16 Mayıs 2011

Kalan Üç Maçın İlk İkisi Ç.Rizespor İle

Uzun zamandır sıkı takipçisi olduğum blogun artık bir yazarı olarak merhaba diyorum sizlere. İlk yazımda Play off’taki rakibimiz ÇaykurRizespor’u mercek altına alacağım.

Tam 20 sene yaşadığım kentin takımı, geçmişte inişli çıkışlı performansıyla süper ligde zaman zaman ses getiren ama bir türlü istikrarı sağlayamayan bir takım Rizespor. Kadrosundaki oyuncuları tek tek ele alırsak ne kadar kaliteli bir takım olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz.

Bu sene sergilediği performans ile iç sahada çok iyi ama dış sahada tam tersini ortaya koyan bir takım Rizespor. Bana göre oyuncu yapısı nedeni ile böyle bir performans sergiliyorlar. Kadrosundaki oyuncuların büyük çoğunluğu hücum oyununu seven yaratıcı oyuncular. Deplasmanlarda defansif anlamda sıkıntı yaşamaları ise bundan kaynaklanıyor.

Defansta Koray Avcı’nın ekstra performansı takımı ayakta tutan etkenlerden. Tecrübesiyle tüm takımı toparlıyor diyebilirim. Ayman’ın sezon ortasında takımdan ayrılması ile orta sahasında da eksiklikler ortaya çıkınca o bölgeyi Theo weeks ve Adu ile doldurmaya çalıştılar. Adu gerçekten üstün yeteneklerini sergiliyor ve takımına puanlar kazandırıyor. Aynı şeyleri Theo weeks için söyleyemeyeciğim. Düz bir oyuncu bana göre ve oldukça sinirli hareketleriyle dikkat çekiyor. Takımını her an eksik bırakabilecek bir kapasitede oyuncu.

Defansta ise tecrübesiyle Evren Kürkçü takımın bel kemiklerinden. Evren ile çocukluk arkadaşıyım ve beraber oynadık futbolu yıllarca. Kafa toplarında oldukça iyi ama ağır bir futbolcu. Ayaklarına da çok hakim olduğunu söyleyemem. Kostovski ile başlarsak, Evreni oldukça zorlayacak ve hata yapmasına neden olacaktır diye düşünüyorum. Zaman zamanda Sezer Özmen forma giyiyor Rizespor defansında. O daha çok genç bir oyuncu ve tecrübe anlamında eksikleri var.

Maç hakkında düşüncelerime gelirsek, Çaykur Rizespor bizi çantada keklik gibi görüyor açıkçası ve bu bizim işimize gelir diye düşünüyorum. Rize’deki maçta 3-0 gibi ağır bir skorla yenilmiş ve moral olarak çökmüştük hatırlarsanız. O maçta Uğur Hoca taktik olarak 4-3-3 dizilişi ile sahaya çıkmış ve orta saha tamamen Rizespor’un hakimiyetine geçmişti.

4 oyuncumuzda kart cezası ve sakatlıkları dolayısıyla o maçta yer alamamıştı. Peş peşe yediğimiz çok basit gollerle sahada hiçbir varlık gösteremeden mağlup ayrılmıştık. Oynayan futbolcu kardeşlerimiz de açıkçası oynadıkları oyunla bizi mahçup etmişlerdi. Hani hep dedik ya; yenilin ama iyi oynayarak yenilin diye. O gün öyle olmadı. Boynumuz bükük döndük deplasmandan. Yol bitmek bilmedi adeta dönüşte.

Şimdi elimizde bir şans daha var. Koskoca lig maratonunda en ağır yenilgiyi aldığımız takımla bir kez daha karşılacağız. Bu kez durum farklı, şartlar farklı ve en önemlisi biz artık farklıyız. Takımda inancın tam olduğunu biliyorum. Bu kez iki maçta da iyi oynayarak ve galip gelerek bizi İzmir’e peşlerinden sürükleyecekler futbolcu kardeşlerimiz.

Bu kez, ikinci maçın ardından, Rize deplasmanından coşkuyla sevinçle döneceğiz ve öyle gideceğiz İzmir’e. Denizli’de itfaiye ateşimiz söndüremedi. Hazır ateşler içinde yanıyorken bu gönüller, iki maçta da galip gelerek bir ateşte İzmir’de yakalım. Futbolcularımız o meşaleyi İzmir’de yaksın biz Ordu’yu yakalım.

Adınızı altın harflerle yazalım bu şehre.

Bu kalpler, Bu şehir hep sizinle...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...