29 Eylül 2012

Namağlup... Orduspor 2 - 0 Galatasaray

Ocak ayından beri dış sahada kaybetmeyen bir Galatasaray varsa, Aralık'tan beri mabette bileği bükülmeyen de bir Orduspor var..  Bu maçın atmosferinin çok daha farklı olacağı kesin.. Takımın bu maça diğer maçlardan çok daha farklı bir özgüven ve motivasyonla çıkacağı da malum. Gerçek potansiyelimizi sahaya yansıttığımız zaman Ordu'da yenemeyeceğimiz takım yok. Tribün ve takım elinden gelenin bir fazlasını sahaya yansıtacak ve bugün sahadan mutlu ayrılan biz olacağız, buna inancımız tam.
 

Maç yazısında çok fazla teknik ayrıntıya girmedik çünkü teknik ve taktik olarak Cuper'in Galatasaray'a karşı farklı bir formatta sahaya çıkacağını düşünmüyorduk. Nitekim kendi futbol doğrularımızla çıktık sahaya. Maç yazısında ve giriş kısmında belirttiğim gibi rakibimizin gücünün farkında olarak elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. En iyisini yapamasak da sahaya yansıttığımız performans maçı kazanmamıza yetti.

 Maça Galatasaray'a karşı özel bir sistemle başlamadık. Son haftalardaki bireysel performansların karşılığı olan ideal 11'imiz ile sahadaydık. Son maçları yakından takip etmeyenler ve kadro yapımızı bilmeyenler için Stancu-Barral tercihi belki şaşırtıcı gelmiş olabilir ama Cuper kendine göre doğru olanı seçti ve tercihi o yönde kullandı. Klasik önde baskıyla başladık. Çemişgezekspor ile de oynasak oyun anlayışımız belli aslında. İlk yarım saatte golü bulana kadar önde oynayan, rakibini boğan hataya zorlayan bir Orduspor, sonrasında ise bulduğu golün de avantajıyla oyunu geride kabullenip rakibini kendine çekerek kontra ataktan gol bulmak için pusuda bekleyen bir Orduspor. Dün akşam bu yönümüzü sahaya dört dörtlük yansıttık. Golü erken bulduk ama golün sonrasında da bir süre önde oynamaya devam edip sonrasında oyunu geride kabullenmeye başladık. İlk 15 dakika rakibin Selçuk İnan ve Melo gibi ligimizin üstünde iki önliberoya sahipken onları uzun topla çıkmaya mahkum etmemiz önde oynadığımız oyunun meyvesini nasıl verdiğinin en bariz göstergesi bence. Her maçımızda hayalini kurduğum bir durum da yok değil.. Galatasaray'a karşı ve diğer takımlara karşı oynadığımız maçın ilk 25-30 dakikalık kısmını neden 90 dakikaya yaymaya çalışmadığımızı merak ediyorum mesela. Aşırı efor sarfediyor takım o bölümde farkındayım ama maçların ilk periyodundaki anlayışı 90 dakikaya yayabilen bir Orduspor hayali hakikaten çok güzel..

Maça iyi başlayıp erken bulduğumuz golün de etkisiyle oyunu kendi yarı alanımızda daha erken kabullendik. Dün sahaya bazı yönlerimizi çok iyi yansıttık ama bazı açılardan çok çok iyiydik demek yanlış olur. Spor programlarının çoğunda göklere çıkarılıyoruz, övülüyoruz ama görmezden gelmememiz gereken şeyler de oldu. Galatasaray gibi bir takıma pozisyon vermek çok normal ama genel olarak yapmamız gereken hatalar yaptık ve Galatasaray'a pozisyonlar verdik. Son vuruşlarda Burak'ın beceriksiz olmasından dolayı bu maçta şansın bizim yanımızda olduğunu söyleyebiliriz. Çoğu maçta oyunu kendi yarı alanımızda kabullenip rakibin açıklarını kolladık ama bireysel hatalar sebebiyle bu kadar pozisyon verdiğimiz bir maç da olmadı. Galatasaray'a geniş alan bırakmadığımız için Galatasaray; Umut, Elmander ve Burak ile bulduğu klasik pozisyonlarını bulamadı. Defansda 11 kişi topun arkasında önde, ortada ve geride çizgi halinde çektiğimiz setler çoğu pozisyonda Galatasaray'ı uzun top oynamaya etti. Uzun topları da Agus ve İbrahim Kaş'ın çok iyi bir şekilde karşıladığını söyleyebiliriz. Oyunu iyice geride kabullenip geriye çekildiğimiz bir anda sadece 4 pasla 7 saniye gibi bir sürede Galatasaray kalesine gidip Stancu ile bulduğumuz gol de maçın belkide Hasan Kabze'nin rövaşatasından da güzel tarafıydı. Sonuç olarak kendi doğrularımızla, kendi doğrularımızı tam olarak sahaya yansıtamamıza rağmen güzel ve özel bir galibiyet aldığımızı söyleyebiliriz.

Barral'ın neden oynamadığı konusundan da bahsedecek olursak, son haftalara baktığımızda bu hafta kadro olarak kimin kesileceği merak zaten konusuydu. Monje'nin yokluğunda başarılı olmuş Hasan Kabze, Barral, Stancu üçgeni İstanbul Belediye maçında sekteye uğrayınca maçın son anlarında Cuper Monje'ye şans vermiş, Monje de Stancu'ya alda at dediği golde yaptığı asist ile Galatasaray maçı için hazır olduğunun sinyalini vermişti. Hasan sol açıkta Monje'nin yokluğunda iyi maçlar çıkardı ama Galatasaray maçında Monje'nin solda oynaması zorunluluktan öte şarttı. Son maçlarda iyi oynayan Garcia-Umbides ikilisini, Fornezzi'yi, Agus'u da kesemeyeceğine göre Cuper'in yabancı sıkıntısını ön tarafta halletmesi gerekiyordu. Ya Stancu, yada Barral'a kulübe yolu görünecekti. Cuper bu ikili arasından Stancu'yu tercih etti ve ön tarafta Stancu - Hasan Kabze ikilisi ile maça başladık. Barral, Stancu'ya göre rakip defansı çok daha fazla yıpratan ve tehdit unsuru oluşturan bir futbolcu olmasına rağmen Stancu'nun forma giydiği son iki haftadaki performansından dolayı Cuper'in adil bir seçim yaptığını çok açık söyleyebiliriz. Nitekim her maçın ilk yarım saatinde uyguladığımız yoğun presin de bir getirisi olarak Stancu'nun ilk yarım saatte görevini çok iyi yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Oyundan düştüğü dakikalarda bizler Barral'ın girmesini beklerken attığı gol ise hakikaten bu maçın balı kaymağı oldu..

6. hafta geride kalırken namağlup durumdayız ve liderin bir puan gerisindeyiz. Geriye baktığımız zaman iddaa ettiğimiz bir şey var. Takımın potansiyelinin farkında olduğumuz için çoğu maçta yeterince iyi oynayamadığımızı düşünüyoruz. Tam anlamıyla kendimizi sahaya yansıtamadığımız halde ligde bu konumda olmamız bile takımın nasıl bir kalite olduğunun bariz bir göstergesi olsa gerek. Farklı bir yapımız var. Biz bile hala tam anlamıyla çözebilmiş değiliz. Bu galibiyetin psikolojik etkilerini olumlu kullanabilirsek önümüzdeki Kastamonu, Karabük ve Elazığ maçlarını kayıpsız geçip çok daha farklı bir boyutta ligi sürdürebiliriz.

3 yorum:

  1. Takımına inanmayan taraftarımıza, truvuvalara, içmizdeki irlandalılara ve Kulübümüze, Başkanımıza b.k atanlara kapak !

    YanıtlaSil
  2. Morbeyaz Iğdır29 Eylül 2012 20:11

    Herşey tam da istediğimiz gibi yolunda çok şükür. Ancak çok çabuk normale dönüp yere basmalıyız. Böyle sonuçlara takılıp ilerleyen maçlarda hüsrana uğramamak adına Cuper önlemini alacaktır. Yine "düşük maliyet yüksek başarı" adına herşeyi yapan cuper ve öğrencilerine sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. maçtan önce 3 atarız 5 atarız diyen cimbom fanatikleri nerde..işleri zaten boş boş atmak..herkes gördü ordusporu ve 3-5 nasıl atılacağını..çakma cimbomlulara kapak olsun..

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...