12 Mart 2012

Orduspor 1 - 1 Beşiktaş | Hakeme Ne Demeli ?


İstanbul takımlarıyla oynadığımız klasik karşılaşmalardan biri oldu yine. İlk yarıdaki Fenerbahçe maçı, Ordu'daki Fenerbahçe maçı ve bu maç... Sahada kazanmayı hak eden takım hep bizdik ama tecrübesizliğimizin sonucu bize yine iki puana mal oldu. Sahada oynanan futbolu, verilen mücadeleyi bir kenara koyarsak söylememiz gereken diğer şey ise ; İstanbul takımlarına karşı maç kazanabilmek için öncelikle sahada iyi niyetli bir hakemin olması gerekiyor. Biz Mustafa Kemal Abitoğlu'na rağmen dün kazanabilirdik ama olmadı.

Savunma anlamındada, hücum anlamındada dün sahaya doğru şeyler yansıttık. Ama bir türlü son noktayı koyamadık. Beşiktaş'ın Atletico maçının yorgunluğundan faydalanmak için önde basarak onları hataya zorladık ve bunda başarılıda olduk. Beşiktaş topla çıkarken kazandığımız topları iyi kullanabilseydik maçın ilk yarısını çok daha farklı bir şekilde tamamlayabilirdik ama onların topla çıkarken yaptığı beceriksizliği biz pozisyonları harcayarak geri iade ettik. Hakan Özmert kendi performansından ne kadar memnun bilmiyorum ama Hasan Kabze'nin sakatlığından sonra ilk 11'de çıktığı hiçbir maçta bizim beklediğimiz performansa yaklaşamadı. Hücumda neticelendiremediğimiz çoğu pozisyonda onun imzası vardı desem abartmış olmam. Attığımız goldeki payı büyük ama Hakan Özmert'in beklentilerimize yanıt verdiğini söyleyemeyiz. Onun son toplardaki beceriksizliğide sonuç olarak tandemden başlayıp en uca uzanan olumlu futbolun olgunlaşamamasının nedenlerinden biri oldu.

Hakemin sonuca etki ettiği maçın son 10 dakikasında gerçekleşen iki pozisyon
Son maçlara nazaran defans hattında sıkıntı yaşamadık. Sedat, Yalçın ikilisine çok fazla iş düşmedi. Selçuk ve Garcia'da görevlerini gayet iyi yaptılar. Defansta bariz sıkıntı yaşamamamıza rağmen Edu'nun attığı güzel ve ekstra olan golle Beşiktaş puanı aldı. Hak ederek mi aldı orası tartışılır ama o gol çok ekstraydı. Bizim defans olarak iyi bir görüntü vermemizin diğer nedeni ise Beşiktaş'ın olumsuz futboluydu. Fernandes dışında sahada göze batan futbolcuları yoktu. Bizim son toplardaki beceriksizliğimiz, Edu'nun attığı ekstra gol, Abitoğlu'nun sonuca etki eden kararları voltranı oluşturdu ve Play Off yolunda çok önemli iki puanı kaybettik. Kaybedilen iki puana rağmen takıma söyleyecek sözümüz yok. Bazen böyle oynayın canımızı yiyin dersiniz ya, aynen öyle yürekten oynadık dün Beşiktaş karşısında. Bireysel olarak bir iki futbolcumuzun formsuzluğu vardı ama göze batan o eksikliklere rağmen takıma söyleyecek bir sözümüz yok. Tribün ve sahadaki futbolcularımız bu maçı kazanmak için herşeyi yaptılar ama bazen olmuyor işte.

Bütün bu güzellikleri dile getirmişken dün sahada yaşanan olaydan bahsetmeden olmaz. Culio ve Gosso arasındaki gerginlikten... Hem Culio hemde Gosso maça gerçekten çok iyi başladılar. Culio son maçlarda hiç görmediğimiz kadar olumlu işler yapıyor, Gosso'da Afrika Kupasından döndükten sonra ilk defa kendi öz futbolunu oynuyordu. Takımımız golü buldu bulacak derken sahada bu ikilinin birbirini tartaklaması, Gosso arkasını dönüp giderken Culio'nun bacağına hafif bir tekme sallaması, sonra Gosso'nun arkasında dönmesine rağmen o anda sakin kalmayı başarabilmesi... O anın 10 saniye sonrası baraj kurulurken ikilinin birbirine sarılması bir nebze içimizi ferahlattı ama yaşananların gerçekten izahı yok. Bu ikilinin maça çok iyi ve hırslı başladığını söyledim. Yaşananları aşırı konsantrasyona yoruyorum. Normal şartlarda sahadaki bu olayın karşılığı çok ağır cezalar olmalıdır ama ikilinin sınırı aşmalarına rağmen saniyeler sonra yan yana gelmeleri ve devre arasında gerginliğin giderilmesinden dolayı herhangi bir yaptırım uygulanmayacak.

Ligin bitmesine 4 hafta var. Çoğu kişi unumuzu eledik eleğimizi astık havasında ama neden bu kadar erken havlu atılıyor ? İlk 8 ile aramızda 4 puanlık fark var. Oynayacak olduğumuz 4 maç ve alınması muhtemel 12 puan var. Bu karşılaşmalar tabikide kolay karşılaşmalar değil, rakipler güçlü ama matematiksel olarak iddiamız sürüyor. Maçlarımızı kazanmamız dahilinde ulaşabileceğimiz bir hedeften bu kadar erken vazgeçmemizin, zaten kümede kaldık onu gönderelim, bunu oynatalım, şunu oynatalım dememizin mantıklı bir açıklamasını göremiyorum ben. Kalan 4 maçımızada aynı ciddiyetle çıkıp ligi bitirebildiğimiz kadar iyi bir noktada bitirmeliyiz. O yüzden şunu futbolcu gönderip, gençlere yer verme vakti değil şuan içinde bulunduğumuz durum. 4 hafta daha aynı ciddiyetle yolumuza devam edip, bu konuşmaları lig bittikten sonra yapmak çok daha mantıklı. Culio-Gosso olayı, Stancu mevzusu, Culio'nun kalıp kalmayacağı ve benzeri düşüncelerin hepsinin üzerine sünger çekip bu mevzuları ligin sonuna kadar idare etmeliyiz.

Yazmak istediğim çok şey vardı. Yazıya başlarken aklımda olan şeylerin çoğunu atladım ama sonuç olarak faiş hakem hatalarından dolayı Ordu'da 2 puanı kaybettik. Genel kanının aksine hiçbirşey bitmedi. Orduspor ortada bir umut varsa sonuna kadar kovalamlıdır. Geriye kalan 4 hafta alınacak olan 12 puan var. Bunu başaramayacak bir takımda değiliz. O yüzden lig sonuna kadar aynı bütünleşme ile takımımızın arkasındayız.

2 yorum:

  1. Ne hakem hatası ne Hakan'ın formsuzluğu ne de kaybedilen 3 puan gözümde yok . Maçı izlerken beni üzen tek hadise Culio ve Gosso olayı.. İnanılmaz üzüntü duydum umarım böyle şeyler bir daha asla yaşanmaz takımımız içinde..

    YanıtlaSil
  2. Arkadaşa katılıyorum... Yani bu maçı yenilsek yine üzülmezdim ama culio ve gosso nun böyle kavga etmeleri çok kötüydü...

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...