1 Ocak 2012

26 Yıllık Özlemin Sona Erdiği 2011 Yılında Orduspor

2011 yılı geride kalırken Orduspor adına dolu dolu bir yılı geride bıraktığımızı söyleyebiliriz. Her ne kadar zor günlerden geçmiş olsak da 29 Mayıs gecesi yaşanılan mutluluk bile 2011 yılını iyi hatırlamamıza yeter. Dile kolay 26 yıllık bir hasretin sona erdiği bir yılı geride bıraktık ve hedefler birden bire aşırı derecede büyüdü. 2011 yılının Ocak ayından başlayarak bizim adımıza önemli tarihleri, yaşanan düşüşleri, mutlulukları ve üzüntüleri tekrardan hatırlayalım ve 2011 defterini kapatıp önümüze bakmaya başlayalım.


1 Ocak 2011
Geçtiğimiz yıl 2011'e merhaba dediğimiz sıralarda Bank Asya 1. ligde ilk yarı sona ermişti ve devre arasıydı. Şampiyonluk parolasıyla yola çıkan takımımızın gidişatından son derece memnunduk ve Süper Lig konusunda hiç bir tereddütümüz yoktu. Nitekim puan tablosuda bizim bu güvenimizi doğrular nitelikteydi. Ligin ilk yarısı geride kalırken liderin 1 puan gerisinde averajla 3. sırada yer alıyorduk...

30 Ocak 2011 | Lideriz
2011 yılına girmemizle beraber 2. yarıya çok iyi bir başlangıç yapıyorduk. 18. hafta Ordu'da karşılaştığımız Erciyesspor karşısında gayet iyi bir futbol oynayıp Mehmet Ayaz'ın golüyle sahadan galibiyetle ayrıldığımız bir hafta önceki maçın ardından 30 Ocak günü deplasmanda oynadığımız Giresunspor maçından 2-0'lık galibiyetle dönerken gollerimizi Mehmet Ayaz atıyordu. Mehmet 2 hafta gol yükünü çekerken takımda 19. hafta sonunda ligin yeni lideri oluyordu. 2. yarı başlarken ligin zirvesinde olan Denizlispor ise 7. sıraya kadar geriliyordu...

7 Şubat 2011 - 20 Şubat 2011 | Kötü Futbol, Kaos...
2. yarıya fırtına gibi başlayıp iyi futbol ile birlikte liderliğe kadar yükselmişken takımda anlamsız bir düşüşün baş gösterdiği bir dönem 7 Şubat ve 20 Şubat arasındaki dönem. 3 haftada 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik alırken ligin başından beri belkide ilk defa çatlak sesler ortaya çıkıyordu. Özellikle 14 Şubat'ta Ordu'da oynadığımız ve 4-2 mağlup olduğumuz GBB maçının basın toplantısında Uğur Tütüneker ve basın mensupları arasında yaşanan tartışma işlerin yolunda olmadığının kanıtı gibiydi. Huzursuzduk. Çünkü 2 haftada takımın yaşadığı düşüş, sahada gördüğümüz ruhsuz futbolcu topluluğu, oynanan kötü futbol bizleri tedirgin ediyordu. Taraftarın itiklemesi, şehrin bütünleşmesi ve bir çok güzel unsur vardı ama deyim yerindeyse 2 haftada bu tılsım bozulmuş darmadağın olmuştuk... 20 Şubat 2011 tarihi ise Rize'de deplasmanda 3-0 mağlup olduğumuz tarih. 2 haftadır yaşanan gerilimin üzerine Rize'den boynu bükük dönüyorduk. Taraftar ve takım dönüş yolunda karşı karşıya geliyor, taraftar oynanan kötü futbolun hesabını uygunsuz bir şekilde sormaya kalkınca içinde bulunduğumuz kötü süreç çok daha kötüye gidiyordu...

28 Şubat 2011 | Ayağa Kalktık, Takım ve Taraftar Barıştı...
Akhisar Beleyediye maçı ile başlayan deplasmandaki Altay maçı ile sonlanan iki haftalık bir yalancı bahar yaşadık. Ordu'da Akhisar karşısında 4-0 galip gelirken takım ve taraftar deyim yerindeyse yaşananların üzerine sünger çekiyordu. 3 haftalık kötü futboldan sonra Ordu'da 4 gol atarak 3 puanı almak morallerimizi yerine getiriyordu. Sonrasında Altay deplasmanından 2-0 galibiyetle dönüyorduk ve 3 haftalık yaşanan kaos sürecinin ardından tekrar ligin zirvesine çıkıyorduk. Fakat dediğim gibi bu bir yalancı bahardı ve zor bir sürecin içine giriyorduk. Ligin sonuna doğru yaklaşıyorduk ama her geçen gün takımın üzerine binen yük ve stres fazlalaşıyordu. Uğur Hoca'nın ligin başındaki halinden eser yoktu. Heyecanını kaybetmiş gibiydi ve tercihleri, oyuncu değişiklikleri oldukça fazla eleştiriliyordu...

13 Mart 2011 | Mersin Mağlubiyeti, ''İlk 2 Olmazsa Bunun Play Off'u Var''...
Bahsetmiş olduğumuz baharın yalancı olduğunu anladığımız maçtı Ordu'da Mersin İdman Yurdu'na mağlup olduğumuz maç. Takımın 1-2 haftalık kıpırdanması bile bize dünya kadar hayal kurdurmuş iken takımın çok kısa zaman dilimi içinde kepaze denilebilecek kadar kötü oynaması, Uğur Hoca'nın kötü gidişata dur diyememesi taraftarın sabrınıda artık tüketiyordu. Taraftarını sabrını tüketen şey ise kaybedilen puanlar değil oynanan kötü futboldu. Rahatlıkla ilk 2'den çıkabileceğini düşündüğümüz takımımız önüne geçilemeyen düşüş ile birlikte ilk 2 potasından gün geçtikçe uzaklaşıyordu. Ligin başından beri bu takım ilk 2'den Süper Lige çıkacak diyen Uğur Tütüneker bile artık ilk 2 olmazsa bunun sonrası var diyebiliyordu. Hiçbirşey için geç değildi, erken bir reaksiyon ile tekrar o yarışa ortak olabilirdik aslında Uğur Hoca'da bazı şeylerin farkındaydı...

21 Mart 2011 | Uğur Tütüneker İstifa Etti
Mersin maçından sonra İstanbul'da Kartalspor karşısına çıkıyorduk. Kartalspor karşısında 2-0 öne geçtikten sonra 5 dakikada yediğimiz gol ile 2 puanı bırakıyorduk ve artık bir gerçek vardı. Hedef ilk 6 idi. İlk 2 treni uzaklara gitmişti. Uğur Hoca olaydan kopmuş, takıma olan hakimiyeti sıfırın altındaydı. Herşey baş aşağı giderken bir reaksiyon ve heyecan gerekiyordu. O reaksiyonda Uğur Tütüneker'in gidişiydi... Uğur Hoca artık kötü gidişata dur diyemediğini görünce istifasını yönetime sundu ve yollarımız ayrıldı. Takımı 26. hafta 41 puanla 6. sırada yeni gelecek olan hocaya teslim ediyordu Uğur Tütüneker. Kendisinin inanmayıp yarı yolda bıraktığı takım 2 ay sonra Ankara'da 26 yıllık özleme son verecekti ama artık o yoktu...

23 Mart 2011 | Yeni Hoca Metin Diyadin
Metin Diyadin aslında sezon başında takımın başına geçmesi düşünülen 1 numaradaki isimlerden biriydi. Fakat o sıralar menejerlik faaliyetleri yaptığı dolayısıyla çıkan soruşturma dolayısıyla Orduspor seçimini Uğur Tütüneker'de yapmıştı. Metin Diyadin o soruşturmadan aklandı ama sezon başında gerçekleşmeyen transfere rağmen Orduspor'u hep yakından takip eden bir hoca oldu. Belkide takımın tökezleyeceği zaman ilk fırsatta direksiyona geçeceğini biliyordu. Bizim adımıza bir şanstı bu. Çünkü takımın iyi ve kötü zamanlarını yakından gözlemleyen, ligi takip eden, takımı tanıyan bir hoca başa geçiyordu ve Metin Diyadin bizim adımıza yeni bir heyecan idi.

27 Nisan 2011 | Metin Diyadin ile 4 hafta, 4 Beraberlik...
Metin Diyadin'in gelişi ile beklediğimiz reaksiyon gerçekleşmemişti. Metin Diyadin Samsunspor maçında takımın başında 4. maçına çıktı ve bir maçtan daha takım beraberlik ile ayrıldı sahadan. 31. hafta geride kalıyordu ve artık kaçtı kaçacak, gitti, gidecek dediğimiz ilk 2 treni çoktan bizden uzaklaşmıştı. İlk 2'yi geçtik Play Off şansımızıda zora sokmaya başlamıştık artık. Geriye 3 hafta kalmıştı ve 8. sıraya kadar gerilemiştik. Son 3 hafta ligi bitiren takımlar ile oynayacak olmamızdan dolayı biraz rahattık ama Metin Diyadin'in başında olduğu maçlarda takımın galibiyet alamamış olması, beraberliğe kitlenmiş olmamız canımızı sıkıyordu. Uğur Hoca'nın sahaya etki edememesinden dolayı takımın kötüye gittiğini düşünürken aynı konuda Metin Hoca'nın da yetersiz görünmesi gerçekten can sıkıcıydı. Ligi bitiren Samsunspor ile Ordu'da 1-1 berabbere kalırken Hüseyin Kalpar yaptığı hamlelerle maçı kendi lehine çevirirken Metin Diyadin'in 90+2'de Emre Özkan'ı oyuna sokmaya yeltenmesi, haftalardır sahada sürünen Müslüm'ü ısrarla oynatması içimizdeki şüpheleri git gide büyütüyordu...


15 Mayıs 2011 | Lig Bitti, Süper Lige 3 Kala...
1 Mayıs 2011 tarihinde ligde düşmesi kesinleşmiş olan Diyarbakıspor'u deplasmanda 3-0 mağlup ettik. Sonrasında yine ligde bir iddiası olmayan iki ekipten Karşıyaka'yı Ordu'da, Denizlispor'u ise depmanda mağlup edip normal sezonu 54 puanla 4. sırada tamamladık. Sezonun başından beri bi iyi, bir kötü gittiğimiz ligde ilk ikiye kalamasak bile 26 yıllık özleme son vermek için artık sadece 3 maç daha vardı önümüzde. Tam avucumuzdan kayıp gidecekken sıkı sıkı tutmuştuk deyim yerindeyse. Bundan sonrası için artık ne takımın oynadığı futbol, ne hocanın takıma verdiği teknik taktiğin önemi vardı. Ligin başından beri gerçekten inanan, en sıkıntılı zamanlarda bile ''Bu Takım Bu Sene Süper Lige Çıkacak'' diyen taraftar iteleye iteleye bu takımı Süper Lige çıkaracaktı. Artık başka bir ihtimali düşünmek bile istemiyorduk.

23-26 Mayıs 2011 | Çaykur Rizespor Play Off Maçları
23 Mayıs gecesi Play Off ilk maçında Ordu'daki ilk gece maçına çıkıyordu. Yaşanan kötü günlere rağmen tek bir gerçek vardı. Sadece 3 maç kalmıştı ve ne pahasına olursa olsun buraya kadar getirdikten sonra avucumuzdakini vermeyecektik. Çaykur Rizespor ligin sonlarına doğru bir iyi bir kötü oynasada zorlu bir maç bizi bekliyordu. Zaten söylediğimiz birşey vardı. Rize'yi geçersek çıkarız Süper Lige... Rizespor Uğur Hoca'nın sonunu getiren maçlardan biri olan Rize'de 3-0 yenildiğimiz maç ile biliyordu bizi ve belkide küçümsüyordu. Ama o Orduspor ligin en kötü Orduspor'uydu...

Ordu'da 23 Mayıs akşamı stad 3 saat önceden doldu. Heyecan dorukta. Sanki bu maçın ardından Süper Lige çıkacağız öyle bir hava var. Saat 20:00'da maç başladı. 5. dakikada Ahmet Kuru'nun attığı gol çok erken gelmişti. Sahada inanılmaz bir Orduspor vardı. Dalga dalga Rizespor kalesine gidiyorduk ve gollerin devamı geliyordu. 17. dakikada Müslüm, 35. dakikada İrfan'ın penaltısıyla farkı 3'e çıkarıyorduk. Tribünlerin itelemesi, takımın dört dörtlük futbolu herşey rüya gibiydi. 41. dakikada Kostovski'nin attığı gol ise artık finalin kapısını açıyordu... Maç bittikten sonra herkes sahaya atlamış galibiyeti kutluyorduk. Ama aslında galibiyet değil şampiyonluktu kutladığımız...

Rövanş
26 Mayıs'da Rize'de oynayacağımız maç hakkında bir kuşkumuz yoktu ama Rizespor'un direnç göstereceğini düşünüyorduk. Aklımız artık 29 Mayıs'da Ankara'da oynayacağımız maçtaydı ama oynamamız gereken bir maç vardı. Rizespor maçın başlarında biraz direnç gösterse de İrfan'ın 38. dakikada attığı gol ile maç artık bitmişti. Ordu'daki maç gibi farklı sonuçlanabilecek bir maçtı ama karşılıklı goller ile maç 3-3 sona erdi. Artık tek yol vardı. O yol da Ankara'ya gidiyordu. Tek bir maç kalmıştı...


29 Mayıs 2011 | Sevinç Gözyaşları, Şampiyon Orduspor, 26 Yıl Sonra Sona Eren Özlem, Tarifsiz Duygular...
Tek bir engel kalmıştı. Yolun sonuydu artık. Söylenecek söz kalmamıştı. Tek bir maç, tek bir 90 dakika... Duyguların, içimizdeki heyecanın tarifi yok. Ankara'nın her tarafı mor beyaz. Ordu Ankara'ya akmış. Maçın başlangıç düdüğünden 2 saat önce Ankara 19 Mayıs stadı doluyor. Maç öncesinde takım sahaya çıkmadan tribünlerin girdiği havayı anlatmak, kelimeler dökmek çok güç ama aynı havayı maç boyunca yaşayamadık. Bağırmaya, destek vermeye çalışsakda olmuyordu. Sahadakilerden daha heyecanlıydık. Gaziantep BB zaman zaman kalemizde tehlike yaratsada Ahmet Kuru'nun direkte patlayan kafa şutu haricinde net bir pozisyon yoktu... 2. yarı kısır orta alan mücadelesi ile geçerken bizlerde yavaş yavaş umutsuzluğa doğru sürükleniyorduk. Maçın uzatmaya gitmesi durumunda içimizden bir ses Gaziantep Belediye alır götürür diyordu. Dakikalar 88'i gösterirken Gbb defansından dönen top İrfan'ın önüne düştü. İrfan aradan öyle güzel attıki Ahmet'e, Ahmet bir anda kaleciyle karşı karşıya kalıverdi. O an , o saniye kalplerimiz durdu. Top yuvarlandı ve kaleye girdi. GOL. Golden sonrasını nasıl anlatırım bilmiyorum ama biribirini tanıyan tanımayan herkes sarılmıştı. Çok fazla sevinç çığlıkları yoktu. Yutkunuyorduk. Gözler dolu dolu, sahada futbolcular, kenarda teknik ekip, tribünde taraftar sessiz sessiz ağlıyordu. Sevinç gözyaşları ve 26 yıl sonra biten özlem. O özlemin sona erdiği 29 Mayıs gecesi 2011 yılının hafızalarımızdan silinmeyecek en yegane anısı...

31 Mayıs 2011 | Jerry'in Vedası
Şampiyonluk sevinci sonrasında bir çok gidiş oldu. Bilal gitti, Mehmet Ayaz gitti birçok gidiş oldu aslında ama Jerry'in vedasıda önemliydi bizim adımıza. Takımda en çok kalmasını istediğimiz isimlerin başındaydı ama sezon içinde sakatlığı, sonrasında formayı Numan kaptırmasından dolayı çok öncelerden Manisaspor'a imza atmıştı Jerry. Ordu'daki şampiyonluk kutlamasından birgün sonra onu Manisaspor formasıyla imza töreninde gördük. Yolun açık olsun Karaoğlan demiştik. Süper Ligeki ilk sezonunda gayetde iyi bir performans sergiliyor. Umarız başarılarını deva ettirir.

16 Haziran 2011 | Sportif Direktörlüğe Volkan Ballı Getirildi

Başkanımızın dilinden düşürmediği kurumsallaşmanın son halkalarından biri olmuştu Volkan Ballı. Önemli yabancıların Türkiye'ye gelmesinde rol oynayan, yönetici olarak Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig tecrübesi yaşayan bir isimdi. Fenerbahçe'de görev alırken taraftar tarafından çok sevilmesinden dolayıda bu durum bizi memnun etmişti. Metin Diyadin de kendisiyle çalışmak istemişti.

25 Haziran 2011 | Güven Abi Aramızdan Ayrıldı
Söyleyecek çok fazla söz yoktu. Güven Abi mücadele etti o illet hastalıkla ama yenilmişti, yenik düşmüştü Karadeniz'in acımasız hastalığına. Onu öldüren aramızdan alan Çernobildi, kanserdi. Karadeniz'de kaç ocağa atel düşmedi ki 26 Nisan 1986'dan sonra... Takımın her zaman yanındaydı. Şampiyonluğu görmüştü ama Süper Ligde bir maç dahi izleyemeden aramızdan ayrıldı.

4 Ağustos 2011 | Volkan Ballı İstifa Etti

Olumlu bir şekilde karşıladığımız Volkan Ballı birlikteliği uzun ömürlü olmamıştı. Yetki ve güç karmaşıklığından dolayı Volkan Ballı ile yollar ayrılıyordu. Volkan Ballı'nın yönetimin ve Metin Hoca'nın haberi olmadan bazı konularda insiyatif kullanması taraflar arasında güven duygusunun incinmesine yol açıyordu ve birliktelik çok fazla uzun sürmeden Volkan Ballı'nın istifası ile sonlanıyordu. Sonrasında yaşanan tatsız diyaloglar ise olayın tuzu biberiydi...

5 Ağustos 2011 | Juan Emanuel Culio Orduspor'da

Tam transfer bitti derken ekstra bir hamle idi Culio'nun Orduspor'a gelişi. Transfer bitti diye söylenirken çok gizli sürdürüldü görüşmeler ve Culio Orduspor'a kazandırıldı. Kiralık olmasının yanı sıra sözleşmesinde bulunan opsiyon ise olayın güzel yanıydı. İlk devre sona ererken Culio her ne kadar istediğimiz performansı sahaya yansıtamasada vizyonumuzu bir tık yukarıya taşıdığı bir gerçek.

23 Ağustos 2011 | Nicolas Anelka, David Trezeguet
Önce Anelka sonrasında Trezeguet ismi basına yansıdı. Sosyal medyada ve bazı basın oranlarında olay dalga malzemesi oldu. Fakat ortada bir reklam yada farklı birşey yoktu. Nicolas Anelka menejerler vasıtasıyla bize önerilmişti. Taraflar karşılıklı görüştüler ama Anelka'nın yüksek maliyeti lige yeni çıkan bir takım olarak bize fazla geldi. Ekonomik olarak bir destek olsaydı Anelka'nın Orduspor forması giymesi imkansız değildi. Nitekim olayın iç yüzü ortaya çıkınca sosyal medyada olayı dalga konusu yapan herkes sindi. Trezeguet'de menejerler vasıtasıyla Orduspor'a önerildi. Çok cüzi bir fiyata Orduspor forması giyebilecekken bir gün önce Stancu'nun takıma kazandırılmış olmasından dolayı bu transferden vazgeçildi.

12 Eylül 2011 |26 Yıl Sonra Süper Lige Merhaba
Yapılan 19 yeni transfer ile sezona Fenerbahçe karşısında merhaba dedik. Culio, Dalmat, Stancu, Gosso, Fornezzi ve diğerleri. Fenerbahçe karşısına bambaşka bir 11 ile çıkıyorduk. Şampiyonluk kadrosundan ilk 11'de sadece şampiyon olan takımın yedek solbeki Emre vardı. Nitekim onun yaptığı hatadan kaynaklanan gol ile sahadan 1-0 mağlup ayrıldık. Ama oynanan futbol hepimizi mest etmişti.

27 Eylül 2011 | Yeni Bir Heyecan, Orduspor Bayan Basketbol Takımı Kuruldu
Yeni bir heyecan demiştik ki öyle oldu. Temelleri 27 Eylül'de atılan Bayan Basketbol takımımız Bayanlar Basketbol Liginde 2. sırada ve grubun en önemli takımlarından biri konumunda. Futbol takımımızın verdiği heyecanın üstüne artık Dişi Menekşelerin maçları ile tırnaklarımızı yer duruma geldiğimize göre Basketbolu'da ne kadar sahiplendiğimiz ap açık ortada. Umarız sezon sonunda Potanın Menekşelerini Bayanlar Basketbol 1. Liginde görürüz.

23 Ekim 2011 | Süper Ligde 7. Hafta Geride Kalırken 3. Sıradayız
Ligin ilk haftası Fenerbahçe karşısında alınan mağlubiyet sonrası takım yükselişe geçti. Karabükspor, Eskişehirspor ve Ankaragücü karşısında alınan galibiyetlerden sonra üçte üç yaptık ve 3. sıraya kadar yükseldik. Ligin en az gol yiyen takımı durumuna geldik. Tarihle paralel bu tarihin analizini yaptığımızda gayet güzel zamanlardı ama işin acı boyutu ise 23 Ekim 2011'den bu yana ligde GALİP gelemiyoruz.

20 Kasım 2011 | Tılsım Bozuldu, 9 Haftalık Yenilmezlik Serisi Sona Erdi
Bursaspor maçından sonra yaşanan süreç artık kendini belli etmeye başlamıştı. İyi gittiğimiz zamanlarda bile dile getirdiğimiz gol atamama sorunu başımıza bela olmuştu. Mağlup olma vaktinin geldiğinin farkındaydık aslında. 20 Kasım'da Kayseri deplasmanından mağlubiyetle dönmemiz takımdaki bütün dengeleri alt üst etti. Metin Diyadin'in gidişinden Hector Cuper'in gelişine yaşanan sürecin ilk halkasıydı bu tarih.

11 Aralık 2011 | Mağlubiyet Serisi 5 Maç Oldu
5 haftalık süreç çok zorlu geçmişti bizim adımıza. Antalyaspor maçından sonra yaşanan süreç ortadaydı ve bu durumun sorumlularından biride Metin Diyadin'di. Ortada 8 haftadır kazanamayan, 5 haftadır mağlup olan, kötü bir futbol oynayan takım, kötü futbola çare bulamayan bir hoca, oyuna etkinin sıfır olduğu kenar yönetimi, kötü gidişata rağmen aynı sistem ve isimlerle sahaya çıkmaya devam eden bir takım vardı. 5 haftadır Metin Diyadin'e karşı yükselen sesler artık doruk noktasına ulaşmıştı. Metin Diyadin ise bu seslere kulağını tıkayıp herkesin gözüyle gördüğü yanlışlarda ısrar edince kaçınılmaz duruma doğru yol almaya başladık...

13 Aralık 2011 | Metin Diyadin İstifa Etti
''Her ayrılık üzüntü verir ama bu sefer biraz daha karmaşık duygular içerisindeyiz. Metin Hoca'nın Süper Lige çıkışımızdaki etkisini inkar edemeyiz ama vefa ve sadakat duygusu da bir yerden sonra anlamını yitiriyor malesef. Yaşanan olumsuz süreç onun da ''buraya kadar'' demesine yol açtı ve yollar ayrıldı.'' demişiz Metin Diyadin'in istifasından sonra. Zorlu bir süreçti ve bu sürecin üstesinden gelemedi Metin Diyadin. Takım yere düştükten sonra bir türlü takımı ayağa kaldıramadı. Herkesin yanlış dediği şeylerde sırf inatları ve egoları ile hareket edip ısrarcı olunca bir nevi kendi sonunu hazırladı. Artık bazı şeylerin düzelmeyeceği, Metin Hoca'nın bu yolda bizimle yürüyemeyeceği ap açık ortadaydı. Ve olması gereken oldu. Metin Diyadin ile 13 Aralık günü yollar ayrıldı...

19 Aralık 2011 | Yeni Teknik Direktörümüz Hector Cuper

2011'in son günlerinde yoğun bir gündemin içindyedik. Kötü gidişat, Metin Diyadin'in ayrılığı ve sonrasındaki hoca arayışları içinde adayların durumu derken takımın başına Hector Cuper'in getirildiği açıklandı. İsim ilk patlak verdiği zaman Ntvspor gibi kanallarda ve sosyal medyada olayın dalga boyutu konuşulurken biz hep Hector Cuper verimli olur mu olmaz mı onun istişaresini yaptık.

23 Aralık 2011 | Trabzonspor Mağlubiyeti ile İlk Yarıyı Tamamladık
Metin Diyadin gitti, Hector Cuper geldi derken son iki hafta takımı maçlara alt yapı hocaları hazırladı. 5 haftalık mağlubiyet serisi Galatasaray ve Trabzonspor maçlarında alınan mağlubiyetlerden sonra 7 maça çıktı ve devreyi Trabzonspor'a 4-1 mağlup olarak tamamladık. Sonuç olarak ilk yarıda 17 maçta 14 gol atıp 21 gol yiyen, 4 galibiyet, 5 beraberlik ve 8 mağlubiyet alıp devreyi 17 puanla düşme hattının 5 puan üzerinde tamamlayan bir Orduspor vardı.

29 Aralık 2011 | Orduspor Kulübü 58. Madde İçin Öneride Bulundu

1 yıllık süreç içerisinde şike soruşturması kapsamında yaşanan olayları ele alma gereği duymadım. Ama Orduspor kulübünün bu süreç içerisindeki duruşu her kesim tarafından takdir edildi. Nitekim çoğu Anadolu Kulübü süreç içerisinde fikir dahi beyan etmekten kaçınırken, haftalardır tartışma konusu olan 58. madde konusunda kulübümüz bir çalışma gerçekleştirdi ve bu taslağı kulüplere sundu.

***

Sonuç olarak 2011'in ilk günlerinde Bank Asya 1. ligde zirve mücadelesi veriyordu ve hedef Süper Lig idi. Bu hedefi gerçeğe dönüştürdük. 2012'in ilk günlerinde Süper Ligdeyiz ve hedef 26 yıl sonra çıktğımız bu ligde tutunmak. 2011 yılı Orduspor'un çağ atladığı yıl oldu diyebiliriz. Kurulsallaşmanın tavan yaptığı, kulübün kabuklarından sıyrılıp yep yeni bir vizyon kazandığı bu yılda 26 yıllık özleme de son verdik. Yükselişte olan başarı grafiğimiz umarız 2012 yılında devam eder.

3 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Yine uzunluğuna rağmen bir çırpıda okudum. 2011 yılında ne çok şey yaşamışız.
    En güzeli 29 Mayıs gecesi ama.

    Bu arada Uğur Hoca'da da Metin Hoca'DA da hep aynı şeylerken yakınmışız.

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...