17 Haziran 2011

1. Lig'de 6 Sene #1


Şu geldi şu gitti şu gelecek şu gelsin şu gitsin... Ne dolu bi gündem. Çıkartabildik mi Süper Lig'in tadını doya doya?

6 sene sürdü 1. Lig maceramız. Bu bölümde transferlerden uzak, anılarımızı tazeleyeceğiz. Ve yaz boyunca devam edeceğiz serilerimize. Evet 6 sene... 6 sene çektik bu ligin kahrını, bu ligde bizim kahrımızı. Çocukluğumuzda ancak teleteksten takip edebildiğimiz Orduspor'umuzu, son senelerinde televizyonlarda izlemeye başladık bu lig sayesinde. Öyle güzel anılar bıraktık bu ligde, hatırlamak istemeyeceğimiz anlarlada birlikte. Çok kez umutlandık ama hep içimiz buruk ayrıldık. Bu seneye kadar... Bu sene umutlarımızı kaybettiğimiz zamanlarda çıktık Süper Lig'e. Belirteyim ki yaşananlar, yaşadıklarımız hala rüya gibi.

Liderlikte gördük bu ligde 6 sene, son sırayı da gördük. Genelde ortalama bir takım olmadık hep ortalamanın üstündeydik. Hedefsiz kaldığımız zamanlar pek olmadı diyebiliriz. Düşme tehlikesini ciddi anlamda hissettiğimiz zamanlarda bile ligin sonlarına doğru Play Off'u kovaladık. Ve mutlu son 6 sene sonra geldi...

Yıl 2005... Bir mucize şampiyonluk öyküsü. 18 maç üstüste kazanılmış şampiyon olunmuş tüm futbolcular tatile çıkmış... Bir karar açıklanır Orduspor'un şampiyonluğu geri alınır. Önümüzde bir maç vardır tekrar oynanacak. Beraberlik bile yetmeyecektir. Samsun'da oynanan şampiyonluk maçında Eskişehir karşısında bir yıkımı yaşamadık. Attığımız 4 golle aynı sezon içinde 2. kez şampiyon olduk. Sorsanız rengimizi bile bilmeyecek insanlara artık kendimizi daha da tanıtabilecektik bir üst ligde. Oysa bu takım 8 sene şimdinin Süper Lig'in de oynamıştı kim hatırlar? Ben daha dünyada yokmuşum...

Orduspor'umu ilk defa televizyondan izleme fırsatını o sene yakalamıştım. 1. Lig'in ilk kaymağı olsa gerek. Sivasspor bir Cumhuriyet Turnuvası düzenler İstanbul'da. Show Tv verir maçı, ne değişik duyguymuş. Daha 1. dakikada hafızam beni yanıltmıyorsa Volkan'ın golüyle 1-0 öne geçtiğimiz Sivas'a karşı 4-1 gibi bir skorla kaybediyorduk. Volkan'da takımın o sezonki yeni oyuncularından biri. Tıpkı Aydın Tuna gibi İlhan Var gibi Serkan Tanrınıan gibi Serkan Turhan Erkan Ergün gibi. Gerçi Erkan Ergün'ün ismi son zamanlarda pekte güzel haberlerle anılmıyor.İskelet kadroyu bozmayan Orduspor'umuzun o sene yaptığı transferler birçok kesim tarafından yetersiz bulunmuş ve ligin en büyük düşme adaylarından birisi olmamıza neden olmuş gözlerinde. Bu takımın güzel işler yapabileceğine bizden başka kimsede inanmıyordu belkide. Eskişehir maçlarından gelen 6 maçlık seyircisiz oynama cezası ise Ordu'da bu takımı lig başladıktan 3 ay sonra göreceğimizin habercisiydi, büyük bir dezavantajdı tabi. E lig başlasın o zaman... Ağustos ayının son günlerinde, 1. Lig'in ilk maçını, bir önceki sezon Süper Lig'e veda eden Akçaabat Sebatspor ile oynuyoruz. Akçaabat Fatih Stadyumu, Türkiye'nin en güzel en doğal manzaraya sahip stadyumudur belkide. Stadyumun altından geçen yoldan, arabaların üstüne hiç mi top düşmedi hep merak etmişimdir. 1. Lig maceramızın ilk maçında ilk 11 başlayan oyuncularımıza göz atalım kimler geldi kimler geçti zamanı olsun. O dönemde Gökhan'lar diyarı olan Orduspor'umuz Akçaabat maçında sahaya 3 Gökhan ile çıktı. Serkan Tanrınıan-Kasım Aras-Cumhur Akbay-Gökhan Günay-Volkan Başyurt-Gökhan Kolomoç-İlhan Var-Gökhan Gündüz-Serkan Turhan-Bülent Güler-Murat Aktaş...
1-0 geriye düştüğümüz maçı 2-1 kazanmayı bilmiştik Trabzon'da. 1. Lig'in ilk golünü şimdi Samsunspor ile Süper Lig'e çıkan Ufuk Bayraktar'dan yemiştik. 6 senenin başlangıç golunü ise 45. Murat Aktaş atmıştı bizim adımıza. O maçta Akçaabat ile ilk 11 başlayan Emre Aygün, yakın dönemde Orduspor'umuzun formasınıda giymişti...

Sezona genel itibariyle beklediğimizden iyi başlamıştık. Kendi sahamızda seyircisiz oynamanın ceremesini çok çekiyorduk ve kendi sahamızda sıkıntılar yaşıyorduk. Kupada 2. Lig takımı Pazarspor'a 3-0 kaybetmenin hüznünüde yaşadık o dönemde... Ligde ilk mağlubiyetimizi İstanbul Belediye'ye karşı aldık. Kendi sahamızda yaşadığımız sorunlardan bahsettik ya. Erken bir gol yedik Ordulu İbrahim Parlayan'ın ayağından. Yediğimiz golü çıkartamayınca 4. hafta sonunda hem galibiyet hem beraberlik hem de mağlubiyetle tanıştık. 5. haftada Karşıyaka deplasmanında son dakikalarda yenilen golle alınan mağlubiyet, 6. haftada her ne kadar izleyemesekte maçtan sonra bizim tarafın inanılmaz derecede hakemden şikayetçi olduğu ve hakeme rağmen 2-0'dan 2-2'ye getirdiklerine inandıkları bir Antalya maçıyla birlikte gelen beraberlik. 18 maç üstüste galibiyetle gelen şampiyonluk sonrası ardarda bu kadar maç kazanamamayı unutmuştuk. Lig içinde sıradan bir takım oluyorduk belkide?

2 yorum:

  1. murat aktas senin icin sayfalarca yazi yazabilirim belki de evet yazarim sen ki olmadik yerde golu yapan kolayi kaciran zoru seven insani hayata kusturen bir forvet,erkan bursa cengaveri,kolomac adam gibi adam volkan basyurt ayrilisi bir huzun bulentin islemeyen harika sol ayagi,kasimin gulec yuzu ve niceleri...

    YanıtlaSil
  2. O değil de Serkan Turhan ne güzel golcüydü yahu...

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Yorumlarınız bizim için önemli...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...