27 Ekim 2011

Tılsım Bozulmadı, 90+'da Gelen Puan...



Tılsım bozulmasın dedik, puan önemli değil önemli olan maç kaybetmeme alışkanlığımızı devam ettirmek dedik ya, tam da öyle oldu. Dün akşam 90+'da gelen o gol 1 puanın yanında bize psikoljik olarak çok şey kazandırdı. Dün akşam 2. yarı oynadığımız o futboldan sonra maçı kaybetseydik hakkaten büyük bir hüsran olacaktı bizim için. Hem o futbolun karşılığını almamız hem de uzatmalarda golün gelmesi çok güzel oldu. Takım bundan sonra da hep bu bilinç ile maçın 90 dakika olduğunu kafasına kazımış olacak. 90+'larda o puan için hala saldıran, 2. yarı rakibine nefes aldırmayan takımımızla ne kadar gurur duysak az...

Dün akşam aslında sahada 2 farklı Orduspor var. İlk yarı ve ikinci yarı bambaşka oynadık. İlk yarı oynadığımız kötü futbolun bence tek sebebi maça çekingen başlamamızdı. İçerde ve deplasmanda düne kadar oynadığımız bütün maçlarda ilk 25-30 dakika rakip kaleye çok iyi gidip işi erken bitirmeye çalışmıştık. Nitekim bunun karşılığını ilk yarım saatte attığımız gollerle çok iyi aldık. Fakat dün akşam bunu biz değilde Bursaspor yapmak istedi. Başarılı da oldu ve ilk 30 dakika oyunu kendi yarı alanımızda kabullendik. Tam bu baskıyı kırdık ve ilk yarıya 0-0 girmemiz avantaj olacak diye düşünürken ilk önce orta sahada ardından defansta kademe hatası yapınca golü kalemizde gördük ve devreye 1-0 geride girdik.

İlk yarı oynadığımız futbolun şaşkınlığı ve moral bozukluğu vardı üstümüzde. O yüzden ikinci yarıdan çok fazla umutlu değildim açıkcası kendi adıma. Çünkü ligin başından beri belkide en kötü oynadığımız devreydi. İkinci yarı başlamasıyla beraber ilk yarıdaki takım gitmiş farklı bir takım gelmişti sanki. 2. yarının daha ilk dakikasından oyunu Bursaspor yarı alanına yıktık ve maç sonuna kadar da baskımız devam etti. İlk yarının kötüsü Dalmat ikinci yarı oyunu yönlendiren, takımı sürükleyen isimdi. Bursaspor'un sol kanadını deyim yerindeyse çökertti. İkinci yarıdaki iyi futbola baskımıza rağmen gol çok gecikti. Bursaspor 10 kişi geri gömüldü ve kontralar ile farkı ikiye çıkarmak için fırsat kolladı. Ama ciddi bir tehlike yaratamadılar. Maçın sonlarına doğru oynadığımız futbolun karşılığını alamayacakmıyız diye düşünürken 90+3 de gelen gol bizi sevince Bursaspor'u ise kedere boğdu. Bursaspor cephesi belki gol uzatmalarda geldiği için üzüntülü olabilir ama sahadaki futbolun en kötü ihtimal hakkı beraberlikti. Hatta teraziye koysak bizim galip gelmemiz belkide daha ağır basar.

Bu kadar sevinçli olmamız normal olmasa gerek. Ordu'da berabere kaldık diye aşırı sevinmeye gerek yok aslında ama Fenerbahçe maçından sonra ilk defa geriye düştü takım. O maçta da çok iyi oynamıştık ama çevirememiştik maçı. Maçtan çoğumuzun düşüncesi bu maçtan alınacak bir puanın yeterli olacağı yönündeydi. Buraspor son haftalarda kötü sonuçlar almasına rağmen oynadıkları futbol yabana atılacak gibi değildi. Dünkü maç gibi son dakikalarda birçok bıraktılar. Bunun da bilinciyle Bursaspor bizim maça deyim yerindeyse ayağa kalma maçı olarak bakıyordu. O yüzden maçın içerde oynadığımız diğer maçlara nazaran çok daha zor olacağının farkındaydık. 2. yarıda oynadığımz olumlu futbol neticesinde golü 10 - 15 dakika daha erken bulabilseydik ben sahadan galip ayrılacağımızı söyleyebilirdim.

Çokda konuşulacak birşey yok aslında. 8. hafta geride kalırken Beşikteş Fenerbahçe karşısında puan kaybederse haftayı 15 puanla ikinci sırada tamamlayacağız. Ligin hala en az gol yiyen takımıyız. 6 haftadır kaybetmiyoruz. Bu sonucun tesadüf eseri olmadığı ap açık ortada. O yüzden çok rahatız. Takımın kendi potansiyelini sahaya yansıttığı zaman neler yapabileceğini de çopk iyi biliyoruz. Fikstür'ün zor kısmı başlıyor artık bunsan sonra bizim için. Ligin ilk yarısını 2'ye ayıracak olursak ilk bölümde fikstürümüz çok daha rahattı. Bundan sonra zorlu maçlar başlayacak. İlk devrenin bu ikincis yarısınında da bu performansı sürdürebilirsek devre arası çok daha farklı şeyler konuşabiliriz. Fakat şuanda hedefleri saptırmaya, havaya girmeye hiç gerek yok. Biz aynı istikrarda yolumuza devam edelim, bu şekilde gidersek de yolun bizi götüreceği yer zaten belli...

Taraftar için de ayrı bir parantez açmak lazım. Dün akşam 19 Eylül'ü soğuk havaya, sağanak yağışa ve naklen yayına rağmen dolduran taraftarımıza teşekkürler. Şunu ayırt etmek gerekir. 19 Eylül'ün dünkü havası zaten olması gereken bizim normal standartlarımız. 2 sene önce 8. hafta galip gelememiş, gol atamamış takım 19 Eylül'de 13-14 bine, geçtiğimiz sezon bütün maçlarda en az 10 bine oynuyorsa bu sezonu farklı değerlendirmek lazım. Dün akşam eskiye dönüş yaptı taraftar. Alınan 1 puanda da en az takım kadar hakları var. İkinci yarı takımı ittiren oyundan vazgeçirmeyen güç taraftardı. Bundan sonra da aynı şekilde devam ederiz umarım.

Son olarak, herşeye rağmen zirvedeyiz. Mutluyuz, gururluyuz. Aynen devam çocuklar..!



1 yorum:

  1. Karadeniz'in çocuğu Metin hoca önderliğinde nice başarılar Orduspor'a.

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...