tepkilere neden oldu. Sebebi ise kısa bir matematiksel hesaplamadan sonra % 70 gibi bir zam olayının kombinelere yansıması.


Ama işin diğer bir tarafıda var. Kombinesi olmayan bir Orduspor taraftarının kale arkası tribünden 17 maçı izlemesi kendisine 170 liraya mal olacak. Kombinesi olan taraftar ise 85 liraya izleyecek. Aynı sağlamayı Maraton ve Kapalı tribün bazında yaparsak yine aynı mantıklı hesap ortaya çıkacaktır. O yüzden sürekli hep olayın kötü tarafından bakmak yerine biraz da karlı olduğumuz kısımdan bakmak çok zor olmasa gerek. Orduspor yönetimi geçen sene bu taraftara 50 liraya kombine satarak 2.5 lira gibi fiyata Orduspor maçı izleme imkanı tanıdı. Ayrıca bu rakamın içine Tr Kupasını da dahil ederek jest üzerine jest yaptı. Şimdi yapılan zamdan sonra geçen sene yapılan iyi niyeti yok saymak ap açık yönetim düşmanlığıdır.


Geçen sene içerde sadece 3 maç izleyebilmeme rağmen 2 tane kombine almıştım. Bu sezon için almayacağım diye kendi kendime söz vermiştim ama ilk fırsatta gidip kombinemi alacağım. Ordu'da olmasam maçları izleyemesem bile o kombineyi alırım. Ordusporluyum diyen herkesinde o kombineyi alması boynunun borcudur.


Neyse sonuç olarak fiyatlar gayet cazip. Başarı bekleyen taraftar maç başına 5 liraya denk gelen kombineye pahalı diyorsa laf ebeliği yapmayı bıraksın zaten.


Yönetim de gayet güzel ve gaza getirici bir reklam filmini yayına koydu geçtiğimiz günlerde. İnsan izleyince bir heyecanlanıyor, mutlu oluyor, umutlanıyor...


Yeni sezon, yeni hayaller. Bitsin artık bu hasret !




19 Temmuz 2010

Ortad-Akıncılar Bolu Kampını Ziyaret Etti.


Bolu etabinin 1nci kısmı icin takimimiz Bolu koru otelde kamp calismalarina son surat devam ederken Istanbul-Ortad ve Akincilar kamp ziyaretini dun gerceklestirdiler baskan ve yoneticilerimiz ve teknik direktorumuz Ugur tutuneker esligindeki gorusmede yeni sezon beklentilerimizi aktaran Ortad Istanbul dernek baskani Omer ates ve diger arkadaslarimiz.Hocamiz ve baskanimizin esliginde gerceklestiren sohbet esnasinda futbolcular sahaya antreman icin hareket ediyorlardi.Yeni transferimiz Umit bozkurt duz kosu yaparken.Ganadan denenmek icin gelen Abdurrezzak,brezilyalimiz Patrick da silva antremanda yer aldi.Ugur hocamiz esliginde antremana baslayan takimimiz antreman sonunda Ortad ekibinin jesti ile karsilastilar.Baklava ikrami yapan ekibimiz ilk defa baklavayi tadacak olan Patrick'e de ikramda bulundular.





Ugur hocamizin ilk hedefi ilk 6 olarak koydugu en bastan sampiyonluk hedefini ilk 2'den koymak futbolcularimiz icin ekstra stres ve ligde bunun agirligi ile baslamak hata olur kaidesi ile kademe kademe ilerleyecegimizin mesajini vermis bulunmakta teknik direktorumuz.Ganali Abdurrezzak samsunspor macinda son karari verilerek takimda kalip kalmiyacagi bugun ki yapilacak samsunspor macina bagli biz simdiden gonderilecegini soyliyelim.Sulumane gecen sezon takima katilan Jerry'nin tavsiyesi uzerine begenilip imza attirilmisti.Ugur hoca Sulumaneninde ya kiralik olarak yada bonservisi ile isteyen bir kklube verilecegini soyledi ilgilenen takimlarin oldugunu da belirtti




Satir arasinda ufak ufak transfer gelismelerinide bahsedelim bu ziyaret vesilesi ile aslinda farkli bir baslik altinda bu transfer konularini yazacaktim fakat boylesi daha iyi sanirim.

Sulumane kiralik veya bonserivisi ile gonderilirse brezilyadan bir sol acik transferi bekleniyor hangi takim diyenler icin Patrick da silvanin takim arkadasi oldugunu ayrica brezilyada genc milli takimlar seviyesinde oynadigini belirtelim.Nedim turkmen bir yerli oyuncu daha alip transfer kapatacagimizida arkadaslarimiza soyledigi bilgiler arasinda.

18 Temmuz 2010

Sezon Öncesi Bolu Kampı


Ilk olarak Orduda sezonu acan Ordusporumuz 10 gunluk calisma sonrasi calismalarini Bolu Koru otelde devam ediyor.Bolu kampinda 2nci haftaya girerken 1 hazirlik maci yapmis durumda takimimiz.Bank asya birinci lig ekiplerinden kartal ile golsuz berabere kalip Ukuro ve Yusuf Yusuf isimli Nijerya asilli futbolculari denedi fakat Ugur tutuneker begenmeyerek gonderdi.Kamptan gelen haberlere gore bir brezilyalininda daha kampa katilacagi soyleniyor.Patrick ile beraber 3 yabanci hakkimizi tamamlayan Ordusporumuz mevcut yabancilardan biri tahminen bu Sulumane olabilir gonderilme ihtimali yuksek gorunuyor.


Bu sirada kamp calismalari devam ederken yonetimimiz hocamizin eksik gordugu yerlere bir transfer daha gerceklestirmis durumda dun itibari ile eski Genclerbirligi defans oyuncusu Ümit Bozkurt Bolu kampina katildigi soylendi.Hem Ümit Bozkurt icin hemde tum ordusporlular icin hayirli ve ugurlu olsun.Ümit'in yasi 34 ve futbol yasantisinin son demlerinde gel gelelim bank asya liginde tecrubesi ile takima pozitif katki yapacagina eminim

Ümit Bozkurt'un gecen sezon Diyarbakir karnesi 14 mac oynamis enteresan bir durumda soz konusu Ümit'in oynadigi bu maclarda Diyarbakirspor galip gelememis sadece 3 mac berabere bitmis.

Hala takima gerekli olan sol acik icin bir kisi daha lazim ortasahanin ortasina bir kisi daha bekliyorum biz beklemedeyiz.Hocamiz ve yonetimimiz bakalim ilerki gunlerde bu bizim gorduklerimizi gorebilicekmi.

15 Temmuz 2010

2010 Dunya Kupasinin Ardindan


Ispanya-Hollanda finali ile 2010 Dk nin son maci icin televizyonun basina kurulmustuk fakat 2 takimda bizlere pek futbol vari bir oyun izlettiremediler...sari ve kirmizi kartlarin bol oldugu bu karsilasmada total futbolun mucidi Cruyff’un dunya kupasina katilan Ispanyada izleri hatiri sayilir sekilde gorulmekteydi.Finalde De Jong un Xabi Alansoya yaptigi karete vari hareketi ile ve Van bommel kasap vari oyunu turnuvanin en gec golu ile beraber Robbenin karsi karsiya kacirdiklari final maci icin aklimizda kalanlar idi.Ispanya ortasahasinda Iniesta ve Xavi 2008 Avrupa Sampiyonasinda ozverili oyunlari ile 2010 Dunya kupasinida ispanyaya getirirken ortasahanin yildizlari olarak anilacaklardir.

Mac sonu Casillasin gozyaslari ve spiker sevgilisine kondurdugu opucuk ile...yenikoy kasabinin gozundeki mutluluk belli oluyordu.Xavi'nin ilerleyen yaşina ragmen dunya kupasini kendi hanesine yazdirarak eksik olan bir kupayida gormus oldu.Kaybeden tarafta ise Sneijderin buğulu gozleri ile 2010 Dk finalinde futbol disinda aklimda kalanlardi.


Arjantin icin dunya kupasina Maradona ile iyi bir grafik cizselerde sonlari kotu oldu.Arjantin ve dunya futbol izleyicisi icin bir ekstra hayal kirikligida Messi oldu,Arjantinin basinda Marodonayi gormek isteyen klasik Arjantinciler uzulmesinler Maradona 2014'e kadar Arjantin milli takimin tek patronu.Turnavinin en guzel takimi kimdi peki tabikide Almanlar derim.En pozitif goze hos gelen bol gollu maclar izledik.Ingiltere,Arjantin maclari ile dunya kupasinda kısır pozisyonlar az gollu gecen maclar ile bizleri tv basinda ifrit eden takimlara binayen guzel bir performans gosterdiler.Almanlar turnuva takimi gorunumu bu dunya kupasindada devam ettirdiler.Bu turnuvanin en iyi takimi Almanya diyorum ben.
Peki grup maclarindan finale gelene kadar futbol disinda neler gorduk neler yasadik ufak ufak paylasalim sizlerle.Grup maclarinda K.koreli oyuncunun milli mars esnasindaki gozyaslari.Tabiki vuvuzela,Jabullani,Ingilterenin verilmeyen golu ve akillara gelen 66 dunya kupasi ve tabiki Tevfik Behramovu getirdi.Tarih tekerrurden ibarettir dercesine bir ani olarak hafizalarimizda kaldi.Uruguay-Gana maci Suarezin ikinci tanrinin eli diyebilecegimiz pozisyonda kirmizi kart ile oyun disi kalmasi Arjantin-Meksika macinda Heinzenin kameraya tokati,Yeni zelanda milli takimi namaglup olmadan dönmesi 3 futbolcusu serbest 7'si amatör 23 oyuncu ile gelmislerdi.
Peki kupanin bir diger guzelligi olan Altin top odulu Adaylari icersinde en iyi kaleci Altin eldiven odulunu Casillas alirken Forlan en iyi performans gosteren oyuncu en iyi performans gosteren genc oyuncu ise Muller oldu Almanyadan.

Dunya kupasinin hayal kiriklari ise Maradonanin sampiyon olursak ciplak kosarim diyip Almanyadan 4 yiyip evin yolunu tutunca aklina dahi geldigini sanmiyorum.Ilk defa bir afrika ulkesi yari final gorecek iken Asamoah Gyan tamami ile tam tersini gerceklestirerek penaltiyi ust direge isabet ettirmisti.

Kupanin bir izlenebilir yanida Turk oyunculardi milli takimlarinda en fazla forma bulan Mesut idi tabiki 1 gol 3 asist ile Almanyaya pozitif katki yaptigini gorebiliyoruz.Diger bir yandan yine Almanya kadrosunda bulunan Serdar tasci 2 dk gorev alabildi.Hakan yakin,Eren derdiyok,Gokhan inler ise grup maclarinda dunya kupasina veda ettiler.

Istatiki veriler verirsek Dunya kupasi icin yine Ispanyanin liderligini gormus olacagiz.

Pas: 3803 (İspanya),
Katedilen mesafe: 767.39 km (İspanya)
Toplam şut: 121 (İspanya)
Kaleyi bulan şut: 46 (İspanya-Uruguay)
Toplam hücum: 107 (İspanya)
Orta: 162 (İspanya), Taç: 152 (İspanya)
Maruz Kalınan Faul: 134 (İspanya)
Gol: 16 (Almanya), Asist: 14 (Almanya)
Ofsayt: 29 (Hollanda), Yapılan Faul: 126 (Hollanda)
Kaleci Kurtarışları: 28 (Almanya)
Sarı Kart: 22 (Hollanda), Kırmızı Kart: 2 (Avustralya)
Elle Oynama: 10 (Hollanda)

9 Temmuz 2010

2010 - 2011 Fiorentina Formaları


Yeni formaların nasıl olacağını beklediğimiz bu günlerde rengi mor beyaz olan diğer takımların yeni sezon formalarına bir göz gezdireyim dedim. İlk olarak Fiorentina'yı araştırdım. Renklerinden dolayı sempati duyduğum ve sendiğim tek yabancı takım Fiorentina... Bilindiği üzere Fiorentina birkaç sezondur Lotto marka forma giymekte. Geçtiğimiz hafta Giresunspor'un Lotto giyeceğini duyduğumda belki bizimkiler de Lotto ile anlaşmıştır diye düşünmüştüm. Fakat formalarımız Umbro olucak yüksek ihtimalle.

Ne tesadüftür ki, Fiorentina da bu sene alternatif renk olarak sarı formayı seçmiş. Fiorentina zaten sarı rengini daha önceleri formasında dikişlerde ve numara fontlarında kullanıyordu. Sarı formalarının renk tonunu pek sevmedim. Ama mor formada numarada kullanılan bronza yakın sarı Fiorentina formasında hep şık durmuştur. Bizim mor formada da belki sarı numara ve isim fontlarında kullanılmış olabilir.





Gerçi formalar yaptırılmaya başladı ve piyasaya sunulacak olan tasarım çoktan belli oldu. Uğurcan Ataoğlu'nun forma işine el attığını düşünürsek insan her sene yapılan ortalama şeylerden biraz daha fazlasını bekliyor.


Fiorentina mor,beyaz ve sarı formalar üretmiş. Çubuklu forma zaten kullanmıyorlar. Ama bizim çubuklu formamız illaki olucaktır.
Yeni formalarımız çıkana kadar başka başka mor formalar bulursam paylaşmaya devam ederim.


8 Temmuz 2010

Kendi İpini Çeken Ahtapot

Bu şampiyonada Vuvuzela'dan sonra gündemde yer alan diğer şey hakkını verelim Ahtapot Pauldur. Euro 2008'de Almanya'nın oynadığı 5 maçtan 4'ünü bilmişti ahtapot Paul. Bilemediği karşılaşma ise tahmin ettiğiniz sürece finalde oynanan İspanya - Almanya karşılaşmasıydı. Paul o maçta Almanya kazanır demişti ama İspanya Torres'in golüyle galip gelerek kupayı almasını bilmişti.





Bu Dünya Kupasında Ahtapot Paul yine dikkatleri üzerine çekti. Almanya'nun grup maçlarını ( Sırbistan mağlubiyeti dahil ) ve gruptan çıktıktan sonra çeyrek finalde karşılaştığı Arjantin maçını bilen kahin ahtapot Paul'un İspanya maçı için yapacağı tahmin Almanları meraklandırmıştı. Ama Paul'un İspanya maçı için yaptığı tahmin Almanları mutlu etmedi. Her ne kadar Paul İspanya dese de Almanlar bu tahmini pek fazla önemsemedi. Sonuçta sadece bir tahmin bununda olabiletesi buraya kadarmış dediler. Nede olsa Euro 2008 de Almanya demişti İspanya kupayı aldı. Bu sefer yanılma vakti yine bir İspanya maçıymış dediler.


Fakaat PAUL yine bildi. Bundan sonra kaderi ne olur belli değil. Güzel bir meze mi olur yoksa farklı bir yemekte yerini mi alır orası şimdilik muamma : )


İspanya maçında Almanların açtığı pankart : Ahtapot da yanılabilir.

Dip Not. Ahtapot Paul tahminleri akvaryuma konulan kaplardan yemek yerken yapıyor. Bir kapın üstünde Almanya diğer kapın üstünde rakip takımın bayrağı olan ve içinde midye olan kap önüne sunuluyor. Paul hangisinden yerse o kazanacak demektir.

Dk 2010 Yarı Final Almanya 0 - 1 İspanya



Vee bir Almanya masalı sona erdi. Yarı finale kadar oynanan 4x4 lük futbol ve aksamadan çalışan sistem İspanya'da işlemedi. Del Bosque sesimizi duydu ve maça Torres olmadan çıktı. Arjantin'e ve İngiltere'ye 4 atan Almanya İspanya karşısında maç sonuna kadar kaderine razı bir futbol ortaya koydu. Tabi Arjantin gibi orta sahası olmayan, İngiltere gibi saldım çayıra mevlam kayıra anlayışında olmayan İspanya karşısında gol atmayı bırakın pozisyon bulamayan Almanya çoğu kişiyi hayal kırıklığına uğrattı. Xavi, İniesta, Xabi Alonso orta sahada Almanya'yı boğup öğüttü neredeyse.


Torres ile başlarsa İspanya zorluk çeker 10 kişi oynamaya mahkum kalır demiştim. Nitekim Del Bosque bu zamana kadar sürekli şans verdiği Torres'i kenarda tutarak bu maça kadar yapması gereken şeyi gördü. İspanya'nın maçlarının kısır geçmesinin de ana sebeplerinden biriydi Torres'in formsuzluğu. Dk'da tam kapasite ile oynamış olsaydı Torres bu maçta Almanya'ya belkide verilen şans daha az olacaktı.


Orta sahada Xavi, İniesta, Alonso defansta Pique ve Puyol formda iken İspanya'yı mağlup edebilmek zaten pekde akıllı işi değil. Çok üstün bir performans da koyamadılar zaten ortaya ama yapılması gerekenleri yapmaları bile Almanya'nın oyununu bozmalarına yetti. Geçilemeyen Almanya defansını ise Puyol geçince maçın sonunu rahat bi şekilde getirdiler.





Almanya son iki şampiyonanın belkide en iyi oynayan ülkesiydi. Tek şansızlıkları bu sene yarı finalde, geçtiğimiz avrupa şampiyonasında ise finalde İspanya ile karşılaşmalarıydı. Ne yazık ki kaderleri yine aynı oldu. İspanya ise turnuvanın başından beri ortalama bir futbol oynamasına rağmen, Dk başından beri üstün performans gösteren Almanya karşısında yapması gerekenleri yaparak Almanya'yı 2. defa saf dışı bıraktı.


Şampiyonın en başından beri favorim İspanya idi ama bu maç öncesi Almanya'nın bu periyota gelene kadarki performansı acaba dedirttirmişti. Hislerim İspanya mantık biraz olsun Almanya demişti. Kazanan İspanya oldu ve bu turun galibinin kupayı alacağını söylediğime göre İspanya - Hollanda finalinin kazananı İspanya olur.

7 Temmuz 2010

Bana Biraz Renk Ver



Bilindiği üzere bu sene formalarımızı Uğurcan Ataoğlu tasarlayacak. Formalarımızı ise Umbro yapacak. Daha önceleri Orduspor kendi markasını yaratacak kendi formasını yapacak dedi başkan ama şimdilik Umbro deniliyor. Bir nevi Trabzonspor'un Tsclup adı altında kendi malzemelerini üretmesi gibi bişey olacaktı sanırım.


Geçen sene kongrede alternatif renk olayı tartışmaya sunulmuştu fakat kabul edilmemişti. Bu sene kulübe yakın arkadaşlardan aldığımız bilgiye göre dikişlerde sarı renk kullanılacakmış ve sarı formamız olacakmış. Neden sarı ? Şimdilik bilmiyoruz bu sorunun cevabını. Gerçi gerçekleşirse bir açıklama yapma gereği duyarlar heralde. Ne bileyim Orduspor için sarının şu bakımdan önemi var derler. Fındık posasıyla kuruyunca sarı oluyor derler mesela, bilemeyiz ne diyecekler ?


Yaklaşık 2-3 yıl öncesine kadar kapalı çarşı ve pazarlarda satılan formalar hariç Orduspor forması edinme şansımız yoktu. Daha sonra iyi veya kötü bir store'miz oldu. Sevindik, mutlu olduk ama beklediğimiz umduğumuz gibi olmadı formalarımız. Hem pahalı hemde güzel değildi. Geçen sene Errea markasını kullandık. Beyaz formamız pazarda satılan don atlet kombinasyonundan esintiler sergiliyordu. Mor formamız biraz daha iyiydi. Beklentilerimizi karşılamadı ortaya çıkan ürün. Ama yinede aldık, kullandık.


Konudan sapmadan tekrar bu sezona ''SARI'' olayına gelelim. Madem farklı bir renk olacak. Uzaktan yakından bir ilgisi olsun bizimle. Ne bileyim Mor'un farklı tonları kullanılabilir. Klasik Orduspor Mor'u yerine eflatuna yakın bir renk olabilir, armamızda bulunan yeşilin farklı tonları olabilir yada ne bileyim Ordu ile alakalı başka bir renk olabilir. Farklı olacaksa da sahipleneceğimiz bişey olsun. Farklı olsun da ne olursa olsun olmasın durum.


Ortaya forma namusdur,şerefdir diye atlayanlar olucaktır. Vay efendim olur mu öyle şey bu kulübün rengi mor ve beyaz'dır diyenler de olacaktır. Bunları ancak ortaya güzel bir ürün koyarak ve mantıklı bir açıklama yaparak susturabilir yönetim. Ama gidip bizimle alakası olmayan bir rengi ve göze hitap etmeyen bir ürünü ortaya koyarsa o zaman ben de forma milliyetçisi olur, forma arma diye atlarım ortaya.

Dk 2010 Yarı Final Almanya vs İspanya


Turnuva daha başlamadan favorim İspanya idi. Şununla final oynar, bu takımlar yarı finale gelir falan diye hiç kafa yormamıştım doğrusu. İspanya'nın rakibi Almanya. 2010 Dünya Kupasınına ardından kupayı alsa da almasa da bu dünya kupasıyla anılmayı çoktan haketti Almanya. Kupanın başlangıcından beri göze hoş gelen futbol ve farklı İngiltere, Arjantin galibiyetleri, bir Maradona masalına son vermeleri vs vs vs.


İspanya en başından beri favorimdi fakat İspanya bu noktaya gelene kadar pekde iyi bir futbol koyamadı ortaya. Ikına ıkına kazanılan maçlar, Paraguay maçında kaçan penaltılar sonrası gidecek bir maçın geri gelmesi İspanya adına şanstı. İspanya'nın kötü futbolunda doğrusunu söylemek gerekirse Del Bosque'nin de katkıları var. Turnuvanın başından beri saç baş yolduran Torres'in her maçta forma giymeye devam etmesi, Pedro'yu çok fazla kullanmaması, aynı zamanda Fabregas'ın yeteri kadar oyun şablonu içinde yer almaması İspanya'nın futbolunu baltalayan en önemli birkaç faktörden biri bence.


Almanya'dan bahsetmek gerekirse, makina düzeninde işleyen bir sistem. Hangi oyuncu oynarsa oynasın sistem içinde sırıtmayan, gerekeni yapan bir futbolcu topluluğu, bilindik Almanya'nın aksine boğuk bir futbol ile değilde, bol gollerle ve güzel futbol ile kazanılan maçlar, Mesut, Müller, Kedhira, Podolski,Klose ve ortaya çıkan muhteşem takım. Tek olumsuz etken Dünya Kupasının belkide şuana kadarki en önemli oyuncularından biri olan Müller'in olmaması.





Karşılaşma ne olur, kim kazanır, kim ne yapmalı da kazanmalı sorusuna gelirsek bunu ilk düşünmesi gereken taraf İspanya. Çünkü Almanya aynı sistem içerisinde herhangi bir sorunla karşılaşmadan bu noktaya kadar geldi. Müller'in olmaması bir dezavantaj gibi görünsede sistem kendi içerisinde o eksikliği giderebilecek noktada. İspanya ise hala en büyük adayım olmasına rağmen hayal kırıklığı yarattı oynadığı futbol itibariyle. En geriden ileriki uca Dünya'nın en iyi ffutbolcularına sahip bir İspanya'nın oynadığı futbol şuana kadar ortaya koyduğu futbol olmamalı.


Torres bu maça kadar yatışlardaydı. Büyük ihtimal Del Bosque sahaya sürecek yine Torres'i. Ama bence bu kadar formsuz ve dipteyken hala Torres'de ısrar etmenin bir mantığı yok. Torres'in oyundan çıkıp orta sahaya Fabregas'ın girmesiyle İspanya'nın nasıl bir futbol oynadığını geçmiş maçlarda az da olsa gördük. Formda bir David Villa, geriden destek veren Fabregas, Xavi, İniesta var iken illede çift forvet oynamanın mantığı yok. Ki oynayacak olsa bile Torres değilde Florente'yi kullanmak neden aklına gelmez Del Bosque'nin merak konusu. Torres değilde Fabregas yada Florentenin sahada olduğu, sağ tarafta Pedro'nun forma giyeceği bir İspanya Almanya karşısında galip gelebilir. Ama yine aynı şablonda sahaya çıkılırsa maçın sonucunu kestirmek zor. Torres Dk'nın başından beri oynadığı futbola devam eder ve İspanya'yı 10 kişi oynamaya iterse Almanya maçı alır götürür.




İspanya Almanya'ya göre daha az şanslı görünsede her halükarda finalde İspanya'nın olacağına dair hisselerim var. Bu maçı kim alırsa gider Hollanda'yı yener kupayı alır. Orası süprizler olmadığı sürece açık olan bir gerçek. Ama İspanya Almanya karşısında ne yapar bu gece göreceğiz.


İyi seyirler...

İlk Finalist Portakallar



İlk yarıfinal karşılaşmasının kazananı Hollanda oldu ve adını finale yazdırdı. Uruguay eksik kadrosuna rağmen 2. golü yiyene kadar mücadelesini sürdürdü fakat bu final için yeterli olmadı. 2. gol gelmeden önce sabaha kadar oynansa gol olmayacak havası hissedilen karşılaşmada sonradan 3 gol atılması ise ayrı bir ilginçlikti.


Hollanda barındırdığı yıldızlar ve şampiyonlardaki başarısızlığı ile tanınır. Her şampiyona öncesi favoridir Hollanda. Herkesin gönlünde onların başarılı olması yatar. Her şampiyonaya göze hoş gelen futbol ve galibiyetler ile başlarlar ve nedense bir yerde hayal kırıklığına uğratıp şampiyonadan elenirler. Artık şöyle bir anlayış vardı. Hollanda Dünya Kupasında en iyi ve göze hoş gelen futbolu oynar fakat en iyi çeyrek finalin kapısına kadar gider.


Bu şampiyonada ise farklı bir Hollanda var. O anlayış kırıldı bu Dünya Kupasında. Eskisi gibi rakibi daraltan, sağdan soldan ataklarla futbolseverlere güzel futbol izlettiren Hollanda yok. Daha sade oynayan, nabza göre şerbet veren bir Hollanda var. Falat baktığımız zaman bizim o çok beğendiğimiz Hollanda'nın elle tutulur bir başarısı yokken bu sene bu nasıl futbol diyip maçlarını es geçme noktasına geldiğimiz Hollanda adını finale yazdıran ilk ekip oldu.





Futbolun git gide dahada zevksizleşmeye başladığının ufak bir tarifi olsa gerek bu durum. Önceden grup maçlarında başlayan heyecanı Dk'nın bitmesine 2 maç kala hissetmeye başlayışımızda bunun bir örneği. Önümüzdeki diğer yarı final karşılaşması ve finalde çok ekstra birşeyler olmaz ise pek fazla hatırlayacağımız bir Dünya Kupası olmayacak 2010 Dk...


Jeneriklik gollerin olduğu fakat uzatma dakikasındaki o 2 dakika hariç heyecan vermeyen bir karşılaşmaydı. Van Bronchost ve Forlan'ın ouuuuuv dedirten mükemmel golleri olmasa, Roben'in vay bee dedirten o kafa golü olmasa 90 dakika gerçekten kayıp bir zaman olacaktı izleyenler için.




Uruguay isim olarak ele alınınca diğer takımlar kadar yıldızlara sahip olmasada Dk'nın takım oyununu en iyi oynayan takımlarından biriydi. Hollanda maçındaki eksikler bir nebze olsun Uruguay'ı zorladı fakat işin sadece Forlan'ın sırtına binmesi maçın sonucunun bu şekilde bitmesine neden oldu.

Önümüzde İspanya - Almanya yarıfinali ve sonrasında final var. Şampiyonanın başından beri final oynar dediğim İspanya önüne gelene 4 atan Almanlar karşısında ne yapacak gerçekten merak ediyorum. Yalnız Almanya - İspanya yarıfinalinden çıkan takım kupayı alır arkadaş diyeyimde maçları biraz daha heyecanla bekleyelim...

Patrick Leonardo'da Son Perde!




Orduspor uzun süredir uğraş verdiği Brezilyalı forvet Patrick Leonardo Carneiro Da Silva transferinde sona yaklaştı. Futbolcunun önümüzdeki günlerde kendisini Mor-Beyaz renklere bağlayan imzayı atması bekleniyor.


1990 doğumlu genç forvet, geçen sezon Brezilya Seria A'da Atletico Paranaense formasıyla 19 maça çıktı ve 2 gole imza attı.

Genç oyuncuyu başka bir transfer için Brezilya'ya giden Aykut Kocaman'ın çok beğendiği ve mutlaka değerlendirilmesi gerektiği konusunda rapor verdiği iddiaları bu yılın başlarında Brezilya basınında ve basınımızda yer bulmuştu.

19 Yaşındaki genç yetenek, kanatlarda da görev alabiliyor.

Patrick Leonardo Carneiro Da Silva

Doğum Tarihi : 23.08.1990
Boyu/Kilosu : 1.80 / 81
Mevki : Forvet

2009-2010 Sezonu
Maç-Attığı gol : 19 Maç 2 Gol




5 Temmuz 2010

Nostalji - Orduspor vs Giresunspor



Çook eskilerden siyah beyaz bir fotoğraf karesi. Daha önce paylaştığımız nostalji fotoğraflarında Uefa kupasından ve Süper Ligden kareler vardı. Bir nevi özlem belirtiyordu. Bu fotoğraf bizim nesilin alışkın olduğu bir durumu yansıtıyor ama nostalji nostaljidir.

Orduspor 4 Giresunspor 1 : )

Bank Asya 1. Lig Transfer Dosyası


Transfer sezonun başlamasıyla yavaş yavaş takımlar transferlerini gerçekleştirmeye başladı. Kesinleşmiş transferler arasından öne çıkanları dile getirmek istedim. Transfer sezonu başlamadan önce dedikodu kısmında bayağı bir öndeydik Orduspor olarak. Birçok isim anıldı bizimle, geldi, gitti derken transferleri bir rayına oturttuk.

Transfer gündemine Boluspor ile başlayalım. Boluspor herkesin düşlediği yabancıları kadrosuna katmak üzere. Alındılar geldiler kampa katıldılar derken Fabiona ve Tiago büyük ihtimal yeni sezonda Boluspor forması giyecekler. Ayrıca Ajax'ın genç yıldızı Marvin Zeegelar'a yüksek olasılıkla bonservisi ile Bolusporlu olmak üzere. Boluspor yerli transferinde ise aynı şekilde birçok ismi kadrosuna kattı. Bu isimlerden ilk bakışta göze çarpanlar ; Özgür Bayer, Gençer Cansev, Burak Akdiş, Ömer Ateş, Ferhat Odabaşı ve Gökhan Güney. Bu transferler şuanda Bank Asya piyasasına göre çok iyi isimler. Fakat geçen sezon da Boluspor aynı şekilde ligin en flaş transferlerini yapmış fakat başarılı olamamıştı.

Adanaspor ise kadrosunu korudu ve bence iki başarılı ismi kadrosuna kattı. Bunlardan ilki geçen sene Kartalspor'da çok iyi bir sezon geçiren Efecan diğeri ise Giresunspor'a geldikten sonra takımın yükünü çeken Bülent Bölükbaşı. Zaten kadrosunu büyük ölçüde muhafaza eden Adanaspor birkaç yerinde transfer ile yeni sezonun ilk 2 için en iddialı takımlarından biri olacaktır.

Çaykur Rizespor birçok isimle yollarını ayırdı. Riberio, Hasan Üçüncü, Mustafa Çiçek, Diakhite, Özgürcan, Erhan Küçük, Halil Zeybek, Mehmet Sedef, Kenan Özer, Emrullah Şalk, Hakan Akbaş, Eyüp Kadri Ataoğlu, Kemal Aslan, Mesut Özkalkan, Semih Göçmen, Mustafa Özkan, Celil Sağır, Engin Öztonga, Zafer Özgültekin, Umut Eskiköy, Hasan Yiğit ve Murat Ocak ile yolarını ayıran Rize, Erciyesspor'dan eski futbolcumuz Mehmet Al'ı ve Karşıyaka'dan kaleci Ramazan Kurşunlu'yu kadrosuna dahil etti.

Komşu Giresunspor şuana kadar ki en iyi transferlerini Konyaspor'dan Volkan Koçaloğlu ve Ömer Hacısalihoğlu'nu alarak gerçekleştirdi. Şenol'u kadroda tutan Giresunspor, Altay'dan Onur'u, Karabükspor'dan eski futbolcusu Aydın Çetin'i ve Kocaelispor'dan Adem Çalık ile son olarak Fatih Şen'i kadrosuna katarak eksiklerini önemli ölçüde giderdi ama hala gidenlerin yeri tam olarak dolabilmiş değil.

Karşıyaka'nın ön plana çıkan yeni isimleri Giresunspor'dan Fırat Sezer, kaleci Özden ve Sakaryaspor'dan Mustafa Sevgi. Ayrıca bir dönem formamızı giyen Erkan Ferin'de önümüzdeki sezon Karşıyaka forması giyecek.

Mersin İdman Yurdu birçok ismi kadrosuna kattı. Fakat yanlış bir transfer politikası izlediklerini düşünüyorum. Bunun en bariz örneği, geçen sezon 2. dönem formamızı giyen Musa Kuş'un kadroya dahil edilmesi. Hasan Üçüncü (Rizespor), Serkan Kılıç (Karşıyaka), Cengiz Biçer (Samsunspor), Ernani Pereira (Bakü), Gurbanov (Olympic Bakü), Eser Altın (Dardanelspor), Ersin Veli (Samsunspor), Erdal Güneş (Diyarbakırspor), Hakan Albayrak (Siirtspor), Emre Pürselim (Kartalspor), Alhassan Bangura (Blackpool), Deniz Yılmaz (Cloppenburg) Miy'in diğer transferleri.

Kısa Kısa Kısa

- Mehmet Şen Altay'a geri döndü.
- Murat Akça, Fırat Kocaoğlu, Erhan Şentürk, Semih Kaya Galatasaray'dan Çağlar Birinci transferi karşılığında Denizlispor'a geldi.

...

Tavşanlı, Samsunspor, Kayseri Erciyesspor, Güngören Belediyespor, Ankaraspor ve Akhisarspor transferde şuana kadar sessiz kalan takımlar.

4 Temmuz 2010

Şimdi Kenetlenme Zamanı


Öncelikle Ordusporumuza büyük hedeflerle girdiği 2010-2011 sezonunda başarılar diliyorum. 26 yıllık özlemin bu sene sona ereceğine yürekten inanıyorum.

Gel gelelim, Orduspor taraftarlarında ve Ordu şehrinde bu inancın oluşmasına engel teşkil edebilecek bir kamuoyunun oluştuğu veya oluşturulmaya çalışıldığı bir sezon öncesi yaşıyoruz . Başarının ancak Ordu şehrinin tamamının,bütün odaklarının birlik olması ve daha da önemlisi birbirine inanması ile gelebileceği düşünüldüğünde, bu durum, üzerine düşünülmesi ve çözümlenmesi gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor.

Çalkantı, karmaşıklık edebiyatı güzel ülkemin her köşesinde taraftar bulmuş bir olgudur. Nitekim Ordu şehrinde ve Orduspor taraftarı arasında da bu edebiyat yer bulabilmiş ve ortaya bir "güven" problemi çıkarmıştır. Aslında bir saniye olsun durup anımsanması gereken, zamanın gerçekliği ortaya çıkardığı gerçeğidir. Kendimizi bu karamsarlık dalgasına bırakmadan, sadece gerçek olana zaman tanıyarak, Süper Lig inancımıza şans verebiliriz.
Sonuç olarak, sezon başlamadan bu takımdan hiç bir yol olmayacağını düşünen zihniyetler bu zamana dek haklı çıksalardı, yeni transferlerimiz Abdullah Çetin Diyarbakırspor'da kalmış, Murat Akın'ı Rizespor kapmış, Kürşat Duymuş da Azerbaycan'da kalmıştı. Yine aynı zihniyet Anatoli'nin takımda kalmasına karar verilmesinin sebebini, kendilerinden emin bir şekilde, yerine adam alınamaması olarak belirlemişlerdir. Biz buradan iyi bir yabancı forvetin müjdesini aldığımızı sessizce fısıldayalım.

Büyük Orduspor taraftarı bu şehrin bütünleşmesi, çıkılan yola inanılması uğrunda temel taşıdır. Bizler inanırsak, herkes inanır. Bizler başardığımızda gözümüzü açtığımız yer Süper Lig olacaktır. Şimdi kenetlenme zamanıdır.

Şampiyonluk ateşine bir meşale de benden olsun! Mor-Beyazım şampiyon olsun!

Yeni Sezona Merhaba

Yeni sezona dün kurban keserek başladık. 19 Eylül Stadyumunda Uğur Hoca'nın yönetiminde gerçekleşen ilk antrenmana taraftarlarında yoğun ilgisi varmış. Yaklaşık 500 kadar renktaşımız ilk antrenmanı takip etmiş.

Yeni transferlerden sadece Abdullah'ın katılmadığı antrenman 1.5 saat sürmüş.



2010 - 2011 sezon açılışını yapmışken eskileride bir yad edelim. Çook eskilerden bir gazete küpürü ve yine bir sezon açılışı...

Yeni Cami İmamı yaptığı konuşmada, spor yapan vücudun genç kaldığını söyledi...




2010 - 2011 sezonu HAYIRLI UĞURLU OLSUN.

Fatih Şen Giresun Yolunda

Giresun semalarında Fatih Şen haberleri var.
Bir çok arkadaşımızın neden gönderildi diye isyan ettiği Fatih Şen'in Giresunspor ile anlaştığına haberler çıkmakta.

Sırf Ordulu diye takımdan gitmesine isyan edilen Fatih Şen malesef yetenekleri sınırlı olan bir oyuncu. Bank Asyada Orduspor'un verdiği ve beğenmediği rakamı kim verir diye düşünürken Giresunspor ile anlaşması şaşırttı doğrusu beni. Kazanacağı parayı gerçekten çok merak ediyorum.




Bu sene hindi babaları artık Giresunspor taraftarı önünde yapıcak Fatih...
Olurda Giresun Ordu karşısında galip gelir ise Ordulu Fatih'in hindi babasını izler, gülümseriz.

Gidenler, Gelenler

Yönetim Kurulu daha önce Şadi,Hakan,Murat,Rıza,Kemal,Erol,Fatih,Günay ve Ponomarev ile yolların ayrıldığını açıklamıştı. Bir kaç saat önce ise Ponomarev ile devam edileceği haberini aldık. Bu haber bir nebze olsun iyi oldu. Şahsen gidenler arasından Hakan Macit ve Ponomarev'e üzülmüştüm sadece.

Gönderilenleri tek tek ele alacak olursak;

Fatih Şen gönderildi diye yönetime laf söyleyecek değilim. Orduspor'un futbolcusu değil. Süper lige çıkmak istiyorsak, öyle bir hedef var ise Fatih'i takımda tutmanın pekde bir anlamı yok. Emeklerinden dolayı teşekkür ederiz. Parasını öyle veya böyle alıcaktır. Eskisi gibi artık sözleşmeni fesh ettim, bonservisini verdim hadi eyvallah durumu yok. O yüzden kimse emek verdi kapının önüne koydu demesin alacağı varsa tff'ye verir fazlasıyla çatır çatır alır.

Günay gitti. Ağzımı açıp niye demem. Yedek bile olamaz Orduspor'da.
Erol'un durumu Fatih Şen ile aynı. Hedefleri olan takımda yer bulamaz.
Şadi, Rıza, Kemal ise sadece alternatif olurlardı. Onların gönderilmesinde de herhangi bir soru işareti yok.
Murat Akyüz'ün kalmasını isterdim. Belki yüksek maliyetinden dolayı gönderilmiş olabilir. Ona da birşey diyemem. Aynı mevkide Taner Arı ve Müslim gibi onun ayarında 2 fubolcumuz daha var.

...

Benim yönetimi gönderilenler arasında eleştireceğim tek nokta Hakan Macit'in gönderilmesidir. Bana göre Bank Asya'nın en iyi stoperlerinden bir adamı göndermek pek akıllı işi değil. Bizim bilmediğimiz başka konular var.


...

Yönetimi eleştiriyoruz ama transfer ettiğimiz futbolcularla birlikte çoğu eksiğimizi kapattık.

Abdullah Çetin hepimize göre iyi bir transfer ve sağ taraftaki etkisizliği gidereceğini düşünüyoruz.

Murat Akın ve Ali Çamdalı takımdan ayrılan Fatih Şen'den kat ve kat daha iyi futbolcular. Ön libero mevkisinde sıkıntı yaşamayız ki zoraki koşullarda orada oynayabilecek Volkan Arslan ve Müslim'de var.

Sol beke aldığımız Selçuk Şahin'i daha önce izlemişliğim var ve iyi bir futbolcu olduğunu düşünüyorum. Hacettepe'den önceki takımı Kartalspor'da da çok iyi bir grafiği var. Sol bekide bir şekilde hallettik. Sıkıntı yaşarsak Jerry'i de o mevkide kullanabiliriz.


Caner Osmanpaşa hakkındaki eleştiriler çok olumlu yönde. Yedekte oturacak gelişime kapalı bir Erol yerine Caner gibi başarıya aç futbolcuların takımda olmasını isterim. Hakan Macit'te bize 3. ligde bir trabzon takımından gelmişti ki o bölgeden aldığımız futbolcularda iyi seçimler yapıyoruz.

...

Bütün bunlara rağmen transfer politikamız bir yönden bakınca iyi bir yönden bakınca kötü. Büyük ihtimal yönetim bir yabancı forvet ve iyi bir orta saha alarak transferi sonlandıracak.

Rakiplerimize bakınca Fabiona'yı , Tiago'yu ve Ajax'tan Zeegelar'ı transfer etmiş bir Boluspor var mesela. Kıyaslama işine girersek altından çıkamayız. Bank Asya'da iyi futbolculardan kurulu bir kadro ile lige başlamak sadece bir avantaj ama ligi domine etmek değil.

Fazla eksiğimiz kalmadı. Eksiklerimizi giderdikten sonra iyi bir takım olursak bu sene sonunda ligi istediğimiz yerde bitirebiliriz.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...